Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2008/17278 E. 2009/2593 K. 18.02.2009 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2008/17278
KARAR NO : 2009/2593
KARAR TARİHİ : 18.02.2009

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ve davalı tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı Hazine vekili, … Köyü 209 ada 7 ve 213 ada 9 parsellerin Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğu iddiasıyla, davalı adına kayıtlı tapunun iptalini ve Hazine adına tescilini istemiştir. Mahkemece, 213 ada 9 parselin orman niteliğiyle Hazine adına tesciline, 209 ada 7 parsele ilişkin davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı ve davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, tapu iptali ve tescil davasıdır.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde tespit tarihinden önce 1944 yılında yapılıp 1949 yılında kesinleşen orman kadastrosu bulunmaktadır. Daha sonra 2002 yılında yapılarak dava tarihinde kesinleşen aplikasyon ve 2/B uygulaması ile 4999 Sayılı Yasanın 9. Maddesine göre yapılıp 04.03.2005 tarihinde ilan edilen fenni hataların düzeltilmesi çalışması vardır.Genel arazi kadastrosu işlemi 30.01.2007 tarihinde kesinleşmiştir.
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye ve çekişmeli 209 ada 7 parselin eski tarihli resmi belgelere göre yapılan araştırma, inceleme sonucu orman sayılmayan, 213 ada 9 parselin orman sayılan yerlerden olduğu, 7 parsel yönünden zilyetlikle taşınmaz edinme koşullarının davalı yararına gerçekleştiği belirlenerek yazılı şekilde hüküm kurulmasında isabetsizlik bulunmamaktadır. Ancak, dava dilekçesinde taşınmazın değeri gösterildiği ve taraflarca buna itiraz edilmediği halde, keşifte belirlenen fahiş değer üzerinden üstelik temyiz harcı da bu değere göre tamamlattırılmadan ve seri davaların bulunduğu da gözardı edilerek fazla harç ve vekalet ücreti tesbit edilmiş olması doğru değil ise de bu yanılgının giderilmesi hükmün bozulmasını ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün düzeltilerek onanması gerekmiştir. Bu nedenle, hüküm fıkrasının 7. ve 11. bentlerinin hükümden çıkarılarak, 7. bent yerine “Dava konusu taşınmazın dava dilekçesinde gösterilen değer üzerinden karar tarihi itibariyle kabul-red oranına göre tahakkuk eden 211.00.- YTL. harcın davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına”, 11. bent yerine “Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden dava dilekçesinde belirlenen değer üzerinden karar tarihi itibarı ile yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 500.00.- YTL. vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine” sözlerinin yazılması suretiyle düzeltilmesine ve hükmün H.Y.U.Y.’nın 438/son maddesi gereğince düzeltilmiş bu hali ile ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının gerçek kişiye yükletilmesine, Hazineden harç alınmasına yer olmadığına 18/02/2009 gününde oybirliği ile karar verildi.