Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2008/11364 E. 2008/16043 K. 20.11.2008 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2008/11364
KARAR NO : 2008/16043
KARAR TARİHİ : 20.11.2008

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı Hazine ile gerçek kişiler tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R

Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine kadastro mahkemesinde ayrı ayrı açılan davalarda Erikliman Köyü eski 904 parsel yenileme ile 134 ada 121 parsel sayılı davalı gerçek kişiler adına tapuda kayıtlı olan eski 1041 parsel yenileme ile 154 ada 122 parsel sayılı davalı Hazine adına kayıtlı olan taşınmazlar orman niteliğinde olduğu ididiası ile yenileme kadastro çalışmasına karşı askı ilan süresi içinde açılan davalar sonucunda mahkemece 2859 Sayılı Yasa ile mülkiyetle ilgili hakların dava konusu yapılamayacağı gerekçesi ile davanın reddine dair verilen karar Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 07/07/2005 tarih 2005/4840-9293 ve 2005/4843-9298 sayılı ilamları ile “davanın tapu iptali ve tescil davası niteliğinde olduğundan mahkemenin görevsizliğe, dosyanın görevli Asliye Hukuk mahkemesine gönderilmesine” cümlesinin eklenmek suretiyle düzeltilerek onanmış ve dosyalar görevli Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmiştir. Mahkemece resmi belgelere dayalı olarak yapılan incelemede, taşınmazmarın kısmen orman sayılan yerlerden olduğu, ançak, çekişmeli taşınmaza revizyon gören tapu kayıtları 1 dönüm miktarında olup, 19 ayrı taşınmaza revizyon gördüğü, hududunun gayrisabit olduğu gerekçeleri ile davanın kabulü ile çekişmeli taşınmazların tapu kayıtlarının iptaline, orman niteliği ile Hazine adına tapuya tesciline karar verilmiştir. Hüküm davalı Hazine ile gerçek kişiler tarafından edilmektedir.
Dava, tapu iptali ve tescil davası niteliğindedir.
Yörede orman kadastrosu çalışması yapılmamıştır.
Medeni Yasa mülkiyet hakkının doğumunu nedene (illete) bağlı bir hukuksal işlem olarak kabul etmiştir. Medeni Yasanın sistemine göre; tescilin geçerli olabilmesi ve mülkiyet hakkının doğması için geçerli bir hukuksal nedene dayanması zorunludur. Geçerli bir hukuksal nedene dayanmayan tescil işlemi yolsuz tescil niteliğini taşır ve her zaman iptali istenebilir (Hukuk Genel Kurulunun 30/5/2001 gün ve 2001/1-464-470 sayılı ve 19.02.2003 gün 2003/20-102-90 S.K.).Yolsuz tescille ayni hak kazanılmış olmaz (Prof. Dr. M…. Oğuzman, Prof.Dr…. Seliçi Eşya Hukuku 5.bası 1998 s.141).
Öte yandan, doğal … ve kaynak niteliğindeki ormanların, özel mülkiyet konusu olmasına yasal olanak yoktur. Bu tür yerler hakkında gerçek kişiler adına sicil oluşturulması da taşınmazın özde kamu malı olma niteliğini değiştiremez. (Yargıtay 1.H.D. 11/9/1989 gün ve 1989/8162-9365).somut olayda çekişmeli taşınmazların yörede 1959 yılında yapılan arazi kadastro çalışmasında T.evvel 316 tarih 10-13 nolu ve T.evvel 317 tarih 8 -9 nolu tapu kayıtları ile gerçek kişiler adına tesbit edilerek tapu kayıtlarının oluştuğu, ancak uzman bilirkişilerce resmi belgelere dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan inceleme ve araştırmada kısmen orman sayılan yerlerden ise de, dayanak tapu kayıtlarının genişletilmeye elverişli sınırlı
-2-
2008/11364- 16043

olduğu ve kayıt miktarında fazla olarak başka parsellere revizyon gördüğü, devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden iken hataen tapu kaydının oluştuğu, davalılar adına oluşturulan tapu kaydının yolsuz tescil niteliğinde bir kayıt olduğu ,dayanak tapu kaydının 4785 Sayılı Yasa karşısında yasal değerini yitirdiği anlaşılmaktadır.Bu şekilde oluşan tapu kaydının hukuki değeri bulunmadığı gibi hiçbir hukuki sonuçta doğurmaz. orman niteliğinde kamu malı olan taşınmazın özel mülk olarak tescil edilmesi sahibine mülkiyet … kazandırmaz. H.G.K.’nun 21.02.1990 günve 1989/1-700-101 ve 18.10.1989 gün ve 1-419/528 sayılı kararlarında kabul edildiği gibi, bu tür taşınmazlarda M.Y.’nın 1023 (931) maddesinde yazılı tapuya güven ilkesi ve 3402 Sayılı Yasanın 12/3. maddesinde yazılı 10 yıllık hak düşürücü süre de uygulanmaz.
O halde, başlangıçtan itibaren geçersiz olan kaydın iptaline ilişkin hüküm yenilik doğuran (inşai) bir hüküm olmayıp, mevcut durumu saptayıp hukuksallaştıran, açıklayıcı (izhari) bir hükümdür. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 19/02/2003 gün ve 2003/20-102 Esas ve 2003/90 Karar sayılı ilamı). Bu nedenle; mahkemece davanın kabulüne karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenler ile davalıların temyiz itirazlarının reddi ile hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının gerçek kişiye yükletilmesine, Hazineden harç alınmasına yer olmadığına 20/11/2008 gününde oybirliği ile karar verildi.