Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2008/18148 E. 2009/19362 K. 24.12.2009 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2008/18148
KARAR NO : 2009/19362
KARAR TARİHİ : 24.12.2009

MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi

Taraflar arasındaki orman sınırlamasına itiraz davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı … Yönetimi, katılan Hazine ve davacı-davalı … Gamgam tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

K A R A R

… Köyünde 1963 yılında yapılan arazi kadastro çalışmalarında davaya konu … Çiftliği mevkiindeki 1 pafta 1 parsel sayılı 7.312.000.00 m2 ve 2 parsel sayılı 3.524.400.00 m2 yüzölçümündeki taşınmazlar tapu kaydına dayanılarak davalılar ve karşı davacılar …, … … ve A. … … adlarına tespit edilmiş, 1 sayılı parselin bazı bölümleri 1974 yılında TEK tarafından plon yeri olarak kamulaştırıldığından bu bölümler ifraz edilerek 924, 925, 926, 927, 928 parsel numarasıyla plon yeri olarak TEK adına tescil edilmiş, kalan bölüm de 929 parsel sayısıyla gerçek kişiler üzerinde bırakılmıştır. 2 sayılı parsel 1972 yılında DSİ tarafından kısmen kamulaştırılarak 860, 861 ve 862 sayılı parsellere ayrılmış bunlardan 861 sayılı parsel DSİ adına tescil edilmiş, 860 ve 862 sayılı parseller önceki … kişiler üzerinde bırakılmıştır. Daha sonra 860 parselin DSİ tarafından yine kamulaştırılması nedeniyle 863 ve 864 parsellere ifraz edilmiş, 863 sayılı parsel DSİ adına tescil edilmiş, 864 sayılı parsel önceki malikleri üzerinde bırakılmış, 864 parselin de yeniden TEK tarafından kamulaştırılarak 890, 891, 892 ve 893 parsellere ifraz edilmiş, 890, 891, 892 parseller TEK adına tescil edilmiş, 893 sayılı parsel ise gerçek kişiler üzerinde bırakılmıştır. 893 parselin DSİ tarafından yine kısmen kamulaştırılması nedeniyle 940 ve 941 sayılı parsellere ifraz edilerek, 941 sayılı parsel DSİ adına tescil edilmiş, 940 parsel önceki malikler üzerinde bırakılmıştır. 940 sayılı parselin de yine kısmen DSİ tarafından kamulaştırılmış, 943 sayılı parsel DSİ adına tescil edilmiş, 942 sayılı parsel kişiler üzerinde bırakılmış, 942 parsel daha sonra 1018, 1019 ve 1020 sayılı parsellere ifraz edilmiştir.
1-) Davacı(karşı davalı) Orman Yönetimi, … Köyü … Çiftliği mevkii 2 sayılı parselin 3.100.888 m2 bölümünün 1942 yılında 3116 sayılı yasaya göre sadece Devlet Ormanlarının kadastrosunun yapılması sırasında özel Orman olarak ayrıldığını, 1945 yılında 4785 Sayılı Yasa yürürlüğe girince bu yasa hükümleri uyarınca devletleştirildiğini, bu devletleştirme işleminin iptali için tapu maliklerinin açtığı davanın Danıştay 8. Dairesinin 22/12/1964 gün 1963/11573-1964/8428 sayılı kararı ile reddedildiğini ileri sürerek, taşınmazın tapu kaydının iptali ile orman olarak Hazine adına tescili ve davalıların el atmasının önlenmesi istemiyle 31.10.1972 tarihinde … 1 Asliye Hukuk mahkemesinin 1972/1020 sayılı dosyasında dava açmış, Hazine 29/6/1983 tarihli dilekçe ile 2 sayılı kadastro parselinin büyük bir kısmının orman olduğunu ileri sürerek, orman olan bölümlerinin orman olarak Hazine adına, yine tapu kayıt kapsamı dışında kalan bölümlerinde Hazine adına tescili istemiyle davaya katılmıştır.
2) … 1. Asliye Hukuk Mahkemesin 1972/1020 sayılı dosyası adli teşkilat kurulması nedeniyle 28/09/1989 tarihinde … Asliye Hukuk Mahkemesine aktarılmış, … 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 6/12/1998 gün 1990/245-1998/825 sayılı kararıyla (Davanın devamı sırasında orman kadastrosunun yapılması nedeniyle tapu iptali ve tescil ile elatmanın önlenmesi davasının aynı zamanda orman kadastrosuna itiraz davasına dönüştüğü ve davaya bakma görevinin Kadastro mahkemesine ait olduğu) gerekçesi ile verdiği görevsizlik kararı Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 01/11/1999 tarih 1999/10277 – 9602 sayılı kararı onanarak kesinleşmesinden sonra kadastro mahkemesinin 2000/3 sayılı esasına kaydedilmiş ve daha sonra 20.09.2000 gün 2000/3-66 sayılı kararla, temyize konu kadastro mahkemesinin 1993/40 sayılı dosyası ile birleştirilmiştir.
3) Diğer yandan davacı … Yönetimi 1977 yılında ilk kez yapılan ve 04/04/1980 tarihinde ilan edilen orman kadastrosunda 1, 2, 3, 4, 5 ve 6 poligon numarası verilen alanların orman sayılmayarak orman sınırları dışında bırakıldığını, 2, 3, 4, 5, 6 nolu poligonların … fotoğraflarında orman olduğunu, bu yerler hakkında açma davalarının devam ettiğini, yine … Köyü … mevkii 1 sayılı kadastro parseli içindeki 18, 19, 20, 21, 22, 23, 24 sayılı orman sınır noktalarını birleştiren hatların dışında bırakılan bölümleri ile 41, 42, 43 sayılı orman sınır noktalarını birleştiren hatların dışında bırakılan bölümlerinin orman sınırları içine alınması için orman kadastro komisyonuna itiraz edildiğini; ancak, komisyon tarafından itirazlarının reddine karar verildiği gibi buna ek olarak 2 sayılı kadastro parselinin ortasında kalan Maltepe mevkiindeki 26, 27, 28, 29, 30, 31, 32, 33, 34, 35, 36, 37 orman sınır noktalarını birleştiren alanın da iptal edilerek orman sayılmadığını, halbuki bu yerlerin … yapısı ve üzerindeki bitki örtüsü ve … fotoğraflarında orman vasfında olduğunu, yine 73-59-60-61-62-73 OS noktalarını birleştiren hatların arasında kalan bölümün de ormandan açma olduğunu ileri sürerek 1 Numaralı itirazları inceleme Orman Kadastro Komisyonunun oyçokluğu ile düzenlediği, orman dışında bırakılmasına ilişkin 26 sayılı tutanağının iptali ile bu yerlerin orman sınırı içine alınmasını isteyerek 20/11/1981 tarihinde … 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 1981/1066 sayılı dosyasında dava açmıştır.
4) Davalılar (karşı davacılar) …, … … ve A. … … Orman Yönetimi aleyhine cevap süresi içinde açtıkları karşı davada genel arazi kadastrosu sırasında dava konusu yerlere ait olan 192 adet tapunun birleştirilerek … Köyü 1, 2, 3 ve 4 sayılı parsellerin adlarına tespit edildiğini, Orman Yönetiminin 4 sayılı parsel hakkında açtığı tespite itiraz davasının reddedilip, bu parselin adlarına tescil edildiğinin 2 ve 3 sayılı parsellerin ise itirazsız kesinleştiğini, 1 sayılı parsel hakkında açılan tespite itiraz davasının halen … 2 Asliye Hukuk Mahkemesinin 1981/669 sayılı dosyasında devam ettiğini, yine 2 sayılı parsel hakkında Orman İdaresinin … 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 1972/1020 sayılı dosyasında açtığı ve Hazinenin katıldığı tapu iptal ve tescil davasının halen devam ettiğini, 1 pafta 1 ve 2 sayılı parsellerin orman sayılan yerlerden olmadığını, bu nedenle 1 numaralı Orman Kadastro Komisyonuna bağlı 3 numaralı ekibin ve komisyonun 1 ve 2 sayılı parsellerin Devlet Ormanı olarak sınırlandırılmasına ilişkin kararlarının iptali istemişlerdir.
5) … 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 19/07/1984 gün 1981/1066- 984/636 sayılı kararı ile; davacı (davalı) Orman Yönetiminin açtığı orman kadastrosuna itiraz davasının reddine, davalı (karşı davacı) gerçek kişilerin davasının kabulüne, (1) Nolu Orman Kadastro Komisyonunca yapılan işlemin iptaline ve … Köyü 1 pafta, 1 ve 2 sayılı parsellerin orman olmadığının tespitine ilişkin, hümün Orman Yönetimi tarafından temyiz edilmesi üzerine,Yargıtay 14. Hukuk Dairesinin 26/02/1985 gün, 1984/6907- 1985/1401 sayılı kararı ile ve özetle (Orman Kadastro Komisyonlarının 1744 ve 2896 sayılı yasalarla değişik 6831 Sayılı Orman Yasasının 2. maddesine göre daha önce herhangi bir nedenle orman kadastrosu yapılmayan yerlerin orman kadastrosu işlemlerini de yapmaya yetkili olduklarını, … Çiftliğindeki ormanların 4785 Sayılı Yasanın yürürlük tarihinden önce 3116 Sayılı Yasa gereği 1942 yılında yapılan sınırlandırmada tahdit dışı bırakıldığını, ancak 4785 Sayılı Yasa gereği bu yerde bulunan ormanların devletleştirildiğini, bu işleme karşı davalı (davacı) gerçek kişilerin açtıkları iptal davasının Danıştay 8. Dairesinin 22/12/1964 gün 1963/11573 – 8426 sayılı kararıyla reddedilip devletleştirme işleminin kesinleştiğini, kesinleşen Devletleştirme işlemi gözönünde bulundurularak karar verilmesi gerektiğini, eksik inceleme ve araştırmaya dayanılarak hüküm kurulamayacağı) nedenleriyle bozulmuştur.
6) Bozma kararından sonra … 3. Asliye Hukuk mahkemesinin 1986/181 sayısına kaydedilen dava dosyasının yargılaması sırasında, 10/04/1987 tarihli celsede, mahkemece davaya konu 1 sayılı kadastro parselinden ifraz edilen 929 parsel ile 2 sayılı kadastro parselinden ifraz edilen 862 sayılı parsel hakkındaki davalar tefrik edilerek 862-929 sayılı parseller hakkındaki dava mahkemenin 1986/181 sayısında görülmeye devam olunmuş, 2 sayılı kadastro parselinden ifraz edilen kamulaştırma nedeniyle DSİ adına tescil edilen 941, 943 sayılı parseller ile ifrazen önceki malikler üzerinde bırakılan 942 parsel hakkındaki dava ise … 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 1987/465 sayısına kaydedilmiştir.
7) Mahkemece 14. Hukuk Dairesinin 26.02.1985 gün 1984/6907-1401 sayılı bozma kararına uyularak, … 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 10/06/1987 gün 1986/181 -1987/522 sayılı kararı ile; 862 ve 929 parsel nolu taşınmazlar yönünden davacı (davalı) Orman Yönetiminin davasının reddine, karşı davacı gerçek kişilerin davasının kabulüne dair verilen kararın davacı … Yönetimince temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 18/01/1988 tarih 1987/12824 – 1988/249 sayılı kararı ile özetle (Taraflar açısından kesin hüküm niteliğindeki Danıştay kararının yerel bilirkişi vasıtasıyla taşınmaza uygulanıp, nereyi kapsadığının belirlenmediği, tapu kaydı uygulamasının yapılmadığı, geçerli bir maki tefriki yapılıp yapılmadığının saptanmadığı) gerekçesiyle bozulmuştur
8) Mahkemece bozmaya uyularak … 3. Asliye Hukuk Mahkemesi 15.03.1989 gün 1988/208 -1989/172 sayılı kararı ile; dava konusu 862 ve 929 parsel sayılı taşınmazların orman sayılmayan yerlerden olduğuna karar verilmiş, taraflarca temyiz edilemediğinden 06/07/1989 tarihinde kesinleşmiştir
9) Davaya konu 2 sayılı kadastro parselinden ifraz edilen 941, 942 ve 943 sayılı parseller hakkındaki tefrik edilerek … 3. Asliye Hukuk mahkemesinin 1987/465 sayısına kaydedilen dava dosyası, adli teşkilat kurulması nedeniyle … Asliye 2. Hukuk Mahkemesine aktarılarak 1992/179 esasına kaydedilmiş ve bu mahkemece “davanın orman kadastrosuna itiraza ilişkin olduğu ve 3373 Sayılı Yasa ile değişik 6831 Sayılı Yasanın 11/1. maddesi gereğince davaya bakma görevinin kadastro mahkemesine ait olduğu” gerekçesiyle Kadastro Mahkemesine gönderilmiş ve Kadastro Mahkemesinin 1993/40 esasına kaydedilmiştir. (Bu temyize konu davadır.)
10) Yine davacılar … ve arkadaşları 2 sayılı kadastro parselinden ifraz edilen 941, 942 ve 943 sayılı parsellerin 2896 Sayılı Yasa hükümlerine göre yapılan ve 15/08/1985 tarihinde ilan edilen 2/B madde uygulamasında, orman sınırı içine alınmasının hatalı olduğunu ileri sürerek 14/10/ 1985 tarihinde … 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 1985/1092 sayılı dosyasında açtıkları dava, … Adliyesinin faliyete geçmesi nedeniyle yetkisizlik kararı verilerek … 2 Asliye Hukuk Mahkemesinin 1993/236 sayısına kaydedildikten sonra, davaya bakmakta Kadastro Mahkemesi görevli olduğu nedeniyle dosya aktarılarak … Kadastro Mahkemesinin 1994/1 sayısına kaydedilmiş, aralarındaki fiili ve hukuki bağlantı nedeniyle temyize konu Kadastro Mahkemesinin 1993/40 esas sayılı dava dosyası ile birleştirilmiştir.
11) … Köyü 1 sayılı kadastro kadastro parselinden ifraz edilen 929 sayılı parsel … 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 1981/1066 sayılı dosyasında açılan dava … Asliye 7. Hukuk Mahkemesinin 15.03.1989 gün 1988/208-172 sayılı kararıyla ve … Kadastro Mahkemesinin 18.04.1990 gün 1990/6-4 sayılı kararları ile sonuçlandırılmış ve kişiler adına tescil edilmiştir.
12) Temyize konu 1993/40 sayılı bu davada mahkemece, Orman Sınırlandırmasına İtiraz Davasının KISMEN KABULÜNE, … … Köyü 2 sayılı parselden ifraz edilen 1018 sayılı parselin bilirkişi kurulunun 05/10/2007 tarihli raporuna ekli krokide D ile gösterilen 1397066 m² bölümünün orman niteliğinde OLDUKLARININ TESPİTİNE, (A) ile gösterilen 989593 m² bölümü ile, yine 2 sayılı parselden ifraz edilen 1019 ve 1020 sayılı parsellerin orman niteliğinde olmadıklarının TESPİTİNE, (B) ve (C) ile gösterilen 44,131 m² bölümün 6831 Sayılı Yasanı 2/B madde uygulaması ile orman sınırı dışına çıkarılan yer olduğu dikkate alınarak 59 Sayılı Orman Kadastro Komisyonu kararının ONANMASINA, tapu iptal, tescil ve elatmanın önlenmesi davası yönünden mahkemenin GÖREVSİZLİĞİNE karar verilmiş, hüküm davacı-davalı … Yönetimi, katılan Hazine ve dava konusu taşınmazları davanın devamı sırasında satış vaadi sözleşmesiyle devir alanlardan sadece davacı-davalı … GAMGAM tarafından temyiz edilmiştir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde dava tarihinden önce 3116 Sayılı Yasaya göre 1941 yılında yapılıp 1942 yılında kesinleşen Devlet ormanlarının kadastrosu bulunmaktadır. 1941 yılında yapılan bu orman kadastrosunda yolun güneyindeki taşınmazlar … Köyü ve Eminli Köyü … Devlet Ormanı ismiyle sınırlandırılmış, haritası yapılmış ve kesinleşmiştir. 1942 yılında Devlet Ormanlarının kadastrosu yapılırken, bu ormanın kuzey tarafındaki taşınmazlar … Çiftliği Özel Ormanı olduğundan söz edilerek tahdit dışı bırakılmış, ancak haritası yapılmamıştır. Daha sonra 13.07.1945 tarihinde yürürlüğe giren 4785 Sayılı Yasa gereğince … Çiftliği ormanları hiç bir bildirime gerek kalmadan devletleştirilmiş ise de, … tapu kayıtları üzerine devletleştirme şerhi konulmamış ve tapu kayıtları Devletleştirme yoluyla Hazine adına intikal ettirilmemiştir. Ancak, … Çiftliği Ormanlarının Devletleştirme işleminin kesinleştiğine ilişkin Danıştay 8. Dairesinin 22.12.1964 gün ve 1963/11575-8426 sayılı kararı vardır. Yörede, 1744 Sayılı Yasaya göre 1977 yılında yapılarak 04.04.1980 tarihinde ilan edilen orman kadastrosu, aplikasyon ve 2. madde uygulaması, yine, 2896 Sayılı Yasaya göre yapılan ve 15.08.1985 tarihinde ilan edilen 2/B madde uygulaması ve 3302 Sayılı Yasaya göre yapılıp 27.02.1989 tarihinde ilan edilen 2/B madde uygulaması bulunmaktadır.
A) Davacı … tarafından … Asliye (1). Hukuk Mahkemesinin 1972/1020 sayılı dosyasında 31.10.1972 tarihinde açılıp ve Hazinenin katıldığı 2 sayılı parselin tamamı için tapu iptali ve tescil davası açtığı, ancak tapu kaydı üzerine tedbir konulmadığı için 2 sayılı parselin daha sonra TEK ve DSİ tarafından kamulaştırılması nedeniyle 861-890-891-892-941-943-1018-1019-1020 sayılı parsellere ifraz edildiği, bunlardan 861-863-941-942 sayılı parsellerin halen DSİ adına, 890-891-892 sayılı parsellerin TEK adına, 1018-1019-1020 sayılı parsellerin de davacı ve davalı … ve arkadaşları adına tapuda kayıtlı olduğu, bu parsellerin tümünün … 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 1972/1020 sayılı dosyasında 31.10.1972 tarihinde Orman Yönetimi tarafından açılan ve Hazinenin de katıldığı görevsizlik kararı ile gelen tapu iptali-tescil ve elatmanın önlenmesi ve dava sırasında yapılan orman kadastrosuna itiraz davalarının konusu olduğu, tapu iptali-tescil ve elatmanın önlenmesi davasına bakma görevinin Asliye Hukuk Mahkemesine ait olduğundan, Hazine ve Orman Yönetiminin görevsizlik kararının kesinleşmesinden itibaren 10 gün içinde görevli mahkemeye başvurması gerekeceğinden görev konusu da kamu düzenine ilişkin olduğu gözönünde bulundurularak, mahkemece tapu iptal ve tescil ile elatmanın önlenmesi davası yönünden mahkemenin GÖREVSİZLİĞİNE karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.
B) Yörede 1957 yılında 5602 Sayılı Yasa hükümlerine göre yapılan arazi kadastrosunda 1 parsel sayılı 7.312.000 m2 yüzölçümündeki taşınmaz ile bunun kuzeyindeki 2 parsel sayılı 3.615.200 m2 ve 3 parsel sayılı 32.200 m2 ve 4 parsel sayılı 11.163.600 m2 yüzölçümündeki parsellerle birlikte … Çiftliğine ait, K. Evvel 1297 tarih 14 ila 206 numaralı sicilden gelen 192 adet tapu kayıtları revizyon gösterilerek …, … …, … … … adlarına 10/05/1957 tarihinde tespit edilerek, tespit tutanakları 13/03/1963 – 13/04/1963 tarihleri arasında askı ilanına çıkartılmıştır. Öncesi bir bütün olan ve aynı … tapu kayıtları kapsamında olduğu belirtilerek tespit tutanakları düzenlenen 2 ve 3 sayılı parsellerin tutanakları itirazsız kesinleşmiş, 4 sayılı parsel hakkında … Kadastro Mahkemesinin 1963/1350 sayılı dosyasında kadastro tespitine itiraz davası açılmış ve 4 sayılı parsel hakkında bu dosyada görülen dava sonucu tespit malikleri adına tesciline karar verilerek temyiz edilmeden kesinleşmiştir. (1) sayılı parsele … Muhtarlığı, köyün otlakiyesi olduğunu ve … … da tapulu yeri olduğunu ileri sürerek Tapulama Mahkemesinin 1963/1349 sayılı dosyasında dava açmışlar,anılan davanın yargılaması sırasında, Orman Yönetimi 10.11.1965 tarihli dilekçe ile dava konusu (1) sayılı parselin orman sayılan yerlerden olduğu iddiası ile davaya katılmış,yapılan yargılama sonucu,… Kadastro Mahkemesince 18.04.1990 gün ve 1990/6-4 sayılı kararıyla (1) sayılı parselden ifraz edilen 929 sayılı parsel 7.312.000 m2 yüzölçümüyle tespit malikleri adına tesciline) dair verilen karar aşağıda izah edilecek aşamalardan geçerek karar kesinleşmiştir.
C) … Köyü 1 sayılı parsel hakkındaki kadastro tespitine itiraz davasının geçirdiği yargılama evreleri :Davacı … YÖNETİMİ tarafından davalı … TİCARET SANAYİ Ü.P.SAN.TİC. A.Ş, aleyhine … Köyü öncesi 1 sayılı kadastro parselinden ifrazen oluşturulan 929 ve bunun da ifrazından oluşturulan 1024 ve bunun da ifrazı ile 1155 sayılı parsel hakkında tapu iptali ve tescili ile elatmanın önlenmesi davası, karşı dava olalarak aynı parsel hakkında … TİCARET SANAYİ Ü.P.SAN.TİC. A.Ş’nin de, ORMAN YÖNETİMİ aleyhine açtığı şerhin silinmesi davasının birleştirilerek yargılaması sonucu, … 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 16/02/2005 gün ve 2005/248 – 2005/567 sayılı (kesin hükümler bulunduğu gerekçesiyle Orman Yönetiminin davasının reddine, davacı … TİCARET SANAYİ Ü.P.SAN.TİC. A.Ş.’nin davasının kabulüne, 1155 sayılı parselin tapu kaydı üzerindeki orman şerhinin terkinine, Orman Yönetiminin bu parsele el atmasının önlenmesine) ilişkin verilen kararın davacı … YÖNETİMİ vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin, 24/6/2008 gün ve 2008/5827 – 9035 sayılı bozma kararının metni aynen aşağıya alınmıştır.
1- …, … …, … … …’e velayeten … … ‘ün … Bakanlığı ve … aleyhine devletleştirme işleminin iptaline ilişkin dava açtıkları Danıştay 8. Dairesinin 22.12.1964 gün 1963/11573-1964/8426 sayılı kararında aynen (Davanın Özeti: Davacılar vekili müvekkillerinin 23.02.1963 tarihli tapu kaydı ile müştereken maliki bulundukları, … … Çiftliği … Deresi mevkiindeki gayrimenkullerinin, 4785 Sayılı Kanun hükümlerine göre devletleştirilmesi işleminin iptali dileğinden ibarettir.
Savunmanın Özeti: Davanın görevden, dava konusu ormanlık sahanın tahdidinin 1942 yılında yapıldığı ve o zamanki sahipleri tarafından bir itiraz yapılmayarak kesinleştiği cihetle ehliyet yönünden, dava konusu ormanın, ilk sahiplerinden … Arın zamanında devletleştirildiği ve adı geçenin vaki iade dileğinin 1956 yılında reddedildiği, bu yeri sonradan davacılara temlik eden … …’ün devletleştirme işleminin yeniden incelenmesi yolundaki 7.12.1962 günlü dileği incelenerek yerinde görülmediği ve 27.5.1963 günlü kararın tebliğ edildiği, davacılar vekilinin, 3.7.1963 ve 4.8.1963 günlü dilekçelerle aynı konuda yaptığı müracaatların da, ayrıca incelenmeden reddedildiği, aynı makama müracaat süreyi kesmeyeceğinden davanın süreden ve dava konusu yerin 16.4.1940 gün ve 47 sayılı kararla hususi orman olduğu kabul ve 1942 yılında tahdit edilmesi ve 4785 sayılı kanunla devletleştirilmesi işleminde yasaya aykırılık bulunmadığı ve davanın reddi gerektiği yolundadır.
Kanun Sözcüsünün Düşüncesi: Davacılar sahibi oldukları ormanın, devlet ormanı olarak tahdidine ve devletleştirilmesine itiraz etmektedirler.
İhtilaflı ormanın tahdidinin 1942 yılında yapıldığı anlaşılmaktadır. 3116 sayılı kanunun 7 inci maddesine göre tahdit muamelesi aleyhine 3 ay içerisinde adli mahkemeye başvurulması icabetmektedir.
6831 sayılı kanunun muvakkat maddesi ile bu hususta 6 aylık … bir süre kabul edilmiştir. Ormanın eski malikleri, kanununun tayin ettiği müddetler içerisinde adli mahkemeye başvurup dava açmadıklarına göre tahdit muamelesi kesinleşmiş bulunmaktadır. Kaldı ki; tahdit muamelesi, binnetice mülkiyet hakkının tesbiti ile alakalı bulunduğundan bu hususun Danıştay’ca tetkiki vazife noktasında mümkün değildir.
Devletleştirme işlemine gelince; ihtilaflı ormanın devletleştirildiğine eski malikin idareye verdiği 03.09.1956 tarihli dilekçe tarihinde muttali olduğu anlaşılmaktadır. Ve bu tarihten itibaren 90 gün içinde dava açılmamakla dava … sakıt olmuştur. Davacıların, tapuda vaki intikalleri, süre aşımının geçmiş olması yüzünden sakıt olan dava açma hakkını yenilemeğe vesile teşkil edemez. İdarenin müracaatlarına verdiği cevapta mahza bir müracaatı cevapsız bırakmamağa matuftur. Bu bakımdan idari dava konusu olamaz.
Kaldı ki; bu orman, 4785 sayılı kanun mücibince hiçbir bildirime lüzum olmaksızın devlete intikal etmiştir. Böylece devletin orman üzerindeki mülkiyet … tescil olmadan zaten doğmuş ve kurulmuştur. Bu sebeple, tapudaki intikalinde hukuki bir netice tevlit etmemesi iktiza edeceğinden davanın reddi gerekeceği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Sekizinci Dairesince işin gereği düşünüldü:
Davalıların görev ve ehliyete ilişkin def’ ileri yerinde değildir.

Devletleştirme işlemi 13.7.1945 tarihinde yiirühlüğe giren 4785 sayılı kanun gereğince yapılmış olduğu ve orman mevzuatına göre davacıların zamanında gerekli müraaaatta bulunmadıkları anlaşılmasına ve yıllar sonra davalı idarelere yapılan müracaatın, düşmüş olan bir hakkın canlanmasına imkan vermeyeceği açık bulunmasına binaen, 2.11.1963 günlü dilekçe ile açılan davanın, süre aşımı yüzünden esasının incelenmesi mümkün olmadığından reddine) karar verildiği; böylece … Köyü … Çiftliği 1, 2, 3 ve 4 sayılı parsellerin 4785 Sayılı Yasanın yürürlüğe girdiği 13.07.1945 tarihinde orman olan bölümlerinin tümünün Devletleştirme işleminin kesinleşip mülkiyetinin Devlete intikal ettiği anlaşılmaktadır.
2- … Köyü 1 sayılı parsel hakkında … Muhtarlığı ile kişilerin … Tapulama Mahkemesinin 1963/1349 sayılı dosyasında açılan davanın yapılan yargılaması sırasında, Orman Yönetimi tarafından 10.11.1965 tarihli dilekçe ile davaya müdahale ederek 1 sayılı parselin orman sayılan yerlerden olduğu iddia edilmiş ve 766 sayılı Tapulama Yasasının 48. maddesi gereğince 06/08/1966 tarihinde Orman Yönetiminin müdahilliğine mahkemece karar verilmiştir.
3- Mahkemece … Tapulama Mahkemesinin, 1963/1349-1967/38 sayılı kararı ile, çekişmeli taşınmazın, 06/12/1966 tarihinde yapılan keşif sonucu dava konusu 1 sayılı parselin orman kadastrosunun yapılmadığı, orman olmadığı ve köyün otlakiyesi olmadığı, … …’nın da davasından feragat ettiği, tespit maliklerinin tapuları kapsamında bulunduğu gerekçesiyle davanın reddine, tespit malikleri adına tapuya tesciline dair verilen kararın Orman Yönetimince temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 7. Hukuk Dairesinin 23.11.1967 gün ve 1967/4008 – 17426 sayılı kararı ile ve özetle: (Yörede orman tahdit ve tespit işleminin 1941 yılında yapıldığı, o tarihte yürürlükte olan 3116 Sayılı Yasa ile sadece devlet ormanlarının tahdidinin yapılmasının öngörüldüğü, 1941 yılında yapılan tahdit ile bir yerin özel orman olup olmadığının belirlenemeyeceği, 4785 Sayılı Yasanın 13.07.1945 tarihinde yürürlüğe girmesiyle, o tarihte var olan özel ve tüzel kişilere ait bütün ormanların devletleştirildiği 1956 yılında yürürlüğe giren 6831 Sayılı Orman Yasasının 1. maddesi gereğince uyuşmazlığın çözümlenmesi gerektiği, mahkemece yürürlükte bulunan 6831 Sayılı Yasanın Muvakkat 1. maddesi gereğince çekişmeli 1 sayılı parselin orman sayılan yerlerden olup olmadığı … (Ziraat) Bakanlığından sorulduğu ve … Bakanlığının 11/10/1966 tarihli, … 5. şube ve 5877-154 sayılı yazısı ile “… Köyü 1 sayılı parselde yapılan inceleme sonucu 7.312.000 m2 den ibaret parselin, ekli haritada görüleceği üzere 6831 Sayılı Yasanın 1. maddesine göre 6.838.000 m2’sinin orman sayılan, 74 400 m2’sinin ise orman sayılmayan yerlerden olduğu anlaşılmıştır” şeklinde cevap verildiğine göre bu yazı ekindeki haritanın uygulanması, tarafların … Bakanlığının belirlemesine açık bir itirazı olursa, … Bakanlığının orman belirleme kararının iptali için Danıştayda dava açmalarına olanak verilmesi, ayrıca tapu kayıtlarının miktar fazlası olup olmadığının tespiti bakımından tapu kayıtlarının yöntemince yerine uygulatılması) gerektiğine işaretle bozulmuştur.
4- Bozma kararından sonra mahkemenin 1968/22 sayısına kayıt edilen davada Yargıtay bozma kararına uyulmuş ve davalılar, bozma kararı doğrultusunda, … Bakanlığının 1 sayılı parselin 6.838.000 m2’lik bölümünün Devlet ormanı olduğu konusundaki 11.10.1966 tarihli belirtme kararının iptali için 27/01/1969 tarihinde Danıştay 8. Dairesinin 1969/328 sayılı dosyasında dava açmışlar; mahkemece Danıştaydaki davanın sonucu 1974 yılına kadar beklenmiştir.
5- Danıştay 8. Dairesinin 10.11.1969 gün ve 1969/328-3949 sayılı kararı ile, “Orman Bakanlığı yazısı ekindeki haritada, dava konusu 1 sayılı parselin orman olduğu belirtilen 6.838.000 m2 bölümünün orman sayılan yerlerden olduğu” gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş ancak, davacı kişilerin karar düzeltme istemesi üzerine, Danıştay Dairesince tayin edilen naip üye huzuru ile yeniden Orman Yüksek Mühendisleri Süreyya Taygar, … …, … Çuhadaroğlundan oluşturulan bilirkişi heyetine yerinde inceleme yaptırılarak ve bilirkişiler tarafından arazide 4 adet fotoğraf çekilerek ekledikleri 11.07.1971 tarihli 9 sayfalık raporlarının sonuç bölümünde aynen “SONUÇ: Yukarıdan beri izah olunan sebep ve vakıalar karşısında sözü edilen 1 nolu parselin 11.10.1996 tarihli belirtme kararında orman sayılan 6.838.000 m2’lik kısmının ancak Kayalıboğaz mevkiindeki 40.000 m2’lik sahanın orman sayılmayan yerlerden olduğu, mezkur belirtme kararında kültür arazisi olarak tespit edilmiş olan 474.000 m2’lik saha ile birlikte bu vasıftaki arazinin 514.000 m2’ye baliğ olduğu; mütabaki 6.798.000 m2’lik sahanın ise 6831 Sayılı Yasaya göre orman sayılan yerlerden bulunduğu kanaat ve mütalaası ile işbu rapor tarafımızdan oybirliği ile tanzim ve imza kılındı. 11.07.1971” dendiği ve bu rapor esas alınarak Danıştay 8. Dairesinin 07.12.1972 gün 1969/4252-4019 sayılı kararı ile … Bakanlığının 10.10.1966 günlü yazısında orman sayılan yer olduğu bildirilen (1) sayılı parselin 6.838.000 m2 bölümün sadece 40.000 m2’lik bölümünün orman sayılan yer olmadığı, geriye kalan 6.798.000 m2’lik bölümünün orman sayılan yer olduğu saptanarak davacı … ve arkadaşlarının davalarının reddine karar verilmiştir. Başka bir anlatımla; bilirkişilerin 11.07.1971 günlü raporu ve bu rapora ekli harita esas alınarak, Danıştay 8. Dairesinin 07.12.1972 gün ve 1969/4252-1972/4019 sayılı kararı ile (Kayalıboğaz mevkii 40 000m2 yerin orman olmadığı tespit edilerek, orman olduğu belirlenen 6.798.000 m2 bölüm yönünden kişilerin davasının reddine, 40.000 m2 bölüm yönünden kabulü ile sadece bu 40.000 m2’lik bölüm yönünden … Bakanlığının 10/10/1966 tarihli belirleme kararının iptaline karar verilmiş ve böylece o tarihte yürürlükte bulunan 6831 Sayılı Yasanın muvakkat 1. maddesi ve diğer madde hükümlerine göre … Köyü 1 sayılı parselin 6.798.000 m2’lik bölümünün orman sayılan yerlerden olduğu konusundaki Danıştay kararı 07.12.1972 tarihinde kesinleşmiştir. Orman mülkiyeti olgusunu belirleyen Danıştay’ın bu kararı H.Y.U.Y.’nın 237. maddesi gereğince tarafları bağlayan kesin hükümdür.
6- Bu arada … Tapulama Mahkemesinin 1968/22 sayılı dava dosyasında sözü edilen Danıştay kararının kesinleşmesi beklenmekte iken davanın 08/02/1972 tarihli celsesinde, … AĞIRBAŞ isimli kişi tapu ve satın alma iddiasıyla davaya katılmıştır.17.12.1972 tarihinde kesinleşen Danıştay 8. Dairesi kararı esas alınarak 1 sayılı parselin 6.838.000 m2’lik bölümünün orman olması nedeniyle Hazine adına tesciline, kalan 514.000 m2 bölümünün de ifrazen tespit malikleri adına tesciline karar verilmesi ve davanın 1973 yılında Danıştay’ın kesin hükmü nedeniyle sonuçlandırması gerekirken, Danıştay kararı her nedense dava dosyası içine konulmamış, 04/06/1975 tarihli celsede, … … ve … GÜLEN isimli kişiler çekişmeli taşınmazın bir bölümünün iskanen kendilerine verilen yer olduğu iddiasıyla davaya katılmışlar ve mahkemece bu kişilerin de müdahilliğine karar verilmiş, keza … …, … … ÜNALCAK, … … YENER ve … GÜLŞEN de davaya katılma isteminde bulunmuşlar, HAZİNE de 15/06/1981 tarihli dilekçe ile davaya konusu 1 sayılı parselin Hazine yeri olduğundan Hazine adına tescile istemiyle davaya katılmıştır.
7- Yargılamanın devamı sırasında dava konusu 1 sayılı parsel, 1973 yılında TEK Genel Müdürlüğünce kamulaştırmaya tabi tutulmuş 1 sayılı parselden kamulaştırılan 924-925-926-927-928 sayılı parseller pilon yeri niteliğiyle T.E.K. genel müdürlüğü adına ifraz edilmiş ve kamulaştırılan alan dışında kalan 7.258.782,48 m2 bölümde 929 sayılı parsel olarak tespit malikleri üzerinde bırakılmıştır.
8- … Tapulama Mahkemesinin 1968/22 sayılı dosyasının yargılaması yapılırken … İlçesi bölgesinde tapulama tamamlandığından, 766 Sayılı Yasanın 51. maddesi uyarınca mahkeme kapatılmış ve … Tapulama Mahkemesinin 30/7/1981 gün ve 1968/22-1981/37 sayılı kararıyla dava, … 2. Asliye Hukuk Mahkemesine devredilerek bu mahkemenin 1981/669 sayısına kaydedilmiştir. Ancak daha sonra, … İlçesinde adli teşkilat kurulduğundan ve dava konusu … Köyü 1 (929) sayılı parsel de … İlçesi sınırları içinde kaldığından dava dosyası … Kadastro Mahkemesine aktarılarak 1990/6 sayılı esasa kaydedilmiştir. Böylece, 1963 yılında açılan … Tapulama Mahkemesinin 1963/1349 sayılı dava dosyası görevsizlik ve yetkisizlik kararları sonucu … Kadastro Mahkemesinin 1990/6 sayılı dava dosyası olmuştur.
9- … Kadastro Mahkemesinin 1990/6 (… Tapulama Mahkemesinin 1963/1349, bu kararın 7. Hukuk Dairesinin bozma kararından sonra 1968/22) sayılı dosyasında, hükmüne uyulan 7. Hukuk Dairesinin 23.11.1967 tarihli bozma kararı nedeniyle 1 sayılı parselin 6.838.000 m2’lik bölümünün 6831 Sayılı Yasanın 1. maddesi gereğince Devlet Ormanı sayılan yer yolduğunu belirten … Bakanlığının 11.10.1966 sayılı kararının iptali için davacı … ve arkadaşları tarafından Danıştay 8. Dairesinde açılan 1969/328 (karar düzeltme 1969/4252) sayılı dava dosyasının sonucunun beklenilmesine karar verildiği ve Danıştay 8. Dairesindeki bu davada 1 sayılı parselin 6.798.000 m2’lik bölümünün orman sayılan yer olduğu konusu, 07.12.1972 tarihinde … yararına kesinleştiği halde, gerek … Tapulama Mahkemesinin 1968/22 sayılı dosyasında, gerek … Tapulama Mahkemesinin kaldırılmasıyla dava dosyasının gönderildiği, … 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 1981/669 sayılı dosyasında ve gerekse bu dosyanın yetkisizlik kararı ile gönderildiği … Kadastro Mahkemesinin 1970/6 sayılı dosyasında Danıştay 8. Dairesinin kararı gözardı edilerek 1963 yılından beri sürdürülen kadastro tespitine itiraz davası … Kadastro Mahkemesince 18.04.1990 gün ve 1990/6-4 sayılı kararıyla orman kadastrosuna itiraz davasını 28.05.1987 tarihinde 3373 Sayılı Yasanın yürürlüğe girmesiyle görevsiz olduğu düşünülmeden karara bağlayan … Asliye 3. Hukuk Mahkemesinin 15.03.1989 gün 1988/208-172 sayılı kararı esas alınarak “Hazine ve Orman Genel Müdürlüğünün davalarının reddine ve 1 sayılı parselden ifraz edilen 929 sayılı parselin 7.312.000 m2 yüzölçümüyle tespit malikleri adına tesciline” karar verilmiş ve hükmün Maliye Bakanlığının 25.09.1990 günlü, Orman Genel Müdürlüğünün 06.06.1990 günlü olurları ile temyizden vazgeçtiklerini bildirmeleri üzerine hüküm 01.10.1990 tarihinde kesinleştirilmiştir. 1963 yılından beri devam eden ve dava konusu 929 sayılı parselin 6.798.000 m2’lik bölümünün Devlet Ormanı sayıldığına ilişkin yukarıda yazılı olan ve 1972 yılında kesinleşen Danıştay 8. Dairesinin kararı varken, bu kararı … Asliye 3. Hukuk Mahkemesindeki 1981/1066 (bozulmakla 1988/208) sayılı orman kadastrosuna itiraz dava dosyasına ibraz etmeyerek davanın Hazine ve Orman Yönetiminin aleyhine karara bağlanmasına sebep olan ve yine Hazine ve Orman Yönetimi aleyhine olan bu kararın temyiz edilmemesine “olur” veren sorumlu kişiler hakkında, Hazine ve Orman Yönetimi tarafından işlem yapılıp yapılmadığı, yapılmışsa sonucunun ne olduğu dosya kapsamından belli değildir.
10- 929 sayılı parsel, anlatılan şekilde kesinleştirilip tapu sicil müdürlüğüne gönderilerek tapuya tescil edilmiş ve bu parsel önce 1021 ila 1028 sayılı parsele bölünmüş, daha sonra 1021 sayılı parsel İLKSAN’a …, 1021 parselin kuzey bölümü … Barajı Göl sahası olarak D.S.İ. Genel Müdürlüğünce kamulaştırılması nedeniyle bu bölüm 1034 parsel numarasını almış, kalan bölüm 1035 parsel numarası ile İLKSAN adına tescil edilmiştir. Yine 1025 sayılı İSKİ isale hattı olarak kamulaştırılmıştır. 1023 sayılı parsel yine ifraz edilerek 1055 sayılı parsel İLKSAN’a, 1024 sayılı parsel … A.Ş.’ye …, daha sonra 1024 sayılı parselin tahdidi 1942 yılında kesinleşen … Devlet Ormanı içinde kalan bölümü ifraz edilerek davaya konu 1155 sayılı parsel, diğer bölümü de 1154 sayılı parsel olarak … A.Ş. adına tescil edilmişler ve dava konusu 1155 sayılı parselin orman sınırı içinde kaldığı konusunda tapu kaydına şerh konulmuştur. Temyize konu dava işte bu şerhle ilgilidir.
11- … Tapulama Mahkemesindeki 1968/22 (1963/1349) sayılı davanın devamı sırasında 1744 Sayılı Yasa 04.07.1973 tarihinde yürürlüğe girince 1744 Sayılı Yasa hükümlerine göre 04/11/1980 tarihinde ilk defa 1 sayılı parselde 26 numaralı Orman Kadastro Komisyonunca orman kadastrosu çalışması yapılmış, bu yerler hakkında kadastro mahkemesinde davanın devam ettiği, taşınmazın orman olan ve olmayan bölümlerinin kesinleşen Danıştay kararları esas alınarak Tapulama Mahkemesinin 1968/22 sayılı dava dosyasında belirleneceği ve 07.12.1972 tarihinde kesinleşen Danıştay 8. Dairesinin 07.12.1972 gün ve 1969/4252-4019 sayılı kararı ile 1 sayılı parselin 6.798.000 m2’lik bölümünün orman sayılan yer olduğunun belirlendiği; keza, … Çiftliğindeki ormanların Danıştay 8. Dairesinin 22.12.1964 gün ve 1963/11573-8426 sayılı kararı ile 13.07.1945 tarihinde yürürlüğe giren 4785 Sayılı Yasa gereğince Devletleştirme işleminin kesinleştiğinin kabul edildiği gözönünde bulundurulmadan, davaya konu 1 sayılı parsel bu çalışmada kısmen orman sınırı içine alınmış, bir kısmı da orman sınırı dışında bırakılması üzerine 20/11/1981 tarihinde Orman Yönetimi tarafından tahdit dışında bırakılan … yönünden, … ve arkadaşları tarafından da orman sınırı içine alınan … yönünden orman kadastro işleminin iptali istemiyle, … 3. Asliye Hukuk Mahkemesinde dava açmıştır. Bu dava, orman kadastrosuna itiraz davası olarak … 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 1981/1066 sayılı dava dosyasında görülmekte iken o tarihte … Asliye (2) Hukuk Mahkemesinin 1981/669 sayılı dosyasında devam etmekte olan 1 sayılı parsel hakkındaki kadastro tespitine itiraz davası ile birleştirilmesi istenmiş ise de, … 2. Asliye Hukuk Mahkemesinde görülen 1981/669 sayılı davanın arazi kadastrosuna itiraz, … 3. Asliye Hukuk Mahkemesindeki 1981/1066 sayılı davanın da orman kadastrosuna itiraz davası olduğu, bu davaların temyiz incelemesinin ayrı ayrı Yargıtay Dairelerince yapıldığı, mahkemelerdeki yargılama usulünün de farklı olduğu gerekçesiyle birleştirilmemiştir.
12- … 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 1981/1066 sayılı orman kadastrosuna itiraz davasında taraflar bu yerdeki özel ormanların Devletleştirme işleminin kesinleşmiş olduğuna ilişkin Danıştay 8. Dairesinin 22.12.1964 gün ve 1963/11573-8426 sayılı ve yine (1) sayılı kadastro parselinin 6.798.000 m2’lik bölümünün 6831 Sayılı Yasanın 1. maddesi gereğince orman sayılan yer olduğuna dair 07.12.1972 tarihinde kesinleşen Danıştay 8. Dairesinin 1969/4252-1972/4019 sayılı kararları bulunduğunu mahkemeye bildirmediklerinden bu kararlar mahkemece inceleme konusu yapılmadan … 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 19.07.1984 gün ve 1981/1066 esas 1984/636 sayılı kararı ile “Orman Yönetiminin orman kadastrosuna itiraz davasının reddine, kişilerin davasının kabulüne” karar verilmişse de, kararın Orman Yönetimi tarafından temyizi üzerine, Yargıtay 14. Hukuk Dairesinin 26.02.1985 gün ve 1984/6907-1985/1401 sayılı kararıyla (bu kararın özeti aşağıda metni alınan 8. Hukuk Dairesinin 18.01.1988 gün ve 1987/12826-249 sayılı kararında yazılıdır. 14. Hukuk Dairesi (1) sayılı parselin 6.798.000 m2’lik bölümünün 6831 Sayılı Yasanın 1. maddesi gereğince orman sayılan yer olduğunu belirleyen ve 07.12.1972 tarihinde kesinleşen Danıştay 8. Dairesinin 1969/4252-1972/4059 sayılı kararı dosyaya ibraz edilmediğinden, 14. Hukuk Dairesi de Danıştay’ın bu kararını görmemiş ve değerlendirmemiştir.) mahkeme kararı bozulmuştur. Mahkemece bozmaya uyulduktan sonra … 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 10.06.1987 gün ve 1986/181-1987/522 sayılı kararı ile, yine Danıştay kararları incelenmeden (Orman Yönetiminin davasının reddine, gerçek kişilerin davasının kabulüne karar verilmiş) kararın Orman Yönetimi tarafından temyiz edilmesi üzerine, metni aynen aşağıda yazılı Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 18.01.1988 gün ve 1987/12824 – 1988/249 sayılı kararıyla bozulmuştur. Bu kararda aynen(Orman İdaresinin davasının reddine ve karşılık davanın kabulüne dair bozma kararına uyularak verilen temyize konu … 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 10.06.1987 gün ve 1986/181-522 sayılı kararından önce mahkemece verilen 19.07.1984 gün ve 1981/1066-636 sayılı hüküm Yargıtay 14. Hukuk Dairesinin 26.02.1985 gün ve 1984/6907-1401 sayılı kararı ile bozulmuştur. Mahkemece bu bozmaya uyulmuştur. Bozmada özetle “… … ilçesinde 1941 yılında 3116 sayılı Orman Yasası uyarınca tahdit işlemi yapılmıştır. 3116 Sayılı Yasa hükmüncedevlet ormanlarının tahdidi yapıldığından tapuda kayıtlı bulunan … Çiftliğinde mevcut ormanlar tahdit dışı bırakılmıştır. 13.07.1945 günü yürürlüğe giren 4785 Sayılı Yasa hükmünce … Çiftliği arazisinde bulunan ormanlar devletleştirilmiş ve bu yasa uyarınca 1980 yılına kadar bir tahdit işlemi yapılmamıştır. … … ve arkadaşlarının 4785 Sayılı Yasa uyarınca vaki devletleştirme işleminin iptali için açtıkları dava, Danıştay Yüksek 8. Dairesinin 22.12.1964 gün ve 1963/11573 esas, 1964/8426 karar sayılı ilamı ile süre aşımı yönünden reddedilmiş ve bu suretle devletleştirme işlemi kesinleşmiştir. Halen dosyada mevcut belgelere göre, 1 numaralı orman kadastro komisyonu ve bu komisyona bağlı 3 numaralı ekip 1980 yılında … Köyünde 4785 Sayılı Yasa ile 6831 Sayılı Orman Yasasının 1 ve 2. maddelerine istinaden uygulama yapmıştır. Bu uygulama, … Köyü mülkü sınırları içerisinde bulunan … Çiftliğinde mevcut ormanlar yönünden ilk sınırlandırma işlemidir.
Hükme dayanak yapılan ve O.S. tarafından düzenlenen 30.11.1966 günlü raporda, … Çiftliğinde makilik sahaların sahibine iade edildiği, bilahare mezkur sahanın geri alınmak istendiği, yapılacak işlemin idarede mevcut olması gereken istikrar prensibini ve hakkaniyet isteğini zedeleyeceği belirtilmiştir. 11.05.1963, 03.09.1965 ve 02.12.1981 günlü raporlarda, maki tefrik işleminin geçerli bir uygulamaya dayanmadığı, … arazisinde maki bulunmadığı ve makilik diye bildirilen yerlerin orman rejimine dahil oldukları açıklanmıştır. Hükme dayanak yapılan rapor ile diğer raporların çelişkili ve çelişkinin giderilmesi gerektiği düşünülmemiş ve özellikle 30.12.1966 günlü raporunun diğer raporlara tercihi nedeni izah olunmamıştır. Diğer yönden kadastro evrakı tam olarak getirtilmemiş ve diğer dava dosyalarından yararlanılmamıştır.
Bu itibarla, orman kadastro komisyonlarının görevlerini belirlemede, … Çiftliği arazisinde bulunan ormanların devletleştirilmesinde ve tahdit işleminde yanılgıya düşülmesi, maki ve orman hususunda birbiri ile çelişen raporların mevcudiyeti ve bu çelişikliğin giderilmesi gerektiğinin düşünülmemesi, hükme dayanak yapılan raporun diğerlerine tercih edilmesi nedeninin izah olunmaması, eksik inceleme ve soruşturma ile davanın sonuçlandırılması muvacehesinde tesis olunan hüküm isabetli bulunmamıştır. Bu durumda taraflar arasındaki uyuşmazlığın çözümlenebilmesi için 3 numaralı ekibin tahdit işlemi ile ilgili belgeleri askı ilanı ve harita getirtilmeli, orman kadastro komisyonu evrakındaki eksiklik tamamlanmalı, diğer mahkemelerde görülen dava dosyaları istenmeli, orman yüksek mühendisleri arasından seçilecek 3 kişilik bilirkişi gurubu ile mahallinde keşif yapılmalı, onlardan gerekçeli rapor alınmalı, teknik bilirkişiye keşfi izlemeye ve infaza elverişli ölçekli kroki düzenlettirilmeli, tüm deliller ayrı ayrı değerlendirmeye tabi tutulmalı, bu husus gerekçeli kararda da belirtilmeli ve sonra hasıl olacak sonuç dairesinde bir hüküm kurulmalıdır…”
denilmiştir. Mahkemece bu bozmaya uyulmuş, yeniden 3 kişilik bilirkişi kurulu ile inceleme yapılmış ve bilirkişiler tarafından verilen rapor gözönünde tutularak yazılı biçimde hüküm verilmiştir. Mahkemece bozmaya uyulduğu halde bozma gerekleri tam olarak yerine getirilmemiştir. Daha açık deyimle bilirkişiler tarafından düzenlenen 2.3.1987 tarihli, 17 sahifelik raporda daha ziyade Yargıtay kararı eleştirilmiş ve bozma kararında istenilen hususlar incelenmeksizin sonuca gidilmiştir. Bu raporda nizalı yerlerin 1941 yılında 3116 Sayılı Orman Yasasına göre yapılan sınırlama sırasında orman sınırları dışında bırakıldığı, bu bakımdan ikinci kez 1744 Sayılı Yasaya göre, yeniden sınırlama yapılmasının yasaya uygun bulunmadığı ve ayrıca O.S. tarafından düzenlenen
30.11.1966 tarihli raporun deneyimli bir kimse tarafından verilmiş olması nedeniyle gerçeğe uygun bulunduğu ve bu sebeple tercih edilmesi gerektiği bildirilmiştir.
HUMK.’nun 275. maddesine göre, mahkeme, çözümü özel veya teknik bir bilgiyi gerektiren hallerde bilirkişinin oy ve görüşünün alınmasına karar verir. Bu maddede bilirkişinin görevi çerçeve olarak belirtilmiştir. Demek oluyor ki, özel ve teknik bir bilgiyi gerektiren hallerde mahkeme bilirkişi görüşüne başvurabilmektedir. Bir yerin orman sayılıp sayılmaması ya da orman niteliğini yitirmesinden ötürü orman dışına çıkarılması teknik bilgiyi gerektiren hususlardır. Bilirkişiler hem hukuki yönden, hem de ormancılık yönünden bir yerin 6831 Sayılı Yasanın 1 ve 2. maddelerine göre orman sayılan yerlerden olup olmadığını veya orman dışına çıkarılmasını gerektiren yerlerden olup olmadığını bildireceklerdir. Bilirkişiler tarafından verilen 17 sahifelik raporda, nizalı yerlerin orman sayılıp sayılmaması veya açıklanan yönler bakımından bilgi verilmekten ziyade Yüksek Yargıtay 14. Hukuk Dairesince ittihaz olunan bozma kararı eleştirilmiştir. Bilirkişinin Yargıtay kararını eleştirmeye yetkisi bulunmamaktadır. Mahkemece bozmaya uyulduğuna göre, bilirkişiye düşen görev, bozma dairesinde inceleme yapıp görüş bildirmekten ibarettir. Kaldı ki; bozma kararında belirtilen hususlar doğrudur. Gerçekten de 3116 Sayılı Yasaya göre. belirlenecek ormanlar devlet ormanlarıdır. Yani 3116 Sayılı Yasaya göre, devlet ormanlarının sınırlaması yapılabilmektedir. Devlet ormanları dışında kalan tapulu yerlerin orman olması nedeniyle devletleştirilmesi ise, daha sonra 13.7.1945 tarihinde yürürlüğe giren 4785 Sayılı Yasa ile olmuştur. O itibarla 3116 sayılı Yasaya göre yapılan sınırlama sırasında tapulu olan bir yerin tahdit dışında bırakılmış olması bu yerin orman olmadığını göstermez. Dosyadaki kağıtlara ve bilirkişi raporlarına göre, nizalı yerler hakkında
4785 sayılı Yasaya göre, devletleştirme işlemi yapılmış, ancak, bu işlemin iptali hakkında ilgililer tarafından Danıştay 8. Dairesine açılan dava bu dairece ittihaz olunan 22.12.1964 günlü ve 1963/11573 esas ve 1964/8426 sayılı kararla reddedilmiştir. O halde devletleştirmeye konu olan yerlerin bu karara göre, devlet ormanı sayılması gerekmektedir. Çünkü idare mahkemesince verilen bu karar taraflar için kesin hüküm sayılmaktadır. Bu hükme göre, hükmün konusunu oluşturan yerlerin devletleştirilmiş olduğu ve devlet ormanı sayılması gerektiği hükme bağlanmıştır. Bütün sorun Danıştay kararının nizalı yerlerden hangi bölümüne ait olduğunu tesbit etmekten ibarettir. Bu hususta yerel bilirkişinin görüşüne başvurulmamıştır. Mahkemece seçilen 3. bilirkişi tarafından mütalaa verilmiş ve bu mütalaa ile yetinilmiştir. Oysa, bir tapu kaydının veya bir ilamın bir yere ait olup olmadığının saptanması meselesi öncelikle yerel bilirkişi aracılığı ile yapılacak keşfe bağlı bulunmaktadır. Aynı şekilde raporda davacı tarafın dayandığı tapu kayıtlarının nizalı yerlere uyduğu belirtilmiştir. Danıştay kararının nizalı yerlere ait olup olmadığı hakkındaki görüş, bir uygulamaya dayanmadığı gibi, tapu kayıtlarının bu yere ait olup olmadığı hakkındaki bilirkişi görüşü de bir esasa dayanmamaktadır. Gerek tapu kayıtlarının, gerekse Danıştay kararının nizalı yerlere ait olup olmadığının yerel bilirkişi aracılığı ile tesbit edilmesi, kayıtlarda geçen sınırların fenni bilirkişi tarafından düzenlenecek krokiye işaret ettirilmesi ve uygulamanın temyiz sırasında dahi incelemesine olanak sağlanması Danıştay kararında, karara konu taşınmazlara ait hudut, pafta ve parsel belirtilmediğine göre karanın dayanağı olan dosya ve belgelerin celbedilerek, karara esas olan pafta, parsel ve kayıtların uygulanması gerekir. Ayrıca bilirkişiler 30.11.1966 tarihli O.S. tarafından verilen raporun tercih edilmesi gerektiğini bildirmişler ise de, bunun tercih sebebini açıklayamamışlardır. Bozmada da bu yönlere işaret edilmiştir. Ayrıca geçerli bir maki tefriki yapılıp yapılmadığı ve bunun sonunda bir kısım arazilerin maki sayılarak 5653 sayılı Yasaya göre … sahiplerine iade edildiğine dair dosya arasında inandırıcı bir belge bulunmamaktadır. O.S. mahkemece seçilmiş bir bilirkişi olmayıp, idarece görevlendirilmiş bir kimsedir. O itibarla bozma kararı gözönünde tutulmak suretiyle inceleme ve araştırma yapılmalı ve 3116 Sayılı Yasaya göre yapılan sınırlama ile 4785 Sayılı Yasaya göre yapılan devletleştirmenin ayrı ayrı konular olduğu gözönünde tutularak inceleme ve araştırma yapılmalı, 4785 Sayılı Yasanın 1. maddesine göre devletleştirilip de 5658 sayılı Yasaya göre iadeye tabi yerlerden olup olmadığı incelenmeli ve sonucuna göre bir karar verilmelidir. Gerekiyorsa. bunun için yeniden ormancılık işlerinden anlayan bilirkişiler seçilerek uygulama yapılması ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekmektedir.) gerekçeleri ile Orman Yönetiminin temyiz itirazları yerinde bulunduğundan kabulü ile hükmün BOZULMASINA 18.01.1988 tarihinde karar verilmiştir.
13- Görüldüğü gibi Yüksek 8. Hukuk Dairesinin 18.01.1988 gün ve 1987/12826-249 sayılı kararında sözü edilen ve uygulanması istenilen, yukarıda 1 nolu bentte metni yazılı Danıştay 8. Dairesinin 22.12.1964 gün ve 1963/11573 – 8426 sayılı olan ve … Çiftliğindeki ormanların Devletleştirme işleminin iptali konusunda … ve arkadaşlarının açtıkları davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine dair … lehine olan karardır. Ancak 8. Hukuk Dairesinin bu kararında 1 sayılı parselin 6.798.000 m2’lik bölümünün 6831 Sayılı Yasanın 1. maddesi gereğince orman sayılan yer olduğuna ilişkin Danıştay 8. Dairesinin karar düzeltme istemi üzerine verilen ve kesinleşen 07.12.1972 gün ve 1969/4252-4019 sayılı kararı o tarihte arazi kadastrosuna itiraz davasını Tapulama Mahkemesi sıfatıyla gören … Asliye (2) Hukuk Mahkemesinde devam etmekte olan 1981/669 sayılı orman kadastrosuna itiraz dava dosyasına ibraz edilmediği için mahkeme kararında olduğu gibi Yargıtay 8. Hukuk Dairesince de tartışılmamış ve değerlendirilmemiştir.
14- Yüksek 8. Hukuk Dairesinin bozma kararından sonra, orman kadastrosuna itiraz davası … 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 1988/208 sayısına kaydedilmiş ve bu dosyaya Danıştay 8. Dairesinin 07.12.1972 tarihinde kesinleşen 1969/4252-4019 sayılı kararı ibraz edilmediğinden … 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 15.03.1989 gün ve 1988/208-1989/172 sayılı kararı ile, Danıştay 8. Dairesinin 22.12.1964 gün ve 1963/11573-1964/8426 sayılı kararının dayanağı krokide dava dışı … renkli alan olarak gösterilen yerin bu davanın konusu olmayan 944 parsel olduğu, çekişmeli 1 (ifrazen 929) sayılı parselin bilirkişi raporuna göre orman sayılmayan yerlerden olduğundan Orman Yönetiminin iptal davasının (orman kadastrosuna itiraz davası olacak) reddine ve 862 (2 sayılı parselden ifraz) ve 929 (öncesi 1 sayılı parsel) parselin orman sayılmayan yerlerden olduğunun sübutuna karar verilmişse de … Asliye 3. Hukuk Mahkemesinin 1988/208 sayılı dosyasının karara bağlandığı 15.03.1989 tarihinden önce 28.05.1987 tarihinde yürürlüğe giren 6831 Sayılı Yasanın 11. maddesi 22.05.1987 gün ve 3373 Sayılı Yasa ile değiştirilmiş ve orman kadastrosuna itiraz davalarına bakma görevi de kadastro mahkemelerine verilmiş olduğu halde, mahkeme kamu düzeni ile ilgili olan görev konusunu düşünmeden ve yine taraflar arasında o tarihte 1 (929) sayılı parsel hakkında … 2. Asliye Hukuk (Tapulama) Mahkemesinin 1981/669 sayılı dosyasında devam eden arazi kadastro tespitine itiraz davası bulunduğu ve bu davanın Orman Yönetimi ile kişilerin … Asliye (3) Hukuk Mahkemesinin 1981/1966 (bozma kararından sonra 1988/208) sayılı dosyası ile birleştirilerek görülmesi yasa gereği zorunlu olduğu halde davalar birleştirilmeyerek ve dava dosyasına ibraz edilmediği için Danıştay 8. Dairesinin kesinleşen 07.12.1972 gün ve 1969/4252-4019 sayılı kararı da nazara alınmayarak … Asliye 3. Hukuk Mahkemesinin 1988/208-1989/172 sayılı orman kadastrosuna itiraz davası 15.03.1989 tarihinde karara bağlanmıştır.
15- … Asliye 3. Hukuk Mahkemesinin 1988/208-1989/172 sayılı kararı temyiz süresinin geçirildiği ve davacı … Yönetiminin de temyizden vazgeçmesi nedeniyle 06/07/1989 tarihinde kesinleştirilmiştir. Dairenin 28.11.2006 günlü iade kararı üzerine bu dava dosyasının bulunamadığından gönderilemediği bildirilerek sadece karar örneği gönderilmiş olduğundan gerçekten temyiz süresinin geçirilip geçirilmediği, Orman Yönetimi avukatının Orman Genel Müdürlüğünün usulen verdiği oluru ile mi temyizden feragat ettiği, usulsüz işlem varsa sorumlu kişiler hakkında işlem yapılıp yapılmadığı anlaşılamamıştır. İşte görevsiz olarak orman kadastrosuna itiraz davasına bakan … Asliye 3. Hukuk Mahkemesinin verdiği ve temyizden vazgeçilerek kesinleştirilen 15.03.1989 gün ve 1988/208-172 sayılı orman kadastrosuna itiraz davası taraflar yönünden kesin hüküm olduğu nazara alınarak yukarıda 9. bentte yazılı olan ve 1963 yılından beri devam eden 1 (929) sayılı parsel hakkındaki … Kadastro Mahkemesinin 1990/6 sayılı dosyası 25.09.1990 sayılı dava dosyası karara bağlanıp, temyiz edilmeden kesinleştirilmiştir.
16- Davaya konu 1155 sayılı parselin ifrazen geldiği … Köyü 1 sayılı parselin kadastro tespitine itiraz edilmesi üzerine yukarıda 1 ila 3 sayılı bentlerinde anlatılan yargılama aşamalarından geçerek 1 sayılı parselden ifraz edilen 929 sayılı parsel 1990 yılında tapuya tescil edilmiştir. 1 sayılı parselin ilk oluşturulan çapı itibarıyla güney sınırı 1942 yılında orman kadastrosu yapılıp kesinleşen … Köyü … Devlet Ormanına bitişiktir. … Devlet Ormanının iptali konusunda bu güne kadar bir dava açılmamıştır. Halen geçerliliğini sürdürmektedir. 1 sayılı parselin … Devlet Ormanı dışında kalan bölümü 1941 yılında 3116 Sayılı Yasaya göre yapılan orman tahdidinde sınırlama dışı bırakılmıştır. 3116 Sayılı Yasa ile sadece devlet ormanları belirlenmiş olup 13.07.1945 tarihinde yürürlüğe giren 4785 Sayılı Yasanın 1. maddesi gereğince 2. maddesinde sayılan istisnalar dışında bütün ormanlar hiçbir bildirime gerek olmadan devletleştirilmiştir. … Köyü 1-2-3-4 sayılı kadastro parsellerinden oluşan … Çiftliğinin orman olan bölümlerinin Devletleştirme nedeniyle Devlet Ormanı olduğu, Danıştay 8. Dairesinin 22.12.1964 gün ve 1963/11573-8426 sayılı kararı ile ve yine davaya konu 1 sayılı kadastro parselinin 4785 Sayılı Yasa çerçevesinde 6.798.000 m2 bölümünün orman sayılan yerlerden olduğu, yukarıda 1 nolu bentte aynen yazılan ve 5 sayılı bentte açıklaması yapılan, Danıştay 8. Dairesinin 1969/328-3949 sayılı kararına karşı karar düzeltme istenilmesi üzerine verilen ve o tarihte yürürlükte olan yasal mevzuat gereğince kesinleşen Danıştay 8. Dairesinin 07.12.1972 gün ve 1969/4252-1972/4019 sayılı kararı ile saptanmıştır. Danıştay 8. Dairesinin 1963/11573-1964/8426 sayılı kararı ile … ve arkadaşları tarafından …-… Bakanlığı aleyhine 02/11/1963 tarihinde açılan davanın konusunun, … Usta-… Çiftliğinin, 4785 Sayılı Yasa çerçevesinde orman sayılan yerlerden olup olmadığının belirlenmesi olmayıp, devletleştirme işleminin iptaline ilişkin olduğu ve davanın hak düşürücü süre aşımından reddedilerek kişiler aleyhine kesinleştiği, Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 18.01.1988 tarihli bozma kararında sözü edilen Danıştay 8. Dairesinin kararının esas alınmasına işaret edildiği, işin esasını inceleyerek sonuçlandıran kararın, Danıştay 8. Dairesinin karar düzeltme istemi üzerine verdiği kesinleşen 07.12.1972 gün ve 1969/4252-1972/4019 sayılı kararı olduğu, ancak görevsiz olduğu halde … 3. Asliye Hukuk Mahkemesi de bozma kararına uyarak 15.03.1989 gün ve 1988/208-172 sayılı kararında Danıştay 8. Dairesinin 22.12.1964 gün ve 1963/11573-8426 sayılı kararını esas alarak orman kadastrosuna itiraz davasını karara bağladığı ve … Kadastro Mahkemesinin de bu yanlışlığın farkına varmadan ve kamu düzeni ile ilgili olan görev konusunu gözönünde bulundurmadan verilen … 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 1988/208-172 sayılı kararını dayanak göstererek 1990/6 sayılı arazi kadastro davasının karara bağlandığı ve 929 sayılı parselin kişiler adına tescil edildiği anlaşılmıştır.
17- Çekişmeli 1155 sayılı parselin geldisi 1(929) sayılı parselin 4785 Sayılı Yasa dikkate alınarak orman olan bölümleri sözü edilen Danıştay 8. Dairesi kararı ile saptanmış olduğu halde yetkisiz ve görevsiz mahkemece orman tahdidinin iptaline ilişkin olarak verilen … 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 1988/208-1989/172 sayılı kararında Danıştay 8. Dairesinin 1963/11573-1964/8426 sayılı kararı gerekçe gösterilerek, 1(929) sayılı parselin orman sınırı dışında olduğundan bahisle Orman Yönetiminin davası reddedilmiş ve 1 sayılı parsel hakkındaki 1963 yılından beri devam eden arazi kadastrotespitine itiraz davasına ilişkin … Kadastro Mahkemesinin 18.04.1990 gün ve 1990/6-4 sayılı kararda ise yanlış olmakla birlikte temyiz incelemesi yapılmaksızın kesinleşmiş bulunan … 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin görevsiz olarak verdiği 1988/208-1989/172 sayılı kararı esas alınarak tamamı hükmen kişiler adına tescil edilmiş ve kesinleşmiştir. Ne tesadüftür ki, 7.312.000 m2 taşınmaza ait bu iki karar da ya temyiz süresi geçirildiğinden ya da Hazine ve Orman Yönetiminin temyizden vazgeçmesi ile kesinleştirilmiştir.
18- … Köyü (1) sayılı parselin ve bu parselden daha sonra ifraz edilen parsellerin 4785 Sayılı Yasa dikkate alınarak 6.798.000 m2 bölümünün orman olduğunu saptayan ve kesinleşen Danıştay 8. Dairesinin 07.12.1972 gün ve 1969/4252-4019 sayılı kararı, orman kadastrosuna ilişkin davada taraflarca dosyaya verilmediğinden, … 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 1988/208 – 1989/172 sayılı kararında gözönünde bulundurulmamışsa da, hem Danıştay 8. Dairesinin 07.12.1972 gün ve 1969/4252-4019 ve hem de … 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 15.03.1989 gün 1988/208-172 ve … Kadastro Mahkemesinin 18.04.1990 gün ve 1990/6-4 sayılı kararlarının, H.Y.U.Y.’nın 237. maddesi gereğince taraflarını bağlayan kesin hüküm koşullarını taşıdığı bir gerçektir. Koşulları var ise H.Y.U.Y.’nın 445. maddesi gereğince yargılamanın yenilenmesi yoluyla bu kararlar ortadan kaldırılmadıkça bu kesin hükümlerin konularını oluşturan yerlerde bu konuların tartışılma olanağı bulunmamaktadır.)]
Somut olaya gelince; … 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 15.03.1989 gün 1988/208 -1989/172 sayılı kararının konusunun, … Köyü (1) sayılı kadastro parselinden ifraz edilen 929 sayılı parsel ile, aynı köy 2 sayılı kadasro parselinden ifraz edilen 862 sayılı parsel olduğu, 862 ve 929 sayılı parsellerin kesinleşen Danıştay Kararları gözönünde bulundurulmadan orman kadastrosuna itiraz davasına bakmaya görev ve yetkisi bulunmayan … Asliye (3) Hukuk Mahkemesinin 15.03.1989 gün 1988/208-172 sayılı kararıyla karar verildiği ve bu karar esas alınarak 862 ve 929 sayılı parsellerin … ve arkadaşları adına tesciline … Kadastro Mahkemesinin 18.04.1990 gün 1990/6-4 sayılı kararı ile karar verildiği, bu kararların temyiz edilmeden temyize konu davanın Orman Yönetimi tarafından 30.10.1972 tarihinde … (1) Asliye Hukuk Mahkemesinin 1972/1020 sayılı dosyasında 2 sayılı kadastro parselinin tamamı hakkında tapu iptali ve tescil davası olarak açıldığı ve Hazinenin de davaya müdahil davacı sıfatıyla katıldığı, bu davanın yargılaması sırasında yörede 1977 yılında orman kadastrosu yapılıp 04.04.1980 tarihinde askı ilanına çıkartılması nedeniyle tapu iptali ve tescil davasının aynı zamanda orman kadastrosuna itiraz davasına da dönüştüğü, ancak; Orman Yönetimi ve Hazine tapu kaydına tedbir koydurmadığı için davanın devamı sırasında TEK ve DSİ tarafından 2 sayılı parsel kısmen kamulaştırıldığı ve 890-891-892 sayılı parseller TEK adına, 861-863-941-943 sayılı parsellerde DSİ adına tescil edildiği, 1018-1019-1020 sayılı parsellerde davacı ve davalı … ve arkadaşları üzerinde kaldığı, bu ifraz parsellerinin tümü tapu iptali-tescil ve dolayısıyla orman kadastrosuna itiraz davalarının konusu olduğu halde, 890-891-892-861-863-941-943 sayılı parselin tapu kayıtları getirtilerek ve bu parsel malikleri H.Y.U.Y.’nın 186. Maddesi gereğince davaya katılıp husumet yaygınlaştırılarak bu ifraz parselleri hakkında da orman incelemesinin yapılması gerekir. Çünkü davaya konu olan ve dava sırasında kamulaştırılan 890-891-892-861-863-941-943 sayılı parseller orman sayılan yerlerden olduğunun belirlermesi halinde ormanlar kamulaştırılamayacağından, kamulaştırma işlemi yok sayılarak bu parsellerin de tapu kayıtlarının iptali ile Hazine adına orman niteliğiyle tescili gerekir. Şayet bu parseller için kamulaştırma bedeli ödenmişse, kamulaştırmayı yapan idarelerin koşulları varsa istirdat davası ile kamulaştırma bedelini geri alması mümkündür.
Temyize konu olan dava, 2 sayılı kadastro parselinden ifrazen 862 sayılı parsel hariç diğer tüm ifraz parselleri hakkında açılan tapu iptali, tescil, elatmanın önlenmesi ve orman kadastrosuna itiraz davası olduğuna göre, konusu 2 sayılı kadasro parselinden ifraz edilen 890, 891, 892, 861, 863, 941, 943 1018, 1019 ve 1020 sayılı ifraz parsellerinin orman niteliğinin ve hukuki durumunun, bu dosyadan ayrılan kadastro mahkemesinin
… Asliye (1). Hukuk Mahkemesinin 2005/248 sayılı dosyası içindeki Danıştay ve Yargıtay Kararları ile 4785 Sayılı Yasa hükümlerine göre çözümlenmesi ve dava sırasında yapılan 6831 Sayılı Yasanın 2. ve 2/B maddesi uygulaması nazara alınmadan taşınmazların davanın açıldığı 31.10.1972 tarihindeki hukuki durumuna göre karara bağlanması gerekir.
AA-)Yapılan yargılalamaya, kararın dayandığı gerekçeye ve dosya içindeki fotogrametri yöntemiyle düzenlenen haritalarda görüldüğü gibi davaya konu 1018 sayılı parsel içinde … Baraj Gölünü besleyen bir çok dereler ile çok … yamaçlar ve tepeler bulunduğuna, mahkemece 16/5/2007 tarihinde yapılan keşifte uzmanlığına başvurulan orman yüksek mühendisi Prof. Dr. …, ziraat mühendisi … …, kadastro teknisyeni … …’ın 5/10/2007 tarihli raporu ve 28/1/2008 tarihli ek raporu ile bu raporlara eklenen kroki ve haritalarına göre, dava konusu … köyü 1018 sayılı parselin D ile gösterilen 1397066 m² yüzölçümündeki bölümünün % 30 oranında eğimli kadimden beri ve eylemi biçimde orman ağaç ve ağaçcıkları ile kaplı,dosyada yer alan orijinal renkli 1959 tarihli memleket haritası örneğinde, bilirkişi paporunda D bölümünün isabet ettiği alanın orman olarak göründüğü 4785 Sayılı ve 6831 Sayılı Yasanın 1. maddesine göre orman sayılan yerlerden olduğu bilirkişi raporuyla saptandığından, bu bölüme yönelik gerçek kişinin temyiz itirazlarının reddi ile hükmün bu bölümünün onanması gerekmiştir.
BB-) Karara dayanak alınan orman yüksek mühendisi Prof.Dr…., ziraat mühendisi … …,kadastro teknisyeni … …’ın 5/10/2007 tarihli raporu ve 28/1/2008 tarihli ek raporunda 1018 sayılı parselin (B) ve (C) ile gösterilen 44.131 m2 bölümlerinin de öncesinin orman ve orman bütünlüğü içinde olduğunun belirlendiği, ancak nitelik kaybı nedeniyle orman rejimi dışına çıkartılması gerektiği belirtilmişse de, taşınmazın orman niteliğinin dava tarihindeki durumuna göre belirlenmesi gerektiği, davanın devamı sırasında yapılan 2/B madde uygulamasının mahkemeyi bağlamayacağı ve mahkemenin taşınmazın niteliğini davanın açıldığı 1972 tarihine göre belirlemesi gerekip, o tarihte Orman Yasasında nitelik kaybetme kavramının bulunmadığından, bu konuda inceleme yapamayacağı, orman olduğu saptanan bu bölümlerin de kişilerin davası reddedilerek orman sınırı içine alınmasına karar verilmesi gerekeceği anlaşılmakla, öncesi orman olduğu belirlenen (B-C) işaretli bölümler hakkında verilen kararın düzeltilerek onanması gerekmiştir.
CC-) Orman Yönetimi ile Hazinenin diğer temyiz itirazlarına gelince, mahkemece karara dayanak alınan orman yüksek mühendisi Prof.Dr…., ziraat mühendisi … …,kadastro teknisyeni … …’ın 5/10/2007 tarihli raporu ve 28/1/2008 tarihli ek raporunda 1018 sayılı parselin (A) ile gösterilen bölümü ile 2 sayılı kadasro parselinden ifraz edilen, 1019 ve 1020 sayılı ifraz parselleri hakkında yapılan araştırma ve inceleme hükme yeterli olmadığı gibi davaya konu olan TEK’nun kamulaştırmasına konu olan 890-891-892 ve DSİ’nin kamulaştırmasına konu olan 861-863-941-943 sayılı parselleri hakkında orman araştırması da yapılmamıştır. Şöyle ki, dosyada yer alan orijinal renkli 1959 tarihli memleket haritası örneğinde, 1019 ve 1020 sayılı parsellerin ve 1018 sayılı parselin (A) bölümünün büyük oranda yeşil renkli orman alanı olarak göründüğü, karara dayanak alınan bilirkişi raporuna eklenen ve tarihi belirtilmeyen harita örneğinin ise aynı hatta olmadığı anlaşılmaktadır. Mahkemece bu husus üzerinde durularak çelişki giderilmeden çelişkili bilirkişi raporuna dayanılarak hüküm kurulmuştur.
Bu nedenle, mahkemece, 890-891-892-861-863-941-943 sayılı parsellerin tapu kayıtları getirtilerek malikleri davaya dahil edilip husumet yaygınlaştırılmalı, Asliye (1) Hukuk Mahkemesinin 2005/248 sayılı dava dosyası mahkemesinden istenmeli, eski tarihli memleket haritası, … fotoğrafları ve varsa amenajman planı ilgili yerlerden getirtilip, önceki bilirkişiler dışında halen … ve Orman Bakanlığı ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman yüksek orman mühendisleri arasından seçilecek üç orman yüksek mühendisi ve bir … elemanı aracılığıyla yeniden yapılacak inceleme ve keşifte, ile birlikte … araziye de uygulanmak suretiyle taşınmazların öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; 3116, 4785 ve 5658 Sayılı Yasalar karşısındaki durumu saptanmalı; tapu ve zilyedlikle ormandan … kazanma olanağı sağlayan 3402 Sayılı Yasanın 45. maddesinin ilgili fıkraları, Anayasa Mahkemesinin 01.06.1988 gün ve 31/13 E.K.; 14.03.1989 gün ve 35/13 E.K. ve 13.06.1989 gün ve 7/25 E.K. sayılı kararları ile iptal edilmiş ve kalan fıkraları da 03.03.2005 gününde yürürlüğe giren 5304 Sayılı Yasanın 14. maddesi ile yürürlükten kaldırılmış olduğundan, bu yollarla ormandan yer kazanılamayacağı, öncesi orman olan bir yerin üzerindeki orman bitki örtüsü yokedilmiş olsa dahi, salt orman toprağının orman sayılan yer olduğu düşünülmeli; … yapısı, bitki örtüsü ve çevresi incelenmeli; … ve uzman orman bilirkişiler eliyle yerine uygulanacak kesinleşmemiş tahdit haritası ile irtibatlı, taşınmazların konumunu gösteren orijinal-renkli (renkli fotokopi) memleket haritasının ölçeği kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeği de memleket haritası ölçeğine çevrildikten sonra, her iki harita komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine ablike edilmek suretiyle, çekişmeli taşınmazın konumunu … parsellerle birlikte haritalar üzerinde gösterecekleri ayrı renklerle işaretli ve bilirkişilerin onayını taşıyan, duraksamaya yer vermeyecek nitelikte kroki düzenlettirilmeli, yalnız büro incelemesine değil, uygulamaya ve araştırmaya dayalı, bilirkişilerin onayını taşıyan krokili bilimsel verileri bulunan yeterli rapor alınmalı; ayrıca, yukarıda sözü edilen dava dosyaları Yargıtay Kararları Devletleştirmeye ilişkin Danıştay kararları ve dayanağı haritaları yerine uygulanarak kapsamları belirlenip, toplanan deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir.
Açıklanan hususlar gözetilmeksizin, eksik inceleme ve yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak yazılı biçimde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır.
SONUÇ: 1-) Yukarıda (AA) bendinde açıklanan nedenlerle; gerçek kişinin, davaya konu (… Köyü 2 sayılı kadastro parselinden ifrazen gelen 1018 sayılı parselin bilirkişi kurulunun 05/10/2007 tarihli raporuna ekli krokide (D) ile gösterilen 1397066 m² yüzölçümündeki bölümüne yönelik temyiz itirazlarının reddi ile bu bölüm hakkındaki hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine,
2-) Yukarıda (BB) bendinde açıklanan nedenlerle; aynı krokide 1018 sayılı parselin (B-C) işaretli bölümün de davanın açıldığı tarihe göre öncesinin orman ve orman bütünlüğü içinde olduğu belirlendiğinden 09.04.2008 günlü kararın 1. bendinin (C) fıkrasının tamamı hükümden çıkartılarak bunun yerine “(C) yine aynı krokide 1081 sayılı parselin (B) ve (C) işaretli 44.131 m2 yüzölçümündeki bölümlerinin orman olduğunun tespiti ile bu bölümlerinde aynı parselin (D) bölümününde olduğu gibi ORMAN KADASTRO SINIRI İÇİNE ALINMASINA ve orman kadastro haritalarının bu şekilde düzeltilmesine” cümlesinin yazılarak H.Y.U.Y.’nın 438/7. maddesi gereğince hükmün bu bölümünün düzeltilerek ONANMASINA,
3-) Davacı … tarafından … Köyü 2 sayılı kadastro parselinin tamamı hakkında … Asliye (1). Hukuk Mahkemesinin 1972/1020 sayılı dosyasında 31.10.1972 tarihinde açılan tapu iptali ve tescil davasına Hazinenin katıldığı ve yargılamanın devamı sırasında orman kadastrosu yapılması nedeniyle aynı zamanda orman kadastrosuna itiraz davasına da dönüşen davanın görevsizlik nedeniyle kadastro mahkemesine aktarıldığı, daha sonra 2 sayılı kadastro parselinden ifraz edilen 862 sayılı parsel hariç diğer (861-863-941-943-890-891-892-1018-1019-1020 sayılı) ifraz parsellerinin tamamı hakkında tapu iptal, tescil ve elatmanın önlenmesi davası ile orman kadastrosuna itiraz davalarının birleşitirildiği, 2 sayılı kadastro parseli hakkında açılan tapu iptali ve tescil davasında tapu kaydına tedbir konulmadığından, kamulaştırma nedeni ile ifraz edilen 861, 863, 941, 943, 890, 891, 892, 1018, 1019 ve 1020 sayılı parsellerle ilgili 31.10.1972 tarihinde açılan tapu iptali ve tescil ile elatmanın önlenmesi davasının, kadastro mahkemesinde görülmekte olan temyize konu bu orman kadastrosuna itiraz davasının sonucunu bekleyerek bu davanın kesinleşmesinden sonra, kesinleşecek bu davanın sonucuna göre tapu iptali-tescil ve elatmanın önlenmesi davası Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp karara bağlanacağından ve Orman Yönetimi ile Hazinenin görevsizlik kararının kesinleştiği tarihten itibaren (H.Y.U.Y.’nın 440 III/3. Maddesi kararları gereğince görevsizlik kararlarının temyizi üzerine verilen Yargıtay kararlarına karşı karar düzeltme yoluna gidilemez.) 10 gün içinde görevli Asliye Hukuk Mahkemesine başvurması gerektiğinden, Orman Yönetimi ve Hazinenin görevsizlik kararı hakkındaki temyiz itirazlarının reddi ile mahkemenin görevsizliğe ilişkin kararının ONANMASINA,
4-) Yukarıda (BB) bendinde açıklanan nedenlerle; Orman Yönetimi ve Hazinenin … Köyü çekişmeli 2 sayılı kadasro parselinden ifraz edilen, 861-863-941-943-890-892-1019 ve 1020 sayılı ifraz parsellerinin tamamı ile 1018 sayılı parselin bilirkişi krokisinde (A) ile gösterilen bölümüne yönelik temyiz itirazlarının kabulü ile bu parsel ve parsel bölümlerine ilişkin orman kadastrosuna itiraz davası ile ilgili hükmün BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde yatıranlara iadesine 24/12/2009 günü oybirliği ile karar verildi.