Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2008/15995 E. 2009/3534 K. 03.03.2009 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2008/15995
KARAR NO : 2009/3534
KARAR TARİHİ : 03.03.2009

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki TAPU İPTALİ VE TESCİL-ORMAN KADASTROSUNUN İPTALİ davasının yapılan yargılaması sonunda DAVANIN KISMEN KABUL KISMEN REDDİNE ilişkin kurulan 17/07/2007 günlü hükmün Yargıtayca duruşmalı olarak incelenmesi davacı … vekili tarafından istenilmekle, tayin olunan 19/02/2008 günü için yapılan tebligat üzerine, duruşma istemli temyiz eden davalı … vekili Av. … geldi, karşı taraftan davacı … Yönetimi vekili Av. . … … geldi başka gelen olmadı, açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, gelenlerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı. Daha sonra Dairenin 19/01/2008 gün ve 2007/16185-2008/2536 sayılı iade kararı gereğince gönderilen belgeler ve dosya içindeki tüm belgeler incelenip, gereği düşünüldü:
KARAR
Davacı … Yönetimi, 09/02/1996 tarihli dilekçe ile ANADOLUKAVAĞI, 391 ada 6 ve 7 parseller ile 426 ada 10 parsel sayılı taşınmazın, yörede 1940 yılında 3116 sayılı yasa hükümlerine göre yapılıp kesinleşen devlet ormanı içinde olduğu … ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNİN 09/06/1955 gün ve 1957/237-1958/224 sayılı kararı ile orman tahdidinin iptal edildiği ileri sürerek yönetim aleyhine dava açılıp muaraza yaratıldığından, davalı adına yolsuz olarak oluşturulan ve 4785 sayılı yasa karşısında yasal dayanağı bulunmayan tapu kayıtlarının iptali ile orman niteliği ile Hazine adına tescilini istemiştir.
Diğer yandan; davacı …, 06/02/1998 tarihli dilekçe ile Asliye Hukuk Mahkemesinin 1998/56 sayılı dosyasında, paydaş olduğu, ANADOLUKAVAĞI 391 ada 6 ve 7 parseller ile 426 ada 10 sayılı parsellerin, … ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNİN 09/06/1958 gün ve 1957/237-1958/224 sayılı kararı ile bu parselleri içine alan orman kadastrosunun iptaline karar verildiği gözetilmeden 1976 yılında 1744 sayılı yasaya göre yapılan aplikasyon ve 2. madde uygulaması sırasında orman tahdidi içinde gösterilmek suretiyle harita düzenlendiğini ileri sürerek 1988 yılında 3302 Sayılı Yasa hükümlerine göre 59 nolu orman kadastro komisyonunca daha önce de 1981 yılında 1744 sayılı yasaya göre yapılan aplikasyon ve 2. madde uygulaması çalışması ile oluşturulan hatalı aplikasyon haritası baz alınarak yapılan çalışmaya ilişkin tutanak ve haritaların iptalini istemiştir
Davalar arasındaki irtibat nedeniyle 1996/56 sayılı dava dosyasında birleştirildikten sonra, mahkemece davanın KISMEN KABUL – KISMEN REDDİNE, ANADOLUKAVAĞI, FENERYOLU MEVİİNDE’ki 391 ada 6 parsel sayılı taşınmazın 25/12/2006 tarihli bilirkişi raporunda … renkli ve (A) ile gösterilen 36.420,27m2 kısma yönelik davanın reddine, kırmızı renkli ve (B) ile gösterilen 392,24 m2, yeşil renkli ve (C) ile gösterilen 1234,02 m2, yeşil renkli ve (D) ile gösterilen 678,47m2 kısımlara yönelik davanın kabulü ile bu kısımların tapu kayıtlarının iptali ile orman olarak Hazine adına tesciline, ANADOLUKAVAĞI, FENERYOLU
MEVİİNDE’ki 391 ada 7 parsel sayılı taşınmazın 25/12/2006 tarihli bilirkişi raporunda … renkli ve (A) ile gösterilen 238,16m2 kısma yönelik davanın reddine, kırmızı renkli ve (B) ile gösterilen 8137,13 m2, (C) ile gösterilen 1891,60 m2, yeşil renkli ve (D) ile gösterilen 36718,11 m2 kısımlara yönelik davanın kabulü ile bu kısımların tapu kayıtlarının iptali ile orman olarak Hazine adına tesciline, ANADOLUKAVAĞI, YUŞA MEVİİNDE’ki 426 ada 10 parsel sayılı taşınmazın 25/12/2006 tarihli bilirkişi raporunda belirtildiği gibi 649960 m2 olan yüzölçümünün 677344,34 m2 olarak düzeltilerek … renkli ve (A) ile gösterilen 45,50 m2, (B) ile gösterilen 393,99 m2, (C) ile gösterilen 7910,35 m2, (E) ile gösterilen 3022,25 m2 yüzölçümündeki kısımlara yönelik davanın reddine, kırmızı renkli ve (D) ile gösterilen 2769,70 m2, (G) ile gösterilen 663.115,66 m2, (F) ile gösterilen 86,89 m2 kısımlara yönelik davanın kabulü ile bu kısımların tapu kayıtlarının iptali ile orman olarak Hazine adına tesciline karar verilmiş, hüküm davacı … YÖNETİMİ vekili ile davacı … tarafından temyiz edilmiştir.
Dava konusu taşınmazların bulunduğu yerde dava tarihinden önce 3116 Sayılı Yasa hükümlerine göre 1940 yılında yapılarak kesinleşen orman kadastrosu bulunmaktadır. Daha sonra 1981 yılında 1744 sayılı yasaya göre yapılan aplikasyon ve 2. madde ile uygulaması ile 1987 yılında 3302 Sayılı Yasaya göre yapılan aplikasyon ve 2/B madde uygulaması vardır.
Çekişmeli 426 ada 10 parsel sayılı taşınmaz, yörede 15/11/1954 tarihinde 2613 Sayılı Yasa gereğince yapılan genel arazi kadastrosunda 424 ada 4 parsel numarası verilerek,önce 870.720 m2 yüzölçümünde olduğu belirtilip daha sonra 866.020 m2 yüzölçümü olduğu yazılarak, 31.05.1939 tarihli orman kadastrosu tutanakları ve bu tutanakların kesinleşmesi üzerine oluşan Temmuz 1947 tarih 18 numaralı 440 hektar (4.400.000 m2) yüzölçümlü orman tapusuna dayanılarak, orman ve çalılık niteliği ile Hazine adına tespit edilip, tespitin kesinleşmesi ile 02.07.1955 tarihinde tapuya tescil edilmiş; ancak, bir kısım paydaşların açtığı orman kadastrosuna itiraz davasına ait … Kadastro Mahkemesinin 11.04.1990 gün ve 1988/24-9 sayılı kararının onanmasına ilişkin Yargıtay 14. Hukuk Dairesinin 25.12.1990 gün 1990/7710-11424 sayılı kararında da belirtildiği gibi, Tapu Sicil Müdürlüğünce, … Asliye Hukuk Mahkemesinin 08.06.1958 gün 1957/237-224 sayılı kararının infazının nasıl yapılması gerektiği hususunun mahkemeden sorulması üzerine, tarafların haberi olmadan mahkeme hakimince kendiliğinden 03.05.1960 gününde yapılan uygulama sonucu … memuru Sebahattin Gökşin’e bir kroki düzenlettirildiği ve bu kroki dayanak alınmak suretiyle, Hazine ile Orman Yönetimini bağlamayan mahkemenin 05.05.1960 tarihli müzekkeresi ve Av…. …’ın talepnamesi gereğince, … Asliye Hukuk Mahkemesinin 09.06.1958 gün ve 1959/237-224 sayılı kararında ismi yazılı davacılar ve mirasçıları adına “tashihen ve irsen” olduğu belirtilip, 424 ada 4 sayılı parsel ifraz edilerek, 426 ada 4, 426 ada 5, 426 ada 6 ve 426 ada 7 sayılı parseller orman olarak Hazine adına, aynı parselin geri kalan bölümüne de 426 ada 8 parsel numarası verilerek gerçek kişiler adına 17.11.1960 tarihinde yolsuz olarak tescil edilmiş, daha sonra 426 ada 8 parselin 4100 m2’lik güney bölümünün kamulaştırılması nedeniyle … Asliye Hukuk Mahkemesinin 21.09.1964 gün ve 1962/679-553 sayılı kararıyla 8 parsel yeniden ikiye ifraz edilerek, bu parsellerden birincisine 426 ada 9 parsel numarası verilerek kamulaştırma nedeniyle Hazine adına, diğerine de 10 parsel numarası verilerek önceki malikleri olan kişiler adına 649960 m2 yüzölçümü ile, … ve tarla cinsiyle, 20.05.1966 tarihinde tescil edilmiş, daha sonra yapılan intikaller ve satışlar sonucu şimdiki maliklere geçmiştir. Dosya içindeki son kayda göre davaya konu 426 ada 10 sayılı parsel, tapu kaydında belirtilen paylar ile, … …., … …, … … …, … (… … kızı), … … …, … …, … … …, … … …, … …, … ve … adına kayıtlı olduğu anlaşılmaktadır.
Çekişmeli 391 ada 6 sayılı parsel yörede, 15/11/1954 tarihinde 2613 Sayılı Yasa gereğince yapılan genel arazi kadastrosunda, 38725 m2 yüzölçümünde çalılık ve … 2 ev niteliği ile Mart 1336 tarih 28, Ağustos 1936 tarih 11, Mayıs 1938 tarih 22 ve Aralık 1938 tarih 13 sayılı tapu kayıtlarına dayanılarak, çalılık ve … ev niteliğinde …., … mirasçıları … ve arkadaşları adına tespit ve tescil edilmiş, daha sonra yapılan intikaller ve
satışlar sonucu şimdiki maliklere geçmiştir. Buna göre davaya konu 391 ada 6 sayılı parsel, tapu kaydında belirtilen paylar ile, … ……, … …, … … …, … (… … kızı), … … … ve … …, … …, … …, …, … … …, … … … , …, …, …..,, … ….., …, …..,……,……,….., adına kayıtlı olduğu anlaşılmaktadır.
Çekişmeli 391 ada 7 sayılı parsel de yine yörede, 2613 Sayılı Yasa gereğince yapılan genel arazi kadastrosunda, 46985 m2 yüzölçümü ile 31.05.1939 tarihli orman kadastrosu tutanakları ve bu tutanakların kesinleşmesi sonucu oluşan Temmuz 1947 tarih 18 numaralı 440 hektar (4.400.000 m2) yüzölçümlü tapuya dayanılarak, orman niteliği ile Hazine adına tespit edilip, tespitin kesinleşmesi ile 13/11/1955 tarihinde tapuya tescil edilmiş, yukarıda 424 ada 4 sayılı parselde anlatıldığı gibi 17.11.1960 tarihinde tapu sicil müdürlüğünce “tashihen” olduğu belirtilerek ve yolsuz olarak … … adına çalılık ve bir baphane niteliğinde tescil edilmiş, daha sonra yapılan intikaller ve satışlar sonucu şimdiki maliklere geçmiştir. Dosya içindeki kayda göre halen tapu kaydında belirtilen paylar ile, … … (ölü), … …, … …, … … …, … (… … kızı), … … …, … …, … …, … …, … ve … adına kayıtlı olduğu anlaşılmaktadır.
Dava, yolsuz olarak oluşturulan TAPU KAYDININ İPTALİ VE TESCİLİ , karşı dava ise ORMAN KADASTROSUNUN İPTALİNE ilişkindir. H.Y.U.Y.’nın 76. maddesi hükmü uyarınca, davanın esası olan maddi olayların ileri sürülmesi taraflara, bunların hukuki açıdan nitelendirilmesi ve uygulanacak yasa maddelerini belirlenip uygulanması mahkemeye aittir.
Dosya kapsamına göre, davacı … Yönetiminin ileri sürdüğü maddi olaylar dava konusu parsellerin orman kadastrosu 1940 yılında kesinleşen ve Temmuz 1947 tarih 18 numarada Hazine adına tapuya tescil edilen … Devlet Ormanı içinde kaldığı halde, bu durumu göz önünde bulundurulmadan, 1954 yılında 2613 Sayılı Yasa hükümlerine göre kadastro işlemi yapan arazi kadastro ekiplerinin, 391 ada 6 sayılı parselin orman sınırları içinde kalan bölümünü ikinci kere kadastroya tabi tutarak kişiler adına yolsuz olarak sicil oluşturduklarından, bu yolsuz sicilin iptalini, yine 391 ada 7 ve 426 ada 10 sayılı parsellerin de aynı orman kadastrosuna ait Temmuz 1947 tarih 18 numaralı tapu kaydı içinde kaldığı ve bu tapu kaydı uygulanarak Hazine adına tespit ve kesinleşmesiyle (1940 yılında kesinleşen orman kadastrosunun sicile aktarılması sonucu) 02.07.1955 tarihinde Hazine adına tescil edilen taşınmazların, Hazinenin ve Orman Yönetiminin haberi ve bilgisi olmadan tapu sicil müdürlüğünün 09.06.1958 gün ve 1957/237-224 sayılı kararının dayanağı harita bulunmadığından, kararın nasıl infaz edileceğini mahkemeden sorması üzerine, mahkemece Hazine ve Orman Yönetimine haber vermeksizin kendiliğinden, orman konusu harita ve tutanaklarının uygulanmasında ehil olmayan … bilirkişisi … ….,’e 03.05.1960 tarihinde düzenlettirdiği haritanın 05.05.1960 tarihinde tapu sicil müdürlüğüne gönderilmesi üzerine, 391 ada 7 sayılı parselin tamamının ve 426 ada 4 sayılı parselin de bir kısmının ifrazen, 8 parsel olarak 07.11.1960 tarihinde nedensiz ve yolsuz olarak, kişiler adına tescil edildiğini, daha sonra 426 ada 8 sayılı parselin de 9 ve 10 sayılı parsellere ifraz edilmesi nedeniyle yolsuz tescilin iptalini istediği anlaşılmaktadır.
Dosyada yer alan bilgi ve belgelere göre:
1) …ve arkadaşları(48 kişi) tarafından Orman Yönetimi ve Hazineye husumet yöneltilerek 28/2/1957 tarihinde, 6831 Sayılı Yasanın geçici 1 ve 3. maddeleri uyarınca, 3116 Sayılı Yasa hükümlerine göre 1940 yılında yapılan orman
kadastrosunda orman sınırı içine alınan Aralık 1938 tarih 13 nolu miktarsız bahçe ve hane cinsli ve Eylül 1928 tarih 22 nolu 9143 m2 yüzölçümlü çalılık cinsli ve Eylül 1928 tarih 23 nolu miktarı yazılı olmayan çalılık cinsli ve … 1927 tarih 24 nolu 2757 m2 yüzölçümlü tarla ve … cinsli tapulu taşınmazlarının devlet ormanı olmadığını ileri sürerek orman sınırlandırmasının iptali istemiyle açtığı dava sonucunda … ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNİN 09/06/1958 gün ve 1957/237-1958/224 sayılı kararı ile 18/1/1958 tarihli bilirkişi raporu ve krokisinde Anadolu kavağı devlet ormanı olarak sınırlandırılan alanda I numara ile işaretlenmiş yerin ziraat vekaletinin 22/3/1958 tarihli yazısı ile orman sayılmayan yerlerden olduğu anlaşıldığı gerekçesiyle aynen (devlet adına vaki tahdidin… Hazine ve Orman İdaresi adlarına vaki tescilin ret ve iptaline karar verildiği) karar fotokopisinden anlaşılmakla birlikte kararın dayanağı kroki ve dosyası bulunamadığından,bu kararın nereye ait olduğu anlaşılamadığı, bu hali ile kararın infaz kabiliyeti bulunmadığından kesin hükümden bahsedilemeyeceği gibi, dayanılan tapulardan Aralık 1938 tarih 13 sayılı tapunun miktar belli olmayan … bir ev yine 1927 ve 1928 tarihli tapuların da cins, miktarı ve hudutları itibarıyla, dava konusu eskiden beri tamamı eylemli orman ağaçlarıyla kaplı dava konusu taşınmazları kapsamına almasının mümkün olmadığı, dosya içinde bulunan fotoğraflarda davaya konu taşınmazların eylemli orman olması ve 1957/237-1958/224 sayılı kararın o tarihte orman olmayan taşınmazlar hakkında verilmiş olması nedeniyle bu karara konu taşınmazın nitelik olarak da dava konusu yere ait olduğunun kabul edilemeyeceği,
2) … L. … tarafından Orman Yönetimi ve Hazineye husumet yöneltilerek 17/8/1988 tarihinde, ANADOLUKAVAĞI, 391 ada 6 ve 7 parseller ile 426 ada 10 parsel sayılı taşınmazın, yörede 1940 yılında 3116 sayılı yasa hükümlerine göre yapılıp kesinleşen devlet ormanı içine alınması işleminin … ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNİN 09/06/1958 gün ve 1957/237 – 1958/224 sayılı kararı ile iptal edilmesine rağmen 59 sayılı orman kadastro komisyonunca yapılan orman kadastrosunun aplikasyonu ve 6831 Sayılı Yasanın 3302 Sayılı Yasa ile değişik 2/B madde uygulaması sonucu orman sınırı içine alınmasının doğru olmadığı iddiasıyla 6 aylık süre içinde açılan orman kadastrosuna itiraz davası sonucunda … KADASTRO MAHKEMESİNİN 11/04/1990 gün ve 1988/24-1990/9 sayılı kararı ile davacının dayandığı … ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNİN 09/06/1958 gün ve 1957/237-1958/224 sayılı kararının dayanağı kroki bulunmadığı ve kararın konusu taşınmazın niteliği yüzölçümü sınırı belirlenemediği için infaz kabiliyetinin olmadığı, bu haliyle davaya konu parsellerin 3116 sayılı yasaya göre devlet ormanı sınırları içine alınma işleminin iptal edilmiş olduğunun kabul edilemeyeceği ve orman kadastro komisyonunca 3116 sayılı yasaya göre yapılan orman kadastro sınırları içinde gösterilmesinin doğru olduğu gerekçesiyle davanın reddine dair verilen kararın Yargıtay 14. Hukuk Dairesinin 25.12.1990 gün 1990/7710-11424 sayılı kararı ile , … Asliye Hukuk Mahkemesinin 09.06.1958 gün, 237/224 sayılı kararının dayanağı ölçekli bir haritası bulunmadığı, bu hali ile mahkeme kararının nereye ait olduğu anlaşılamadığından infaz kabiliyetinin bulunmadığı, bu nedenle kesin hükümden söz edilemeyeceği ” gerekçesiyle temyiz itirazları ret edilerek onandığı ve mahkeme kararının 1991 yılında kesinleştiği, sözü edilen bu kararda davacı olan kişi ile temyize konu davada davacı olan kişinin aynı tapu kaydına dayanıp, bu tapu kayıtlarında paydaş olduğunun anlaşılmasına göre, ortada kesin bir hüküm bulunmasa bile Yargıtay denetiminden geçerek kesinleşen … Kadastro Mahkemesinin 11.04.1990 gün ve 1988/24-9 sayılı kararın temyize konu dava yönünden güçlü delil oluşturacağının kabul edilmesi gerekir.
3) Yine davacı … 17.03.1997 tarihli dava dilekçesi ile Hazine ve Orman Yönetimini hasım göstererek açtığı davada … ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNİN 09.06.1958 gün, 1957/237 – 224 sayılı kararında orman sayılmayan yer olarak belirlenen
taşınmazların Anadolu Kavağı 391 ada 6 ve 7 numaralı parseller ile 426 ada 10 numaralı parselleri içine aldığını ileri sürerek, H.Y.U.Y.’nın 455. maddesi gereğince bu kararın TAVZİHİNİ istemiş, mahkemece 20/06/2002 gününde, ” tavzih talebinin kabulü ile, dava konusu 426 ada 10, 391 ada 7 ve 6 parsellerin orman sayılmayan alanda kaldığına ilişkin ibarenin tavzihi istenilen hükme eklenmesine ” karar verilmiş, hükmün davalı … Yönetimi ve Hazine tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 2003/6469-6185 sayılı kararıyla, “… Asliye Hukuk Mahkemesinin orman tahdidine itiraza ilişkin
09.06.1958 gün, 1957/237 – 224 sayılı ilamının, H.Y.U.Y.’nın 455 ve devamı maddeleri gereğince tavzihi konusunda koşullar bulunmadığından, talebin reddine karar verilmesi” gerekçesiyle bozulmuş, mahkemece bozma kararına uyularak 01.03.2005 gün 1957/257-244 sayılı ek kararla, tavzih isteminin reddine karar verilmiş, bu karar temyiz edilmeksizin 10.04.2005 tarihinde kesinleşmiştir
Tüm bu deliller birlikte değerlendirildiğinde:
Davaya konu, 391 ada 6 sayılı 38.725 m2 yüzölçümlü parsel, 15/11/1954 tarihinde 2613 Sayılı Yasa gereğince yapılan genel arazi kadastrosunda, Mart 1336 tarih 28 ve Ağustos 1936 tarih 11 ve Mayıs 1938 tarih 22 ve Aralık 1938 tarih 13 sayılı tapu kayıtlarına dayanılarak, (bu tapu kayıtlarından Mayıs 1928 tarih 22 ve Aralık 1928 tarih 13 nolu kayıtlar Asliye Hukuk Mahkemesinin 09.06.1958 gün ve 1957/237-224 sayılı kararına konu olan tapulardır) çalılık ve … ev niteliğinde Zühtü … mirasçıları … ve arkadaşları adına tespit ve tescil edilmiş ve daha sonra yapılan intikaller ile şimdiki maliklerine geçmiş ise de, ise de, uzman orman ve … bilirkişiler tarafından kesinleşen orman kadastrosuna ait harita ve tutanaklar ile arazi kadastrosu paftasının uygulanması sonucu dava konusu 391 ada 6 sayılı parselin bilirkişi krokisinde (B), (C) ve (D) işaretli bölümlerinin 1940 yılında yapılıp kesinleşen orman kadastrosu sınırları içinde kaldığı halde, arazi kadastro ekiplerinin bu durumu gözönünde bulundurmadan, hata ile ikinci kere kadastrosunu yapıp yolsuz olarak sicil oluşturulmuşsa da, 766 Sayılı Yasanın 46/2 ve 3402 Sayılı Yasanın 22/1. maddeleri gereğince ikinci kadastronun yolsuz (T.M.Y.nın 1025. md.) ve bütün sonuçlarıyla hükümsüz olması nedeniyle malikine mülkiyet … kazandırmayacağı ve T.M.Y.nın 1026 (E.M.Y.nın 934. İsviçre 976) maddesi gereğince sicilin hiç bir süreye bağlı kalmadan her zaman iptal edileceği, somut olayda 3402 Sayılı Yasanın 12/3. maddesi hükümlerinin uygulanama olanağının da bulunmadığı, baştan beri yolsuz tescil niteliğinde oluşturulan sicil kaydının, davalıya hiç bir zaman mülkiyet … kazandırmayacağı ve başlangıcından itibaren yolsuz ve geçersiz olan tapu kaydının iptaline ilişkin mahkeme kararının yenilik doğuran (inşai) mülkiyet hakkını sona erdiren bir hüküm olmayıp, mevcut durumu saptayıp hukuksallaştıran, açıklayıcı (izhari), başka bir anlatımla; sicilin oluştuğu tarihten itibaren mülkiyet hakkının doğmadığını, sicilin yolsuz ve geçersiz olduğunu belirleyen bir hüküm olduğu, bu tür kayıtlarda T.M.Y.’nın 1023 (E.M.Y.931 İsviçre M.Y.974) maddesindeki “iyi niyetle edinme” kuralının da uygulanamayacağı,
Yine davaya konu, 391 ada 7 ve 426 ada 10 sayılı parsellerin, 1940 yılında yapılan orman kadastrosu sonucu oluşturulan orman niteliği ile Hazine adına tescil edilen Temmuz 1947 tarih 18 numaralı tapu kaydı içinde kaldığı gerekçesiyle, Hazine adına tespit ve tespitin kesinleşmesiyle (1940 yılında kesinleşen orman kadastrosunun sicile aktarılması sonucu) 02.07.1955 tarihinde tescil edildiği, yukarıda da anlatıldığı üzere, taşınmazların Hazinenin ve Orman Yönetiminin haberi ve bilgisi olmadan tapu sicil müdürlüğünün 09.06.1958 gün ve 1957/237-224 sayılı kararının dayanağı harita bulunmadığından kararın nasıl infaz edileceğinin mahkemeden sorması üzerine; mahkemece, Hazine ve Orman Yönetimine haber vermeksizin kendiliğinden orman kadastro harita ve tutanaklarının uygulanması konusunda deneyimsiz, bilgisi yetersiz olan … bilirkişisi … Gökşin’e 03.05.1960 tarihinde düzenlettirdiği haritanın 05.05.1960 tarihinde tapu sicil müdürlüğüne gönderilmesi üzerine, 391 ada 7 sayılı parselin tamamının ve 426 ada 4 sayılı parselin de bir kısmının ifrazen 8 parsel olarak
07.11.1960 tarihinde nedensiz ve yolsuz olarak kişiler adına tescil edildiği, daha sonra 426 ada 8 sayılı parselin de 9 ve 10 sayılı parsellere ifraz edilerek ,dava konusu 426 ada 10 parselin kişiler adına tescil edildiği, devlet ormanı olarak hazine adına tapuda kayıtlı bulunan parselin hiçbir yasal dayanağı bulunmayan kroki ve ifraz işlemi ile kişiler adına özel mülk olarak tescil edilmesinin T.M.Y.nın 1025. maddesi kapsamında tipik yolsuz tescil nitelinde olduğundan bütün sonuçlarıyla hükümsüz olup, malikine mülkiyet … kazandırmayacağı ve T.M.Y.nın 1026 (E.M.Y.nın 934. İsviçre 976) maddesi gereğince sicilin hiç bir süreye bağlı kalmadan her zaman iptal edileceği, somut olayda 3402 Sayılı Yasanın 12/3. maddesi hükümlerinin uygulanma olanağının bulunmadığı, baştan beri yolsuz tescil niteliğinde oluşturulan sicil kaydının, davalıya hiç bir zaman mülkiyet … kazandırmayacağı ve başlangıcından itibaren
yolsuz ve geçersiz olan tapu kaydının iptaline ilişkin mahkeme kararının yenilik doğuran (inşai) mülkiyet hakkını sona erdiren bir hüküm olmayıp, mevcut durumu saptayıp hukuksallaştıran, açıklayıcı (izhari), başka bir anlatımla; sicilin oluştuğu tarihden itibaren mülkiyet hakkının doğmadığını, sicilin yolsuz ve geçersiz olduğunu belirleyen bir hüküm olduğu, bu tür kayıtlarda T.M.Y.’nın 1023 (E.M.Y.931 İsviçre M.Y.974) maddesindeki “iyi niyetle edinme” kuralının da uygulanamayacağı anlaşılmaktadır.
A-) İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye ve uzman orman bilirkişi tarafından kesinleşmiş orman kadastrosuna dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan uygulama ve araştırmada, 25/12/2006 tarihli bilirkişi raporunda 391 ada 6 parsel sayılı taşınmazın kırmızı renkli ve (B) ile gösterilen 392,24 m2, yeşil renkli ve (C) ile gösterilen 1234,02 m2, yeşil renkli ve (D) ile gösterilen 678,47 m2 bölümlerinin, 391 ada 7 sayılı parselin kırmızı renkli ve (B) ile gösterilen 8137,13 m2, (C) ile gösterilen 1891,60 m2, yeşil renkli ve (D) ile gösterilen 36718,11 m2 bölümlerinin ve 426 ada 10 sayılı parselin kırmızı renkli ve (D) ile gösterilen 2769,70 m2, (G) ile gösterilen 663.115,66 m2, (F) ile gösterilen 86,89 m2 bölümlerinin 1940 yılında kesinleşen orman kadastrosu sınırı içinde kaldığı saptandığı gibi, dava konusu 391 ada 7 ve 426 ada 10 sayılı parselin yasal dayanağı bulunmayan Orman ve Hazineyi bağlamayan 03.05.1960 tarihli kroki dayanak gösterilerek yolsuz olarak kişiler adına tescil edildiği; keza, 391 ada 6 sayılı parselin (B), (C), (D) işaretli bölümlerinin daha önce 1940 yılında yapılıp kesinleşen orman kadastrosu sınırları içinde olduğu halde, arazi kadastro ekiplerinin bu durumu göz önünde bulundurmadan, hata ile ikinci kere kadastrosunu yapıp yolsuz olarak tescil edilmesinin T.M.Y.nın 1025. maddesinde anılan tipik yolsuz tescil nitelinde olduğu anlaşıldığından bu taşınmazlara yönelik davanın kabulüne karar verilmesinde isabetsizlik bulunmamaktadır. Ancak, davaya konu taşınmazların tapu kaydında dava tarihi itibarıyla, davalı … dışındaki başka kişilerin de pay sahibi olduğu, bu kişilerin davada taraf olmadığı halde, tapu kayıtlarının tümüyle iptal edilmiş olması doğru değil ise de bu husus hükmün bozulmasını ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden düzeltilerek onanması uygun görülmüştür
B-) a) Diğer taraftan mahkemece, uzman orman bilirkişi tarafından kesinleşmiş orman kadastrosuna dayalı olarak yapılan uygulama ve araştırmada, orman sınırı orman sınırı dışında kaldığının saptandığı gerekçesiyle, 25/12/2006 tarihli bilirkişi raporunda 426 ada 10 sayılı parselin … renkli ve (A) ile gösterilen 45,50 m2, (B) ile gösterilen 393,99 m2, (C) ile gösterilen 7910,35 m2, (E) ile gösterilen 3022,25 m2 ve 391 ada 7 sayılı parselin … renkli ve A ile gösterilen 238,16m2 yüzölçümündeki kısımlara yönelik davanın reddine karar verilmiş ise de, 426 ada 10 sayılı parsel 15/11/1954 tarihinde 2613 Sayılı Yasa gereğince yapılan genel arazi kadastrosunda 424 ada 4 parsel numarası ile, 31.05.1939 tarihli orman kadastrosu tutanakları ve bu tutanakların kesinleşmesi sonucu Temmuz 1947 tarih 18 numaralı 440 hektar (4.400.000 m2) yüzölçümlü orman tapusuna dayanılarak, orman ve çalılık niteliği ile Hazine adına tespit edilip, tespitin kesinleşmesi ile 02.07.1955 tarihinde tapuya tescil edilmiş; ancak,

2008/15995-2009/3534

bir kısım paydaşların açtığı orman kadastrosuna itiraz davasına ait … Kadastro Mahkemesinin 11.04.1990 gün ve 1988/24-9 sayılı kararının onanmasına ilişkin Yargıtay 14. Hukuk Dairesinin 25.12.1990 gün 1990/7710-11424 sayılı kararında da belirtildiği gibi, Tapu Sicil Müdürlüğünce, … Asliye Hukuk Mahkemesinin 08.06.1958 gün 1957/237-224 sayılı kararının infazının nasıl yapılması gerektiği hususunun mahkemeden sorulması üzerine, tarafların haberi olmadan, mahkeme hakimince kendiliğinden 03.05.1960 gününde yapılan uygulama sonucu … memuru Sebahattin Gökşin’e bir kroki düzenlettirildiği ve bu kroki dayanak alınmak suretiyle, Hazine ile Orman Yönetimini bağlamayan mahkemenin 05.05.1960 tarihli müzekkeresi ve Av…. …’ın talepnamesi gereğince, … Asliye Hukuk Mahkemesinin 08.06.1958 gün ve 1959/237-224 sayılı kararında ismi yazılı davacılar ve mirasçıları adına “tashihen ve irsen” olduğu belirtilip, 02.07.1955 tarihinde tescil edilen 424 ada 4 sayılı parsel ifraz edilerek, 426 ada 4, 426 ada 5, 426 ada 6 ve 426 ada 7 sayılı parseller orman olarak Hazine adına, aynı parselin geri kalan bölümüne de 426 ada 8 parsel numarası verilerek gerçek kişiler adına 17.11.1960 tarihinde tescil edilmiş, daha sonra 426 ada 8 parselin
4100 m2’lik güney bölümü … Asliye Hukuk Mahkemesinin 21.09.1964 gün ve 1962/679-553 sayılı kararıyla 8 parsel yeniden ikiye ifraz edilerek, bu parsellerden birincisine 426 ada 9 parsel numarası verilerek kamulaştırma nedeniyle Hazine adına, diğerine de 10 parsel numarası verilerek önceki malikleri olan kişiler adına 649960 m2 yüzölçümü ile, … ve tarla cinsiyle, 20.05.1966 tarihinde tescil edildiği, 391 ada 7 parselin de yörede, 2613 Sayılı Yasa gereğince yapılan genel arazi kadastrosunda, 46985 m2 yüzölçümü ile 31.05.1939 tarihli orman kadastrosu tutanakları ve bu tutanakların kesinleşmesi sonucu oluşan Temmuz 1947 tarih 18 numaralı 440 hektar (4.400.000 m2) yüzölçümlü tapuya dayanılarak, orman niteliği ile Hazine adına tespit edilip, tespitin kesinleşmesi ile 13/11/1955 tarihinde tapuya tescil edilmiş, yukarıda 424 ada 4 sayılı parselde anlatıldığı gibi 17.11.1960 tarihinde tapu sicil müdürlüğünce “tashihen” olduğu belirtilerek ve yolsuz olarak … … adına çalılık ve bir baphane niteliğinde tescil edildiği,devlet ormanı olarak hazine adına tapuda kayıtlı bulunan parselin hiçbir yasal dayanağı bulunmayan kroki ve ifraz işlemi ile kişiler adına özel mülk olarak tescil edilmesinin T.M.Y.nın 1025. maddesi kapsamında tipik yolsuz tescil nitelinde olduğundan bütün sonuçlarıyla hükümsüz olup, malikine mülkiyet … kazandırmayacağı ve T.M.Y.nın 1026 (E.M.Y.nın 934. İsviçre 976) maddesi gereğince sicilin hiç bir süreye bağlı kalmadan her zaman iptal edileceği, somut olayda 3402 Sayılı Yasanın 12/3. maddesi hükümlerinin uygulanama olanağının da bulunmadığı, baştan beri yolsuz tescil niteliğinde oluşturulan sicil kaydının, davalıya hiç bir zaman mülkiyet … kazandırmayacağı ve başlangıcından itibaren yolsuz ve geçersiz olan tapu kaydının iptaline ilişkin mahkeme kararının yenilik doğuran (inşai) mülkiyet hakkını sona erdiren bir hüküm olmayıp, mevcut durumu saptayıp hukuksallaştıran, açıklayıcı (izhari), başka bir anlatımla; sicilin oluştuğu tarihten itibaren mülkiyet hakkının doğmadığını, sicilin yolsuz ve geçersiz olduğunu belirleyen bir hüküm olduğu, bu tür kayıtlarda T.M.Y.’nın 1023 (E.M.Y.931 İsviçre M.Y.974) maddesindeki “iyi niyetle edinme” kuralının da uygulanamayacağı, 1940 yılında kesinleşen orman kadastrosunun tapuya aktarılması sonucu 02.07.1955 tarihinde tapuya tescil edilen 426 ada 4 (10) ve 391 ada 7 sayılı parselin hak düşürücü süreler çoktan geçtiğinden, bu parselin tamamındaki … payının iptali ile orman niteliğiyle Hazine adına tescil edilmesi gerektiği düşünülmeksizin bu bölümler hakkındaki davanın reddine karar verilmesi doğru değildir
O halde, mahkemece 25/12/2006 tarihli bilirkişi raporunda 426 ada 10 sayılı parselin … renkli ve (A) ile gösterilen 45,50 m2, (B) ile gösterilen 393,99 m2, (C) ile gösterilen 7910,35 m2, (E) ile gösterilen 3022,25 m2 ve 391 ada 7 parsel sayılı taşınmazın … renkli ve (A) ile gösterilen 238,16 m2 yüzölçümlü bölümler yönünden de Orman

-8-
2008/15995-2009/3534
Yönetiminin …’e yönelik davası kabul edilerek, 426 ada 10 parsel sayılı taşınmazın … renkli ve (A) ile gösterilen 45,50 m2, (B) ile gösterilen 393,99 m2, (C) ile gösterilen 7910,35 m2, (E) ile gösterilen 3022,25 m2 391 ada 7 parsel sayılı taşınmazın … renkli ve A ile gösterilen 238,16m2 yüzölçümündeki bölümlerin de orman niteliği ile hazine adına tesciline karar verilmesi isabetsizdir.
b) Davaya konu parsellerin tapu kaydında yukarıda anlatıldığı üzere,davalı … dışında başka kişilerin de paydaş olduğu anlaşıldığından, 25/12/2006 tarihli bilirkişi raporunda 426 ada 10 ve 391 ada 7 sayılı parsellerin tamamı ile 391 ada 6 sayılı parselin kırmızı renkli ve (B) ile gösterilen 392,24 m2, yeşil renkli ve (C) ile gösterilen 1234,02 m2, yeşil renkli ve (D) ile gösterilen 678,47 m2 yüzölçümündeki bölümlerine yönelik olarak, tapu kayıtlarındaki diğer paydaşlardan halen sağ olanların bizzat kendileri, ölü olanların da ibraz edilecek veraset ilamlarındaki mirasçıları aleyhine, Orman Yönetimine tapu iptali ve tescili davası açması konusunda önel verilmesi, verilen önel üzerine açılacak davanın temyize konu bu dava ile birleştirilmesi ve …’ün bu parsel ve parsel bölümlerindeki payları bu kararla iptal edilerek orman niteliğiyle Hazine adına tescil edilmiş ve …’ün bu yerlerde payı kalmamış olduğundan bu kişinin dışındaki diğer paydaşların payı yönünden de davanın kabulü ile 426 ada 10 ve 391 ada 7 sayılı parsellerin tamamı ile, 391 ada 6 sayılı parselin kırmızı renkli ve (B) ile gösterilen 392,24 m2, yeşil renkli ve (C) ile gösterilen 1234,02 m2, yeşil renkli ve (D) ile gösterilen 678,47m2 yüzölçümündeki bölümlerin tapu kayıtlarının iptali ile orman niteliğiyle Hazine adına tesciline karar verilmelidir.
SONUÇ:1-)İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye ve çekişmeli taşınmazın, uzman orman bilirkişi tarafından kesinleşmiş orman tahdit haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan uygulama ve araştırmada davaya konu 391 ada 6 parsel sayılı taşınmazın 25/12/2006 tarihli bilirkişi raporunda … renkli ve (A) ile gösterilen 36.420,27m2 kısmının orman tahdidi dışında kalan yerlerden olduğu anlaşıldığına ve yazılı biçimde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmadığına göre,orman yönetiminin 391 ada 6 parsel sayılı taşınmazın 25/12/2006 tarihli bilirkişi raporunda … renkli ve (A) ile gösterilen 36.420,27m2 kısmına yönelik yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile,bu taşınmaz hakkındaki usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA
2-Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacı ve davalı …’ün aşağıda belirtilen parsel ve parsel bölümlerine ilişkin tüm temyiz itirazlarının REDDİ ile Yerel Mahkemenin 17/07/2007 tarihli kararının hüküm fıkrasında yer alan birinci bendin tamamı hükümden çıkarılarak, bunun yerine (Dosya içindeki … ve Orman Mühendisi M. … …ün 25.12.2006 tarihli raporlarına ekli krokide gösterildiği gibi,
a) 391 ada 6 parselin üçe ifrazına, (B) işaretli 392,24 m2, (C) işaretli 1234,02 m2 ve (D) ile işaretli 678,47 m2 yüzölçümündeki bölümlerin bir bütün halinde aynı ada son parsel numarası verilerek orman niteliğiyle davalı … oğlu …ün tüm paylarının iptaliyle Maliye Hazinesi adına tesciline, … dışında kalan tapu maliklerinin paylarının şimdilik kayıt malikleri üzerinde bırakılmasına,
b) 391ada 7 sayılı parselin (B) ile işaretli 8137,13 m2, (C)ile işaretli 1891,60 m2, (D) ile işaretli 36718,11 m2 yüzölçümündeki bölümlerin bir bütün halinde aynı ada son parsel numarası ve niteliği orman olarak davalı Seyit … oğlu …’ün tüm paylarının iptaliyle Maliye Hazinesi adına tesciline, … dışında kalan tapu maliklerinin paylarının şimdilik kayıt malikleri üzerinde bırakılmasına,
c) 426 ada 10 parselin yüzölçümünün 677.344.34 m2 olarak düzeltilmesine , (D) ile işaretli 2769.70 m2, (F) ile işaretli 86.89m2, (G) ile işaretli 663.115,66m2 yüzölçümündeki bölümlerin birleştirilerek bir bütün halinde niteliği orman olarak aynı ada son parsel numarası ile davalı Seyit … oğlu …’ün tüm paylarının iptaliyle Maliye Hazinesi adına tesciline, … dışında kalan tapu maliklerinin paylarının şimdilik kayıt malikleri üzerinde bırakılmasına) cümleleri yazılmak suretiyle DÜZELTİLMESİNE ve 391 ada 6 parsel sayılı taşınmazın kırmızı renkli ve (B) ile gösterilen 392,24 m2, yeşil renkli ve (C) ile gösterilen 1234,02 m2, yeşil renkli ve (D) ile gösterilen 678,47m2 kısımlara, 391 ada 7 parsel sayılı taşınmazın, kırmızı renkli ve (B) ile gösterilen 8137,13 m2, (C) ile gösterilen 1891,60
m2, yeşil renkli ve (D) ile gösterilen 36718,11 m2 kısımlara, 426 ada 10 parsel sayılı taşınmazın kırmızı renkli ve (D) ile gösterilen 2769,70 m2, (G) ile gösterilen 663.115,66 m2, (F) ile gösterilen 86,89 m2 bölümler hakkındaki hükmün H.Y.U.Y.’nın 438/7. maddesine göre bu düzeltilmiş şekliyle ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz eden davacı …’e yükletilmesine,
3-)Yukarda açıklandığı üzere, Orman Yönetiminin temyiz itirazlarının kabulü ile 426 ada 10 sayılı parselin … renkli ve (A) ile gösterilen 45,50 m2, (B) ile gösterilen 393,99 m2, (C) ile gösterilen 7910,35 m2, (E) ile gösterilen 3022,25 m2 391 ada 7 sayılı parselin … renkli (A) ile gösterilen 238,16 m2 yüzölçümündeki bölümlerdeki …’ün payları yönünden yine davada taraf olmadıkları halde 426 ada 10 ve 391 ada 7 sayılı parsellerin tamamı ile 391 ada 6 sayılı parselin kırmızı renkli (B) ile gösterilen 392,24 m2, yeşil renkli ve (C) ile gösterilen 1234,02 m2, yeşil renkli (D) ile gösterilen 678,47 m2 yüzölçümlü bölümlerde payları iptal edilen kişiler yönünden kararın infazının sağlanması bakımından hükmün BOZULMASINA ve yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenen 550.00.-YTL. vekalet ücretinin davacı …’ten alınarak davacı … YÖNETİMİ’ne verilmesine, peşin alınan harcın istek halinde yatıran Orman Yönetimine iadesine 03/03/2009 günü oybirliğiyle karar verildi.