Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2008/17631 E. 2009/1707 K. 09.02.2009 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2008/17631
KARAR NO : 2009/1707
KARAR TARİHİ : 09.02.2009

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki tescil davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı … vekili ile davalılardan Orman Yönetimi ve Hazine vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

K A R A R

Davacı, dava dilekçesinde sınırlarını bildirdiği … Köyü ….. mevkiilerinde bulunan taşınmazların tapuda kayıtlı olmadığını, kazandırıcı zamanaşımı zilyedliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının yararına oluştuğunu iddia ederek Medeni Yasanın 713. maddesi hükmüne göre adına tescilini istemiştir. Mahkemece, … bilirkişi krokisinde (H)=10967,49 m2 yüzölçümündeki taşınmaz hakkındaki davanın kabulü ile davacı adına, (G)=8024,41 m2 ve (I)=16745,88 m2 yüzölçümündeki taşınmaz hakkında ise davanın reddine ve orman niteliği ile Hazine adına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm davacı … vekili ile davalılardan Orman Yönetimi ve Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, Medeni Yasanın 713. maddesi hükmü uyarınca tapusuz olan taşınmazların tesciline ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yerde tesbit tarihinden önce orman kadastrosu yapılmamıştır. Genel arazi kadastrosu işlemi 1979 yılında yapılmış ve kesinleşmiştir.
Mahkemece, temyize konu çekişmeli taşınmazlardan (H) harfiyle gösterilen bölümün uzman orman bilirkişi tarafından resmi belgelere dayalı olarak yapılan incelemesinde orman sayılmayan yerlerden … arazisi olduğu, aktif … yatağı olmadığı ve davacı yararına kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının oluştuğu, (G) ve (I) bölümlerinin ise, orman sayılan yerlerden olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
1) Davacı gerçek kişinin (G) ve (I) harfleriyle gösterilen taşınmaz bölümlerine yönelik temyiz itirazları yönünden;
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye ve uzman orman bilirkişi tarafından resmi belgelere dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan inceleme ve araştırmada (G) ve (I) harfleriyle gösterilen taşınmazların orman sayılan yerlerden olduğu anlaşıldığına göre, davacı gerçek kişinin bu taşınmazlara ilişkin temyiz itirazları yerinde görülmediğinden reddi ile hükmün onanması gerekmiştir.
2) Orman Yönetimi ve Hazinenin (H) harfiyle gösterilen ve davacı adına tescile karar verilen taşınmaza yönelik temyiz itirazlarına gelince;
Mahkemecenin bu bölüme ilişkin kabulü dosya içeriğine ve toplanan delillere uygun değildir. Şöyle ki; yörede 766 Sayılı Yasaya göre 1979 yılında yapılan arazi kadastrosu sonucunda düzenlenen kadastro paftasında ve ayrıca memleket haritasında çekişme konusu taşınmazın bulunduğu alanın çevresindeki devlet ormanları ile birlikte orman olarak tesbit dışı bırakıldığı anlaşılmaktadır. Her ne kadar, bilirkişi ve tanıklar taşınmazın öncesinin orman olmadığını, davacı ve miras bırakan tarafından 20 yılı aşkın süredir kullanıldığını ifade etmişlerse de kadastro işlemi olan tespit dışı bırakma işleminin ve eylemli duruma uygun düşmeyen bilirkişi ve tanık sözlerine değer verilemez. Zaman içerisinde taşınmaz üzerindeki orman örtüsünün kaldırılmış olması o yerin orman niteliğini kaybettiği anlamına gelmez ve taşınmazın zilyetlikle kazanılması da mümkün değildir. Hukuk Genel Kurulunun 24.10.2001 gün 2001/8-964-751 ve 13.02.2002 gün 2008/8-183-187 sayılı kararları ile orman olarak tespit harici bırakılan yerlerde orman kadastrosunun kesinleştiği güne kadar orman sayılacağından sürdürülen zilyetliğe değer verilemeyeceği kabul edilmiştir. Bu nedenle, taşınmazın öncesi orman olup bu niteliğini koruduğu sıradaki zilyetliğe değer verilemez. Ayrıca, taşınmaz eski tarihli memleket haritasında çevresi yeşil alanda işaretlenmiş olup, konumu itibariyle de 6831 Sayılı Yasanın 17/2. maddesine göre de orman bütünlüğünü bozan orman içi açıklığı niteliğindedir.
6831 Sayılı Yasanın 17. maddesi, orman içi açıklıklarda … ve inşaat yapılmasına, hayvancılık amacı ile ağıl yapılmasına, bu kesimlerin özel mülke dönüşmesine izin vermez.
6831 Sayılı Yasa, madde: 17/1-2
Devlet ormanları içinde bu ormanların korunması, istihsal ve imarı ile alakalı olarak yapılacak her nevi bina ve tesisler müstesna olmak üzere; her çeşit bina ve ağıl inşaası ve hayvanların barınmasına mahsus yerler yapılması ve tarla açılması, işlemesi, ekilmesi ve orman içinde yerleşilmesi yasaktır.
Devlet Ormanlarının herhangi bir suretle yanmasından veya açıklıklarından faydalanılarak işgal, açma veya herhangi şekilde olursa olsun kesme, sökme, budama veya boğma yollarıyla elde edilecek yerlerle buralarda yapılacak her türlü yapı ve tesisler, şahıslar adına tapuya tescil olunamaz. Buralara doğrudan doğruya orman idaresince el konulur. Yanan orman alanlarındaki her türlü emval Orman Genel Müdürlüğünce değerlendirilir (03/07/2004 gün ve 5112 Sayılı Yasa ile değişik hali).
Yasa metninden açıkça anlaşıldığı gibi, hangi nedenle olursa olsun orman içi açıklıklarda …, inşaat ve hayvancılık yapmak amacı ile ağıl yapılamaz. Bu tür yerler özel mülk olamaz. Yönetim derhal el koyma hakkına sahiptir. Orman içi açıklıklardan yararlanabilmek için zorunlu olarak orman kullanılacaktır. Bu kullanım nedeniyle … açma, genişletme, yangın oluşması önlenemeyecek ve orman bütünlüğü bozulacaktır.
Ayrıca, bu tür taşınmazların öncesinin orman olma zorunluluğu yoktur. Zira, öncesi orman olan ve ormandan açılan taşınmazlar, 6831 Sayılı Yasanın 1. maddesi ve Yargıtay uygulamaları gereği oluşan kesin içtihatlara göre zaten orman sayılmaktadır. 17. maddede tanımı yapılan olgu, öncesi orman iken açılan yerlerle beraber ayrıca [HANGİ NEDENLE OLURSA OLSUN ORMAN İÇİ AÇIKLIKLARIN KAZANILAMAYACAĞI İLKESİNİ İÇERMEKTEDİR VE AMACI ORMAN BÜTÜNLÜĞÜNÜ KORUMAKTIR]. Bu tür yerlerin 15.07.2004 günlü Resmi Gazetede yayınlanan Orman Kadastrosunun Uygulanması Hakkındaki Yönetmeliğin 26/a maddesi gereğince orman olarak sınırlandırılması gerekir.
Yasa koyucu ayrı bir kavram oluşturmuş ve hangi nedenle olursa olsun orman içi açıklıklarda … ve inşaat ile özel mülke dönüşme yolunu kapamıştır. Bu itibarla, dava konusu taşınmazın memleket haritasında açık alanda gözükmesi bu olguyu değiştirmez. Etrafı ormanla çevrili olan taşınmazlar özel mülke dönüşüp, … ve inşaata açıldığında orman bütünlüğünün bozulacağı tartışmasızdır. Dairemizin bu yoldaki kararları Yargıtay Hukuk Genel Kurulunca benimsenmiş ve yerleşik kararlar halini almıştır [Y.H.G.K.’nun 10.12.1997 gün ve 1997/20-830/1034, 10.12.1997 gün ve 1997/20-808/1039, 22.10.2003 gün ve 2003/20-665/614 sayılı ve yine orman kadastrosunun kesinleştiği tarihten sonra 20 yıldan fazla süre geçse dahi orman içi açıklık konumunda olan taşımazların zilyedlik yoluyla kazanılamayacağı konusundaki 11.10.2004 gün ve 2004/7-531-582 sayılı kararları].
Tapu ve zilyetlik yoluyla kişi ve kurumların ormandan … kazanmasını sağlayan 3402 Sayılı Yasanın 45. maddesinin ilgili fıkraları da Anayasa Mahkemesinin 01.06.1988 gün ve 31/13 E.K.; 14.03.1989 gün ve 35/13 E.K. ve 13.06.1989 gün ve 7/25 E.K. sayılı kararları ile iptal edilmiş ve kalan fıkraları da 03.03.2005 gününde yürürlüğe giren 5304 Sayılı Yasanın 14. maddesi ile yürürlükten kaldırılmıştır.
Ayrıca; orman içi açıklık ve boşluklar ile orman ve … muhafaza karakteri taşıyan funda ve makilik alanlar, yasa gereği orman sayıldığı için, 15.07.2004 günlü Resmi Gazetede yayınlanan Orman Kadastro Yönetmeliğinin 26. maddesinin (a) ve (j) bentleri gereğince Devlet Ormanı olarak sınırlandırılması öngörülmüştür. Bu tür yerler zilyetlik yolu ile kazanılamaz ve özel mülk olarak tescil edilemez.
Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı gerçek kişinin davasının reddine karar verilmesi gerekirken, aksi düşünce ve gerekçelerle kabul yolunda hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır.
SONUÇ: 1) Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle; (G) ve (I) harfleriyle gösterilen taşınmazlara yönelik davacı gerçek kişinin temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının davacı gerçek kişiye yükletilmesine,
2) Yukarıda ikinci bentte açıklanan nedenlerle; Hazine ve Orman Yönetiminin (H) harfiyle gösterilen taşınmaza yönelik temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün bu taşınmazlara yönelik BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde Orman Yönetimine iadesine 09/02/2009 günü oybirliği ile karar verildi.