YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2008/5804
KARAR NO : 2008/10797
KARAR TARİHİ : 18.07.2008
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescili davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı … 14.12.2004 tarihli dilekçesiyle, … Köyü 2501 sayılı parselin yörede 1942 yılında yapılıp kesinleşen … kadastro sınırları içinde kaldığını, davalılar adına olan tapu kaydının iptalini ve … niteliği ile Hazine adına tescilini istemiştir. Mahkemece davanın KABULÜNE, çekişmeli parselin tapu kaydının iptaline ve … niteliğiyle Hazine adına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm davalı gerçek kişi tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, kesinleşmiş … kadastrosu sınırları içindeki taşınmaz için kadastro yoluyla oluşturulan tapu kaydının iptal ve … niteliğiyle tesciline ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde tesbit tarihinden önce 1942 yılında yapılıp kesinleşen … kadastrosu bulunmaktadır. Daha sonra ilk tahditin aplikasyonu ve sınırlandırması Yargıtay 2. Hukuk Dairesi Başkanın hakem sıfatıyla verdiği karar ile iptal edilen ormanların kadastrosu 1976 yılında yapılıp ekip çalışmaları 15.09.1976 tarihinde, itirazları inceleyen 7 numaralı … Kadastro Komisyonu işlemleri ise 09.12.1976 tarihinde ilan edilmiştir. 36 numaralı … kadastro komisyonunca 1988 yılında aplikasyon, sınırlandırması yapılmamış ormanların kadastrosu ve 3302 Sayılı Yasa ile değişik 6831 Sayılı Yasanın 2/B madde uygulaması yapılıp 15.06.1989 tarihinde ilan edilmiştir.
… Köyünde 1952 yılında çalışan I ve 2 numaralı makiye ayırma komisyonları, 5653 Sayılı Yasa ile değişik 3116 Sayılı Yasanın 5. maddesinde öngörülen kişilerden oluşmadığından kuruluşu yasaya uygun olmadığı gibi, yönetmelik hükümlerine de aykırı oluşturulduğu, ayrıca bu komisyonun, yasa ve yönetmelik hükümlerine aykırı çalıştığı, zemine uygulama imkanı olmayan ölçeksiz kroki niteliğinde bir harita düzenlediği, yasaya aykırı kurulan komisyon tarafından yasaya aykırı olarak makiye ayrılan yerler için … tevzi işlemleri de yapılmadığı, 22.03.1996 tarih 5/1 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı ile “5653 Sayılı Yasayla değişik 3116 Sayılı Yasanın 1-e maddesi uyarınca kurulan … tespit komisyonlarının yasal ve yaptıkları işlemlerinde geçerli olduğu ve makiye ayrılan yerlerde özel yasalar uyarınca oluşturulan tapulara değer verilmesi gerektiği” kabul edilip, davalı tarafın özel yasalar uyarınca oluşturulmuş tapu kaydının bulunmaması, makiye ayırma komisyonunun yasanın öngördüğü gibi kurulmaması ve yasaya uygun çalışmaması nedeniyle, bu komisyonun yaptığı makiye ayırma işlemlerine ve özel yasalar uyarınca oluşturulan tapu kayıtları dışında kalan başka tapu kayıtlarına ve zilyetliğe hukukça değer verilemeyeceği, 1942 yılında kesinleşen … kadastrosu ile belirlenen … sınırlarını değiştirmeye hiç bir merci ve makamın yetkili
olmadığı, Makiye ayırma komisyonlarına da yasa ve yönetmelikte hiçbir şekilde böyle bir yetki verilmediğinden, kesinleşen … kadastrosu sınırları içindeyken, yasa ve yönetmeliğe aykırı olarak makiye ayrılan taşınmazların, hukuken … olduğunun kabul edilmesinin zorunlu olduğu, 5653 Sayılı Yasanın 4. maddesindeki “Bu yasa yayımı tarihinde yürürlüğe girer” hükmü gereğince, yasanın geriye yürümeyeceği, yerleşik Yargı kararlarıyla “Yasaların geriye yürümeyeceği ilkesi” nin kabul edildiği, yasanın ve yönetmeliğin hiç bir maddesinde Yasanın yürürlüğünden önce kesinleşen … sınırları içinde kalan alanların makiye ayrılacağı konusunda da hiçbir hüküm bulunmadığı, bu nedenle 5653 Sayılı Yasa ile değiştirilen 3116 Sayılı Yasanın 1-e maddesinin de, yasanın yürürlük tarihinden sonra yapılacak … kadastro işlemlerinde uygulanması gerekeceği, bir arazi parçasının kadastro yoluyla ya da başka bir amaçla düzenlenmiş haritası varsa, o arazide sonradan yapılacak ifraz ve değişiklik işlemlerinin o araziye ait harita üzerinde gösterilip işaretlenmesinin; kadastro tekniğinin, aklın ve mantığın gereği olduğu, 3116 Sayılı Yasa hükümlerine göre … kadastrosu yapılan ve kesinleşen ormanların tümünün, tahdit tutanakları ile birlikte 1/10.000 ölçeği ile düzenlenen haritaları bulunduğu halde, yönetmeliğin hiç bir maddesinde … komisyonlarının belirleyeceği makilik sahaların, … kadastro (tahdit) haritaları üzerinde gösterileceği konusunda hiçbir hüküm bulunmadığı, bu yerlerin askeri haritalar üzerinde gösterileceğinin belirtildiği, 5653 Sayılı Yasanın yayımı tarihinde yürürlüğe gireceği hükmü ile yönetmeliğin yukarıda yazılı hükümlerinin birlikte değerlendirilmesinde, … belirleme komisyonlarının … kadastrosu (tahdidi) yapılmamış yerlerde çalışacağının açıkça anlaşıldığı, Anayasa Mahkemesinin 3402 Sayılı Kadastro Yasasının 45. maddesinin iptali konusunda verdiği 01.06.1988 gün 1987/31-13 ve 14.03.1989 gün 1988/35-13 ve 13.06.1989 gün 1989/7-25 sayılı kararlarında ve bir çok ilgili Yargıtay Daire Kararları ve H.G.K. kararlarında açıklandığı gibi, kesinleşen … kadastro sınırları içinde kalan tapu kayıtlarının yasal değerini yitireceği, (HG.K. 1978/778 Sayılı kararı), Y.K.D’nin Ekim 2002 sayısında yayınlanan H.G.K.’nun 27.02.2002 gün ve 2002/1-19-97 sayılı kararı ile “kesinleşen … sınırları içine alınan eski tapu kayıtları yasal değerini yitirdiğinden, o yer makiye ayrılmış olsa bile eski tapu kayıtlarına değer verilemeyeceği” nin kabul edildiği, doğal olarak böyle bir yerde zilyetliğe değer verilmesinin de düşünülemeyeceği, gerek 3116 Sayılı ve gerekse 5653 Sayılı Yasada ve bu yasa gereğince çıkartıldığı kabul edilen yönetmelikte, makiye ayırma işleminin … rejimi dışına çıkarma işlemi, ya da kesinleşen … sınırını daraltma ve değiştirme işlemi olduğu veya olacağı konusunda da hiç bir hüküm bulunmadığı, kesinleşen … sınırı içinde kalan yerlerin niteliği ister tapulu tarla olsun, ister makilik olsun, isterse … içi boşluk, çayırlık olsun, o taşınmaz, 1961 Anayasasının 131/2 ve 1982 Anayasasının 169/2. Maddesindeki “Devlet Ormanları zamanaşımı ile mülk edinilemez” hükmü gereği ve … mülkiyet hukuku ve … ceza hukuku yönünden … sayılan yer olduğundan, böyle bir yere el atıp zilyet olan kişinin eyleminin … yasasının ceza hükümlerine göre suç oluşturacağı, Kişilerin yasalar karşısında suç olan eylemleri kendi yararlarına hukuki bir sonuç doğuramayacağı, kesinleşen … kadastrosu bulunan yerlerde ceza hakiminin, kesinleşen … kadastrosunun, 3116 Sayılı Yasanın 13 veya 6831 Sayılı Yasanın 11/4. maddesinin emredici hükmü gereğince tapuya tescil edilip edilmediğine bakmadan [Medeni Yasanın 715 (E.641) Maddesi hükmüne göre “…yararı kamuya ait mallar, Devletin hüküm ve tarrufu altındadır…. yararı kamuya ait … yerler , kimsenin mülkiyetinde değildir ve hiç bir şekilde özel mülkiyete konu olamaz” ve yine 999 (E.912) Maddesi gereğince “Özel mülkiyete tabi olmayan ve kamunun yararlanmasına ayrılan taşınmazlar, bunlara ilişkin tescili gerekli bir ayni hakkın kurulması söz konusu olmadıkça kütüğe kaydolunmaz” kesinleşen … kadastrosu sınırı içinde kalan taşınmaz parçası hukuken kamu malı … sayılan yer olduğu ve tapu kütüğüne tescil edilmemiş olması taşınmazın hukuken … olma niteliğini ortadan kaldırmayacağı ve kesinleşen … kadastrosu sınırları içinde kalan tapu kayıtları yasal değerini yitireceğinden] sadece … kadastro harita ve tutanaklarını uygulayıp, o yerin … sayılan yerlerden olup olmadığını tesbit ederek, o yer kesinleşen … sınırları
içindeyse, makiye ayrılan yer bile olsa, o yere herhangi bir şekilde el atan kişiyi mahkum etmekte olduğu, H.G.K.’nun 1998/903 Sayılı kararında açıklandığı gibi … sınırlaması kesinleşen yerlerde bir yerin … sayılan yer olup olmadığının sınırlama harita ve tutanaklarının uygulanması sonucu belirleneceği, makiye ayrılmakla o yerin … kadastro sınırları dışına çıkartılmış kabul edilmeyeceği, bu güne kadar Ceza mahkemelerinin ve Yargıtay’ın uygulamasının bu şekilde olduğu, 5653 Sayılı Yasanın, 08.09.1956 tarihinde yürürlüğe giren 6831 Sayılı … Yasasının 117. maddesi ile yürürlükten kaldırıldığı, 5653 Sayılı Yasanın 1/e maddesine paralel nitelikte hüküm getiren, 6831 Sayılı Yasanın 1/j maddesi uyarınca, … Genel Müdürlüğünün 24.12.1959 ve şb 2.2802-1 sayılı teklifi ve Bakanlık makamının 24.12.1965 günlü oluru ile yürürlüğe giren … Tespitine Ait Talimatnameyle, 17.08.1950 tarih ve 2.Şb 9857-203 sayılı tamimle yayınlanan … Yönetmeliğinin yürürlükten kaldırdığı, buna rağmen … Yönetmeliği dayanak gösterilerek 24.12.1965 tarihine kadar ve yine bu tarihten sonra da … Talimatnamesi dayanak gösterilerek makiye ayırma çalışmalarının yapıldığı, 3116 sayılı yasanın 7. maddesi … kadastro komisyonlarının yaptıkları … kadastro işlemlerinin, 6831 sayılı yasanın 11. maddesinde … kadastrosu ve … rejimi dışına çıkarma (2/B) işlemleri sonuçlarının ilan edileceğini ve itiraz süresi içinde itiraz edilmez ve dava açılmaz ise işlemlerin kesinleşeceğini bildiriliği, yasalar ile bu konuda çıkartılan yönetmeliklerde de ilan süresi ile nerede? Ne kadar ? süre ile yapılacağı, ilandan sonra kimler tarafından nasıl itiraz edileceği, itirazın nasıl inceleneceği, davanın kimler tarafından hangi mahkemeye açılacağı konularının ayrıntılarıyla düzenlendiği, 2613, 5602, 766 ve 3402 sayılı kadastro yasaları ve bu yasalar gereği çıkartılan yönetmeliklerde de, bu konularda açıklayıcı ve emredici, hükümler bulunduğu halde, Gerek 08.09.1956 tarihinden önce ve gerekse bu tarihten sonra yapılan makiye ayırma çalışmalarının hiçbiri ilan edilmemiş olduğu gibi yasa, yönetmelik ve talimatnamede, yapılan çalışmanın yerindeliğinin, hangi makam tarafından incelenip denetleneceği ve onanacağı konularında da hiçbir hüküm bulunmadığından, makiye ayırma çalışmalarının … İdaresinin bir iç işi olduğu, … rejimi yada … sınırı dışına çıkarma işlemi olmadığı, yapılan işlemin her zaman iptal edilebileceği, ya da yeniden yapılacak bir … kadastro çalışmasında makiye ayrılan yerlerin … kadastro sınırı içine alınabileceği, makiye ayrılmakla birlikte o taşınmazın hukuken … olmaya ve kesinleşen … kadastro sınırı içinde kalmaya devam ettiği, çünkü, “… niteliğini kaybetme nedeniyle … rejimi dışına çıkarma” kavramının 1961 Anayasasının 131. Maddesinin, 1970 yılında 1255 Sayılı Yasa ile değiştirilmesinden sonra hukukumuzda yer aldığı ve Anayasanın bu maddesinin değiştirilmesinden sonra 6831 Sayılı Yasanın 2. Maddesi değiştirilerek “bilim ve … bakımından … niteliğini yitirme” nedeniyle … rejimi dışına çıkartma işleminin … kadastro komisyonları tarafından yapılmaya başlanıldığı ve kesinleşen … sınırları içinde iken makiye ayrılan yerlerin kesinleşen … kadastro sınırları içinde kalmaya devam ettiği kabul edilerek yasal koşulları taşıyan taşınmazların 2/B madde uygulamasıyla … rejimi dışına çıkartıldığı, makiye ayırma işlemlerine değer verilmediği, 20. Hukuk Dairesinin Y.K.D. Aralık 2001 sayısında yayınlanan 10/05/2001 gün ve 2001/3179-3713 sayılı kararını direnme yoluyla inceleyen ve 20.Hukuk Dairesinin kararında belirtilen ilkeleri aynen ve oybirliği ile benimseyen, Hukuk Genel Kurulunun 03/07/2002 gün ve 2002/20- 558- 588 sayılı kararı ve 20. Hukuk Dairesinin bir çok kararları ile 1. Hukuk Dairesinin 27/06/2000 gün 6766/8652 ve 02/04/2001 gün ve 2670/3847 ve 14/05/2001 gün ve 5062/5949 sayılı kararlarında makiye ayırma çalışmalarının idare tarafından her zaman iptal edilebileceği ve makiye ayrılan yerin halen … sınırı içinde kalmaya devam ettiğinin kabul edildiği, … de, … Yönetmeliği ve … Talimatnamesindeki hükümleri bu şekilde anlayıp yorumlayarak, uygulamalarını da buna göre yürüttüğü, yerleşik Yargıtay kararlarıyla yönetimin bu uygulamalarının doğru bulunduğu, H.G.K.’nın 21.02.1990 gün ve 1989/1-700-101 sayılı, 05.05.1999 gün ve 1999/1-302 -258 sayılı ve aynı gün 1999/1-304 -260 ve 30.06.1999 gün ve 1999/1-544-561 sayılı kararlarında kabul edildiği gibi, Hazinenin devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yer iddiası ile açacağı iptal davaları 3402 Sayılı Yasanın 12/3 maddesindeki
10 yıllık hak düşürücü süreye tabi olmadığı, aynı nedenle, … tarafından açılan davanın da 10 yıllık hak düşürücü süreye tabi olmadığının kabulü gerekeceği,
Mahkemece, kesinleşmiş … kadastro tutanakları ve haritaları, arazi kadastro paftası ile makiye ayırma tutanaklarının uygulanmasına dayalı araştırma inceleme ve keşif sonucu düzenlenen uzman bilirkişiler ve Harita Mühendisi bilirkişinin müşterek imzalı raporuyla, çekişmeli parselin 3116 sayılı yasa hükümlerine göre 1942 yılında yapılıp kesinleşen … kadastro sınırları içinde bırakıldığı, 1952 yılında makiye ayrıldığı, 1976 yılında yapılan … kadastrosunda (A) ile gösterilen 380.31 m2 bölümü devlet ormanı sınırları içinde taşınmazın diğer bölümünün ise … sınırları dışında bırakıldığının belirlendiği, 1988 yılında yapılan genel arazi kadastrosunda hükmen gerçek kişi adına tesbit edilip, … Yönetiminin davasının vazgeçme nedeniyle reddine ilişkin Kadastro Mahkemesi kararının kesinleşmesiyle tapuya tescil edildiği, 1942 tahditinin, sadece Yargıtay 2. Hukuk Dairesi Başkanının hakem sıfatıyla verdiği 19.12.1947 tarih, 208 sayılı kararla … İdaresinin dayandığı … Vakfına ait tapulu taşınmazlar yönünden iptal edildiği, vakıf tapusu kapsamı dışında kalan tahdidin halen geçerliliğini sürdürdüğü, bu olgunun ilgili Hukuk Genel Kurulu ve diğer ilgili Hukuk Dairesi Kararları ile de kabul edildiği, somut olayda çekişmeli taşınmaz 1942 yılı … kadastro sınırları içinde olduğu gözönünde bulundurulmadan 1976 yılında 7 numaralı … kadastro komisyonunca yapılan hatalı aplikasyonla dava konusu parselin bir bölümünün … sınırı dışında bırakılmasının hukukça değer taşımayacağı, çünkü yanlış aplikasyonla daha önce kesinleşen … sınırlarının değiştirilemeyeceği H.G.K.’nun oybirliği ile verdiği 28.03.2003 gün ve 2003/20-371-358 sayılı kararında kabul edildiği gibi “… makiye ayrılan yerlerin … sınırı içine alınmasının geçersizliği, süresinde açılacak … kadastrosuna itiraz davasında tartışılacak bir konu olduğu” taşınmazın halen kesinleşen … sınırları içinde olduğu, yukarıda yazılı Y.K.D.’nin Mayıs 1991 sayısında yayınlanan 16. Hukuk Dairesinin 15.01.1991 gün 1990/5623-121 sayılı kararında da kabul edildiği gibi “… tefrik tutanağının … kadastro tutanağı olmadığı, … tahdit tutanağı kapsamında kalan … sahalarının … niteliğiyle Hazine adına tescil edilmesi gerektiği” … kadastrosu sınırları içinde bulunan taşınmazlar hakkında oluşturulan tapu kayıtları özde … olan taşınmazın niteliğini değiştirmeyeceğinden yolsuz tescil niteliğinde bulunduğu, bu yerlerin kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine de konu olamayacağı, Hazine tarafından … Köyü 2501 sayılı parsel için açılan tapu iptali tescil davasının reddine ilişkin … 6. Asliye Mahkamesinin 19/10/1948 gün ve 1945/723- 887 sayılı kararınıda maddi olay farklı olduğu gibi, … de taraf olmadığından davanın … açısından kesin hüküm oluşturmayacağı, gözetilerek davanın kabulüne karar verilmesinde isabetsizlik bulunmadığından, davalı gerçek kişinin tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine 18/07/2008 günü oybirliği ile karar verildi.