Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2008/13885 E. 2008/14545 K. 05.11.2008 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2008/13885
KARAR NO : 2008/14545
KARAR TARİHİ : 05.11.2008

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil ile elatmanın önlenmesi davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı gerçek kişiler vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

K A R A R

Kadastro sırasında … İlçesi … mevkii 549 ve 550 parsel sayılı sırasıyla 5.100 m2 – 8.700 m2 yüzölçümündeki taşınmazlar, sırasıyla Şubat 1952 tarih 276 ve 275 sıra nolu tapu kayıtları uygulanarak tarla niteliği ile davalıların miras bırakanı … Taştan adına tespit ve tescil edilmiştir. Davacı … Yönetimi, çekişmeli taşınmazların kesinleşen tahdit içinde kalan bölümlerinin tapu kayıtlarının iptal edilerek orman niteliği ile Hazine adına tapuya tescilleri ve davalıların elatmalarının önlenmesine karar verilmesi istemiyle dava açmıştır. Mahkemece davanın kabulüne, dava konusu taşınmazların … ve orman bilirkişi tarafından düzenlenen krokili raporda 549 parselin A, C ve E, 550 parselin F ile işaretlenen kesimlerinin tapu kayıtlarının iptal edilerek orman niteliği ile Hazine adına tapuya tescillerine ve davalıların el atmalarının önlenmesine karar verilmiş, hüküm davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kesinleşen tahdit içinde kalan taşınmazın tapu kaydının iptali, tescil ve elatmanın önlenmesi niteliğindedir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde tesbit tarihinden önce 1945 yılında 3116 Sayılı Yasa hükümlerine göre yapılıp kesinleşen orman kadastrosu, 1950 yılında 5653 Sayılı Yasa hükümlerine göre yapılan makiye ayırma, 1957 yılında arazi kadastrosu, 3302 Sayılı Yasa hükümlerine göre yapılan ve 23.08.1991 tarihinde ilan edilen aplikasyon ve 2/B madde uygulaması bulunmaktadır.
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye ve uzman bilirkişiler tarafından yöntemine uygun biçimde yapılan uygulama ve araştırma sonucunda çekişmeli taşınmazların tamamının 3116 Sayılı Yasa hükümlerine göre yapılıp kesinleşen orman sınırlama haritasında … Devlet Ormanı sınırları içinde kaldıkları, 1950 yılında 5653 Sayılı Yasa hükümlerine göre makiye ayrıldıkları, … tevzi komisyonunca 10 ve 11 tevzi numarası ile … Taştan adına dağıtım ve tescillerinin yapıldığı, taşınmazların tamamının tevzi haritasının kapsamında kaldığı, 549 parselin A, C ve E, 550 parselin F ile işaretlenen kesimlerinin halen tahdit içinde bulundukları, diğer bölümlerinin Hazine adına orman rejimi dışına çıkarıldıkları, temyize konu yerlerin eğim ölçere göre % 30 – 50 eğimli oldukları, üzerlerinde orman örtüsü bulunduğu, orman ve … muhafaza karakteri taşıdıkları anlaşıldığına, makiye ayrılan yerlerde özel yasalar uyarınca oluşturulan tapulara değer verileceği Y.İ.B.B.K.nın 22.03.1996 gün 1993/5-1 sayılı ve H.G.K.nun Y.K.Dnin Ekim 2002 sayısında yayınlanan 27.02.2002 gün ve 2002/1-19/97 sayılı kararı ile kabul edildiğine ve her ne

-2- 2008/13885 – 14545

kadar taşınmaz makiye ayırmadan sonra 4753 ve 5618 Sayılı Yasa hükümleri uyarınca tevzi edilmiş ise de, 4753 Sayılı Yasanın 8. maddesinde ormanların tevzi edileceğine dair bir hüküm bulunmadığına, 6831 Sayılı Yasanın 1/j bendinin karşı kavramından funda veya makiliklerle örtülü orman ve … muhafaza karakteri taşıyan yerlerin orman sayılacağına, bilimsel olarak da % 12’den fazla eğimli makilik sahaların orman ve … muhafaza karakteri taşıması nedeniyle muhafaza (koruma) makisi yani orman sayılması gerektiğine, bu nitelikteki taşınmazların 5653 Sayılı Yasa hükümlerine göre makiye ayrılamayacağına, ayrılmış olsa bile yasal dayanağı bulunmadığından yok hükmünde sayılacağına, orman niteliğini koruyan muhafaza (koruma) makilik alanlarda 22.03.1996 gün ve 1993/5-1 Sayılı İnançları Birleştirme Kararının ve H.G.K.nun Y.K.Dnin Ekim 2002 sayısında yayınlanan 27.02.2002 gün ve 2002/1-19/97 sayılı kararının uygulama yerinin bulunmadığına, halen eylemli orman olan taşınmazların özel mülkiyet olacak şekilde sicile kayıt edilmesinin yasal dayanağının bulunmadığı, bu nitelikteki taşınmazların her nasılsa özel mülkiyet niteliği ile sicile geçirilerek, hakkında kayıt oluşturmasının yolsuz tescil (E.M.Y. md. 933 … T.M.Y. md. 1025) olduğu, davalıların taşınmazın eylemli durumunu bilmemelerinin mümkün olamayacağından T.M.Y.’nın (931) 1023. maddesinde yazılı iyi niyet kurallarından da yararlanamayacağı, kaldı ki devlet ormanlarında özel mülklerin bağlı olduğu yasa hükümlerinin uygulanamayacağına göre yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenlere yükletilmesine 05/11/2008 günü oybirliği ile karar verildi.