Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2008/12435 E. 2008/18295 K. 23.12.2008 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2008/12435
KARAR NO : 2008/18295
KARAR TARİHİ : 23.12.2008

MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi

Taraflar arasındaki orman kadastrosuna itiraz ve tescil davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı … Yönetimi tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

K A R A R

Davacı …, ırsen intikal ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine tutunarak … ilçesi … Köyünde bulunan dava dilekçesinde sınırlarını belirttiği taşınmazların orman sayılmayan yerlerden olduğu, orman sınırlamasının iptali istemiyle dava açmıştır. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne, … ve orman bilirkişileri tarafından düzenlenen 2.7 2007 tarihli krokili raporda B ve C ile işaretlenen sırasıyla 10.754,57m2-11.613,94m2 yüzölçümündeki taşınmazların orman sınırları dışına çıkarılmasına, A ile işaretlenen 8.914m2 yüzölçümlü taşınmazın orman sınırları içinde bırakılmasına karar verilmiş, hüküm davalı … yönetimi tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, 6831 sayılı yasanın 11. maddesi uyarınca 6 aylık süre içinde açılan orman kadastrosuna itiraz ve tescil niteliğindedir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 24.7.2006 tarihinde ilan edilerek kesinleşmeyen orman kadastrosu ve 2/B madde uygulaması vardır.
Davalı … Yönetiminin temyiz itirazları … ve orman bilirkişileri tarafından ortak düzenlenen 2.7 2007 tarihli krokili raporda B ve C ile işaretlenen taşınmazlara yönelik olup mahkemece bu yerler hakkında verilen karar usul ve yasaya aykırıdır. Şöyle ki; dosya kapsamından çekişmeli taşınmazların orman kadastro komisyonunca orman tahdidi içinde bırakılan ve genel arazi kadastro çalışmaları sırasında kadastro tespit tutanağı düzenlenmeden tapuya tescili yapılan 101 ada 4507 sayılı orman parseli içinde kaldığı anlaşılmaktadır. Temyize konu taşınmazların üç tarafı 101 ada 4507 sayılı orman parseli ile çevrili olup davacı kişi tapu kaydına tutunmamıştır .Bu durumda temyize konu taşınmazlar orman bütünlüğü içinde bulunmaktadır.Orman bütünlüğü içinde bulunan taşınmazlar zilyetlikle kazanılamaz. Ayrıca, bu tür taşınmazların öncesinin orman olma zorunluluğu yoktur. Zira, öncesi orman olan ve ormandan açılan taşınmazlar, 6831 Sayılı Yasanın 1. maddesi ve Yargıtay uygulamaları gereği oluşan kesin içtihatlara göre zaten orman sayılmaktadır.
Etrafı ormanla çevrili olan taşınmazlar özel mülke dönüşüp, … ve inşaata açıldığında orman bütünlüğünün bozulacağı tartışmasızdır. Tapu ve zilyetlik yoluyla kişi ve kurumların ormandan … kazanmasını sağlayan 3402 Sayılı Yasanın 45. maddesinin ilgili fıkraları da Anayasa Mahkemesinin 01.06.1988 gün ve 31/13 E.K.; 14.03.1989 gün ve 35/13 E.K. ve 13.06.1989 gün ve 7/25 E.K. sayılı kararları ile iptal edilmiş ve kalan fıkraları da 03.03.2005 gününde yürürlüğe giren 5304 Sayılı Yasanın 14. maddesi ile yürürlükten kaldırılmıştır.

-2- 2008/12435-18295

Kaldı ki; 6831 Sayılı Yasanın 11/1. maddesinde “orman kadastro komisyonlarınca sınırlama ve 2. maddeye göre orman sınırları dışına çıkarma işlemlerine karşı …. hak sahibi gerçek ve tüzel kişilerin altı aylık askı ilan süresi içinde kadastro mahkemesinde itiraz edebilecekleri” hükmü bulunmaktadır.Yasa metninde geçen “hak sahibi” yada “sahiplik” kavramından ne anlaşılması gerektiği, orman kadastrosunun yapıldığı tarihte yürürlükte bulunan ve bu davada uygulanması gereken 02.09.1986 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan Orman Kadastro Yönetmeliğinin 20/j ve 21. maddeleri ile dava sırasında 15.07.2004 tarihli Resmi Gazetede yayımlanıp yürürlüğe giren Orman Kadastro Yönetmeliğinin 23/j ve 24. maddesinde açıklanmıştır.Herhangi bir belgeye dayanmayan ya da orman kadastro tutanağının düzenlendiği tarihe kadar 3402 Sayılı Yasanın 14. maddesinde yazılı koşulları taşımayan zilyetlik korunmaya değer olmayıp yasada öngörülen “hak sahibi” olma ve dolayısıyla davacı kişilere orman kadastrosuna itiraz davası açma konusunda aktif davacı olma sıfatı da vermez .Hükme dayanak yapılan orman bilirkişi raporuna ekli fotoğraflar incelendiğinde temyize konu taşınmazların taşlık ve çalılık halde oldukları halen imar ihya işlemlerinin tamamlanmadığı anlaşılmaktadır. Kaldı ki orman bütünlüğü içinde bulunan taşınmazlar zilyetlikle kazanılamaz.Bu durumda davacı kişi yönünden yukarıda açıklanan yasadaki hak sahipliği koşulu gerçekleşmediğinden aktif dava ehliyeti de bulunmamaktadır.
Mahkemece değinilen yönler gözetilerek davacı tarafından açılan davanın reddi gerekirken, çekişmeli taşınmazların özel mülke dönüşmesini sağlayacak biçimde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır.
SONUÇ . Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı … Yönetiminin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde yatırana iadesine 23.12.2008 günü oybirliği ile karar verildi.