YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2008/3580
KARAR NO : 2008/8352
KARAR TARİHİ : 05.06.2008
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı Yerel Mahkemece verilen yukarıda gün ve sayısı yazılı hükmün; Dairemizin 11/10/2007 gün ve 2007/9732-2007/12256 sayılı ilamıyla onama kararı verilmiş, süresi içinde davacı Hazine vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla, dosya içindeki tüm belgeler incelenip, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı Hazine 19.01.2001 tarihinde, … köyü 31 parsel sayılı taşınmazın 55636.89 m2 bölümünün, 1942 yılında yapılıp kesinleşen orman kadastro sınırları içindeyken yine, 1976 yılında yapılıp kesinleşen 2/B madde uygulamasıyla Hazine adına orman sınırları dışına çıkarıldığı iddiasıyla, bu bölümün davalılar adına olan tapu kaydının iptali ve Hazine adına tapuya tescilini istemiştir.
Mahkemenin davanın reddine ilişkin 29.03.2001 gün ve 2001/44-152 sayılı kararı Hazine tarafından temyiz edilmiş, karar Yargıtay 1. Hukuk Dairesinin 24.10.2002 gün ve 2002/10440-11619 sayılı bozma kararında özetle (1744 Sayılı Yasa uyarınca orman sınırları dışına çıkarılan taşınmazlar yönünden, orman tahditinden önce tesis edilmiş bulunan tapuya değer verileceğinin kuşkusuz olduğu, ancak davalılara ait tapu kayıtlarının yöntemince uygulanıp kapsamının belirlenmediği, bu nedenle tapu kaydının tüm tesis ve tedavüllerinin getirtilerek uygulanıp kapsamının belirlenmesi ) gereğine değinilerek bozulmuştur.
Mahkemenin 09.12.2003 gün ve 2003/17-464 günlü, davanın reddine ilişkin kararını davacı Hazine temyiz etmiş, karar Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 31.03.2005 gün ve 2005/2949-3819sayılı bozma kararında özetle (1744 Sayılı Yasa ile değişik 6831 Sayılı Yasanın 2. maddesinin (a) ve (b) bendinde sayılan yerlerden, evvelce sınırlaması yapılmış ve fakat yukarıdaki fıkra hükümlerine uymadığı Orman Bakanlığınca veya vaki müracaatlar üzerine anlaşılan sınırlamaların düzeltilmesi bu kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren en geç on yıl içinde orman kadastro komisyonlarınca yapılır. Bu düzeltme sonucu orman sınırları dışına çıkarılacak yerin, sınırlaması itirazsız kesinleşmiş tapulu arazi ise mülkiyeti tekrar tapu sahiplerine intikal edeceği, ancak, hükmüne uyulan bozma kararında açıkça tarif edilmesine rağmen, dayanılan tapu kaydının yöntemince uygulanmadığı, bu nedenle mahkemece, çekişmeli parselin komşuları olan tapulama parsellerinin dosyada bulunmayanlarının, kadastro tesbit tutanakları ve var ise dayanağı olan tapu ve veri kayıtlarının getirtilmesi, önceki bilirkişiler dışında bir … elemanı bilirkişi vasıtasıyla yeniden yapılacak keşifte, çekişmeli parselin kadastro tesbitine esas alınan tapu kayıtlarının , yeterince yaşlı yerel bilirkişiler vasıtasıyla uygulanması, zeminde bu sınırların belirlenmesi, bilinmeyen sınırlar konusunda taraflara tanık dinletme olanağı tanınması, yerel bilirkişi ve tanık sözlerinin komşu parsel kayıtları ile denetlenmesi ve sözlerinin keşif tutanağına geçirilmesi, dayanak tapu kayıtlarının kapsamının belirlenmesi, keşfe katılan … elemanı bilirkişiye, 26.03.2001 tarihli müşterek bilirkişi raporunda belirlenen orman sınır hattı ile irtibatlı, tapu uygulamasını gösteren ayrı renklerle işaretli infaza olanak verir kroki düzenlettirilmesi, 1744 sayılı yasa ile değişik 6831 Sayılı Yasanın 2. maddesi gereğince orman rejimi dışına çıkarılan ve tapu kaydının kapsadığı bölüme
ilişkin davanın reddine, 1744 sayılı yasa ile değişik 6831 Sayılı Yasanın 2. maddesi gereğince orman rejimi dışına çıkarılan ve tapunun yüzölçümü ile kapsamı dışında kalan bölümlere ilişkin davanın ise kabulüne karar verilmesi ) gereğine değinilerek bozulmuş, Mahkemenin, bozma kararına uyulduktan sonra davanın REDDİNE ilişkin 26.12.2006 gün ve 2005/380-337 sayılı kararı, Hazinenin süresinde temyizi üzerine Dairemizin 11.10.2007 gün ve 2007/9732-12256 sayılı kararıyla “bozma kararı gereğince işlem yapılara hüküm kurulmuş olduğu gerekçesiyle ONANMIŞTIR.
Bu kez davacı Hazine davalı tarafın tutunduğu tapu kaydının çekişmeli parseli kapsamadığı, taşınmazın Hazine adına orman sınırları dışına çıkarıldığını, çekişmeli parselin tapu kaydının iptalini ve Hazine adına tapuya tesciline karar verilmesi gerektiğini, bu nedenle Dairenin onama kararının kaldırılmasını ve Mahkemenin 26.12.2006 gün ve 2005/380-337 sayılı kararının bozulmasını istemektedir.
Dava, kısmen 1942 yılında yapılıp kesinleşen orman kadastro sınırları içinde bulunan daha sonra 6831 Sayılı Yasanın 1744 Sayılı Yasa ile değişik 2. madde uygulaması sonucu Hazine adına orman rejimi dışına çıkartılan taşınmazın tapu kaydının iptali ve tescile ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde dava tarihinden önce 1942 yılında yapılıp kesinleşen orman kadastrosu bulunmaktadır. Daha sonra 1976 yılında yapılıp, 13.03.1981 tarihinde ilan edilerek 13.03.1982 tarihinde kesinleşen ilk orman kadastrosunun aplikasyonu, 1744 Sayılı Yasa ile değişik 6831 Sayılı Yasanın 2. madde uygulaması, 1987 ve 1988 yıllarında yapılıp dava tarihinden sonra kesinleşen aplikasyon, sınırlandırması yapılmamış ormanların kadastrosu ve 3302 Sayılı Yasa ile değişik 6831 Sayılı Yasanın 2/B madde uygulaması vardır.
1952 yılında yapılan genel kadastroda … Köyü 31 parsel sayılı 89240 m2 yüzölçümündeki tarla nitelikli taşınmaz, Nisan 1943 tarih 10, Mayıs 1291 tarih 2, K.Sani 1295 tarih 23 ve 176 sıra numaralı tapu kayıtları kapsamında kaldığından söz edilerek … çocukları … çocukları … ve , … oğlu , …,… (ölü … veresesi) … oğlu … … adına tesbit edilmiş, Davacılar:… nün davasının feragat nedeniyle, Davacılar … …, … oğlu … …, … …’nın davalarının ise sübut bulmadığından reddine ilişkin, … Kadastro Mahkemesinin 4.5.1959 tarih 1954/45-129 sayılı kararının temyiz edilmeden 25.09.1959 tarihinde kesinleşmesiyle, tesbit gibi davalılar, … …, …, … , ve … … adına tapuya tescil edilmiştir. satışlar ve pay birleştirmesi ile davalılar adına tapuya tescil edilmiştir.
Çekişmeli parselin kadastro tesbitine esas alınan Mayıs 1291 tarih 2 sıra numaralı tapu kaydı … Köyü Kalaardı mevkiine ait, tarafları Tarik ve Kala ve … yeri ve … … … …, … Ağazade … … adına olan 100 dönüm tarla kaydı olup, K.Sani 1295 tarih 23 sıra numarasında rubu payı … … bini … …’ya, K.Sani 1295 tarih 176 sıra numarasında rubu payı … … bini … …’ya, Temmuz 1289 tarih 46 sıra numarasında rubu payı … … adına kayıt edilmiş, Temmuz 1328 tarih 12 sıra numaralı sicilde açık artırmayla … Efendiye …, Ağustos 1322 tarih 9 sıra numarasında D: … Yeri, B: Kala olup, … yerine kadar 1000 hatve mesafede, K: …, G: Yol olup Cepheye (… kadar olmalı) kadar 160 hatve okuyan 100 dönüm tarlanın, ¼ payı Bankaya olan borcunu ödeyen … Bey adına kayıt edilmiştir. T.Sani 1927 tarih 4 sıra numaralı sicilde … Bey’e ait 1/4 payı tüccardan … … Zade … … Beye …, Nisan 1943 tarih 10 sıra numaralı sicilde ise …’ye ait pay intikal ve satış ile … köyünden … oğlu … …’ya geçmiştir.
Kesinleşmiş orman kadastrosu ve 1744 Sayılı Yasa ile değişik 6831 Sayılı Yasanın 2. Madde tutanak ve haritalarının uygulanmasına dayalı araştırma, inceleme ve keşif sonucu düzenlenen raporlar çekişmeli parselin ekli bilirkişi raporunda kahverengi ile taranarak gösterilen 55936 m2 yüzölçümündeki bölümünün 1942 yılında yapılıp kesinleşen orman kadastrosu sınırları içinde bırakıldığı ve 1744 Sayılı Yasa ile değişik 6831 Sayılı Yasanın 2.
maddesi gereğince orman rejimi dışına çıkarıldığı, taşınmazın geri kalan ve … ile taranarak gösterilen diğer bölümünün ise kesinleşen orman kadastrosu sınırları dışında bırakıldığı yönünde taraflar arasında uyuşmazlık yoktur. uyuşmazlık, çekişmeli parselin tutunulan tapu kaydı kapsamında kalıp kalmadığı ve 1942 yılı orman kadastrosu sınırları içinde kalan bölümün tapu sahibi adına mı yoksa Hazine adına mı? orman sınırları dışına çıkarıldığına ilişkindir.
Kamu malı olan orman niteliğindeki taşınmazlar hakkında, özel mülklerin bağlı olduğu yasa hükümleri uygulanamaz. Bu nedenle, aslında orman olan taşınmazı tapu kaydı ile satın alan kişi, 4721 Sayılı Medeni Yasanın 1023. maddesindeki iyiniyet kurallarından yararlanamayacağı gibi, 1942 yılında orman kadastrosu kesinleşmesi nedeniyle yasal değerini yitiren tapu kaydı dayanak gösterilerek ve taşınmaz orman sınırları içinde iken genel kadastro ve gerçek kişiler arasındaki kadastro tesbitine itiraz davası sonunda 1959 yılında tapu kaydı oluşturulmuştur. Bu nedenle, tapu kaydı geçerli bir hukuki sebebe dayanılarak oluşturulmadığından yasanın koruyuculuğu altında bir kayıt olarak değerlendirilmesi olanaksızdır. 1744 Sayılı Yasanın 2/1. maddesi gereğince nitelik kaybı nedeniyle orman rejimi dışına çıkartılan yer, orman tahdidinin kesinleştiği tarihten daha önceki zamanlarda tapuya kayıtlı olsa dahi, mülkiyeti tapu sahibine intikal etmez. Çünkü, 1744 Sayılı Yasanın 2/2. maddesinde yazılı “ Evvelce sınırlaması yapılmış ve fakat yukarıdaki fıkra hükümlerine (aynı maddenin birinci fıkrası) uymadığı anlaşılan sınırlamaların düzeltilmesi sonucu orman sınırları dışına çıkartılacak yer, sınırlaması itirazsız kesinleşmiş tapulu arazi ise, mülkiyeti tekrar tapu sahiplerine intikal eder” hükmü, sadece ilk orman kadastrosunun yapıldığı tarihinden daha önceki zamanlarda ve öncesi de orman olmayan yerler için oluşturulan tapu kayıtlarına ilişkindir. Taşınmazın öncesinin orman olsun olmasın, o yer kesinleşen orman sınırı içinde bulunduğu sırada oluşturulan tapu kayıtlarına değer verilemeyeceği gibi, taşınmazın öncesinin orman sayılan yer olması ve 1744 Sayılı Yasanın 2/1. maddesi gereğince 15.10.1961 tarihinden önce nitelik kaybetmesi nedeniyle orman rejimi dışına çıkartılması halinde, o yer orman sınırı içine alınmadan önce tapuda kayıtlı olsa dahi, tapu kaydı özel mülkiyete konu olmayan orman sayılan yerde oluşturulduğu için yolsuz tescil niteliğinde olacağından, yine bu tapu kaydına değer verilemez ve o yerin mülkiyeti tapu sahiplerine intikal etmez. 1744 Sayılı Yasanın 2/6 maddesi gereğince çıkartılan ve 22 Temmuz 1974 tarihli Resmi Gazete Yayınlanarak yürürlüğe giren “Orman Sınırları Dışına Çıkartılacak Yerler Hakkında Tüzük”ün 34. maddesi “Orman Kadastro ekipleri; düzenleyecekleri tutanaklarda orman sayılmaması gerektiği ve tapulu bulunduğu halde, orman sınırları içine alınmış ve sahibi tarafından itiraz edilmediği için orman sayılan yer haline dönüşmüş ve fakat 6831 Sayılı Orman Yasasının değişik 2. maddesine göre orman sınırı dışına çıkarılması gerekli olan yerleri, tapu sahibi kimliğini, tapunun tarih ve numarasını yazmak suretiyle ayrı bir madde halinde belirler. Bu gibi yerler … fotoğraflarına ve haritalarına işlenir veya yersel ölçüleri yapılır”. Yine aynı Tüzüğün 41/2. maddesi “inceleme kurulları … esasen orman sayılmayan yerlerden olduğu neticesine vardıkları yerler hakkında 6831 Sayılı Yasanın değişik 2. maddesine göre inceleme yapamazlar”. Yasanın ve yukarıda yazılı tüzük hükümlerinin birlikte değerlendirilmesi sonucu; 6831 Sayılı Yasanın 1744 Sayılı Yasa ile değişik 2/2 maddesi gereğince orman rejimi dışına çıkartılan yerlerin mülkiyetinin tekrar tapu sahiplerine intikal edebilmesi için;
1) Taşınmazın öncesi orman olup da bilim ve … bakımından nitelik kaybetmesi nedeniyle 1744 Sayılı Yasanın 2. maddesinin birinci fıkrası gereğince orman reijmi dışına çıkartılan yer olmamalıdır (Bu tür yerler ister itiraz sonucu, isterse itiraz edilmeden kesinleşen orman sınırı içinde kalmışsa o yer tapulu olsa dahi mülkiyeti tapu sahibine intikal etmez.). Çünkü, tapu kaydı yolsuz tescil niteliğinde olduğundan sahibine hiç bir zaman mülkiyet … kazandırmamıştır.
2) 1744 Sayılı Yasanın 2. maddesinin birinci fıkra hükümlerine uymadığı, yani aslında orman olmadığı ve tapulu bulunduğu halde, yanlışlıkla orman sınırı içine alınmış ve sahibi tarafından itiraz edilmediği için hukuken orman sayılan yer haline dönüştüğü anlaşılarak, nitelik kaybetme ya da etmeme konusunda inceleme kurulları tarafından hiçbir araştırma yapılmadan,
orman sınırlarının düzeltilmesi sonucu 2. maddenin ikinci fıkrası gereğince orman sınırları dışında bırakılmalıdır.
3) Çekişmeli taşınmazı içine alan ilk orman kadastrosu itirazsız kesinleşmiş olmalıdır (Çünkü, taşınmazı içine alan orman kadastrosu itiraz sonucu kesinleşirse, bu durum o yerin öncesinin orman olduğunu, dolayısıyla taşınmazın orman sınırı içine alınmasından önce oluşturulan tapu kaydının aslı orman olan yerde yolsuz olarak oluşturulduğu itiraz sonucu belirlenmiş olduğundan, malikine mülkiyet … kazandırmaz).
4) Dayanılan tapu kaydı, taşınmaz orman sınırları içine alınmadan önce oluşturulmuş olmalı ve yüzölçümü ile geçerli olarak çekişmeli taşınmazı kapsamalıdır.
5) Dayanılan tapu kaydı,13.07.1945 tarihinde yürürlüğe giren 4785 Sayılı Yasa gereği devletleştirilmemiş olmalıdır ya da devletleştirilmiş sayılmamalıdır.
6) Dayanılan tapu kaydı, 3116 Sayılı Yasanın Muvakkat 1. maddesi ya da başka bir kamulaştırma Yasası gereğince kamulaştırılmış olmamalıdır.
7) Orman sınırlamasının düzeltilmesi sonucu orman sınırı dışında bırakma işlemi 1744 Sayılı Yasanın yürürlükten kalktığı 1 Ocak 1984 tarihine kadar tamamlanmış olmalıdır.
Hukuk Genel Kurulunun 20.03.1996 gün ve 1995/20-1086-174 sayılı kararında kabul edildiği gibi, hukuken orman olan taşınmaz hakkında, Orman Yönetiminin ve Hazinenin taraf olmadığı dava sonucu oluşturulan tapu kaydı yolsuz tescil niteliğindedir.
Medeni Yasanın mülkiyet hakkının doğumunu nedene (illete) bağlı bir hukuksal işlem olarak kabul ettiği, Medeni Yasanın sistemine göre; tescilin geçerli olabilmesi ve mülkiyet hakkının doğması için geçerli bir hukuksal nedene dayanması zorunludur. Geçerli bir hukuksal nedene dayanmayan orman sayılan yerler hakkındaki tescil işlemi yolsuz tescil niteliğini taşır ve her zaman iptali istenebilir(Hukuk Genel Kurulunun 30/5/2001 gün ve 2001/1-464-470 sayılı ve 19.02.2003 gün 2003/20-102-90 S.K.). Yolsuz tescille ayni hakkın kazanılmış olmaz (Prof. Dr. M. … …, Prof.Dr…. … Eşya Hukuku 5.bası 1998 s.141).
Öte yandan, doğal … ve kaynak niteliğindeki ormanların, özel mülkiyet konusu olmasına yasal olanak yoktur.Bu tür yerler hakkında gerçek kişiler adına sicil oluşturulması da taşınmazın özde kamu malı olma niteliğini değiştiremez(Yargıtay 1.H.D. 11/9/1989 gün ve 1989/8162-9365). Öncesi itibarıyla orman olan ve yapılan orman tahdidinde herhangi bir nedenle orman tahdit sınırı dışında gösterilen yerin zilyetlikle veya tapu ile kazanılması mümkün değildir. Özde kamu malı olan taşınmazın özel mülk olarak tescil edilmesi sahibine mülkiyet … kazandırmaz. H.G.K.’nun 21.02.1990 gün ve 1989/1-700-101 ve 18.10.1989 gün ve 1-419/528 sayılı kararlarında kabul edildiği gibi, bu tür taşınmazlarda M.Y.’nın 1023 (931) maddesinde yazılı tapuya güven ilkesi uygulanamaz.
Mahkemece, keşifte dinlenen yerel bilirkişilerin sözleri ve bu sözlere dayalı Harita Mühendisi bilirkişi raporuyla, tapu kaydında yazılı “Kalan”nın çekişmeli parselin kuzeybatı uç noktası ile dava dışı 856 sayılı parselin birleştiği noktadan başlayıp çekişmeli parselin güneyine doğru uzanan tarihi yıkıntılar olduğu, “…” sınırının çekişmeli parselin kuzey ve doğusundaki dava dışı 3 ve 5 sayılı parsellerden müfrez 856 ila 874 sayılı parsellerin kuzeyindeki Devlet Ormanı olduğu, “Tarik” sınırının çekişmeli parselin kuzeyindeki yol olduğu, “… Yeri” sınırının ise çekişmeli parselin en doğu ucundaki 4 sayılı parsel ve 876 numaralı parsel ile birleştiği yerde olduğu, bu sınırlar ve yüzölçümüyle çekişmeli parseli kapsadığının belirlendiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Orman Uzmanı bilirkişiler tarafından çekişmeli parselin öncesinde orman sayılan yerlerden olup olmadığı eski tarihli memleket haritası, … fotoğrafları ve amenajman planları uygulanmak suretiyle belirlenmediğinden yetersizse de, 3 Numaralı Orman Kadastro Komisyonuna bağlı 4 numaralı ekip tarafından düzenlenen 14.09.1976 tarih ve 11 numaralı tutanak ile başlanarak sınırlandırması yapılan P.I numaralı poligonun bilim ve … bakımından orman niteliğini 15.10.1961 tarihinde önce tam olarak yitirdiği belirlenerek, 1744 Sayılı Yasa ile değişik 6831 Sayılı Yasanın 2/1 maddesi gereğince nitelik kaybı nedeniyle Hazine adına orman sınırları dışına çıkarıldığı ve işlemin 13.03.1981 tarihinde ilan edilip itirazsız 13.03.1982
tarihinde kesinleştiği belirlendiğine göre orman dışına çıkarma işleminin, öncesi orman olmadığı için 6831 Sayılı Yasanın 1744 Sayılı Yasa ile değişik 6831 Sayılı Yasanın 2/2 maddesi gereğince tapu sahibi adına yapıldığı söylenemez.
Ayrıca; Keşifte dinlenen yerel bilirkişi sözlerine ve bu sözlere dayalı Harita Mühendisi bilirkişi raporuna göre kadastro tesbitine de esas alınan davalı tarafın tutunduğu tapu kaydındaki, Tarik(yol) sınırı ile … sınırı çekişmeli parselin güney doğu ucundan kuzey batı ucuna doğru uzanan bir hatta ve kuzeyde, Kala sınırı taşınmazın batı kenarında, … Yeri sınırı ise taşınmazın doğu ucunda gösterilmiş, tarif edilen sınırlarına göre tapu kaydı taşınmazı çevrelemediği ve taşınmazın güney sınırı açıkta kaldığına göre tapu kaydını çekişmeli parseli kapsadığı söylenemez.
Kaldı ki; Çekişmeli parselin güneyinde bulunan dava dışı … köyü 30 sayılı 36700 m2 yüzölçümündeki parsel genel kadastroda … …’nın zilyetliğindeyse de, yararına kazanma koşulları oluşmadığından Hazine adına tesbit edilmiş, … …’nın, taşınmazın kendi adına tesbit edilen 31 sayılı parsele uygulanan tapu kaydı kapsamında kaldığı iddiasıyla açtığı tapulama tesbitine itiraz davasında, 26.03.1959 tarihli oturumda tapuya dayalı iddiasını tekrar etmiş, 22.04.1959 tarihli oturumdaysa, 31 sayılı parselin tesbitine esas alınan tapu kaydına zuhulen tutunduğunu bildirerek, 30 sayılı parselin kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle adına tescilini istemiş, mahkemece yapılan yargılama sonunda … … yararına kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının oluştuğu gerekçesiyle davanın kabulüne ve 30 sayılı parselin … … adına tesciline ilişkin … Kadastro Mahkemesinin 20.04.1965 tarih 1961/36-8 sayılı kararı temyiz edilmeden 20.5.1965 tarihinde kesinleşmiş, parsel … … adına tescil edilmiş, 672, 673, 674 parsellere ayrılmıştır. 30 sayılı parselin güneyinde orman kadastrosu sınırları dışında bırakıldığı ve gerçek kişiler adına tesbit edildiği anlaşılan 2, 29, 28 ve 32 sayılı parseller vardır.
Çekişmeli parselin güney doğu sınırında bulunan dava dışı … alanı köyü 7 parsel sayılı 16700 m2 yüzölçümündeki tarla nitelikli taşınmaz kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle …, İbahim ve … İlhan ile … Işık adına tesbit edilmiş, … … 7 sayılı parselin 31 sayılı parsele uygulanan tapu kaydı kapsamında kaldığını adına tescilini, Hazine parselin orman tahditi içine alınan Haziran 1948 tarih 24 sıra numaralı tapu kaydı içinde kaldığını Hazine adına tescilini istemiş, bunların yanı sıra … … ve … … tesbite itiraz davası açmışlar, … … 29.04.1959 tarihli oturumda neden bildirmeden itiraz ve davasından vazgeçmiş, … Kadastro Mahkemesinin 29.4.1959 tarih ve 1954/18-127 sayılı davaların reddine ve taşınmazın tesbit gibi teciline ilişkin kararı temyiz edilmeden 9.5.1960 tarihinde kesinleşmiştir.
Zaytinalanı köyü 1 parsel sayılı 12100 m2 yüzölçümündeki tarla zilyetlikle … ve … … bu yeri … Menteşoğlundan satın aldığı ve ölümüyle mirasçıları … … ve arkadaşlarına kaldığından söz edilerek onlar adına tesbit edilmiş, … … taşınmazın 31 sayılı parselin tesbitine esas alınan Nisan 1943 tarih ve 10 sıra numaralı tapu kaydı kapsamında kaldığını adına tapuya tescilini istediği, Ziya …, … …’ın yine tapuya ve zilyetliğe dayandıkları, Hazine taşınmazın Hazine adına kayıtlı 10.06.1948 tarih ve 24 numaralı tapu kaydı içinde olduğu iddiasıyla dava açtığı, 22.04.1959 tarihli keşifte … Yangının … bilirkişinin tarifine göre taşınmazın tapunun güneyindeki yol sınırının güneyinde kaldığını anladığını bu nedenle itirazından vazgeçtiğini bildirmiş, taşınmazın kesinleşmiş orman kadastrosu sınırları dışında olduğunun ve davalılar yararına kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği koşullarının oluştuğunun belirlendiği gerekçesiyle, Ziya Köprülünün davasının ise feragat nedeniyle reddine ilişkin … Kadastro Mahkemesinin 27.04.1959 gün ve 1954/12-117 sayılı kararı temyiz edilmeden 16.04.1963 tarihinde kesinleşmiştir.
… … tarafından 31 sayılı çekişmeli parselin tesbitine esas alınan tapu kaydına tutunularak, dava dışı 1, 7 ve 30 sayılı parsellerin kadastro tesbitine itiraz davası açıldığı, çekişmeli 31 sayılı parselin kadastro tesbitine esas alınan tapu kayıtlarının dava dışı 7, 1 ve 30 sayılı parselleri de kapsadığı yönündeki … Yangının dilekçe ve beyanları kendisini
bağladığı gibi, halefiyet ilkesi gereği çekişmeli parseli satış gibi nedenlerle devralan davalılar için de bağlayıcı olduğu, 7, 30 ve 1 sayılı parseller bir bütün olarak düşünüldüğünde, tapu kaydında yazılı yüzölçümünden fazla miktardaki taşınmaz orman kadastrosu sınırları dışında bırakıldığına göre, tapu kaydının kesinleşmiş orman kadastrosu sınırları içindeyken yine kesinleşmiş 6831 Sayılı Yasanın 1744 Sayılı Yasa ile değişik 6831 Sayılı Yasanın 2. Madde uygulamasıyla Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan taşınmaz bölümlerini de kapsadığının söylenemez.
Açıklanan hususlar gözetilerek, Hazinenin davasının kabulüne ve çekişmeli … Köyü 31 sayılı parselin 14.12.2006 tarihli müşterek bilirkişi krokisinde kahverengi çizgi ile çevrelenerek gösterilen 55636.86 m2 yüzölçümündeki bölümüne ilişkin davasının kabulüne , bu bölümün tapu kaydının iptali ile 6831 Sayılı Yasanın 2/B maddesi gereğince Hazine adına tapuya tesciline karar verilmesi gerekirken, Hazinenin davasının reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, davacı Hazinenin karar düzeltme istemi bu nedenle yerinde görülmüş, Dairenin 11.10.2007 gün ve 2007/9732-12256 sayılı onama kararının kaldırılmasına ve yerel mahkeme kararının açıklanan nedenlerle bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı Hazinenin karar düzeltme isteminin kabulüyle, Dairenin 11.10.2007 gün ve 2007/9732-12256 E.K. sayılı ONAMA KARARININ KALDIRILMASINA, Yerel mahkemenin 26.12.2006 gün ve 2005/380-2006/334 E.K. sayılı kararının bu nedenlerle BOZULMASINA 05.06.2008 günü oybirliği ile karar verildi.