Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2008/14464 E. 2009/1537 K. 05.02.2009 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2008/14464
KARAR NO : 2009/1537
KARAR TARİHİ : 05.02.2009

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar Hazine ve Orman Yönetimi tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

K A R A R

Dava konusu 3156 parsel sayılı, 148623,47 m2 yüzölçümlü hali arazi niteliğindeki taşınmaz, 1996 yılında kadastro müdürlüğünce hazırlanan ifraz beyannamesinde teknik hata sonucu 1088 numaralı orman parselinden ifraz edilmiş gibi gösterilerek idari yoldan tapu kaydı oluşturulup, beyanlar hanesine 2/B madde şerhi de verilerek Hazine adına tescil edilmiştir. Davacı … ve arkadaşları ile …; 3156 parsel sayılı taşınmazın dava dilekçesine ekli krokide gösterilen bölümlerini Mimetullah … ve …’dan haricen satın aldıklarını ve zilyetliklerinde bulunduğunu bildirerek, tapu kaydının iptal edilerek adlarına tapuya tescilini istemişlerdir. Davanın devamı sırasında Mayıs 1307 tarih 40 nolu tapu kaydına dayanmışlardır. Mahkemece dava dosyaları H.Y.U.Y.’nın 45. maddesi uyarınca birleştirildikten sonra dava konusu yerlerin Mayıs 307 tarih 40 sıra nolu tapu kaydının kapsamında kaldığının Asliye (1) Hukuk Mahkemesinin 2006/9 (aynı gün Dairece incelemesi yapılan 2008/16960) sayılı dosyasında yapılan keşifte belirlendiği ve taşınmazın davacıların zilyetliklerinde olduğu gerekçesi ile davanın kabulüne, dava konusu taşınmazın tapu kaydının iptali ile bilirkişiler tarafından düzenlenen 10.11.2003 tarihli raporun ekindeki krokide (A) ile işaretlenen 309 m2 yüzölçümlü bölümünün …, (B) ile işaretlenen 409 m2 yüzölçümlü kesiminin …, (C) ile işaretlenen 366 m2 yüzölçümlü kesiminin … … ve (D) ile işaretlenen 332 m2 yüzölçümlü bölümünün … adlarına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm davalılar Hazine ve Orman Yönetimi tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, tapu iptali ve tescile ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede dava tarihinden önce 1943 yılında yapılıp kesinleşen orman kadastrosu, daha sonra 1990 yılında yapılıp kesinleşen aplikasyon ve 2/B madde uygulaması bulunmaktadır. Çekişmeli taşınmaz 1996 yılında Hazine adına tescil edilmiştir.
Mahkemece dava konusu taşınmazın orman sayılmayan yerlerden olduğu ve davacıların tutunduğu tapu kaydının çekişmeli taşınmaza uyduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmişse de, bu tapu kaydının Mart 1290 Y.tarih 40 numarada yüzölçümünün de 40 dönüm ve sınırları …, … ve tarik, cinsi de çalılık olarak … oğlu … adına Hakk-ı Karar yoluyla oluşturulmasından sonra nısıf payının satılarak Ağustos 1298 tarih 6 numarada … … adına tescil edilip, nısıf payının da “tebdilen” ilk … … … oğlu … adına Ağustos 1298 tarih 7 numarada, yine miktarı ilk tesisindeki gibi yüzölçümü 40 dönüm, sınırları kısmen değiştirilerek, … tarlası ve … ve sahibi senet ve tarik olarak tescil edildiği, daha sonra Ağustos 1298 tarih 6 ve 7 numaralı kayıtlarda nısıf pay ve 40 dönüm yüzölçümlü, çalılık cinsli taşınmazda 1/2’şer pay sahibi olan … … ile … … oğlu …’in aralarında yaptıkları paylaşım sonucu … … oğlu … verilen yerin sınırları, … tarlası ve … … çalılığı ve tarlası ve …, miktarı da 120 dönüm olarak Mayıs 1307 tarih 38 numarada tescil edildiği, … … … verilen yerin sınırları, … tarlası ve … ve sahibi senet çalılığı ve tarlası ve … … Çalılığı, miktarı 120 dönüm olarak Mayıs 1307 tarih 39 numarada tescil edildiği, böylece Mart 1290 tarih 40 numaralı tesisinde 40 dönüm yüzölçümünde olan kaydın Mayıs 1307 tarih 38 ve 39 numaralarda paylaşım sonucu tescil edilirken yüzölçümünün 120’şerden 240 dönüme çıkartıldığı, ancak yerel tapu idaresinden gönderilen kayıtlarda bu kayıtların düşünceler sütununa “hükümsüzdür”şerhinin konulduğu, paylaşımda … … adına Mayıs 1307 tarih 39 noda tescil edilen kaydın 1/3 payının Tapuzoğlu …’in torunu … kızı … üzerine intikal ettirilerek Haziran 1945 tarih 48 noda … … adına tescil edildiği, diğer 2/3 payın intikal görmeyerek … …’in üzerinde kaldığı ve bu yerde yapılan kadastro sırasında sözü edilen tapu kaydının 46.062 m2 yüzölçümlü 32 sayılı parsele revizyon gördüğü, Mayıs 1307 tarih 38 noda … … oğlu … adına ifrazen 120 dönüm olarak tescil edilen ancak yerel tapuda “hükümsüz” olduğu yazılı olan kaydın Mayıs 1307 tarih 40 numarada Fransa Tebasından … …’ye satıldığı, bu kişinin de Nisan 1308 tarih 182 noda … … … … …’ya, onun da … … kardeşi … Bey’e satması üzerine Temmuz 1317 tarih 194 noda … Bey adına tescil edildiği incelenen kayıtlardan anlaşılmıştır.
Davacıların dayandığı Mayıs 1307 tarih 39 nolu kayıt ile bunun 1/3 payının gittisi olan Haziran 1945 tarih 48 nolu kayıtların dava konusu taşınmazın kuzeyinde komşu 46.062 m2 yüzölçümündeki 32 sayılı parsele uygulanarak … … mirasçıları … … ve arkadaşları ile … …’in mirasçıları … … ve arkadaşları adına tespit tutanağının düzenlendiği Orman Genel Müdürlüğünün, Tapulama Mahkemesinden tesbit malikleri aleyhine açtığı dava sonucu Orman Yüksek Mühendisi … … ve Kadastro Mühendisi … Öztorun tarafından 3116 Sayılı Yasa hükümlerine göre 1943 yılında yapılıp kesinleşen orman kadastro harita ve tutanaklarının uygulanması sonucu verilen 18.04.1978 günlü rapor ve eki haritada gösterilen ve 32 sayılı parselin güney bölümünde kalan 6800 m2 bölümün kesinleşen orman kadastro sınırları içinde kalması nedeniyle mahkemenin 12.11.1979 gün ve 1979/32-58 sayılı kararı ile 32 sayılı parselden ifraz edilerek bu bölümün” 766 Sayılı Yasanın 46/son maddesi gereğince kesinleşen ve tapuya tescil edilen ormanın siciline kaydına, kalan 39.262 m2’lik bölümün de Topuz oğlu … mirasçıları … … ve arkadaşları adlarına tesciline karar verildiği ve kararın kesinleşmesi üzerine temyize konu taşınmaza kuzey ve doğu yönde komşu olan 6800 m2’lik bölümün 32 sayılı parselden ifraz edilerek 11.03.1981 gün 820 no ile tapuda tescil işleminin yapıldığı, orman olarak ifraz edilen bölüme daha sonra 3264 parsel numarasının verildiği, davacıların dayandığı çalılık cinsli tapu kaydının tesisinde 40 dönüm olan yüzölçümünün iki parçaya ifrazı sırasında dayanağı olmadan nedensiz olarak 120’şerden 240 dönüme çıkartılarak tescil edilmesinin davalı … ve Orman Yönetimini bağlamayacağı bir yana, yerel tapu idaresinin de her biri 120 dönüm olan Mayıs 1307 tarih 38 ve 39 sayılı tapu kayıtlarının “hükümsüz” olduğu konusunda da kayıtların düşünceler hanesine şerh konulduğu, davacıların dayandığı tapu kaydının dava dışı 32 sayılı parsele uygulandığı ve bu parselin temyize konu taşınmaza komşu olan bölümünün kesinleşen orman sınır içinde kalması nedeniyle tapulama mahkemesinin 1979/32-58 sayılı kararı ile hükmen ifraz edilip kesinmeşmiş olduğundan, sözü edilen mahkeme kararının ve kesinleşen orman kadastro harita ve tutanaklarının uygulamasının halefiyet yoluyla davacıları bağlayacağı ve davacılar yönünden kesin hüküm olmasa dahi güçlü delil oluşturacağı anlaşılmaktadır.
Davacılar çekişmeli yerleri dayanak tapu kaydının maliklerinden haricen satın aldıklarını iddia etmişler, ancak bu yönde belge veya senet vermemişlerdir. Dairede aynı gün temyiz incelemesi yapılan ve 3156 sayılı parselin başka bölümlerini dava edildiği Asliye (1) Hukuk Mahkemesinin 2002/299 (Dairenin 2008/14463) sayılı dosyasında davacılar, … … ve arkadaşları, dava konusu ettikleri bölümleri … … isimli kişiden satın aldıklarına dair adi satış senedini dava dilekçelerine koyarak ve bu sürede dava açmışlar, taşınmaz başında yapılan keşifte dinlenen yerel bilirkişi ve tanıkların, … …’ın taşınmazla ilgisinin bulunmadığını, davacıların çekişmeli yeri Mayıs 1307 tarih 39 sayılı tapu maliki … …’in torunu …’nin torunu … …’den satın aldıklarını bildirmeleri üzerine, davacılar vekili keşiften sonra, dava edilen yerleri müvekkillerinin Mayıs 307 D. 38 ve 39 sıra nolu tapu kayıtlarının maliklerinden haricen satın aldıklarını iddia etmiştir.
Yine Dairede aynı gün temyiz incelemesi yapılan ve 3156 parselin başka bölümlerinin dava konusu edildiği Asliye (1.) Hukuk Mahkemesinin 2002/300 (Dairenin 2008/14464) sayılı dosyasında davacılardan … ve arkadaşları dava ettikleri taşınmazları … … isimli kişiden, davacı … ise dava ettiği yeri … Binici’den satın aldıklarına dair adi satış senetlerini dava dilekçesine ekleyerek ve bu senetlere tutunarak dava açmışlar, yine taşınmaz başında yapılan keşifte dinlenen yerel bilirkişi ve tanıkların , davacıların çekişmeli yeri … …’den satın aldıklarını bildirmeleri üzerine davacılar vekili keşiften sonra müvekkillerinin davaya konu yerleri Mayıs 307 D. 38 ve 39 sıra nolu tapu kayıtlarının maliklerinden haricen satın aldıklarını iddia etmiştir. Bu denli birbiriyle çelişik ve tutarsız iddialar karşısında 3156 parsel sayılı taşınmaz hakkında dava açan kişilerin dava konusu yerleri sözü edilen tapu kaydının maliklerinden satın aldıkları kabul edilemeyeceği gibi, kazandırıcı zamanaşımı zilyetlik süresine ulaşan nizasız ve fasılasız … sıfatıyla zilyetlerinin dahi bulunmadığı sonucuna varılmıştır. 2002/299 ve 2002/300 sayılı davalarda davaya konu edilen yerlerin harici parselasyona tabi tutularak bir çok kişiye haricen satıldığı ve bu kişilerden bir kısmının bu bölümlerle ilgili olarak açtıkları tescil ve tapu iptali ve tescil davalarının tümünün ret edilip kesinleştiği, mahkemenin 2006/9 (Dairenin 2008/16960) sayılı dosyası içinde bulunan dava dosyalarının incelenmesinden anlaşılmıştır.
Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yerde orman kadastrosu 4785 Sayılı Yasının yürürlüğe girdiği 13.07.1945 tarihinden önce yapılmıştır. Bilirkişi kurulundan alınan ve çekişmeli taşınmazın 1957 ve daha sonraki tarihli memleket haritalarında bulunduğu yer gösterilmiştir. Bu haritaların incelenmesinde dava konusu edilen yerlerin büyük bölümünün yüksek eğimli çalılık rumuzlu yeşil alanda olduğu gözükmektedir. Davacıların kazandırıcı zamanaşımı süresine ulaşan zilyetlikleri bulunmadığı gibi yukarıda açıklanan nedenlerle davacıların dayandığı çalılık nitelikli tapu kaydının yüzölçümündeki artışın hukuki dayanağının bulunmadığı ve kaydın doğru temele dayanmaması nedeniyle ilk oluşturulduğu sıradaki 40 dönüm (36.760 m2) olarak değerlendirilmesi gerekeceği ve … tapu kaydının da miktarından fazla olarak 32 sayılı parsele uygulanıp bu parselin kaydın miktarından da fazla olarak 39.262 m2 yüzölçümü ile davacıların halefleri adına hükmen kesinleştiği, 32 sayılı parsele ait tapulama mahkemesi dosyasında orman kadastro haritasının uygulamasına ilişkin işlemlerin davacıları bağlayacağı ve davacılar ve aleyhine kesin hüküm olmasa bile güçlü delil oluşturacağı gözetilerek gerçek kişilerin davasının reddine karar verilmesi gerekirken aksi düşünce ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalılar Hazine ve Orman Yönetiminin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde Orman Yönetimine iadesine 05/02/2009 günü oybirliğiyle karar verildi.