Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2008/4611 E. 2008/7932 K. 29.05.2008 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2008/4611
KARAR NO : 2008/7932
KARAR TARİHİ : 29.05.2008

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAHİLİ DAVALI : HAZİNE

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R

Davacı …, 16.07.2001 tarihli dava dilekçesinde sınırlarını bildirdiği, … Köyünde bulunan, babasından kendisine kalıp, 40-50 yıldır tarla olarak zilyet ettiği taşınmazının genel kadastro sırasında … Köyü 129 ada 141 parsel sayısı ve orman niteliğiyle Hazine adına tesbitinin kesinleştiğini, taşınmazın tapu kaydının iptalini ve adına tapuya tescilini istemiş, davayı Hazineye yaygınlaştırmıştır. Mahkemece, çekişmeli parselin 3402 Sayılı Yasanın 4. madde hükümlerine göre yapılan orman kadastrosunda orman olarak sınırlandırıldığı ve bu işlemin kesinleştiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayalı tapu iptal ve tescile ilişkindir.
… Köyü 129 ada 141 parsel sayılı 1743 hektar 4029 m2 yüzölçümündeki çekişmeli parsel 1999 yılında yapılan ve 17.04.2001 ila 10.05.2001 tarihinde ilan edilen genel kadastroda, devletin hüküm ve tasarrufu altındaki devlet ormanı olduğu, 19 Numaralı Orman Kadastro komisyonunca orman olarak sınırlandırıldığından söz edilerek orman niteliğiyle Hazine adına tesbiti itirazsız kesinleşmiştir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde orman kadastrosu 3402 Sayılı Yasanın 4. Madde hükümlerine göre yapılmış, çekişmeli taşınmaz bu işlemde orman olarak sınırlandırılmıştır.
1- Çekişmeli taşınmazın Orman Bilirkişisi … … tarafından düzenlenen 09.01.2003 tarihli rapor ve … bilirkişi … tarafından düzenlenen 03.12.2002 tarihli rapor ve krokiden (1) ile gösterilen 5446 m2 yüzölçümündeki bölümünün çepe … etrafının sınırlaması itirazsız kesinleşmiş devlet ormanı ile çevrili orman içi açıklığı olduğu anlaşılmaktadır.
6831 Sayılı Yasanın 17. maddesi, orman içi açıklıklarda … ve inşaat yapılmasına, hayvancılık amacı ile ağıl yapılmasına, bu kesimlerin özel mülke dönüşmesine izin vermez. Bu tür taşınmazların öncesinin orman olma zorunluluğu yoktur. Zira, öncesi orman olan ve ormandan açılan taşınmazların, 6831 Sayılı Yasanın 1. maddesi ve Yargıtay uygulamaları gereği oluşan kesin içtihatlara göre zaten orman sayılacağından, 17. maddede tanımı yapılan olgu, öncesi orman iken açılan yerlerle beraber ayrıca hangi nedenle olursa olsun orman içi açıklıkların kazanılamayacağı ilkesini içerip, amaç orman bütünlüğünü korumaktır. Yasa koyucu ayrı bir kavram oluşturup, hangi nedenle olursa olsun orman içi açıklıklarda … ve inşaat ile özel mülke dönüşme yolunu kapamıştır. Dairemizin bu yoldaki kararları Yargıtay Hukuk Genel Kurulunca da benimsenmiştir. [Y.H.G.K.’nun 10.12.1997 gün ve 1997/20-830/1034, 10.12.1997 gün ve 1997/20-808/1039, 22.10.2003 gün ve 2003/20-665/614 sayılı ve yine orman kadastrosunun kesinleştiği tarihten sonra 20 yıldan fazla süre geçse dahi orman içi açıklık konumunda olan taşımazların zilyedlik yoluyla kazanılamayacağı konusundaki 11.10.2004 gün ve 2004/7-531-582 sayılı kararları]
Bu nedenle, çekişmeli taşınmazın … Bilirkişi … …tarafından düzenlenen 03.12.2002 tarihli rapor ve krokiden (1) ile gösterilen 5446 m2 yüzölçümündeki bölümüne ilişkin davanın reddine karar verilmesinde isabetsizlik bulunmadığından bu bölüme ilişkin temyiz itirazlarının reddiyle hükmün onanması gerekmiştir.
2- Davacı gerçek kişinin çekişmeli taşınmazın … … …tarafından düzenlenen 03.12.2002 tarihli krokide 2/a, 2/b ve 2/c ile gösterilen bölümlerine ilişkin temyiz itirazlarına gelince; genel arazi kadastrosunda orman niteliğiyle Hazine adına tesbiti kesinleşen taşınmazın kadastro tesbit tarihine kadar kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının yararına oluştuğu iddiasıyla açılan tapu iptal tescil davasının kabulüne ilişkin … Asliye 2. Hukuk Mahkemesinin 23.11.2004 gün ve 2004/13-439 sayılı kararının, Orman Yönetimi ve Hazine temyizi üzerine, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 12.05.2005 gün ve 2005/1629-6141 sayılı kararı ile bozulması üzerine, Mahkemenin 27.10.2005 gün ve 2005/307-353 sayılı direnme kararını inceleyen Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 18.10.2006 gün ve 2006/20-619-665 sayılı Kararında belirtildiği gibi, 3402 sayılı yasanın 4. maddesine göre yapılacak kadastro tesbitlerinde zilyetliğe ve vergi kaydına dayalı olarak açılan davaların 30 günlük askı ilan süresi ile sınırlı olduğu ve 10 yıllık hak düşürücü süre içinde dava açılmasının olanaklı olamadığına ilişkin açık bir hüküm bulunmadığı, sınırlayıcı bir hüküm bulunmadan dava açma süresinin kadastro tutanaklarının askı suretiyle ilanına çıkarılmasından itibaren 30 günlük süre ile sınırlandırılamayacağı, 3402 Sayılı Yasanın 4. maddesine göre yapılan kadastro işlemiyle bir yerin niteliğinin orman yada kültür arazisi olarak belirlenmesi durumunda sonuçlarının ilanı ve hak düşürücü süreler ve bu sürelerde yapılacak itirazlar yönünden bir fark olmadığı, taşınmazların kadastro tesbitinde belirlenen niteliğinin, uyulması gereken usul kurallarını, ilan süresi ve hak düşürücü süreler yönünden fark yaratmayacağı, Her ne kadar, 4. madde de orman sınırlaması ve orman sınırları dışına çıkarma işlemlerinin orman kadastro komisyonlarınca tesbit ve haritasına işaretlenerek tutanakları ile birlikte kadastro ekiplerine teslim edileceğini öngörmüşse de, kanun metninden 6831 Sayılı Yasanın 11. maddesinde yer alan hak düşürücü sürenin uygulanması gerekeceğinin değil sadece orman olan yerlerde orman sınırlarının belirlenmesinde zorunlu olarak orman yasasının sınır belirlemesi ile ilgili özel hükümlerinin uygulanması gerektiği şeklinde anlaşılacağı, hak düşürcü süreler yönünden 3402 sayılı yasa tarafından orman yasasına bir atıfta yapılmadığı, somut olayda orman kadastro komisyonu 3402 Sayılı Yasanın 4. maddesine göre sınırlandırma yaptığına göre hak düşürcü sürenin de 3402 Sayılı Yasının 12/3 maddesinde düzenlendiği şekilde olacağı, gözetilmeden davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmesi doğru değildir.
Diğer taraftan; Orman Bilirkişi krokisinde çekişmeli taşınmazın orijinalinden renkli fotokopi memleket haritasındaki konumunun denetime olanak tanımayacak biçimde (x) ile işaretlendiği, arazi kadastro paftası ile eski tarihli memleket haritası çakıştırılmak suretiyle düzenlenen krokinin ise memleket haritasındaki orijinal renk ve sembolleri içermediği, uygulanan memleket haritasının tarihinin bildirilmediği, en eski tarihli … fotoğraflarının uygulanmadığı ve çekişmeli taşınmazın 3402 Sayılı Yasanın 4. maddesi hükümlerine göre yapılan orman kadastrosu ile belirlenen orman sınır hattına irtibatlı krokisi düzenlenmediği, Sulh Hukuk Mahkemesinde görevsizlik kararından önce yapılan keşifte davacının yer göstermesi sonucu … Bilirkişi … … tarafından düzenlenen 08.11.2001 tarihli krokili raporda, çekişmeli taşınmazın dava dışı 129 ada 108 sayılı parsele sınır olan bölümü bu parselin güney ucuna bitişik olarak (A) ile 5250 m2 yüzölçümünde gösterildiği, davacı tarafından bu rapora ve krokiye itiraz edilmediği halde, Asliye Hukuk Mahkemesinde yapılan keşif sonucu … Bilirkişi … …tarafından düzenlenen 03.12.2002 tarihli krokide dava konusu taşınmazın, dava dışı 129 ada 108 sayılı parsele bitişik bölümlerine ekleme yapılarak sözü edilen dava dışı 108 sayılı parselin güneyinde 2/c ile 2985 m2, kuzey ve batısında 2/a ile 7787 m2 ve 2/b ile 2587 m2 olarak gösterilerek, dava konusu yerin genişletildiği, çekişmeli taşınmazın kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla edinilebilecek yerlerden olup olmadığına ilişkin ziraat uzmanı bilirkişi görüşü alınmadığı, yerel bilirkişi ve tanıkların bu husustaki beyanlarının somut olaylara dayalı olmadığı görülmektedir.
Orman sınırlandırılmasının kesinleşmediği hallerde, bir yerin orman niteliğinin ve hukuki durumunun 3116, 4785 ve 5658 Sayılı Yasa hükümlerine göre çözümlenmesi gerekir. 3116 Sayılı Yasa ile sadece devlet ormanları belirlenmiştir. 13.07.1945 tarihinde yürürlüğe giren 4785 Sayılı Yasanın 1. maddesi gereğince 2. maddesinde sayılan istisnalar dışında bütün ormanlar devletleştirilmiş, devletleştirilen ormanlardan bazıları sonradan yürürlüğe giren 5658 Sayılı Yasa ile iadeye tabi tutulmuştur. İadenin koşulları yasada gösterilmiştir.
H.Y.U.Y. nın 74. maddesi gereğince dava konusunun miktarı ıslahla artırılabilirse de dava konusu tamamen değiştirilemez.
Mahkemece, en eski tarihli memleket haritası, … fotoğrafları ve varsa amenajman planı ilgili yerlerden getirtilip, önceki bilirkişiler dışında halen … ve Orman Bakanlığı ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman yüksek orman mühendisleri arasından seçilecek üç mühendis ve bir … elemanı aracılığıyla yeniden yapılacak inceleme ve keşifte, çekişmeli taşınmaz ile birlikte … araziye de uygulanmak suretiyle taşınmazın öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; 3116, 4785 ve 5658 Sayılı Yasalar karşısındaki durumu saptanmalı; tapu ve zilyedlikle ormandan … kazanma olanağı sağlayan 3402 Sayılı Yasanın 45. maddesinin ilgili fıkraları, Anayasa Mahkemesinin 01.06.1988 gün ve 31/13 E.K.; 14.03.1989 gün ve 35/13 E.K. ve 13.06.1989 gün ve 7/25 E.K. sayılı kararları ile iptal edilmiş ve kalan fıkraları da 03.03.2005 gününde yürürlüğe giren 5304 Sayılı Yasanın 14. maddesi ile yürürlükten kaldırılmış olduğundan, bu yollarla ormandan yer kazanılamayacağı, öncesi orman olan bir yerin üzerindeki orman bitki örtüsü yokedilmiş olsa dahi, salt orman toprağının orman sayılan yer olduğu düşünülmeli; … yapısı, bitki örtüsü ve çevresi incelenmeli; … ve uzman orman bilirkişiler eliyle yerine uygulanacak kesinleşmemiş tahdit haritası ile irtibatlı, taşınmazın konumunu gösteren orijinal-renkli (renkli fotokopi) memleket haritasının ölçeği kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeği de memleket haritası ölçeğine çevrildikten sonra, her iki harita komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine ablike edilmek suretiyle, çekişmeli taşınmazın konumunu … parsellerle birlikte haritalar üzerinde gösterecekleri ayrı renklerle işaretli ve bilirkişilerin onayını taşıyan, duraksamaya yer vermeyecek nitelikte kroki düzenlettirilmeli, keşifte, hakim gözetiminde, taşınmazın dört yönden renkli fotoğrafları çektirilip, onaylanarak dosyaya eklenmeli,
Yukarıda açıklanan yöntemle yapılacak araştırma sonucu, taşınmazların orman sayılan yerlerden olmadığı belirlendiği takdirde, bu kez, zilyetlik yolu ile kazanma koşullarının araştırılması gerekir. Bu cümleden olarak; yapılacak keşifte … uzman bilirkişi olarak ziraat mühendisine inceleme yaptırılıp, zilyetlikle kazanılabilecek kültür arazisi olup olmadığı belirlenip, bu yolda rapor alınmalı; varsa, zilyetlik tanıkları taşınmaz başında dinlenmeli; zilyetliğin ne zaman başladığı, kaç yıl, ne şekilde devam ettiği sorulup, kesin tarih ve olgulara dayalı, açık yanıtlar alınıp; tesbit tarihine kadar gerçek kişi yararına zilyetlikle kazanma koşullarının oluşup oluşmadığı belirlenmeli ve dava konusunun davadan sonra değiştirilip değiştirilmediği de irdelenerek oluşacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmelidir. Açıklanan hususlar gözetilmeksizin, eksik inceleme ve yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak yazılı biçimde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır.
SONUÇ: 1. Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle; davacı gerçek kişinin temyiz itirazının reddiyle çekişmeli taşınmazın … Bilirkişi … …tarafından düzenlenen 03.12.2002 tarihli rapor ve krokiden (1) ile gösterilen 5446 m2 yüzölçümündeki bölümüne ilişkin hükmün ONANMASINA,
2. Yukarıda ikinci bendde açıklanan nedenlerle; davacı gerçek kişinin temyiz itirazlarının kabulüyle çekişmeli taşınmazın … Bilirkişi … …tarafından düzenlenen 03.12.2002 tarihli krokide 2/a, 2/b ve 2/c ile gösterilen sırasıyla 7787 m2, 2587 m2 ve 2985 m2 yüzölçümündeki bölümlerine ilişkin hükmün BOZULMASINA 29/05/2008 günü oybirliği ile karar verildi.