YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2008/13013
KARAR NO : 2008/18399
KARAR TARİHİ : 25.12.2008
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tapu kaydının iptali ve orman niteliğiyle tescil davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı Hazine ve gerçek kişi tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı … Yönetimi, … İlçesi … Beldesinde yörede 1951 yılında orman kadastro çalışmalarının yapılarak kesinleştiğini, ancak daha sonra 3402 Sayılı Yasa gereğince yapılan aplikasyon ve 2/B madde uygulamalarının önceki orman tahdit hatlarına uygun olarak geçirilmediğini ve aslında orman niteliğini yitirmeyen taşınmazlar ile ilgili olarak 2/B madde uygulamalarının yapıldığını, bu durumun müfettiş raporları ile saptanması üzerine orman kadastro komisyon üyelerinin görevlerini kötüye kullanarak işlem yapmaları nedeni ile ilgiler hakkında dava açıldığını belirterek, bu konuda daha önce yapılan aplikasyon ve 2/B madde uygulamalarının yok hükmünde sayılması talebi ile dava açtıklarını ve Pozantı Asliye Hukuk Mahkemesinin 16.06.2004 gün ve 2003/268-308 sayılı ilamı ile davanın reddi yolunda kurulan hükmün temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 11.01.2005 gün ve 2004/9267-340 sayılı ilamı ile “bu nitelikteki davaların, hasımsız olarak açılamayacağı, ancak tapu maliki veya lehine şerh verilen ya da bu dava sonucunda … etkilenecek kişi ya da kişilere yöneltilerek açılması gerektiği” gerekçesi ile onandığını belirterek, davalı Hazine adına tapuda kayıtlı olan ve beyanlar hanesinde 2/B madde sahasında kaldığı ve üzerindeki evlerin davalı gerçek kişiye ait olduğu konusunda şerh bulunan çekişmeli … Beldesi … Mahallesi 506 ada 103 parsel sayılı 637 m2 yüzölçümündeki taşınmaz hakkında 2/B madde uygulamasının yok hükmünde olduğu kabul edilerek orman niteliği ile Hazine adına tapuya tesciline karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece, “çekişmeli taşınmazın yörede 1951 yılında kesinleşen orman kadastro sınırları içinde olduğunu, daha sonra yapılan ve kesinleşen 2/B madde uygulaması ile orman sınırı dışına çıkartılmış ise de, öncesi orman olan taşınmazlar üzerindeki orman ağaçlarının kesilmesi, delicelerin aşılanması, orman bitkilerinin köklenerek … arazisi haline getirilmeye çalışılması veya üzerine … evler yapmak sureti ile doğal olmayan yöntemler ile ormanların yok edilmesinin Yasanın öngördüğü nitelik kaybı sayılmayacağı, orman kadastro komisyonunun görevini kötüye kullandığı konularında davalar açıldığı, taşınmazın orman niteliğini yitirmediği, 6831 Sayılı Yasanın 2/B maddesinin amacının artan konut ihtiyacını gidermek ve bu nedenle orman vasfını yitirmiş yerlerden faydalanmak olmadığı, ayrıca 2/B madde uygulamasının usul ve yasaya uygun olarak yapılmadığı, uzman bilirkişilerce verilen raporda taşınmazdan el çekilmesi halinde yeniden ormana dönüşebileceğinin de belirtildiği” gerekçeleri ile davanın kabulü ile çekişmeli taşınmazın tapu kaydının iptali ve orman niteliği ile Hazine adına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm davalı Hazine ve gerçek kişi tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, orman niteliğini yitirmeyen taşınmaz hakkındaki tapu kaydının iptali ve orman niteliği ile tesciline ilişkindir.
-2-
2008/13013-18399
Yörede 1951 yılında yapılan orman kadastrosu 1996 yılında 3402 Sayılı Yasa gereğince yapılan aplikasyon ve 2/B madde uygulaması bulunmaktadır.
Toplanan deliller, tüm dosya kapsamı ve uzman bilirkişi raporlarından çekişmeli taşınmazın yörede 1951 yılında yapılan orman kadastro çalışmasında orman sınırları içinde iken 1996 yılında yapılan ve kesinleşen aplikasyon, 2/B madde uygulaması sonucu orman niteliğini yitirmesi nedeniyle 6831 Sayılı Yasanın 2/B madde uygulaması sonucu orman rejimi dışına çıkartılmışsa da, çıkarma işlemini yapan komisyon üyelerinin yasa ve yönetmelik hükümlerine uygun işlem yapmadıklarının Orman Yönetimi müfettişlerinin yaptığı soruşturma sonucu düzenledikleri raporlarda belirlenmesi üzerine bu kişilerin bir kısmı hakkında kamu görevini kötüye kullanmak suçundan kamu davası açıldığı, ancak olayda ceza zamanaşımı, bazı komisyon üyelerinin de öldüğü, bazılarının ise komisyondaki görevinden ayrılmış olmaları nedeniyle mahkumiyet hükmü kurulamadığı, Dairemizin 25.01.1993 gün ve 1992/1529-248 sayılı kararı ile diğer kararlarında benimsendiği gibi orman kadastro komisyonu üyelerinin görevlerinin kötüye kullanarak ya da kendilerine verilen görevlerin dışına çıkarak yaptıkları işlemlerin hukuk ve ceza davalarına konu olmuş ise bu kişiler tarafından yapılan işlemlerin yok sayılacağı, olayda … Beldesinde 80 nolu orman kadastro komisyonunun çekişmeli parsel hakkında yaptıkları aplikasyon ve 2/B madde uygulamalarının yasa ve yönetmeliklere uygun olarak yapılmadığı, 05.11.2003 gün 4999 Sayılı Yasa ile değişik 6831 Sayılı Yasanın 11/5 maddesi ile “1744 Sayılı Yasanın 2. maddesi ve 2896 ve 3302 Sayılı Yasaların 2/B madde bendi uygulamaları ile orman sınırları dışına çıkarılan ancak fiilen orman vasfını taşıdığı Orman Genel Müdürlüğünce tesbit edilen yerlerin talep üzerine Maliye Bakanlığınca Orman Genel Müdürlüğüne tahsis edilerek Hazine adına orman niteliği ile tescil edileceği” hükmünün getirdiği, Orman Yönetimi tarafından bu madde hükmüne göre işlem yaptırılabileceği gibi, dava yoluyla da bunu isteyebileceği, bu şekilde dava açılmasını engelleyen bir yasa hükmü bulunmadığı gözönünde bulundurularak halen eylemli durumda orman olduğu saptanan taşınmazın bu niteliği ile Hazine adına tapuya tesciline karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Ancak açılan bu davada uyuşmazlık sadece çekişmeli taşınmazın vasfına yöneliktir yani dava taşınmazın aktüel durumunu tesbitten ibarettir., tapu kaydı davalı Hazine üzerinde kalmaya devam etmektedir. Bu durumda mahkemece davacı … Yönetimi yararına nisbi vekalet ücreti takdir edilmesi doğru görülmemiş ise de bu husus hükmün bozulmasını ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün düzeltilerek onanması uygun görülmüştür. Bu nedenle hükümdeki “davacı … idaresi vekil ile temsil edildiğinden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 720.00.- YTL. vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine” cümlesindeki “720.00.- YTL.” nin hükümden çıkartılarak bunun yerine “450.00.- YTL”nin yazılması suretiyle düzeltilmesine ve hükmün H.Y.U.Y.’nın 438/7 maddesine göre bu düzeltilmiş şekliyle ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının gerçek kişiye yükletilmesine, Hazineden harç alınmasına yer olmadığına 25/12/2008 günü oybirliği ile karar verildi.