YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2008/5441
KARAR NO : 2008/9198
KARAR TARİHİ : 26.06.2008
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tescil davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Hükmüne uyulan Yargıtay 20.hukuk dairesinin 18.10.2005 tarih 2005/7789-12460 sayılı bozma kararında özetle; “Davacı … vekili, askı ilan süresinde 16.04.2002 tarihinde kadastro mahkemesinde açtığı davada; 120 ada 102 parselin, Tıflı … … Vakfının Paşadağı isimli Koruluk kapsamında kaldığı, … … Mescid ve zaviyesine bağlı olduğundan … Asliye Hukuk Mahkemesinin 1989/161 E-1991/50 K. sayılı ilamı ile … adına tescil edildiğini, Tıflı … Vakıf ormanından geriye kalan kısmın ise halen asliye hukuk mahkemesinin 1999/726 sayılı dosyasında yargılamasına devam ettiğini Ortaoba Köyü 120 ada 102 sayılı parselin TIFLI … VAKFI’na ait “… Dağı Koruluğu” içinde kaldığını, 45.000.000 m2 olan bu koruluğun 866.000 m2’sinin 5 ayrı tapu ile (20.02.1995 tarih ve 2, 4, 6, 8 ve 9 sıra nolu tapular) … adına tapuda kayıtlı bulunduğunu; geriye kalan 44.134.000 m2 kısımla ilgili tescil davasının halen … Asliye Hukuk Mahkemesinin 1999/726 sayılı dava dosyasında görüldüğünü, çekişmeli parselin bu davası devam eden sahada kaldığını ileri sürerek, 120 ada 102 sayılı parselin Hazine adına olan tapu kaydının iptali ile … İdaresi adına tapuya tescili istemiyle dava açmış, Asliye Hukuk Mahkemesince, keşif ve uygulama yapılmadan, “… Genel Müdürlüğüne ait yerlerin daha evvelce … Asliye Hukuk Mahkemesinin 1989/161 E. – 1991/50 K. sayılı dava dosyasında yargılaması yapılıp, vakıf adına tesciline karar verildiği; çekişmeli parselin bu karar kapsamı dışında olduğu yolunda bir uyuşmazlık bulunmadığı, yörede 1948 yılında yapılan orman kadastrosunda orman sınırları içinde iken 1976 yılında 2. madde, daha sonra da 2/B madde uygulamasına konu olup, Hazine adına tapuya kaydedildiği; 1744 Sayılı Yasa ile değişik 2. madde uygulamasının kesinleştiği 19.07.1977 tarihinden ve 2/B uygulamasının kesinleştiği 02.03.1990 tarihinden itibaren 6831 Sayılı Yasanın 11. maddesinde düzenlenen 10 yıllık hak düşürücü sürenin de geçtiği gerekçesi” ile davanın reddine karar verilmiş, hüküm … Genel Müdürlüğünce temyiz edilmiştir.
Dava; kesinleşen orman sınırları içinde iken 6831 Sayılı Yasanın 1744 Sayılı Yasa ile değişik 2. maddesi gereğince Hazine lehine orman sınırları dışına çıkartılıp kesinleşen ve kadastro tutanağı düzenlenmeyen taşınmazın tapuya dayalı olarak tesciline yöneliktir.
Dava, 6831 Sayılı Yasanın 1744 Sayılı Yasa ile değişik 2. maddesi gereğince orman rejimi dışına çıkartılan yerin iptal ve tesciline ilişkin olup, orman kadastrosuna itiraz davası değildir. Bu itibarla, 6831 Sayılı Yasanın 11. maddesinde düzenlenen 10 yıllık hak düşürücü süre somut olayda uygulanamaz. Taşınmazın hangi yasa döneminde orman rejimi dışına çıkartıldığı araştırılmamıştır. 2896, 3302 ve 3373 Sayılı Yasaların yürürlüğü sırasında orman rejimi dışına çıkartılan yerler öncesi tapulu olsun olmasın Hazine adına çıkartılacağından tapu malikleri yararına bir hak doğmazsa da, 1744 Sayılı Yasanın 2. madde uygulamasıyla; orman rejimi dışına çıkartılan yerlerde dayanılan tapu kaydının, ilk orman kadastrosunun kesinleştiği
tarihten ve 4785 Sayılı Yasanın yürürlüğünden önce oluşması, tapu kaydının yüzölçümüyle o yeri kapsaması ve orman kadastrosunun itirazsız kesinleşmesi halinde, mülkiyetin tekrar tapu sahibine intikal eder. Daha önce aynı mahkemenin 2004/275-1098 sayılı kararının Dairece incelenmesi sonucu verilen 2005/7787-1246 E.K. sayılı ilamında da belirtildiği gibi, … Genel Müdürlüğünün aynı tapu kaydına dayanarak açtığı, tüm 2/B madde uygulamasıyla oluşturulan tapu kaydının iptaline ilişkin davaların birlikte ve bir bütün olarak incelenmesi gerektiği bir yana mahkemece hiçbir keşif ve uygulama yapılmadan ve dava konusu taşınmazın hangi yasa döneminde orman rejimi dışına çıkartıldığı belirlenmeden ve dayanılan tapu kayıtları ve dayanak krokileri ile tahdit haritası ayrıntılı biçimde uygulanıp kapsamları belirlenmeden davanın 6831 Sayılı Yasanın 11. maddesinde düzenlenen 10 yıllık hak düşürücü süre içinde açılmadığından söz edilerek somut olaya uymayan gerekçe ile reddedilmiş olması usul ve yasaya aykırı olduğu” gereğine değinilmiştir. Mahkemece bozma kararına uyulduktan sonra çekişmeli taşınmazın 1744 Sayılı Yasa uygulamasına konu olmasına rağmen vakıf tapu kaydı içinde yer almadığı, bu iki koşulun birlikte aranacağı gerekçeleri ile davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı … tarafından temyiz edilmiştir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede ilk orman kadastrosu 3116 Sayılı Yasaya göre 1948 yılında yapılmış ve kesinleşmiştir. 1976 yılında bu tahdidin aplikasyonu ve 2. madde uygulamaları yapılarak 19.07.1976 ve 23.05.1977 tarihlerinde ilan edilip kesinleşmiştir. Daha sonra 1989 yılında 2/B madde uygulaması yapılmış, bu çalışma da 02.03.1990 tarihinde ilan edilip kesinleşmiştir.
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye ve çekişmeli taşınmazın 1948 yılında yapılan orman kadastro çalışmasında orman sınırları içinde iken 1976 yılında yapılan aplikasyon ve 2. madde uygulamasında orman vasfını yitirdiğinden Hazine adına orman sınırları dışına çıkarıldığı, … ile Hazine arasında görülen ve kesinleşen Asliye Hukuk Mahkemesinin 18.03.1991 tarih 1989/161-50 sayılı kararı sonucu … adına tescil edilen şubat 1995 tarih 2, 4, 6, 8, 9 numaralı tapu kayıtları dışında kaldığı gibi Asliye Hukuk Mahkemesinin dayanağı olan kadastro … Memuru Nergis … tarafından düzenlenen vakfiye kapsamı dışında kaldığı, 1744 Sayılı Yasa uygulamasının kesinleşmesinden sonra Hazine adına tapuya tescil edildiği ve bu taşınmazın halen tapuda kayıtlı olduğu anlaşılmakla yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine 26/06/2008 günü oybirliği ile karar verildi.