YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2008/6071
KARAR NO : 2008/10695
KARAR TARİHİ : 17.07.2008
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tapu kaydının iptali ve tescil davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı Hazine, 22.10.2004 tarihli dilekçesiyle, … Köyü (Mahallesi) 27449 ada 1 sayılı parselin, 1947 yılında yapılıp kesinleşen orman kadastro sınırları içerisindeyken, 1988 yılında yapılan ve kesinleşen 3302 Sayılı Yasanın 2/B madde uygulaması sonucu Hazine adına orman sınırları dışına çıkartıldığını, taşınmazın kesinleşen orman sınırları içinde olduğu göz önünde bulundurulmadan dava konusu parselin davalı kooperatif adına tapuya kayıt edildiğini, hukuki dayanaktan yoksun ve yolsuz tescil niteliğindeki davalı adına olan bu tapu kaydının iptalini ve Hazine adına tescilini istemiştir. Mahkemece davanın KABULÜNE karar verilmiş, hüküm davalı Kooperatif tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava kesinleşen orman kadastro sınırları içindeyken yine kesinleşen 2/B madde uygulaması sonucu Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan taşınmazın tapu kaydının iptal ve tesciline ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde dava tarihinden önce 1946 yılında yapılıp kesinleşen orman kadastrosu bulunmaktadır. Daha sonra 7 numaralı orman kadastro komisyonuna bağlı 4 numaralı ekipçe yapılıp 24.03.1976 tarihinde, itirazların incelenmesiyle sonuçları 7 numaralı komisyonca 06.04.1983 tarihinde ilan edilerek dava tarihinden önce kesinleşen aplikasyon ve 1744 Sayılı Yasa ile değişik 6831 Sayılı Yasanın 2. madde uygulaması (bu uygulama idare mahkemesince iptal edilmiştir.) ve 1988 yılında yapılıp, 15.06.1989 tarihinde ilan edilen ve dava tarihinden önce kesinleşen aplikasyon ve 3302 Sayılı Yasa ile değişik 6831 Sayılı Yasanın 2/B madde uygulaması vardır.
Arsa niteliğindeki ve 11287 m2 yüzölçümündeki çekişmeli parsel tapuda davalı adına kayıtlı olup, genel kadastroda 1947 yılı orman kadastro sınırları içinde olduğu için tapulama dışı bırakılan ve ihdasen … Belediyesi adına tapuya tescil edilen 331 sayılı parsel ile arazi kadastrosunda gerçek kişi adına tesbit edilen 70 sayılı kadastro parselinin tevhit ve ifrazıyla oluşan 7447 ada 1 sayılı parselden ifraz ve tevhitler ile oluşan sırasıyla 7444 ada 2, 7444 ada 5 sayılı parselden 2981 Sayılı Yasa hükümlerine göre tevhit ve ifraz suretiyle oluşturulmuştur.
İncelenen dosya kapsamına kararın dayandığı gerekçeye ve kesinleşmiş orman kadastro haritasının uygulanmasına dayalı araştırma, inceleme ve keşif sonucu düzenlenen uzman orman bilirkişi raporuyla, dava konusu taşınmazın 1946 yılında 3116 Sayılı Yasaya göre yapılan ve 1947 yılında kesinleşen orman tahdidinde, orman sınırları içinde bırakıldığı, 1952 yılında çalışma yapan makiye ayırma komisyonu, yasanın öngördüğü kişilerden oluşmayıp, yasaya ve yönetmeliğe aykırı çalışmalar yapsa da, bu komisyonca dahi muhafaza makisi olarak saptandığı, 1976 yılında 1744 Sayılı Yasanın 2. maddesi ile Hazine adına orman sınırları dışına çıkartılmışsa da, Orman Yönetiminin açtığı dava sonunda, İdare Mahkemesinin 15.01.1987 gün ve 1985/711-17 sayılı kararı ile orman niteliğini kaybetmediği ve devlet ormanları ile çevrili olduğundan bu işlemin, iptaline karar verildiği, daha sonra 15.06.1989 tarihinde ilan edilerek kesinleşen 3302 Sayılı Yasa ile değişik 6831 Sayılı Yasanın 2/B madde uygulaması ile Hazine adına orman sınırları dışına çıkartıldığı belirlenip, çekişmeli parselin ifraz edildiği 7444 ada 2 sayılı parselin … Asliye 6. Hukuk Mahkemesinin 19.12.1996 gün ve 1995/407-1070 sayılı kararı ile orman sınırları içinde kaldığı belirlenip, Orman Yönetiminin davasının kabulüne ve orman niteliğiyle Hazine adına tesciline karar verilen ve ekli fin bilirkişi krokisinde (B) ile gösterilen 5569 m2 bölümünün tapu kaydının iptaline ve orman niteliğiyle Hazine adına tapuya tesciline ilişkin kararının, Hazine aleyhine kesin hüküm oluşturmayacağı gibi, bu kararın dayanağı bilirkişi rapor ve krokisi ile 7444 ada 2 sayılı parselin diğer bölümünün kesinleşmiş 2/B madde uygulamasıyla Hazine adına orman sınırları dışına çıkarıldığının belirlendiği, Hakem sıfatıyla … Asliye 2. Hukuk Mahkemesinin 19.12.1991 gün ve 1988/904-1991/997 sayılı kararını verdiği tarihteki 3303 Sayılı Yasa hükümlerine göre Hakem tarafından tapu iptal tescile ilişkin karar verilemeyeceği, esasen davanın açıldığı 21.09.1988 tarihinde taşınmazın kesinleşmiş orman kadastrosu sınırları içinde olduğu, 15.06.1989 tarihinde ilan edilen, 6831 Sayılı Yasanın 2/B madde uygulaması daha kesinleşmediğinden, Hazinenin yanında orman Yönetiminin de davalı sıfatıyla davada yer alması gerekirken sadece Hazine ve Belediye arasında davanın görüldüğü, gibi dava nedeni ve tarafların farklılığı nedeniyle bu karar Hazineyi bağlamayacağı, 2896 ve 3302 Sayılı Yasa ile değişik 6831 Sayılı Yasanın 2/B maddesi gereğince, orman rejimi dışına çıkarma işlemi sadece Hazine adına yapılacağından, bu tür yerlerin kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla da edinilemeyeceği, orman ve orman rejimi dışına çıkartılan yerlerde 2981 ve 3194 Sayılı Yasa uygulaması yapılacağı konusunda hiç bir yasa hükmü bulunmadığı, aksine 3194 Sayılı İmar Yasasının 4. Maddesindeki “… diğer özel yasalar ile belirlenen veya belirlenecek olan yerlerde, bu (imar) yasanın özel yasalara aykırı olmayan hükümleri uygulanır” hükmü ve 2981 Sayılı Yasanın 3290 Sayılı Yasa ile değişik Geçici 2. Maddesinin (e) bendi hükmünü iptal eden Anayasa Mahkemesinin 27.09.1995 gün ve 1995/13-51 Sayılı kararı ve H.G.K.’nun 07.12.1997 gün ve 1997/1-655-1003 Sayılı kararı ile kabul edilen “… kamu malı niteliğini kazanan bir taşınmazın imar uygulamasına tabi tutularak özel mülkiyete dönüştürmeye idari mercilerin yetkileri yoktur. Başka bir anlatımla, idari mercilerin yasadan kaynaklanan bir yetkileri bulunmayan konularda aldıkları kararlar yok hükmünde olup, buna dayanan tescil de M.Y.’nın 1024.(932.) maddesi gereğince yolsuz tescil niteliğinde olduğu” Anayasanın 169 ve 170. maddelerindeki 2924 Sayılı Yasada ve 3402 Sayılı Yasanın 16/D maddesinde özel olarak düzenlenen Devlet Ormanları ve nitelik kaybı nedeniyle orman rejimi dışına çıkartılan yerler özel yasalarına tabi olduğu, H.G.K’nun 24.03.1999 gün 1999/1-170-167 ve 21.02.1990 gün 1989/1-700-101 kararlarında belirtildiği gibi, aslında özel mülkiyete konu olmayan taşınmazlar her nasılsa tapuya tescil edilmiş olsa
bile, bu durum taşınmazın niteliğini değiştirmeyeceğinden tescil işlemi yok hükmünde olacağı, bu tür taşınmazlar hakkında M.Y.’nın 1023. (931.) maddesinde belirtilen iyi niyetle iktisap iddiasında bulunulamayacağı, yasalarımız nasıl oluşursa oluşsun, yanlış ve yolsuz tescillere dayalı olarak tapu sicilinde yapılacak değişiklikleri öngören iptal davaları görevini Adliye Mahkemelerine verdiği (M.Y.- Md. 1025.(933)), H.G.K.’nın 21.02.1990 gün 1989/1-700-101 sayılı, 05.05.1999 tarih 1999/1-302 Esas 1999/258 K. aynı tarih 1999/1-304 Esas 1999/260 K. ve 30.06.1999 tarih 1999/1-544 Esas 1999/561 Karar Sayılı ilamlarında kabul edildiği gibi, Hazinenin devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yer iddiası ile açacağı iptal davaları 3402 Sayılı Yasanın 12/3 maddesindeki 10 yıllık hak düşürücü süreye tabi olmadığı gözetilerek, davanın kabulüne karar verilmesinde isabetsizlik bulunmadığına göre, yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarını reddiyle usul ve yasaya uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine 17/07/2008 günü oybirliğiyle karar verildi.