YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2008/288
KARAR NO : 2008/10793
KARAR TARİHİ : 18.07.2008
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı gerçek kişi ile katılan gerçek kişi tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı … 10.02.2000 tarihli dilekçesiyle, … Köyü 2134 sayılı parselin, genel kadastroda ilkin kendi adına tesbit edildiği, Hazinenin açtığı tapu iptal tescil davasının, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği koşullarının oluşmadığının belirlendiği gerekçesiyle kabulüne ilişkin 1995/680-1995/905 sayılı kararının kesinleşmesiyle Hazine adına tescil edildiği, oysa bu taşınmazın kök murisleri … … … adına kayıtlı 1306 tarih ve 340 numaralı tapu kadı kapsamında kaldığını, taksim ile taşınmazın babası …’e kaldığını, onunda 1979 yılında kendisine bağışladığını, taşınmazın Hazine adına tapu kaydının iptalini ve adına tescilini istemiş, … … 21.11.20021 tarihli dilekçesiyle … Köyü 2133 Sayılı Parselin kendisine ait olduğu halde, taşınmaz ile ilgisi olmayan … … ile Hazine arasındaki dava sonunda Hazine adına tescil edildiğini taşınmazın tapu kaydının iptalini ve adına tescilini istemiştir. Davacı … 20.11.2001 tarihli dilekçeyle taşınmazın Zilkade 1278 tarih ve 103 sıra numaralı tapu kaydı kapsamında kaldığını, 25.03.2002 tarihli dilekçeyle de, taşınmazın katılan … … ait olduğunu, … … katılmasını ve davasına bir diyeceklerinin olmadığını, 02.06.2004 günlü celsede ise çekişmeli parselin dava dilekçesinde hata ile 2134 parsel olarak yazılmışsa da gerçekte 2133 parsel olması gerektiğini bildirmiştir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı gerçek kişi ve katılan gerçek kişi tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, tapu iptal tescile ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde tesbit tarihinden önce 1942 yılında yapılıp 07.08.1942 tarihinde köyde ilan edilerek 07.11.1942 tarihinde kesinleşen orman kadastrosu bulunmaktadır. Daha sonra ilk tahditin aplikasyonu ve sınırlandırması Yargıtay 2. Hukuk Dairesi Başkanın hakem sıfatıyla verdiği karar ile iptal edilen ormanların kadastrosu 1976 yılında yapılıp ekip çalışmaları 15.09.1976 tarihinde, itirazları inceleyen 7 numaralı Orman Kadastro Komisyonu işlemleri ise 09.12.1976 tarihinde ilan edilmiştir. 36 numaralı orman kadastro komisyonunca 1988 yılında aplikasyon, sınırlandırması yapılmamış ormanların kadastrosu ve 3302 Sayılı Yasa ile değişik 6831 sayılı yasanın 2/B madde uygulaması yapılıp 15.06.1989 tarihinde ilan edilmiştir.
Dava konusu … köyü 2133 sayılı parsel 1988 yılında yapılan genel arazi kadastrosunda, 12254 m2 yüzölçümünde tarla niteliğiyle, 1981 yılı vergi beyanı ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle … … adına tesbit edilmiş, … Yönetiminin
tapuya dayalı davasının feragat nedeniyle reddine ilişkin Kadastro Mahkemesinin 20.01.1992 gün ve 1991/1075-108 sayılı kararı ile feragat nedeniyle ret edilip kesinleşmesi sonucu … … adına tescil edilmiş ve daha sonra satış ile davalıya geçmiştir. Hazine tarafından açılan tapu iptal tescil davası “çekişmeli taşınmazın 1942 yılı orman kadastrosu sınırları içinde kaldığı, 1976 yılında 7 numaralı orman kadastro komisyonunca 1744 Sayılı Yasa ile değişik 6831 Sayılı Yasanın 2. Madde uygulamasıyla Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılması nedeniyle kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının oluşmadığının” gerekçesiyle davanın kabulüne, parselin tapu kaydının iptaline ve Hazine adına tesciline ilişkin … Asliye 5. Hukuk Mahkemesinin 08.12.1995 gün ve 1995/680-905 E.K.sayılı kararı Yargıtay denetiminden de geçerek kesinleşmiş, taşınmazın davalı … adına olan tapu kaydı iptal edilerek Hazine adına tescil edilmiştir. … …’ın sözü edilen mahkeme kararının Yargılamanın Yenilenmesi yoluyla kaldırılması ve … köyü 2133 sayılı parselin adına tescili istemiyle açtığı davanın reddine ilişkin … 5. Asliye Hukuk Mahkemesinin 07.10.1999 gün ve 1999/597-985 sayılı kararı da süresi içinde temyiz edilmediğinden 02.05.2000 tarihinde kesinleşmiştir.
Şimdi ise … … çekişmeli … köyü 2134 sayılı parselin Hazine adına tapuya tesciline ilişkin mahkeme kararlarının, taşınmazın kazandırıcı zamanaşımı yoluyla edinilemeyecek yerlerden olduğu gerekçesine dayandığı, o dosyalarda tapu kaydı sunmadıkları, şimdi ise taşınmazın T.Evvel 1306Y. Tarih ve 340 ve zilkade 1278 tarih ve D:11, V: 102, numaralı tapu kayıtlarının bulunduğunu tesbit ettiklerini, dava nedenleri farklı olduğundan, sözü edilen mahkeme kararlarının kesin hüküm oluşturmayacağını bildirerek ilkin 2134 parsel numarası vererek dava açmış, daha sonra davasının 2133 sayılı parsele ilişkin olduğunu bildirmiş, daha sonrada taşınmazın … …’a ait olduğunu, kendisi ile ilgisi olmadığını bildirmiştir. Katılan … … ise taşınmazın … … ile ilgisi olmadığını, kendisine ait olduğunu, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle adına tescilini istemiştir.
Mahkemece keşif ve bilirkişi incelemesi yaptırılmadan, çekişmeli parselin hazine adına tesciline ilişkin kesin hükmün tarafları bağladığı gerekçesiyle davanın reddine karar vermiştir.
… 5. Asliye Hukuk Mahkemenin 08.12.1995 günlü ve 1995/680-905 sayılı kararında ve dosyasında; kesinleşmiş orman kadastrosu, makiye ayırma tutanakları ve 1744 ve 3302 Sayılı Yasalarla değişik 6831 Sayılı Yasanın 2. ve 2/B Madde tutanak ve haritalarının uygulanmasına dayalı araştırma inceleme ve keşif sonucu düzenlenen uzman bilirkişi raporuyla, çekişmeli parselin 3116 sayılı yasa hükümlerine göre 1942 yılında yapılıp kesinleşen orman kadastro sınırları içindeyken, 1976 yılında 7 numaralı orman kadastro komisyonuna bağlı 4 numaralı ekip tarafından düzenlenen 03.06.1976 tarihli tutanakta açıklandığı üzere 1942 yılında yapılan orman kadastrosunun Yargıtay 2. Hukuk Dairesi Başkanının Hakem sıfatıyla verdiği 19.12.1947 tarih ve 208 sayılı kararıyla iptal edildiğinden söz edilerek … baştan orman kadastrosunun yapıldığı, taşınmazın Hazine adına orman sınırları dışına çıkarıldığı, çıkarma tarihinden kadastro tesbit tarihine kadar davalı yararına kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının oluşmadığının belirlendiği gerekçesiyle Hazinenin davası kabul edilmiş ve karar Yargıtay 1. Hukuk Dairesince onandıktan sonra kesinleşmiştir. … …’ın çekişmeli parselin makiye ayrıldığından kesinleşen mahkeme kararının yargılamanın yenilenmesi yoluyla kaldırılması isteminin de red edilerek temyiz edilmeden kesinleştiği, … 5. Asliye Hukuk Mahkemesinin 07.10.1999 gün ve 1999/597-985 ve 08.12.1995 gün ve 1995/680-905 sayılı kararlarının davacı yönünden kesin hüküm, katılan yönünden de güçlü delil oluşturacağı, davacının taşınmaz üzerinde hak iddia etmekten yargılama sırasında vazgeçtiği, Katılan gerçek kişinin de bu güçlü delilin aksini ispatlayacak kesin deliller sunmadığı, tutunulan tapu kayıtlarının çekişmeli taşınmazın bulunduğu köye ait olmayıp, Korkuteli ilçesine ait olduğu, H.G.K.’nun 27.02.2002 gün 2002/1-19-97 sayılı kararında belirtildiği gibi kesinleşmiş orman kadastrosu sınırları içinde kalan tapu kayıtlarının hukuki değerini kayıp edeceği, makiye ayrılan yerler ile 6831 Sayılı Yasanın 2/B maddesi gereğince Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan yerlerin kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla edinilemeyeceği, yörede 1976 yılında, 7 numaralı orman kadastro komisyonu tarafından,
Yargıtay 2. Hukuk Dairesinin Hakem sıfatıyla verdiği 19.12.1947 gün ve 208 sayılı kararı ile 1942 yılında yapılıp kesinleşen orman kadastrosunun iptal edildiğinden söz edilerek, 1942 orman kadastrosu yok sayılıp, yeniden orman sınırlandırması yapılarak taşınmaz orman sınırları dışında bırakılmışsa da, 1942 orman tahditinin, sadece Yargıtay 2. Hukuk Dairesi Başkanının hakem sıfatıyla verdiği 19.12.1947 tarih, 208 sayılı kararla … Yönetiminin tutunduğu … Vakfına ait tapulu taşınmazlar yönünden iptal edildiği, vakıf tapusu kapsamı dışında kalan tahdidin halen geçerliliğini sürdürdüğü, taşınmazın orman olarak sınırlandırılmasına ilişkin 1942 yılında yapılıp kesinleşen orman kadastrosunun, bir başka orman kadastro komisyonunca yasal olmayan nedenlerle yok sayılıp, orman sınırları dışında bırakılması işleminin hiçbir yasal dayanağı olmayıp, bu işleme değer verilemeyeceği, taşınmazın 1942 orman kadastrosu ile orman olarak sınırlandırıldığı ve halen orman sınırları içinde olduğu, gözetilerek davacı ve katılan gerçek kişilerin davalarının reddine karar verilmesinde isabetsizlik bulunmadığına, taşınmazın kısmen 1942 yılında yapılıp kesinleşmiş orman kadastro sınırları içinde olduğu belirlenmişse de, taşınmazın orman niteliğiyle tescili istemiyle Orman yönetimi yada Hazine tarafından bir dava açılmadığına göre. davacı ve katılan gerçek kişilerin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz eden gerçek kişilere ayrı ayrı yükletilmesine 18/07/2008 günü oybirliği ile karar verildi.