Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2008/14000 E. 2008/19161 K. 31.12.2008 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2008/14000
KARAR NO : 2008/19161
KARAR TARİHİ : 31.12.2008

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı Hazine tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R

Davacı … 03.09.2003 tarihli dava dilekçesiyle, Ortaca İlçesi … Köyünde bulunan sınırlarını bildirdiği taşınmazın üzerinde 30 yaşının üzerinde 300 civarında … ağacı bulunan taşınmazı imar ihya edilip, en az 40-50 yıldır zilyet ve tasarruf edildiğini, taşınmazın tapuda kayıtlı olmadığını, adına tapuya kayıt ve tescilini istemiştir. Mahkemece davanın KABULÜNE, … köyü Kapancık mevkiinde bulunan Harita Mühendisi Bilirikşi … Çeler tarafından düzenlenen 03.05.2006 tarihli rapor ve krokide A ile gösterilen 10651,62 m2 yüzölçümündeki taşınmazın davacı adına tesciline karar verilmiş, hüküm davalı Hazine tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, Medeni Yasanın 713. maddesi hükmü uyarınca genel kadastroda tapulama dışı bırakılan ve tapuda kayıtlı olmayan taşınmazın kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle tapu tesciline ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde dava tarihinden önce 1942 yılında yapılıp kesinleşen orman kadastrosu bulunmaktadır. Daha sonra 1982 yılında yapılarak 18.02.1983 tarihinde ilan edilip, dava tarihinden önce kesinleşen aplikasyon, sınırlaması yapılmamış ormanların kadastrosu ve 1744 Sayılı Yasa ile değişik 6831 Sayılı Yasanın 2. madde uygulaması vardır.
Genel arazi kadastrosu işlemi 1953 yılında yapılıp kesinleşmiş, çekişmeli taşınmaz devlet ormanı olarak tapulama dışı bırakılmıştır.
Dosya içerisindeki bilgi ve belgelerden, Tapu Sicil Müdürlüğünün 09.09.2003 günlü yazısında, çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerin ne olarak kadastro harici bırakıldığının bilinmediğinin bildirildiği, 3573 Sayılı Yasa hükümlerine göre, … Müdürlüğünce, … isimli kişiye 26.12.1962 tarihinde 32 sayılı ruhsat teskeresi ile 10900 m2 yüzölçümündeki 129 numaralı … parselinin tevzii edildiği, … 3.12.1962 tarih ve 1962/1384 sayılı … Noterliğinin 1129 yevmiye numaralı taahhüt ile 129 numaralı … parselini imar ihya etmeyi üstlendiği, kanunu süresi içinde imar ihya faaliyetine rastlanmadığı, …’un kendisine tevzii edilen 129 numaralı … parselini değil, 135 numaralı parseli açmak için teşebbüste bulunduğu bu durumun kanunen yasak olduğu, 135 nolu … parselinin kendisine verilmediği, 3573 Sayılı Yasa ve 3/13957 sayılı Tatbik Nizamnamesinin 18. maddesine göre geri alınması ve içinden çıkarılan orman emvalinin istirdatı veya rayiç bedel üzerinden tazmini gerektiğinin köy muhtarlına bildirildiği, … 19.07.1968 tarihinde, 135 numaralı … parselinin başkasına tahsis edilmediği bu parseli kendisin imar ihya ettiğini kendisine tahsisini ve adına kayıt edilmesi istemiyle Kaymakamlığa başvurduğu, 129 nolu … Parseli için düzenlenen 26.04.1968 tarihli son durum raporunda, 129 nolu … parselini imar ihya edilmediği, geri alınması gerektiğinin belirlendiği, … Cesur tarafından 135 numaralı … parselinin kendisi tarafından imar

-2-
2008/14000-19161

ihya edildiği, yasadaki koşulların yararına oluştuğu, 135 sayılı parselin kendisine tahsis ve tescil edilmesi gerektiği iddiasıyla açtığı dava, davacı …’a129 numaralı … parselinin tahsis edildiği ancak bu parselin imar ihya edilmeyip, … tarafından kendisine ve başkaca hiç kimseye tahsis edilmeyen 135 sayılı … parselinin imar ihya edildiği, bu parselin imar ihyasının yasalara uygun bir kazanım sağlamayacağı, …’un bu yöndeki isteminin yerinde olmadığı gerekçesiyle davanın reddine ilişkin Danıştay 8. Dairesinin 10.06.1969 gün ve 1968/3045-2390 sayılı kararının, Karar Düzeltme istemi de 15.01.1970 gün ve 1969/2893-88 sayılı karar ile red edildikten sonra kesinleştiği, sınırda bulunan dava dışı 136 numaralı … parselinin … Cesura tahsis edildiği bu parselin D: Devlet … Ormanı, B: 135 ve 137 numaralı … parseli, K: 129 ve 130 numaralı … parseli, G: 137 numaralı … parseli olarak belirlendiği ve 810 parsel sayısı ile 16875 m2 yüzölçümündeki zeytinlik olarak 11.12.1971 tarihinde tapuya tescil edildiği, yenilemede 146 ada 1 parsel sayısı verilerek 16.11.2001 tarihinde tescil edildiği, intikal ve satışlar sonunda Gülsiye … ve arkadaşları adına tapuya kayıt edildiği, sınırda bulunan dava dışı 122 numaralı … parseli de yenilemede 3028 hektar 8700 m2 yüzölçümündeki Devlet Ormanı olarak Hazine adına tapuya tescil edildiği, Mahkemece, kesinleşmiş orman kadastro tutanak ve haritalarıyla eski tarihli haritaların uygulanmasına dayalı araştırma, inceleme ve keşif sonucu düzenlenen uzman bilirkişi raporuyla, çekişmeli taşınmazın 1942 yılı orman kadastrosu sınırları dışında bırakıldığı, 1982 yılında yapılan ve 1983 yılında kesinleşen orman kadastrosunda durumunun değişmediği, 1953 yılı genel kadastrosunda yabani zeytinlik olarak tapulama dışı bırakıldığı, 1982 yılından daha önce zeytinlik haline getirildiği ve zeytinlik olarak kullanıldığı anlaşılmaktadır.
Çekişmeli parselin bulunduğu yörede ilk orman kadastrosu 1942 yılında 3116 Sayılı Yasa hükümlerine göre yapılmış, 1982 yılında da 4785 Sayılı Yasa hükümlerine göre devletleşen yerlerin orman kadastrosu yapılmış, 6831 Sayılı Yasanın 2/B Madde uygulaması yapılmamıştır. Çekişmeli parsel her ne kadar bu işlemlerde orman sınırları dışında bırakılmışsa da, 02.12.2003 tarihli Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren 4999 Sayılı Yasanın 3. maddesi ile değişik 6831 Sayılı Yasanın 7. Madde 1. fıkrası “Devlet ormanları ile evvelce sınırlaması yapılmış olup da herhangi bir nedenle orman sınırları dışında kalmış ormanların, hükmi şahsiyeti haiz amme müesseselerine ait ormanların, hususi ormanların, orman kadastrosu ve bu ormanların içinde ve bitişiğinde bulunan her çeşit taşınmaz malların ormanlarla müşterek sınırlarının tayini ve tespiti ile 2 nci madde uygulamaları ile ilgili olarak kadastrosu kesinleşmiş yerlerde tespit edilen fenni hataların düzeltilmesi işleri orman kadastro komisyonları tarafından yapılır.” Hükmü getirilmiş ve bu hükümle daha önce sınırlaması yapılmış olup da her hangi bir nedenle orman sınırları dışında kalmış ormanların kadastrosunu yapma görev ve yetkisini … ve 15.07.2004 günlü Resmi Gazetede yayınlanan 6831 Sayılı Orman Kanununa Göre Orman Kadastrosunun Uygulanması Hakkında Yönetmelik’in 10. maddesinin (a) bendinde orman kadastro komisyonlarının aynı görev ve yetkisi tekrarlandıktan sonra 26/h Maddesinde “Her hangi bir nedenle orman sınırları dışında kalmış ormanlar” ın devlet ormanı olarak sınırlandırılacağı öngörülmüştür. Bu nedenle taşınmazın orman olarak sınırlandırılacak yerlerden olup olmadığı yöntemince belirlenmelidir.
Yüksek eğimli funda ve makilerle kaplı alanlar orman ve … muhafaza karakteri taşıması nedeniyle 6831 Sayılı Yasanın 1/J maddesi kapsamı dışında aynı yasanın 1. maddesinin 1. fıkrası gereğince orman sayılan yerdir. Orman Yasasının 1. Maddesinin 2. fıkrasının İ bendi “Sahipli arazideki aşılı ve aşısız zeytinliklerle, özel yasası gereğince Devlet Ormanından tefrik edilmiş ve imar ıslah ve temlik şartları yerine getirilmiş bulunan yabani zeytinlikler ile 09.07.1956 tarih ve 6777 Sayılı Kanunda tasrih edilen yabani ve aşılanmış fıstıklık, sakızlık ve harnupluklar” ın orman sayılmayacağı, kabul edilmişse de, çekişmeli taşınmazlara ait her hangi bir tapu kaydına dayanılmadığı gibi, çekişmeli 135 numaralı … parseli 3573 Sayılı Yasa hükümlerine göre davacıya tahsis de edilmemiştir.

-3-
2008/14000-19161

Bilimsel ve teknik olarak ve 15.07.2004 tarihli Resmi Gazetede yayınlanan Orman Kadastro Yönetmeliğinin 23/P maddesi gereğince eğimi %12 yi geçen yerler orman ve … muhafaza karakteri taşıdığından aynı yönetmeliğin 26/i bendi gereğince orman olarak sınırlandırılır.
Ne var ki; hükme dayanak yapılan bilirkişi raporunda çekişmeli taşınmazın düz yapıda olduğundan söz edilmişse de, eğim teknik olarak belirlenmemiş, taşınmazın 6831 Sayılı Yasanın 1/ İ ve 1/J Maddeleri gereğince orman sayılan yerlerden olup olmadığı irdelenmemişse de Orman Genel müdürü imzalı, … Bakanlığının 24.10.1962 gün ve 5876/5-3012 sayılı yazısı da eklenerek tüm Valiliklere gönderilen … Bakanlığının 12.04.1963 gün ve 426/28510 sayılı yazısında “1961 Anayasasının yürürlüğe girmesinden sonra yürürlükteki yasaların Anayasaya aykırı hükümlerinin tesbiti ile görevlendirilen Bakanlıklar Arası Komisyon tarafından yapılan incelemede, Devlet Ormanlarından zeytincilik tesbit ve tefrikinin Anayasanın 37 ve 131. Maddelerine aykırı olup, yabani zeytinlik, harnupluk ve fıstıklıkların 3573 ve 6777 Sayılı Yasalara göre yeniden tefrik, tesbit ve tevzi yapılamayacağı” bildirildiği ve Anayasanın 44, 169 ve 3573 Sayılı Yasanın 2, 3 ve Ek:2 maddeleri gereğince bundan sonra da tevzi ve tahsis yapılma olanağı da bulunmamaktadır.
Diğer taraftan; Çekişmeli taşınmazın bulunduğu bölgede arazi kadastrosu 1953 yılında 5602 Sayılı Kadastro Yasasının yürürlüğü sırasında yapılmıştır. Kadastro sırasında taşınmazların tesbit dışı bırakıldığı tartışmasızdır. Burada halledilmesi gereken sorun, kadastro çalışmaları sırasında taşınmazın hangi vasıfla tesbit dışı bırakıldığı konusudur.
3402 Sayılı Yasanın uygulanmaya başlandığı tarihe kadar sınırları belirlenerek kadastrosu yapılacağı ilan edilen çalışma alanları içerisindeki ormanlar tesbit dışı bırakılmakta, diğer anlatımla, arazi kadastrosu ekipleri ormanların kadastrosunu yapmamakta, ancak bölgede daha önce orman kadastrosu yapılmış ve kesinleşmiş ise bu işleme ait kayıtlar, birliğin tapu kütüğüne olduğu gibi aktarılmaktaydı. Bu uygulama, 3402 Sayılı Yasanın yürürlüğe girdiği tarihe kadar sürdürülmüş, 3402 Sayılı Yasanın yürürlüğünden sonra ise anılan Yasanın 4. maddesi gereğince işlem yapılmıştır. Her olaya, meydana geldiği tarihte yürürlükte bulunan yasa hükümlerinin uygulanması gerekir. Somut olayda arazi kadastrosu 5602 Sayılı Yasa hükümleri gereğince yapıldığından uyuşmazlığın buna göre çözümlenmesi zorunludur.
1953 yılında yapılan genel arazi kadastrosu sırasında davaya konu taşınmazın tesbit dışı bırakıldığı, yörede ilk orman kadastrosunun 3116 Sayılı Yasa hükümlerine göre 1942 yılında yapıldığı, 1982 yılında 4785 Sayılı Yasa hükümleri gözetilerek orman sınırları dışında kalan yerlerin yeniden sınırlandırması yapılmışsa da, dava konusu yerin daha önce 3573 Sayılı Zeytincilik Yasası gereğince 135 numaralı zeytincilik parseli olarak ayrılmış olması nedeniyle orman incelemesine tabi tutulmadığı anlaşılmaktadır. Çekişmeli taşınmaz 3573 Sayılı Yasa hükümlerine göre kimseye tevzi edilmeyip devlet üzerinde kalan yerdir ve orman olarak tapulama dışı bırakılmıştır. Dava konusu taşınmazın imar ihya edilmek üzere devlete ait yabani zeytinlik olarak dağıtımı yapılacak … parseli olarak belirlenmesi, arazinin konumu, davalı yerlerle orman arasında ayırıcı bir unsurunun olmayışı ve arazi kadastrosunun yapıldığı yıllardaki kadastro ekiplerinin ormanla ilgili yukarıda anlatılan çalışma yöntemleri nazara alındığında, davaya konu taşınmazın da yer aldığı arazi bölümünün orman olarak tesbit dışı bırakıldığı ve eylemli olarak yabani zeytinlik nitelikli devlet ormanı olduğunun kabulü zorunlu bulunmaktadır. Her ne kadar bilirkişi ve tanıklar taşınmazın öncesinin orman olmadığını, üzerinde imar ve ihyayı gerektirecek nitelikte … ve benzeri bitki örtüsünün bulunmadığını, taşınmazı davacının emek ve para sarf ederek zeytinlik haline getirdiğini ifade etmişler ise de, 3573 Sayılı Yasa hükümlerine göre oluşturulmuş bir tahsis ve tapu kaydı olmayan çekişmeli taşınmazın halen orman sayılacağı, tahsise dayanmayan imar ihyanın değerinin bulunmadığı, yapılan imar ihya işlemine hukuken değer verilemeyeceği yönünde Danıştay 8. Dairesinin

-4-

2008/14000-19161

10.06.1969 gün ve 1968/3045-2390 sayılı yukarıda sözü edilen kesinleşmiş kararının bulunduğu, kesinleşmiş Danıştay kararı karşısında, taşınmazın Hazineye ait yabani zeytinlik olduğu, davacı yararını kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının oluştuğunun kabul edilemeyeceği gözetilerek davanın reddine karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeyle yazılı olduğu biçimde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; Hazinenin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA 31.12.2008 günü oybirliği ile karar verildi..