YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2008/6153
KARAR NO : 2008/8368
KARAR TARİHİ : 05.06.2008
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı … tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne, duruşma isteminin yeterli pul eklenmediğinden reddine karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı Hazine, davalılar adına tapuda kayıtlı olan … Köyü 110 ada 20 parsel sayılı 1697.02 m2 yüzölçümündeki taşınmazın 2/B madde uygulaması ile Hazine adına orman sınırları dışına çıkarıldığı konusunda tapu kaydı üzerinde şerh bulunduğundan çıkartılan bölümün tapu kaydının iptali ile Hazine adına tapuya tescilini istemiştir. Mahkemece her ne kadar Hazinenin taraf olduğu … Arazi Kadastro Mahkemesinin 19.09.1955 gün ve 1953/204-287 sayılı dosyasında Hazine tarafsa da, yörede 4785 Sayılı Yasa hükümleri gözetilerek yapılmış bir orman kadastrosu bulunmadığı, çekişmeli taşınmazın 3116 Sayılı Yasa hükümlerine göre yapılan orman kadastrosu sınırları içinde bırakıldığı ve 1744 Sayılı Yasa ile değişik 6831 Sayılı Yasanın 2. madde uygulamasıyla Hazine adına orman sınırları dışına çıkarıldığı, eski tarihli haritalarda orman olarak nitelendirildiği, öncesi orman sayılan yerlerden olduğunun belirlendiği gerekçesiyle davanın kabulüne ve çekişmeli parselin tapu kaydının iptaliyle Hazine adına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm davalı … tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, öncesi orman olan ve nitelik kaybı nedeniyle 6831 Sayılı Yasanın 2. maddesi uygulaması sonucu orman rejimi dışına çıkartılan sahada kalan taşınmazın tapu kaydının iptali ile tesciline ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde dava tarihinden önce 1941 yılında yapılıp kesinleşen orman kadastrosu bulunmaktadır. Daha sonra 1981 yılında yapılıp 1982 yılında kesinleşen aplikasyon ve 1744 Sayılı Yasa ile değişik 6831 Sayılı Yasanın 2. madde uygulaması, 1989 yılında yapılıp kesinleşen aplikasyon ve 3302 Sayılı Yasa ile değişik 6831 Sayılı Yasanın 2/B madde uygulaması vardır.
Toplanan deliller, uzman bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamından çekişmeli taşınmazın yörede 1952 yılında yapılan arazi kadastro çalışmalarında 113 sayılı parsel olarak 19.280 m2 yüzölçümüyle Devlet Üretme Çiftliği Genel Müdürlüğü adına tesbit edildiği, … Arıcan ve … İlhan tarafından kadastro tespitine itiraz davası açıldığı, Devlet Üretme Çiftliğinin Bakanlık kararı ile Hazineye devredilmesi nedeniyle Hazinenin H.Y.U.Y.’nın 186. maddesi gereğince davalı sıfatı ile davada yer aldığı ve … Gezici Arazi Kadastro Mahkemesinin 19.09.1955 gün 1953/204 – 287 sayılı kararı çekişmeli 113 sayılı parselin (bu parsel, ifraz ve yenileme sonucu 110 ada 20 – 21 (77-78) sayılı parseller olmuştur) hem davalı Devlet Üretme Çiftliğine ait Nisan 1940 tarih 11 ve hem de davacıların dayandıkları Şubat 1324 tarih 11 nolu sicilden gelen aynı tarih 13 nolu tapu kapsamında kaldığı, parselin batısında
değirmen olan bölümünün davacı … İlhan tarafından … Arıcan’a satıldığı, davalı Devlet Üretme Çiftliğinin zilyetliğinin bulunmadığı gerekçeleri ile davanın kabulü ile … bilirkişi raporunda gösterilen (A) harfli 1360 m2 lik bölümün … Arıcan adına, (B) harfli 17.920 m2’lik bölümün, … İlhan mirasçıları adlarına tapuya tesciline karar verildiği ve hükmün temyiz edilmeden kesinleştiği anlaşılmaktadır.
Sözü edilen … Gezici Arazi Kadastro Mahkemesinin 19.09.1955 gün 1953/204 – 287 sayılı kararında, çekişmeli taşınmazın orman olup olmadığı hususunda nitelik incelemesi yapılmadan, gerçek kişilerin tutunduğu tapu kaydı kapsamını belirlemek ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği koşulları yönünden inceleme yapılmış olması nedeniyle, dava nedeni ve farklı olduğundan, sözü edilen karar, somut olayda Hazine aleyhine kesin hüküm oluşturmaz. Şöyle ki; Devlet Üretme Çiftliğinin, Bakanlar Kurulu kararı ile Hazineye devredilmesi nedeniyle, Gezici Arazi Kadastro mahkemesi dosyasında Hazine davalı sıfatıyla yer almış ve Devlet Üretme Çiftliği Genel Müdürlüğü adına kayıtlı tapuya dayanmıştır. Temyize konu bu davada ise Hazine çekişmeli parselin, 1941 yılında kesinleşen orman sınırı içindeyken, 1744 Sayılı Yasa ile değişik 6831 Sayılı Yasanın 2. Madde uygulamasıyla 1981 yılında Hazine adına orman rejimi dışına çıkartılması nedeniyle tapu kaydının iptalini istemektedir. Bu nedenle; ortada kesin hüküm bulunduğu kabul edilemez (H.G.K.nun 23/06/1990 gün 1/220- 319 ve 04/03/1992 gün 14-610-15/ ve 22/04/1992 gün 14/136-263 ve 05/02/1992 gün 6/617-43 sayılı kararı). Devlet Üretme Çiftliğini temsilen davalı sıfatıyla davada taraf olan Hazine taşınmazın orman olduğu savunmasında bulunmamış, mahkemenin kabulünün aksine ne 1941 yılında 3116 Sayılı Yasa hükümlerine göre yapılan orman tahdit hattı ve ormana ait tapu kaydı uygulanmış ne de 4785 sayılı yasaya göre herhangi bir uygulama ve araştırma yapılmamış, taraflar bu konuda herhangi bir iddia ve savunmada bulunmamışlardır. İki davada dayanılan hukuki vakıalar farklıdır. H.G.K.nun 17/11/1973 gün ve 1971/9-762-901 ve 12/06/1991 gün 1991/4-234-352 ve 03/11/2004 gün ve 2004/18-545-573 sayılı kararlarında da kabul edildiği gibi “önce görülen davada hakkında olumlu ya da olumsuz bir karar verilmeyen istek hakkında, … dava açılabilir. Önceki dava sonradan açılan dava için kesin hüküm olmaz.”.
Mahkemece yapılan inceleme sonucunda çekişmeli taşınmazın yörede 3116 sayılı yasa gereğince yapılan orman kadastro çalışmasında orman sınırları içinde kaldığı ve daha sonra 1979 yılında yapılan ve 1981 yılında kesinleşen aplikasyon, 2.madde uygulamalarında ise orman sınırları içinde kalan bölümün 2.madde uygulaması ile Hazine adına orman sınırları dışına çıkarıldığı uzman bilirkişilerce saptandığı gibi, bu durum mahkemenin de kabulündedir.
Mahkeme Gezici Arazi Kadastro Mahkemesinin 19/09/1955 gün ve 1953/204 – 287 sayılı kararında 113 numaralı kadastro parselinden ifrazen oluşan çekişmeli 110 ada 20 sayılı parsel, 3116 Sayılı yasaya göre yapılan tahdit hattının uygulandığını gerekçe göstermişse de, sözü edilen dosyada 3116 Sayılı Yasa hükümlerine göre yapılan orman kadastro sınırı uygulanmamış, 133 sayılı parselin 4785 SayılıYasa hükümlerine göre devletleşen yerlerden olup olmadığı yönünde inceleme yapılmamıştır.
Bu durumda; öncesi 133 sayılı kadastro parseli olan ve hukuki durumları aynı olup Hazine tarafından aynı nedenle dava konusu edilen 110 ada 20 sayılı parsele ait Mahkemenin 26/03/2007 gün ve 2006/217-96 (Dairenin 2007/14807) sayılı kararında Hazinenin davasının kabulüne karar verildiği halde, 110 ada 77 sayılı parsele ait mahkemenin bir gün sonra verdiği 27/03/2007 gün ve 2006/205-111 (Dairenin 2007/14803) ve yine 110 ada 78 parsele ait mahkemenin 27/03/2007 gün ve 2006/235-106 (Dairenin 2007/14485) sayılı kararlarında Hazine davası ret edilerek çelişkiye düşülmüştür. Bu üç dava dosyasında bilirkişiler, memleket haritası ve … fotoğraflarını uygulayarak verdikleri raporlarda 1941 yılı tahdidi içinde kalan taşınmazların 1941 yılında orman kadastro sınırı içine alınmadan önce de orman olduğunu dolayısıyla tapu kaydının 4785 Sayılı Yasa karşısında da geçerliliğinin bulunmadığını bildirmişlerdir. Çekişmeli taşınmaz 1941 yılında yapılıp kesinleşen ve Hazine adına Nisan 1947 tarih 19 numarada Hazine adına tescil edilen orman kadastrosu sınırları içinde iken, bu olgu gözönünde bulundurulmadan yörede 1952 yılında yapılan arazi kadastrosunda o tarihte kesinleşen orman sınırı ve orman tapusu sınırı içinde bulunan yer için … Bey oğlu …
adına kayıtlı 6 dönüm yüzölçümlü, Doğusu, Darı Alanı; Batısı ve Güneyi, yol; Kuzeyi, … Caddesi olan Şubat 1324 tarih 13 numaralı tapu kaydı ile Devlet Üretme Çiftliği Genel Müdürlüğü adına olan 27,879 m2 yüzölçümlü, Doğusu ve Kuzeyi, …; Batısı, Kovanlık ve Yol; Güneyi, Günlüklü … okuyan, Nisan 1940 tarih 41 numaralı tapu kayıtları revizyon gösterilerek Devlet Üretme Çiftliği adına 133 parsel sayısı ve 19.280 m2 yüzölçümü ile tesbit tutanağı düzenlenmiş, Şubat 1324 tarih 13 nolu tapu maliki … mirasçısı … İlhanın kadastro mahkemesinde açtığı davaya … Arıcan’ın katılması sonucu “her iki tapu kaydının da taşınmaza uyduğu, ancak Devlet Üretme Çiftliği Genel Müdürlüğünün zilyetliğinin bulunmadığı, parselin batı bölümünün … İlhan tarafından … Arıcan’a haricen satıldığı” gerekçesiyle taşınmazın orman olduğu yada olmadığı konularında herhangi bir araştırma ve soruşturma yapılmadan 133 sayılı parselin 1360 m2 bölümünün müdahil Razaman Arıcan 17.920 m2’lik bölümünde … İlhan ve müşterekleri adına tesciline karar verilmiş ve Devlet Üretme Çiftliğini temsilen Hazinenin bu kararı temyiz etmemesi üzerine kesinleşen karar gereği, 133 sayılı kadastro parseli önce 135- 136 sayılı parsellere ifraz edilmiş, daha sonra pafta yenilemesi sırasında 135 sayılı parsel 110 ada 20, 136 sayılı parsel 110 ada 21 parsel sayılarını almış ve sonra da 21 sayılı parsel 77 ve 78 sayılı parsellere ifraz edilmiştir.
Çekişmeli taşınmaz 1941 yılı orman kadastrosu ve dayanağı Nisan 1947 tarih 19 nolu tapu kaydı kapsamında iken 1981 yılında 6831 Sayılı Yasanın 1744 Sayılı Yasa ile değişik 2. maddesi gereğince Hazine adına orman rejimi dışına çıkartıldığı ve işlemin kesinleştiği, eski tarihli haritalarda orman olarak nitelendirildiği belirlendiğine, bu konu mahkemenin de kabulünde olduğuna,
1) Evvelce sınırlaması yapılan ve fakat 2. maddenin 1. fıkrası hükümlerine uymadığı (Öncesi orman olup da nitelik kaybı nedeniyle 2/1. madde gereğince orman sınırı dışına çıkartılan yere ait tapu kaydının oluşumu yolsuz tescil niteliğinde olduğundan ve 4785 Sayılı yasa karşısında geçerliliği bulunmadığından öncesi orman olan yer, orman niteliğini kaybetmesi nedeniyle orman rejimi dışına çıkartılması halinde mülkiyeti tekrar tapu sahiplerine intikal etmeyeceğinden,) yani hiç bir zaman orman olmadığı halde yanlışlıkla orman sınırı içine alındığı Orman Bakanlığı veya vaki müracatlar üzerine anlaşılarak orman sınırının düzeltilmesi ile orman sınırı dışına çıkartılması,
2) İlk orman kadastrosunun itirazsız kesinleşmesi,
3) Dayanılan tapu kaydının orman kadastrosunun kesinleştiği tarihten daha eski tarihli olması,
4) Dayanılan tapu kaydı maliki ile davacılar arasında akdi ya da ırsi bağlantı bulunduğunın kanıtlanması,
5) Tapu kaydı miktar fazlası hiç bir zaman kayıt kapsamında kabul edilemeyeceği ve öncesi bütün olan tüm parseller göz önünde bulundurularak 3402 Sayılı Yasanın 20/c maddesi gereğince tapu kaydına yüzölçümüne değer verilerek kapsam belirleneceğinden dayanılan tapu kaydının cinsi, sınırları ve yüzölçümüyle dava konusu taşınmazı kapsaması ve bu koşulların tümünün birlikte mevcut olması halinde 1744 Sayılı Yasa ile değişik 2/2 maddesi gereğince orman sınırı dışına çıkartılan taşınmazların mülkiyetinin tekrar tapu sahiplerine intikal edebileceği, taşınmazların öncesinin orman sayılan yerlerden olması nedeniyle 3116 Sayılı Yasa hükümlerine göre orman olarak sınırlandırıldığı, bu nedenle tapu sahibi adına orman sınırları dışına çıkarıldığından söz edilemeyeceği, taşınmazın Hazine adına orman sınırları dışına çıkarıldığının kabulü gerekeceği gözetilerek davanın kabulü yolunda hüküm kurulmasında isabetsizlik bulunmadığından, davalı gerçek kişinin yerinde olmayan tüm temyiz itirazlarının
reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz eden gerçek kişiye yükletilmesine 05/06/2008 günü oybirliği ile karar verildi.