YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2008/3450
KARAR NO : 2008/7536
KARAR TARİHİ : 15.05.2008
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tescil davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Hükmüne uyulan Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 25.04.2005 tarih 2004/14112-5106 sayılı bozma kararında özetle: “4999 Sayılı Yasa ile değişik 6831 Sayılı Yasanın 7. maddesi gereğince orman sınırları dışında kalan ormanların orman kadastrosunun yapılabileceğinin hükme bağlandığı, Hazineye ait taşınmazların 3402 Sayılı Yasanın 22/2. maddesi gereğince kadastro yoluyla tapuya tescil edilebilecekleri gibi 18/1. maddesi gereğince Hazinenin açacağı tescil davası sonucunda da tescil edilebileceği belirtilerek, öncelikle Orman Yönetimi ile köy tüzelkişiliği veya Belediyenin davaya dahil edilmesi, çekişmeli taşınmazların resmi belgelerdeki ve kesinleşen orman tahdit tutanağındaki konumlarının belirlenmesi, tapuya bağlanıp bağlanmadıklarının araştırılması” gereğine değinilmiştir. Mahkemece, bozma kararına uyulduktan sonra davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, tapusuz olduğu iddia edilen taşınmazın tesciline ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde tesbit tarihinden önce 04.05.1999 tarihinde yapılıp kesinleşen orman kadastrosu bulunmaktadır.
Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan araştırma ve inceleme hükme yeterli değildir. Şöyle ki, davacı Hazine dava dilekçesi ekinde sunulan krokide yeşile … olan yaklaşık 50 hektarlık alanın Orman Genel Müdürlüğüne ağaçlandırılmak üzere tahsis edildiğini, ancak yörede 1999 yılında ilan edilen orman kadastro çalışmasında orman sınırları dışında kaldığını ve orman sayılan yerlerden olduğunu belirterek bu taşınmazın tapuya tescili talebi ile dava açmıştır. Mahkemece davanın reddi yolunda kurulan ilk hüküm Dairemizin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen ilamı ile bozulmuştur. Bozma üzerine yapılan yargılama sırasında uzman orman ve fenni bilirkişiler çekişmeli taşınmazın bir bölümünün … ve … Devlet Ormanı içinde kaldığı, bir bölümünün kesinleşen orman sınırları dışında kalan ve tapuya tescil edilmemiş yerler olduğunu, (a), (b), (c), ve (d) harfli 293.50 hektar yüzölçümündeki alanın ise gerçek kişiler adlarına tapuda kayıtlı olduğu ve bu taşınmazların içinde kalan …, yol, taşlık ve tepelik vs. yerlerin ise tescil harici bırakıldıkları,1960 tarihli memleket haritasında kısmen bitki örtüsü olmayan açık alanda, kısmen de özel işaretli … fidanlık ve geniş yapraklı ağaç rumuzlu yeşil alanda kaldığını, eylemli durumda bir bölümünün üzerinde 15-20 yaşında karaçam ve meşe ağaçlarının olduğu, Orman Yönetimi tarafından ağaçlandırılan alanın ise kesinleşen orman sınırları içinde kaldığı açıklanarak taşınmazın memleket haritası üzerindeki sınırları kırmızı ile çizilerek gösterilmiştir. Ancak, çekişmeli taşınmazların bulunduğu Ahili Beldesinde 1952 yılında arazi kadastro çalışmasının yapıldığı anlaşıldığına göre, öncelikle bu çalışmaya ilişkin geniş kadastro paftası ile yörede ağaçlandırma yapıldığı belirtildiğinden
buna ilişkin evraklar dosyaya getirtilerek uzman bilirkişiler tarafından davacı Hazinenin dilekçe ekinde çekişmeli taşınmazı gösteren kroki, en eski tarihli memleket haritası ile orman tahdit haritalarının ölçeklerinin eşitlenerek çakıştırılması sureti ile uygulama yapılması, kesinleşen orman sınırları içinde kalan ve kalmayan, tapuda gerçek kişiler adlarına kayıtlı olan, tescil harici olan ve ağaçlandırmaya konu olan taşınmazların hudutları ve yüzölçümleri ile belirlenmesi ayrıca uzman bilirkişilerce bu uygulamaları gösteren rapor ve kroki sunulması gerekirken bilirkişilerce soyut olarak yapılan denetlemeye elverişsiz rapor ve krokiye dayanılarak hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
Bu nedenle; öncelikle çekişmeli taşınmazın bulunduğu alanı gösteren 1952 yılında düzenlenen geniş kadastro paftasının (tescil harici alanların ne olarak bırakıldıklarını ve şahıslar adına tapuda kayıtlı oldukları belirtilen taşınmazların sınırlarını gösteren) aslına uygun olarak çıkarılmış örneğinin, Kadastro Müdürlüğünden ağaçlandırma çalışmalarına ilişkin evrakların, Orman İşletmesinden kesinleşen orman sınırları içinde kalan … ve … Devlet Ormanlarının tapuda kayıtlı olup olmadığı Orman İşletme Müdürlüğünden sorularak; tapuda kayıtlı ise, buna ilişkin tapu kayıt örneğinin getirtilmesi, bundan sonra mahkemece, önceki bilirkişiler dışında halen … ve Orman Bakanlığı ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman yüksek orman mühendisleri arasından seçilecek üç mühendis ,ziraat mühendisi ve bir harita mühendisinden veya olmadığı takdirde bir tapu … memurundan oluşturulacak bilirkişi kurulu aracılığıyla yeniden yapılacak keşifte 02 Eylül 1986 tarihli Resmi Gazetede yayınlanan 6831 Sayılı Orman Yasasına Göre Orman Kadastrosu ve Aynı Yasanın 2/B Maddesinin uygulanması Hakkındaki Yönetmeliğin 54. maddesi uyarınca hazırlanan Orman Kadastrosu Teknik İzahnamesinin 49. maddesinde yazılı “orman sınır noktası ve hatların uygulanmasında tutanaklardan, orman kadastro haritasından, … fotoğraflarından, varsa ölçü karnelerinden, nirengi, poligon, röper noktalarından yararlanılır. Sınırlama tutanakları ile orman kadastro haritaları arasında çekişme olduğunda ölçü değerleri ve tutanaktaki ifadeler arazinin durumuna göre incelenir, hangisi daha çok uyum gösteriyorsa ve gerçek duruma uygun ise o esas alınır.” hükmü ile 15.07.2004 tarihli Resmi Gazetede yayınlanan Orman Kadastrosunun Uygulanması Hakkında Yönetmeliğin “Teknik İşler” başlıklı Dokuzuncu Bölümde yazılı esaslar göz önünde bulundurularak uygulama yapılmalı, yerel bilirkişi beyanlarına başvurularak yerinde bulunmayan orman sınır noktaları, bulunanlardan hareketle tutanak ve haritalarda yazılı mevkii, yer, kişi isimleri ile açı ve mesafelere göre, orman kadastrosu, 1952 tarihinde düzenlenen arazi kadastro paftası, en eski tarihli memleket haritası ve … fotoğrafı, orman tahditine ilişkin tutanak ve haritalarının düzenlenmesinde kullanılan … fotoğrafları ve memleket haritalarından yararlanılarak, değişik açı ve uzaklıklardaki en az 6-7 adet orman sınır noktası bulunup röperlenmeli, anlatılan yöntemle bulunan orman kadastrosu, kadastro paftası ve memleket haritası ve … fotoğrafı aynı ölçeğe çevrilerek ölçekler eşitlenmeli, bu belgelerin çakıştırılması ile çekişmeli taşınmazın dava dilekçesi ekinde sunulan ve dava konusu taşınmazı gösteren kroki de gözönüne alınarak öncelikle çekişmeli taşınmazın sınırları belirlenmeli, daha sonra ise dava konusu alanın orman kadastrosu, kadastro paftası, en eski tarihli ve orman kadastro çalışmalarında esas alınan memleket haritası ve … fotoğrafına ve varsa ağaçlandırma haritasına konumu genel kadastro paftası, memleket haritası ve orman tahdit haritası üzerinde, çakıştırılmış halde ayrı renkli kalemlerle gösterilip keşfi izleme olanağı sağlanmalı, bu belgelere göre orman sayılan ve sayılmayan yerlerin belirlenerek uzman bilirkişilerce bunu açıklayan rapor ve kroki düzenlenmeli, çekişmeli taşınmazın hududu içinde dava dışı gerçek kişiler adına tapuda kayıtlı olan parseller varsa, bunların hudutları çizilerek gösterilmeli,bunların tümü birleşik harita üzerinde gösterilerek bilirkişilerden müşterek imzalı rapor ve kroki alınmalıdır.
Yukarıda belirtilen şekilde yapılacak uygulama sonucunda;
a) Dava konusu olan taşınmazın yörede 1999 yılında yapılarak kesinleşen orman sınırları içinde kaldığı ve bu ormanlık alanın tapuda kayıtlı olduğu saptandığında o bölümle ilgili olarak davacı Hazinenin davasının reddine karar verilmesi gerektiği düşünülmeli,
b) Dava konusu olan taşınmazın içinde dava dışı gerçek kişiler adlarına arazi kadastro çalışmaları sonucunda oluşan çap sınırları içinde kalan yerlerin bulunduğu saptandığında ise eldeki davanın sadece tescil istemi ile açıldığı ve tapu maliki gerçek kişilerin aleyhine dava açılmadığı gözönüne alınarak o bölümlerle ilgili olarak davanın husumet yönünden reddine karar verilmesi gerektiği düşünülmeli,
c) Yapılacak uygulama sonucunda dava konusu olan taşınmazın içinde olup (a) ve (b) harfli fıkralar dışında kalan ve genel kadastro çalışmalarında tapuya tescil edilmeyen, tescil harici bırakılan yer olduğu saptandığında memleket haritası ve … fotoğraflarında ormanlık alan içinde kalan veya orman yönetimi tarafından ağaçlandırma yapılan bu bölümlerin yüzölçümleri hesaplanarak uzman bilirkişilerce krokide gösterildikten sonra Hazine adına orman niteliği ile tapuya tescil edilmeleri gerektiği düşünülmeli,
d) Yukarıdaki (a), (b), (c) fıkralarına girmeyen ve yapılacak uygulamada Devletin hüküm ve tasarrufundaki yerler varsa bu bölümlerinde yüzölçümleri belirlenerek uzman bilirkişilerce krokisinde gösterilmeli, davacı Hazinenin bu bölümlerin de orman niteliği ile tescilini talep etmesi halinde Hazineden bu konuda ıslah dilekçesi alınmalı, uzman bilirkişi raporlarına ve eylemli durumuna göre orman nitelini taşıyan yerler ile ağaçlandırılmak üzere Orman Genel Müdürlüğüne tahsis edilen yerler orman niteliği ile Hazine adına tapuya tescil edilmeli,
e) Dava konusu taşınmazın sınırları içinde Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden kayalar tepeler dağlar, deniz göl ve yol niteliğindeki yerler bulunduğu anlaşıldığında ise 3402 Sayılı Yasanın 16/C bendi gereğince bu nitelikteki yerlerin tescil ve sınırlandırmaya tabi olmadıkları gözönüne alınarak davacı hazinenin bu bölümlere yönelik davasının reddi gerektiği düşünülmeli, mahkemece toplanacak delillere göre hüküm kurulmalıdır. Eksik inceleme ve yetersiz bilirkişi raporlarına göre kurulan hüküm usul ve yasaya aykırıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenler ile davacı Hazinenin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA 15/05/2008 günü oybirliği ile karar verildi.