Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2008/6515 E. 2008/10718 K. 17.07.2008 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2008/6515
KARAR NO : 2008/10718
KARAR TARİHİ : 17.07.2008

MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
ASLİ MÜDAHİL : ……

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil ile elatmanın önlenmesi davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R

Kadastro sırasında … bulunan 342 parsel sayılı 7210,00 m² yüzölçümündeki taşınmaz, belgesizden kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle tarla niteliğiyle Naile … adına tespit edilmiş, 01.08.1969’da satışla davalı adına tapuya kaydedilmiştir. Davacı … Yönetimi bölgede 2000 yılında yapılan kadastro çalışmaları sırasında taşınmazın bir kısmının orman olarak tespit edildiği iddiasıyla dava açmış,davalının bu kısma yönelik müdahalesinin enlenmesini istemiştir. Hazine vekili 10.12.2007 tarihli dilekçesiyle parselin 2/B alanında kalan kısmının iptali ve Hazine adına tescili istemiyle asli müdahale talebinde bulunmuştur.Mahkemece; davanın kabulüne ve taşınmazın krokide A ile gösterilen 971,11 m²’lik kısmının davalılar adına olan tapu kaydının iptali ile orman niteliğiyle Hazine adına, B ile gösterilen 837,77 m²’lik kısmının ise 2/B niteliğiyle Hazine adına tesciline ,davalının söz konusu yere müdahalesinin önlenmesine karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, tapu iptal ve tescil ile elatmanın önlenmesi davasıdır.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 3116 Sayılı Yasaya göre yapılan orman kadastrosu 1939 yılında, 2000 yılında başlayan 6831 Sayılı Yasanın 2/B madde uygulamaları ise 01.05.2006’da kesinleşmiştir.
Medeni Yasa mülkiyet hakkının doğumunu nedene (illete) bağlı bir hukuksal işlem olarak kabul etmiştir. Medeni Yasanın sistemine göre; tescilin geçerli olabilmesi ve mülkiyet hakkının doğması için geçerli bir hukuksal nedene dayanması zorunludur. Geçerli bir hukuksal nedene dayanmayan tescil işlemi yolsuz tescil niteliğini taşır ve her zaman iptali istenebilir (Hukuk Genel Kurulunun 30/5/2001 gün ve 2001/1-464-470 sayılı ve 19.02.2003 gün 2003/20-102-90 S.K.).
Yolsuz tescille ayni hak kazanılmış olmaz (………… Hukuku 5.bası 1998 s.141).
Öte yandan, doğal … ve kaynak niteliğindeki ormanların, özel mülkiyet konusu olmasına yasal olanak yoktur. Bu tür yerler hakkında gerçek kişiler adına sicil oluşturulması da taşınmazın özde kamu malı olma niteliğini değiştiremez. (Yargıtay 1.H.D. 11/9/1989 gün ve 1989/8162-9365). Öncesi itibarıyla orman olan ve yapılan orman tahdidinde herhangi bir nedenle orman tahdit sınırı dışında gösterilen yerin zilyetlikle veya tapu ile kazanılması mümkün olmadığı gibi, tüm ormanlar 4785 Sayılı Yasa ile devletleştirilmiş olup,

5658 Sayılı Yasaya göre yapılmış bir iade de söz konusu olmadığından, eski tapulara da değer verilemez.
Somut olayda; dava konusu taşınmaz, 1951 yılında kadastroca belgesizden kişi adına tespit edilmiş,1969 yılında da satışla davalı … adına tapuya kaydedilmişse de , bölgede 1939 yılında yapılarak kesinleşen orman kadastrosuna göre taşınmazın davaya konu krokide A ve B ile gösterilen kısımlarının orman alanı içinde kalması nedeniyle öncesi orman olan bu bölümler yönünden davalı adına oluşturulan tapu kaydı, yolsuz tescil niteliğinde bir kayıttır. Özde kamu malı olan taşınmazın özel mülk olarak tescil edilmesi sahibine mülkiyet … kazandırmaz. H.G.K.’nun 21.02.1990 gün ve 1989/1-700-101 ve 18.10.1989 gün ve 1-419/528 sayılı kararlarında kabul edildiği gibi, bu tür taşınmazlarda M.Y.’nın 1023 (931) maddesinde yazılı tapuya güven ilkesi ve 3402 Sayılı Yasanın 12/3. maddesinde yazılı 10 yıllık hak düşürücü süre de uygulanmaz. O halde, başlangıçtan itibaren geçersiz olan kaydın iptaline ilişkin hüküm yenilik doğuran (inşai) bir hüküm olmayıp, mevcut durumu saptayıp hukuksallaştıran, açıklayıcı (izhari) bir hükümdür. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 19/02/2003 gün ve 2003/20-102 Esas ve 2003/90 Karar sayılı ilamı). Bu nedenle; mahkemece davanın kabulüne karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalının temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine 17.07.2008 karar verildi.