Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2008/17803 E. 2009/2541 K. 17.02.2009 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2008/17803
KARAR NO : 2009/2541
KARAR TARİHİ : 17.02.2009

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı … tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R

Davacı Hazine, dilekçesinde … Köyü 1721 sayılı parselin 1991 yılında yapılan 6831 Sayılı Yasanın 2/B maddesi kapsamında Hazine adına orman sınırı dışına çıkarılan yer olduğu iddiası ile davalı adına olan tapunun iptalini, Hazine adına tescilini, 2/B madde kapsamında Hazine adına orman sınırları dışına çıkarıldığının şerh edilmesini talep etmiştir.
Mahkemece davanın kabulüne, tapunun iptali ile Hazine adına tesciline, tapu kütüğünün beyanlar hanesine “6831 Sayılı Yasanın 2/B maddesi uyarınca … adına orman sınırı dışına çıkarılan yerdir” şerhinin işlenmesine karar verilmiş, hüküm davalı … tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, taşınmazın kesinleşen 2/B madde kapsamında kaldığı iddiası ile açılan tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 1948 yılında yapılan ilk orman kadastrosu, 1952 yılında 5653 Sayılı Yasa hükümlerine göre yapılan makiye ayırma, 1981 yılında yapılan genel arazi kadastrosu ile 22.07.1991 tarihinde ilan edilip kesinleşen aplikasyon ve 2/B madde uygulaması vardır.
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye ve uzman bilirkişi tarafından yöntemine uygun biçimde yapılan uygulama ve araştırma sonucu çekişmeli taşınmazların tamamının 3116 Sayılı Yasa hükümlerine göre yapılıp kesinleşen orman sınırları içinde kaldığı, 1952 yılında 5653 Sayılı Yasa hükümlerine göre makiye ayrıldığı, … tevzi komisyonunca dağıtımı yapılıp 4753 Sayılı Yasa uyarınca tescilinin yapıldığı, taşınmazların % 15-30 eğimli olduğu, bir süredir ekilmeyen içinde bodurlaşmış meşe çalılıkları bulunduğu, orman ve … muhafaza karakteri taşıdığı, makiye ayrılan yerlerde özel yasalar uyarınca oluşturulan tapulara değer verileceği, Y.İ.B.B.K.’nun 22.03.1996 gün ve 1993/5-1 sayı ve Hukuk Genel Kurulunun 27.02.2002 gün ve 2002/1-19-97 sayılı kararı ile kabul edildiğine ve her ne kadar taşınmaz makiye ayrıldıktan sonra 4753 Sayılı Yasa hükümleri uyarınca tevzi edilmişse de, 4753 Sayılı Yasanın 8. maddesinde ormanların tevzi edileceğine dair bir hüküm bulunmadığına, 6831 Sayılı Yasanın 1/j bendinin karşı kavramından funda veya makiliklerle örtülü, orman ve taprak muhafaza karakteri taşıyan yerlerin orman sayılacağına, bilimsel olarak da % 12’den fazla eğimli makilik sahaların orman ve … muhafaza karakteri taşımasınedeniyle muhafaza (koruma) makisi, yani orman sayılması gerektiğine, bu nitelikteki taşınmazların 5653 Sayılı Yasa hükümlerine göre makiye ayrılamayacağına, ayrılmış olsa bile yasal dayanağı bulunmadığından yok hükmünde sayılacağına, orman niteliğinde bulunan yer için sonradan oluşturulan tapu kaydının yolsuz tescil niteliğinde bulunduğu, bu hususun Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 19.03.2003 gün ve 2003/20-102-90 sayılı kararında da kabul edildiği gibi, bu şekilde oluşan tapunun sahibine hiç bir zaman mülkiyet … kazandırmayacağı ve özde kamu malı olan taşınmazın hukuksal niteliğini değiştirmeyeceği, uzman orman ve … bilirkişiler tarafından kesinleşen orman kadastrosu ve 2/B madde uygulamasına ait harita ve tutanaklar ile arazi kadastrosu paftasının uygulanması sonucu dava konusu taşınmazın 1948 yılında yapılıp kesinleşen orman kadastrosu sınırları içinde kaldığı,31.12.2981 tarihinden önce bilim ve … bakımından orman niteliğini yitirmesi nedeniyle Hazine adına orman sınırları dışına çıkartılma işleminin de kesinleştiği taşınmaz daha önce yapılan orman kadastro sınırları içinde olduğu halde, arazi kadastro ekiplerinin bu durumu gözönünde bulundurmadan, hata ile ikinci kere kadastrosunu yapıp yolsuz olarak sicil oluşturulmuşsa da, 766 Sayılı Yasanın 46/2 ve 3402 Sayılı Yasanın 22/1. maddeleri gereğince ikinci kadastronun yolsuz (T.M.Y.nın 1025. md.) ve bütün sonuçlarıyla hükümsüz olması nedeniyle malikine mülkiyet … kazandırmayacağı ve T.M.Y.nın 1026 (E.M.Y.nın 934. İsviçre 976) maddesi gereğince sicilin hiç bir süreye bağlı kalmadan her zaman iptal edileceği, somut olayda 3402 Sayılı Yasanın 12/3. maddesi hükümlerinin uygulanma olanağının da bulunmadığı, baştan beri yolsuz tescil niteliğinde oluşturulan sicil kaydının, davalıya hiç bir zaman mülkiyet … kazandırmayacağı ve başlangıcından itibaren yolsuz ve geçersiz olan tapu kaydının iptaline ilişkin mahkeme kararının yenilik doğuran (inşai) mülkiyet hakkını sona erdiren bir hüküm olmayıp, mevcut durumu saptayıp hukuksallaştıran, açıklayıcı (izhari), başka bir anlatımla; sicilin oluştuğu tarihden itibaren mülkiyet hakkının doğmadığını, sicilin yolsuz ve geçersiz olduğunu belirleyen bir hüküm olduğu, bu tür kayıtlarda T.M.Y.’nın 1023 (E.M.Y.931 İsviçre M.Y.974) maddesindeki “iyi niyetle edinme” kuralının da uygulanamayacağı, belirlenerek kaydın iptaline karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığına göre, davalının temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine 17/02/2009 günü oybirliği ile karar verildi.