YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2008/13304
KARAR NO : 2008/14364
KARAR TARİHİ : 04.11.2008
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı Hazine ve davalı gerçek kişi tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı Hazine, … Beldesi 677 parsel sayılı taşınmazın tamamının öncesinin orman olduğunu, yörede 13/04/1999 tarihinde ilan edilen ve kesinleşen 2/B uygulaması sınırları içinde kaldığını, davalı adına olan tapu kaydının iptali ile Hazine adına tescilini istemiştir. Mahkemece, “davanın kabulüne ve çekişmeli parselin 6831 Sayılı Yasanın 2/B maddesi ile orman sınırları dışına çıkarıldığı anlaşıldığından, davalı adına olan tapusunun iptali ile Hazine adına tesciline, tapunun beyanlar hanesinde 2/B uygulaması ile orman sınırları dışına çıkarıldığının şerh verilmesine, davanın açılmasına davalı sebep olmadığından ve dava konusu taşınmaz orman tahdit sınırları içine alındıktan sonra davalının tapusu oluştuğundan davacı lehine vekalet ücreti taktirine yer olmadığına, aynı nedenle yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına” karar verilmiş, hüküm davacı Hazine ve davalı gerçek kişi tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, parseiln tamamının öncesinin orman olduğu, kesinleşen 2/B uygulaması sınırları içinde kaldığı iddiası ile açılan tapu kaydının iptal ve tesciline ilişkindir.
1) İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye, uzman orman bilirkişi kurulu tarafından kesinleşmiş orman tahdit harita ve tutanaklarına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde uygulama ve araştırma yapılmış olduğu anlaşıldığına göre davalı gerçek kişinin temyiz itirazlarının REDDİNE,
2) Hazinenin temyiz itirazlarına gelince; çekişmeli taşınmazın 1942 yılında kesinleşen ve Nisan 1954 tarih 13 numarada Hazine adına tescil edilen 442 hektar yüzölçümlü … Devlet Ormanı sınırları içinde kaldığı, ve 1999 yılında ilan edilerek kesinleşen işlemle Hazine adına orman rejimi dışına çıkartıldığı, 1942 yılında kesinleşen orman kadastro sınırı içinde kalıp Nisan 1954 tarih 13 numarada Hazine adına tapuya orman niteliği ile tescil edilen taşınmaz hakkında daha sonra 1978 yılında yapılan arazi kadastrosunun 766 Sayılı Yasanın 46/2 ve 3402 Sayılı Yasanın 22/1. maddesi gereğince ikinci kadastro olması nedeniyle hükümsüz sayılacağı, aslı orman olan ve özel mülkiyete konu olmayacak taşınmaz hakkında sonradan oluşturulan tapu kaydının taşınmazın niteliğini değiştirmeyeceğinden malikine mülkiyet … kazandırmayacağı (H.G.K.30.05.2001 gün 2001/1-464-470 ve 19.02.2003 gün 2003/20-102-90 ve 1. Hukuk Dairesinin 11.09.1989 gün 1989/8162-9363 sayılı kararları) ve yine kamu malı olan ormanların her nasılsa özel mülk olarak tapuya tescil edilmesi halinde bu tür yerleri edinen kişilerin M.Y. 1023.maddesindeki tapuya güven ilkesinden yararlanamayacağı, Hazine ya da
-2-
2008/13304-14364
Orman Yönetimi tarafından 3402 Sayılı Yasanın 12/3. maddesindeki 10 yıllık hak düşürücü süreye bağlı kalınmadan her zaman tapu kaydının iptali ve tescil isteği ile dava açılabileceği, davalı tarafça koşulları varsa sebepsiz zenginleşme hükümleri gereğince satış bedelinin sorumlu kişilerce kendisine ödenmesinin istenebileceği gözetilerek hüküm kurulmuş olmasında bir isabetsizlik yoktur. Ancak yargılama giderlerinin davacı Hazine üzerinde bırakılması ve lehine vekalet ücretine hükmedilmemesi doğru değildir. H.Y.U.Y.nın 94.maddesinde davayı kabul eden tarafın da mahkum olmuş gibi mahkeme masraflarını ödemeye mecbur olduğu açıklandıktan sonra aleyhine hüküm kurulan tarafın hal ve vaziyeti ile aleyhine dava açılmasına sebebiyet vermemiş olması ve ilk oturumda davayı kabul etmiş olması halinde mahkeme masraflarından sorumlu tutulamayacağı belirtilmiştir. Anılan yasa hükmü bir istisna maddesi olup davanın kabulü durumunda ve belirtilen şartların oluşması halinde uygulanabilir.Temyize konu davada davanın kabulü gibi bir durum söz konusu değildir. Karar açıklanan yönden doğru değil ise de, bu husus hükmün bozulmasını ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, hükmün düzeltilerek onanması uygun görülmüştür. Bu sebeple, hüküm fıkrasında yer alan “davanın açılmasına davalı sebep olmadığından ve dava konusu taşınmaz OTS içine alındıktan sonra davalının tapusu oluştuğundan davacı lehine vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,aynı nedenle yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına” cümlesi kaldırılarak; bunun yerine, “karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre taktiren 720.00.-YTL vekalet ücretinin ve 383.50. YTL mahkeme masraflarının davalıdan alınarak davacı Hazineye verilmesine” cümlesinin yazılması suretiyle düzeltilmesine ve hükmün H.Y.U.Y.’nın 438/7. maddesine göre bu düzeltilmiş şekliyle ONANMASINA,
SONUÇ: 1) Yukarıda 1.bentte açıklanan nedenlerle; davalının temyiz itirazlarının REDDİNE,
2) Yukarıda 2.bentte açıklanan nedenlerle, Hazinenin temyiz itirazlarının DÜZELTİLEREK ONANMASINA, Harçlar Yasasının değişik 13/j maddesi gereğince harç alınmasına yer olmadığına 04/11/2008 gününde oybirliği ile karar verildi.