Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2008/14227 E. 2009/2045 K. 10.02.2009 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2008/14227
KARAR NO : 2009/2045
KARAR TARİHİ : 10.02.2009

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne, duruşma isteminin pul yokluğundan reddine karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R

Davacı HAZİNE, Güzeller Mahallesi 306 ada 13 parselden (bu parselin ifrazen geldisi 306 ada 1 parseldir) ifraz edilen ve davalı adına tapuda kayıtlı bulunan GÜZELLER MAHALLESİ 4041 ada 4 (2985 m2, 4045 ada 27 (27859 m2), 4049 ada 6 (2238 m2), 4055 ada 15 (11936 m2) sayılı parsellerin, kesinleşen orman kadastrosunda orman sınırı içinde iken, 6831 Sayılı Yasanın 2/B maddesi gereğince Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan yerlerden olduğundan, tapu kaydının iptali ile Hazine adına tescili istemiyle dava açmıştır.
Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 1944 yılında 3116 Sayılı Yasaya göre yapılıp kesinleşen orman kadastrosu ile 4785 Sayılı Yasa hükümlerine göre 1994 yılında yapılarak kesinleşen orman kadastrosu, aplikasyon ve 2/B uygulaması vardır. Genel arazi kadastrosu işlemi ise 1971 yılında kesinleşmiştir.
Dava konusu taşınmazın ifrazen geldisi olan ….. Mahallesi 306 ada 1 parsel sayılı (2.542.640 m2) yüzölçümlü taşınmazın, 1971 yılında genel arazi kadastrosu sırasında çalılık niteliğiyle kişiler adına tespit ve tescil edildiği, 1984 yılında, önce 6, 7, 8, 9, 10, 11 sayılı parsellere ifraz edildiği, bunlandan 11 sayılı parselin bir bölümü Karayolları Genel Müdürlüğünce kamulaştırıldığından ifraz edilip 12 parsel numarası verilerek Karayolları Genel Müdürlüğü adına tescil edildiği, geri kalan bölümü de 1.215.121 m2 yüzölçümü ile 306 ada 13 parsel numarası verilerek tescil edildiği, daha sonra, 1995 yılında yapılan ifraz işlemi ile de çekişmeli parselin de içinde bulunduğu parsellere ayrılarak tescil edildiği anlaşılmaktadır.
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye göre, davaya konu taşınmazın kök parseli olan 306 ada 1 parsel sayılı taşınmazdan ifraz edilen 306 ada 13 parsel sayılı taşınmaz, Yörede 1994 yılında 4785, 3302 ve 3373 Sayılı Yasalarla değişik 6831 Sayılı Orman Yasası hükümlerine göre 115 numaralı Orman Kadastro Komisyonunca orman kadastrosu ve aynı yasanın 2/B madde uygulama çalışması ile çekişmeli parselin içinde bulunduğu 306 ada 13 sayılı parselin 644.211 m2 yüzölçümündeki bölümünün orman sayılan yerlerden olması nedeniyle orman kadastrosu çalışmasında orman sınırı içine alınmış, daha sonra 31.12.1981 tarihinden önce bilim ve … bakımından orman niteliğini kaybetmesi nedeniyle 6831 Sayılı Yasanın 2/B maddesi uyarınca XV sayılı poligon içinde Hazine adına orman sınırı dışına çıkarılmıştır. Daha sonra, tapu maliki Kooperatif tarafından, 306 ada 13 parsel sayılı taşınmazın öncesinin orman olmadığı iddiası ile 1994 yılında yapılan orman kadastrosu ve 2/B madde uygulaması çalışmasının iptali istemiyle açılan davanın kabulüne ilişkin Gebze 2. Asliye Hukuk Mahkemesince verilen karar, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 24.09.2004 gün ve 7308-9006 sayılı kararıyla (1971 yılında yapılan genel arazi kadastrosu sırasında 306 ada 1 sayılı taşınmaza komşu 306 ada 3 parsel Lazdeğirmeni Devlet Ormanı olarak Hazine, 306 ada 4 parsel … … Devlet Ormanı olarak Hazine, 306 ada 5 parsel … Devlet Ormanı olarak Hazine adına tespit edilerek kesinleştiği, kuzeydoğu hududunun ise, Balçık Köyü arazileri olduğu, bu duruma göre 306 ada 1 parselin 3 yönüyle devlet ormanına bitişik olduğu, davacı gerçek kişilerin dayandığı 25 Nisan 1926 tarih 7 ve 10 sayılı tapuların ilk tesisi olan Eylül 1288 tarih 202 yoklama numaralı kaydın miktarı ile geçerli kayıtlardan olduğu, çalılık cinsli değişir sınırlı 689.476 m2 yüzölçümlü tapu kaydının 2.542,640 m2 yüzölçümlü 306 ada 1 sayılı parselin orman sınırı dışında kalan bölümüne ait olması gerektiği, ancak o bölümün gerçek kişilerin özel mülkü alabileceği, revizyon tapu kayıt fazlası olduğu anlaşılan ve hiçbir zaman zilyet edilmeyen eski tarihli … fotoğrafları ve 1968 tarihli memleket haritalarında dahi orman niteliğinde olduğu belirlenen ve orman kadastrosu sınırları içine alınan Güzeller Mahallesi 306 ada 13 sayılı parselin 642.211 m2’lik bölümünün 3402 Sayılı Yasanın 20/B ve C maddesi gereğince tapu kaydı kapsamı dışında 6831 Sayılı Orman Yasasının 1/1. maddesi uyarınca Devlet Ormanı olduğu, ancak daha sonra nitelik kaybı nedeniyle 1994 yılında Hazine adına orman rejimi dışına çıkartıldığı, artık bu tapu kaydının tahdit içinde kalan taşınmazlar yönünden de uygulanıp Devlet Ormanına bitişik ve bu ormanın devamı niteliğinde olduğu belirlenen taşınmazların özel mülke dönüştürülmesine olanak bulunmadığı, mahkemece yapılan keşifte uygulanan 1940-1968 tarihli … fotoğrafı ve 1957 tarihli memleket haritasında dahi orman niteliğinde olduğunun belirlendiği, bir an için aksi düşünülse bile 4785 Sayılı Yasa gereğince devletleştirildiği, kadastro tespitinin 1971 yılında yapılması nedeniyle zilyetliğe de konu olamayacağı, öncesi itibariyle orman vasfında olduğu anlaşılan taşınmazların, 1994 yılında yapılan çalışma ile devlet ormanı sınırı içine alınmasının yasal olduğu, dava konusu parselin tesbitine esas alınan değişir sınırlı eski, davacıların dayandığı tapu kaydının dava konusu yeri kapsamayacağı, çekişmeli taşınmazın öncesi itibariyle devlet ormanının devamı mahiyetinde orman sayılan yerlerden olduğu gerekçesiyle) bozulmuş, mahkemece verilen 21.06.2005 gün 120-322 sayılı direnme kararı Yargıtay H.G.K.’nun 10.05.2006 gün 2006/20 – 148 – 284 sayılı kararı ile özel daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı bozulmasına karar verilmiş, davacı vekilinin karar düzeltme istemi de Yargıtay H.G.K.’nun 18.10.2006 gün 2006/20 – 628 – 663 sayılı ilamı ile reddedildikten sonra mahkemece 22.03.2007 gün 2006/566-2007/166 sayılı kararla davanın reddine dair verilen karar Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 14.05.2008 gün 3385-7379 sayılı kararıyla onanarak, çekişmeli parselin orman sınırı içine alınma ve nitelik kaybı nedeniyle Hazine adına orman rejimi dışına çıkartılma işlemi H.Y.U.Y.’nın 237. Maddesi gereğince taraflar yönünden kesin hüküm halini almıştır.
Dava, çekişmeli taşınmazın kadastro tespitinin kesinleşmesinden sonra yörede yapılan orman kadastrosu çalışması ile önce orman sınırı içine alınıp, daha sonra 6831 Sayılı Yasanın 2/B madde uygulaması ile orman niteliğini yitirmesi nedeniyle Hazine adına orman sınırı dışına çıkarılma işlemi taraflarını bağlayacak biçimde hükmen kesinleşen taşınmazın özel mülke konu olamayacağı iddiasına dayalı tapu kaydının iptali ve hazine adına tescili istemine ilişkindir.
Somut olayda; 3402 Sayılı Yasanın 12/3. maddesini uygulama olanağı bulunmamaktadır. Çünkü; davacı Hazine tarafından kadastro tespit tutanağının kesinleştiği tarihten önceki nedenlere değil, sonraki nedene dayanılmıştır. Başka bir anlatımla; arazi kadastro tesbit tutanağının kesinleştiği tarihten sonra kesinleşen orman kadastrosuna ve taraflar arasında oluşan kesin hükme dayanarak temyizi konu davayı açmıştır. Yasalarımızda, tutanakların kesinleştiği tarihten sonraki nedenlere dayanılarak dava açılamayacağına dair her hangi bir hak düşürücü süre, ya da başka bir yasaklayıcı hüküm bulunmamaktadır.
O halde; mahkemece, bu davada 10 yıllık hak düşürücü süreye ilişkin dava açma engeli bulunmamaktadır.
6831 Sayılı Orman Yasasının 7. maddesi “Devlet ormanları ile evvelce sınırlaması yapılmış olup da herhangi bir nedenle orman sınırları dışında kalmış ormanların, orman kadastrosu ve bu ormanların içinde ve bitişiğinde bulunan her çeşit taşınmaz malların ormanlarla müşterek sınırının tayini ve tespiti orman kadastro komisyonları tarafından yapılır.” hükmü gereğince yapılıp kesinleşen orman kadastrosu ve 2/B madde uygulamasına ait harita ve tutanaklar ile arazi kadastrosu paftasının uzman orman ve … bilirkişisi tarafından uygulanması sonucu, dava konusu taşınmazın 1994 yılında yapılıp kesinleşen orman kadastrosu sınırları içinde kaldığı, 31.12.1981 tarihinden önce bilim ve … bakımından orman niteliğini yitirmesi nedeniyle Hazine adına orman sınırları dışına çıkartılma işleminin de kesinleştiği, 6831 Sayılı Yasanın 11/1.maddesinde öngörülen orman kadastrosunun iptali davasının da reddedilerek davalıyı bağlayacak biçimde kesinleştiği, davacı; genel arazi kadastrosundan önceki hukuki sebeplere değil, kadastrodan sonraki hukuki nedene dayanarak iptal ve tescil istediğinden, somut olayda 3402 Sayılı Yasanın 12/3. maddesi hükümlerinin uygulanama olanağının
bulunmadığı, öncesi orman olan ve 1971 yılında dahi çalılık niteliğiyle tapuya tescil edilen taşınmazın orman kadastrosu ve 6831 Sayılı Yasanın 2/B madde uygulamasının kesinleşmesiyle taşınmazın kamu malı niteliğini kazandığı ve mülkiyet hakkının Hazineye geçtiği, bu nedenle mahkeme kararının yenilik doğuran (inşai) mülkiyet hakkını sona erdiren bir hüküm olmayıp, mevcut durumu saptayıp hukuksallaştıran, açıklayıcı bir hüküm olduğu, bu tür kayıtlarda T.M.Y.’nın 1023. (E.M.Y. 931 – İsviçre M.Y.974) maddesindeki “iyi niyetle edinme” kuralının da uygulanamayacağı, esasen davalı tarafın çalılık nitelikli tapu kaydını bilerek ve görerek bu yerin öncesinin Devlet Ormanı sayılan yerlerden olabileceğini araştırmadan satın aldığı tapu maliki olan davalının satış bedelini bu yeri kendisine satan kişi ya da kişilerden sebepsiz zenginleşme kurallarına göre geri alabileceği gözönünde bulundurularak davanın kabulüne karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığına göre, davalının temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine 10/02/2009 günü oybirliği ile karar verildi.