Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2008/16405 E. 2008/18162 K. 23.12.2008 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2008/16405
KARAR NO : 2008/18162
KARAR TARİHİ : 23.12.2008

MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi

Taraflar arasındaki kadastro tespitine itiraz davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı … tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

K A R A R

Yörede 2005 yılında yapılan kadastro çalışmaları sırasında … Köyü 161 ada 421 parsel sayılı 946.16m2 yüzölçümündeki taşınmaz, tarla niteliği ile belgesizden, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle davalı gerçek kişi adına tespit edilmiştir. Davacı, orman yönetimi taşınmazın tamamının kesinleşen orman sınırları içinde kalan devlet ormanı olduğu iddiası ile dava açmıştır. Mahkemece davanın kabulüne, tespitin iptali ile çekişmeli parselin bitişiğindeki Kuzardı Devlet Ormanı ile birleştirilmek suretiyle tek parsel halinde orman niteliğinde Hazine adına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm davalı gerçek kişi tarafından temyiz edilmiştir.
Dava kadastro tespitine itiraz niteliğindedir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde tespit tarihinden önce 1978 yılında yapılıp 14/ 06/ 1979 tarihinde ilan edilerek kesinleşen orman kadastrosu ile 1744 Sayılı Yasa ile değişik 2. madde uygulaması bulunmaktadır.
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye, çekişmeli taşınmazın uzman orman bilirkişi kurulu tarafından kesinleşmiş orman tahdit harita ve tutanakları ile bu haritanın düzenlenmesine esas … fotoğrafı ile memleket haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan uygulama ve araştırmada orman tahdidi içinde kalan yerlerden olduğunun anlaşılmasına göre yazılı biçimde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik yoktur ve davalı tarafın kabul beyanı davayı sonuçlandıran, HYUY.’nın 94/2 maddesinde anlamını bulan kabul niteliğinde değildir. Ancak dava kadastro tespitine itiraz davası olduğundan ve aynı köyde aynı iddia ile açılmış benzer nitelikte pek çok dava bulunduğu anlaşıldığından avukatlık ücretinin 3402 Sayılı Yasanın 31/3 maddesinde düzenlenen “ Avukat veya dava vekili ile takip edilen davalarda vekalet ücreti; davanın önemi, vekilin sarf ettiği emek, tarafların davada iyi niyetle hareket … etmediği, hak ve eşitlik kuralları göz önünde tutularak maktuan takdir ve tayin olunur. “ hükmü gereğince belirlenmesi gerekirken, bu yön üzerinde durulmadan hüküm yerinde “450 YTL vekalet ücreti ” takdir edilmiş olması doğru değil ise de, bu husus hükmün bozulmasını ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, hükmün düzeltilerek onanması uygun görülmüştür. Bu sebeple, hüküm fıkrasında yer alan “450 YTL vekalet ücreti”

-2-

2008/16405-18162

sözcükleri kaldırılarak; bunun yerine, “200 YTL vekalet ücreti” sözcüklerinin yazılması suretiyle düzeltilmesine ve hükmün H.Y.U.Y.’nın 438/7. maddesine göre bu düzeltilmiş şekliyle ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine 23/ 12/ 2008 günü oybirliğiyle karar verildi.