Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2008/11299 E. 2008/19105 K. 30.12.2008 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2008/11299
KARAR NO : 2008/19105
KARAR TARİHİ : 30.12.2008

MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi

Taraflar arasındaki KADASTRO TESPİTİNE İTİRAZ davasının yapılan yargılaması sonunda kurulan 10/03/2008 günlü hükmün Yargıtayca duruşmalı olarak incelenmesi davalı … VE ARKADAŞLARI vekili ile davalı … VE ARKADAŞLARI vekili tarafından istenilmekle, tayin olunan 23/12/2008 günü için yapılan tebligat üzerine, temyiz eden DAVALCI … VE ARKADAŞLARI vekili avukat … ile DAVALI … VE ARKADAŞLARI vekili avukat … geldi, karşı taraftan DAVACI HAZİNE vekili avukat DİLARA GÜVEN geldi başka gelen olmadı, açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, gelenlerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı. Daha sonra dosya içindeki tüm belgeler incelenip, gereği düşünüldü:
KARAR
Kadastro sırasında dava konusu … KÖYÜ, 88 ada 75 parsel sayılı 45.948.46 m2 yüzölçümündeki taşınmaz, Ocak 1955 tarih 3 ve Ocak 1959 tarih 3 numaralı tapu kayıtlarına dayanılarak KAYALIDERE ÖZEL ORMANI niteliği ile davalı gerçek kişiler adına tespit edilmiştir.
Davacı HAZİNE, çekişmeli taşınmazın 1942 yılında yapılan ve kesinleşerek Temmuz 1947 tarih 35 numarada 2247.9015 Hektar yüzölçümüyle Devlet Ormanı olarak tapuya tescil edilen orman kadastro sınırları içinde kaldığını, davalılara ait tapu kayıtlarının 13.07.1945 tarihinde yürürlüğe giren 4785 Sayılı Yasanın 1. maddesi gereğince hiçbir işleme gerek olmaksızın devletleştirildiğini ileri sürerek tespitin iptali ile devlet ormanı niteliğinde hazine adına tescili istemiyle 13/01/1997 tarihinde Üsküdar Kadastro Mahkemesinde dava açmıştır.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 3116 Sayılı Yasa hükümlerine göre 1942 yılında yapılan ve kesinleşerek Elmapınarı ve Çataldağ ve Kayalıdere ve Ötükdere ve Ayvalıdere ismiyle Temmuz 1947 tarih 35 numarada … … Köyünde 2247 Hektar 9015 m2 yüzölçümüyle Hazine adına Devlet ormanı olarak tapuya tescil edilen orman kadastrosu bulunmaktadır.
Daha sonra temyize konu bu davada davalı olan tapu kaydı maliklerinin … Asliye Hukuk Mahkemesinde açtığı 22.09.1958 gün 957/249-460 sayılı kararıyla tesbitin dayanağı tapu kayıtlarının yüzölçümü esas alınarak kayıtların kapsadığı 46.950 m2’lik alan yönünden orman kadastrosu iptal edilmiş ve tapu maliklerinin başvurusu üzerine 30.03.1965 tarihli teklif ve 05.04.1965 tarihli … Bakanlığı oluru ile yukarıda sözü edilen ve kesinleşen mahkeme kararı kapsamında kaldığı varsayılarak, bu karar sonucu 1942 yılı orman kadastrosu iptal edildiği düşünülen 101.400 m2’lik taşınmaz bölümünün “KAYALI … ÖZEL ORMAN REJİMİNE TABİ TUTULMASINA” karar verilmiş ve bu kez aynı yer olduğu düşünülen 146.500 m2’lik alan 1978 yılında 6831 Sayılı Yasanın 1744 Sayılı Yasa ile değişik hükümlerine göre yapılan işlemle Kayalıdere Özel Ormanı ismiyle sınırlandırılıp haritaya bağlanarak, 14.06.1978’de ilan edilip kesinleşmiştir. Bundan sonra dava konusu yerde başka bir Orman Yasası hükümleri uyarınca orman kadastrosu ya da orman rejimi dışına çıkarma uygulaması yapılmamıştır.
-2-
2008/11299-19105

Mahkemece 31/10/2000 gün ve 1997/2-2000/226 sayılı kararı ile davanın reddine ve dava konusu parselin tespit gibi özel orman niteliği ile payları oranında davalılar adına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm davacı Hazine tarafından hükmün esasıyla ilgili olarak ve bir kısım davalı gerçek kişiler vekili tarafından da adlarına tescil kararı verilen kişilerin paylarının yanlış hesaplandığı iddiası ile temyiz edilmekle Yargıtay 20. hukuk dairesinin 18/2/2003 gün ve 2002/ 10197-2003/526 sayılı kararı ile (Dosyadaki bilgi ve belgelere göre;
1- Dava konusu 88 ada 75 numaralı parsel de içinde olmak üzere etrafındaki 2247 Hektar 9015 m2’lik alan 3116 Sayılı Yasa hükümlerine göre 1942 yılında Devlet Ormanı olarak sınırlandırılmış ve itirazsız kesinleşerek Temmuz 1947 tarih 35 numara Elmapınar, Çataldağ, Kayalıdere, Ötükdere ve Ayvalıdere Devlet Ormanı ismiyle tapu kayıtlarındaki sınırları “tahdit haritasında olduğu gibi” yazılarak … Tapu Sicil Müdürlüğünde Hazine adına tapuya tescil edildiği, yine bu ormanın bitişiğindeki diğer ormanlarda Temmuz 1947 tarih 36 ve 37 numaralarda tescil edildiği,
2- 6831 Sayılı Yasanın Muvakkat 3. maddesiyle getirilen 6 aylık orman kadastrosuna itiraz davası açma hakkından yararlanan … … … varisleri olan tapu kaydı malikleri … Öztoprak ve arkadaşları tarafından 04.03.1957 tarihinde Orman Yönetimi aleyhine … Asliye Hukuk Mahkemesinde açılan dava sonucu verilen 22.09.1958 gün 1957/249-460 sayılı hükümle … Köyü Külhantepe mevkiinde T.Sani 1303 tarih 1 numaralı sicilden gelen 20 dönüm (tahvilen 18380 m2) yüzölçümlü ve çalılık nitelikli (bu tapu kaydının 450/560 payı Ocak 1959 tarih 3 numaraya intikal yoluyla gitmiştir.) sınırları da; Sırt yolu ve … Çorbacı ve Eski Arabayolu ve Kayalı … ve … … ve sahibi senet yazılı ve yine aynı tarih 2 numaralı sicilden gelen 30 dönüm (tahvilen 27570 m2) yüzölçümlü ve tarla nitelikli (bu tapu kaydının da 284/460 payı Ocak 1955 tarih 3 numaraya intikal yoluyla gitmiştir. Aynı kaydın Ocak 1959 tarih 4 numaraya da gittisi gösterilmişse de bu kayıt dava dosyasına getirtilmemiştir) sınırları da, … … ve … … tarlaları ve Kayalı … ve Sırt Yolu olarak yazılı tapu kayıtlarının “Çaldağı ve … Ormanları poligonu içersine ithal ve Temmuz 1947 tarih 35 sıra numarası tahdında Hazine adına tescil edilen ve 01.03.1958 tarihli Ehlivukuf raporu ve orman sayılmayan yerlerden olduğu da Ziraat Vekaletinin 18 Haziran 1958 tarih 146 sayılı cevabı ile tebayün ettiğinden vuku bulan tahdit ve tescilin iptaline” karar verildiği, aramalara rağmen bu dava dosyanın ve kararın dayanağı bilirkişi raporu varsa krokisinin bulunamadığı, bu iki tapu kaydının toplam yüzölçümünün 46.950 m2 olduğu,
3- Bundan sonra davacı … Öztoprak ve arkadaşlarının 03.02.1964 günlü dilekçe ile … Bakanlığına başvurmaları üzerine, Bakanlığın, 30 Mart 1965 gün 5-5059-141 Sayılı teklifi ve Bakan Turhan Kapanlı’nın 05.04.1965 tarihli OLURU ile “kesinleşen mahkeme kararında orman olmadığı belirlenen birbirine bitişik 18380 m2 ve 27570 m2 yüzölçümlü tapu kapsamlarının fiili durumuna göre birisi 35450 m2 diğeri 65950 m2 ki toplam 101.400 m2 olan ve halen 05 ila 08 kapalılıkta bozuk meşe baltalığı halindeki arazinin (ÖZEL ORMAN İŞLEMİNE TABİ TUTULMASINA) karar verildiği,
4- 1978 yılında … Köyünde 1 numaralı Orman Kadastro Komisyonunca 6831 Sayılı Yasanın 1744 Sayılı Yasa ile değişik hükümlerine göre yaptığı orman kadastrosunda 1958 tarihli mahkeme kararında 46.950 m2, 1965 tarihli Bakanlık olurunda 101.400 m2 olarak gösterilen taşınmaz bu miktarlarda çok fazla olan 146.500 m2 yüzölçümlü alanın KAYALI … ÖZEL ORMANI olarak sınırlandırıldığı,
5- 1996 yılında yörede 3402 Sayılı Yasa hükümlerine göre yapılan genel arazi kadastrosu sırasında dava ve temyize konu Ümraniye-… Köyü 88 ada 75 parsel sayılı 45.948.46 m2 yüzölçümlü taşınmazın yukarıda sözü edilen Ocak 1955 tarih 3 ve Ocak 1959 tarih 3 numaralı tapu kayıtlarının miktarı gözönünde bulundurulmak suretiyle bu 75 numaralı parsele uygulanarak davalılar … Refik İlbuğa ve arkadaşları adına özel orman niteliği ile tesbit edildiği, bu parselin bitişiğinde ve batı yönünde komşusu olan 96.934.77 m2 yüzölçümlü 88 ada 74 numaralı parselin de özel orman işlemine esas tapu kayıtlarının kayıt miktar fazlası
-3-
2008/11299-19105

olması nedeniyle … adına Devlet Ormanı niteliğiyle tesbit edilip tesbitinin bu şekilde kesinleştiği, Hazine tarafından 88 ada 75 numaralı parselin kesinleşen orman sınırı içinde kalan ve Devletleştirilen orman olması nedeniyle Hazine adına tescili istemiyle temyize konu bu davayı açtığı,
6- Yararlarına 1978 yılında özel orman kadastrosu yapılan tapu maliklerinin bu ormandan … yapmaya başlamaları üzerine Orman Yönetiminin muaraza yarattığı iddiasıyla tapu malikleri tarafından Üsküdar Asliye 3. Hukuk Mahkemesinde açtıkları dava sonucu mahkemenin 26.11.1997 gün 1996/900-996 sayılı ilk davanın kabulüne dair verilen kararın kesinleştiği, ancak o kararda, taşınmazın mülkiyet durumu tartışılmadan sadece özel orman kadastrosu esas alınarak sonuca varıldığı ve davada Hazinenin taraf olmadığı anlaşılmaktadır. Bu açıklamaların sonucu olarak;
A- … Asliye Mahkemesinin 22.09.1958 gün, 1957/249-460 sayılı kararı ile sadece iki adet tapu kaydının yüzölçümü ile kapsadığı 46.950 m2 alanın Ziraat Bakanlığının 18 Haziran 1958 sayılı cevabı yazısıyla tahdidi iptal edilmiştir. Tapu kayıtlarının yüzölçümleri toplamı olan 46.950 m2’lik bölüm dışında kalan diğer bölümler hakkındaki 1942 yılında yapılan orman kadastrosu ve buna bağlı olarak oluşturulan Temmuz 1947 tarih 35 numaralı orman tapu kaydı halen geçerliliğini sürdürmektedir. Sözü edilen kararın dayanağı kroki bulunmadığından, 1958 tarihli bu kararın kapsamı da belirlenememiştir.
B- 1958 tarihli mahkeme kararına konu olan 46.950 m2’lik bölüm 1978 yılında 1744 Sayılı Yasa hükümlerine göre yapılan özel orman kadastrosuna konu edilmesi halinde ancak ve ancak tapu kayıtlarının 46.950 m2 olan yüzölçümü kapsamında kalan … yönünden yapılan özel orman kadastrosunun geçerli olduğu düşünülebilir. Başka bir anlatımla, … Asliye Hukuk Mahkemesinin 22.09.1958 gün 1997/249-460 sayılı iptal kararına konu 46.950 m2’lik alan dışında kalan bölümler yönünden kesinleşen 1942 yılı orman kadastrosu ve orman tapu kaydı halen geçerliliğini sürdürdüğünden, mahkemenin iptal kararına konu olmayıp, tapu kayıtlarının yüzölçümünün de dışında kalan bölümler yönünden 1978 yılında 1744 Sayılı Yasa hükümlerine göre yapılan özel orman kadastrosu ikinci orman kadastro olması nedeniyle 3402 Sayılı Yasanın 22/1. maddesi gereğince bütün sonuçlarıyla birlikte hükümsüzdür. Yani yok hükmündedir. 1958 tarihli mahkeme kararının kapsamı belirlenemediğinden Kayalı … Özel Ormanı için 1978 yılında yapılan orman kadastrosunun tamamı ikinci orman kadastrosudur ve bütün sonuçlarıyla birlikte hükümsüzdür.
C- Orman Bakanlığının 05.04.1965 tarihli özel orman oluru verdiği yerin 1958 tarihli mahkeme kararı ile iptal edilen 46.950 m2 bölüm içinde kaldığının belirlenmesi halinde, özel orman oluru kabul edilebilir. Kaldı ki; yukarıda izah edildiği gibi, 1958 tarihli mahkeme kararının kapsamı da belli değildir. Mahkeme kararında ve tapu kayıtlarında sözü edilen Kayalı … dava konusu parsele sınır değildir. Haritada görüldüğü gibi, Kayalı … onlarca kilometre uzunluğunda güneyden kuzeye devam eden ve kuzeyde Riva Deresi ile birleşen bir derenin ismidir. Mahkeme kararının bu derenin hangi bölümü ile ilgili olduğu belli değildir. Tahdidi mahkeme kararı ile iptal edilmeyen bölümler hakkında Bakanlığın özel orman oluru verme yetkisi yoktur, böyle bir olur verilmiş olsa bile yok hükmündedir. Çünkü, yasalarımızda hiçbir merci ve makama kadastrosu kesinleşen Devlet ormanları sınırı içinde kalan taşınmaz hakkında “özel orman oluru” verme yetkisi ya da kesinleşen orman kadastrosunu iptal etme veya sınırlarını değiştirme yetkisi verilmemiştir. Her nasılsa Bakanlığın bu nitelikteki bir yerle ilgili olarak özel orman oluru vermesi Hazine adına kayıtlı orman tapusunu ve kesinleşmiş orman kadastrosunu geçersiz hale getiremeyeceğinden böyle bir karar verilmiş olsa bile hukuken yok hükmünde olduğu kabul edilmelidir. Aslında yürürlükte olan Yasa ve Yönetmeliklerde Bakanlığa her hangi bir taşınmaz hakkında “Özel orman oluru” verme yetkisini düzenleyen bir hüküm de bulunmamaktadır. 5658 Sayılı Yasa hükümleri uyarınca iade koşullarını taşıyan özel orman varsa, Bakanlığın sadece bu nitelikteki özel ormanı iade etme yetkisi vardır. Aşağıda izah edileceği gibi dava konusu taşınmaz 5658 Sayılı Yasada ön görülen koşullara uygun iadeye tabi özel orman da değildir. 22.09.1958 tarihli mahkeme kararında belirtildiği gibi Ziraat

-4-
2008/11299-19105

Bakanlığının 18 Haziran 1958 tarih ve 146 sayılı yazısı ile orman sayılmayan yerlerden olduğu bildirilen bir yerin bu tarihten 6 yıl sonra 05.04.1965’de verilen Bakanlık olur tarihinde üzerindeki bitki örtüsünün hemen ormana dönüşmüş olması da hayatın olağan akışına uygun değildir. Bu olgu, 1958 tarihli mahkeme kararına konu olup orman olmayan 46.950 m2’lik yerin 1965 tarihli Bakanlık oluruna konu orman olan 101.400 m2 yer olmadığı sonucunu ortaya koymaktadır.
D- Diğer taraftan dava konusu taşınmazın dört tarafı kesinleşmiş Devlet ormanı ile çevrilidir. 5658 Sayılı Yasaya göre iade koşullarının bulunmadığı da anlaşılmaktadır. Şöyle ki;31.03.1950 tarihinde yürürlüğe giren 5658 Sayılı Yasanın 1. maddesi gereğince, 4785 Sayılı Yasa ile Devletleştirilmiş olan ormanların sahipleri veya mirasçılarının istemeleri halinde geri verilebilmesi için, söz konusu ormanın Devlet ormanları içinde olmaması ve etrafının tarla, bağ ve bahçe gibi kültür arazisi, özel orman, şehir, kasaba, köy merası ve Orman Yasasının birinci maddesine göre orman sayılmayan yerlerle çevrili olmak koşuluyla Devlet ormanlarından tamamen ayrılmış olması gerekir. 1958 tarihli mahkeme kararı dava konusu 46.950 m2’lik bölümün özel orman değil, orman olmadığı gerekçesine dayanmaktadır. Dava dosyasındaki orman ve arazi kadastro paftaları ile bilirkişi raporlarında görüldüğü gibi dava konusu 88 ada 75 numaralı parselde içinde olmak üzere dört tarafı 2247 Hektar 9015 m2 yüzölçümüyle Temmuz 1947 tarih 35 numarada tapuya kayıtlı Devlet Ormanı ile çevrilidir. Daha sonra bu orman, mülki sınırlarına göre parsellere bölünmüş, halen ve eylemli olarak Doğusu, Kuzeyi ve Batısı; … ve Çataldağ Devlet Ormanı ismiyle kayıtlı … Köyü 88 ada 16 numaralı parsel, yine kısmen batısı Devlet ormanı olarak kesinleşen … Köyü 88 ada 74 numaralı parsel ötesi 278 parsel sayılı … Devlet Ormanı, Güneyi; … Köyü Simitçi Yatağı Devlet Ormanı olarak kesinleşen 462 numaralı ve Kervanpınar Devlet Ormanı isimli … Köyü 463 numaralı parsel, yine Kartal İlçesi … Kayalı … Devlet Ormanı ile çevrilidir. Bu durumda, dava konusu 88 ada 75 numaralı parselin bir an için davalıların dayandığı eski tapu kaydı sınırları içinde kaldığı düşünülse bile 5658 Sayılı Yasa hükümlerine göre özel orman sayılması ve sahiplerine iade edilmesi dahi olanaksızdır.
E- Tapu malikleri ile Orman Yönetimi arasında görülüp kesinleşen Üsküdar Asliye 3. Hukuk Mahkemesinin 26.11.1997 gün ve 1996/900-996 sayılı kararına gelince; 1958 tarihli mahkeme kararına konu 46.950 m2’lik alan, bu yere ait olduğu düşüncesiyle yukarıda izah edildiği gibi yasa ve yönetmeliklere aykırı olarak ve yasaca verilmeyen yetki kullanılarak 05.04.1965 tarihinde … Bakanlığı tarafından 101.400 m2’lik orman alanı hakkında “özel orman olarak kabul edilmesi” konusunda OLUR verilmiş ve yasa ve yönetmelikler karşısında yok hükmünde olan bu olur, dayanak gösterilerek 1978 yılında 6831 Sayılı Yasanın 1744 Sayılı Yasa ile değişik hükümleri uyarınca aslında 1942 yılında kadastrosu yapılıp kesinleşen ve Temmuz 1947 tarih 35 numarada Devlet Ormanı niteliği ile tapuda tescil edilmiş orman alanının ortasında kalan 146.500 m2’lik bölüm hakkında özel orman kadastrosu yapılmıştır. Aynı yerde ayrı, ayrı zamanlarda yapılan orman ve arazi kadastrosu biribiri karşısında ikinci kadastro sayılmazsa da aynı yer için ayrı zamanlarda yapılan iki orman kadastrosu ya da iki arazi kadastrosu birbirine göre ikinci kadastro sayılır ve 3402 Sayılı Yasanın 22/1. maddesi hükmüne göre sonradan yapılan kadastro hükümsüzdür. T. Sani 1301 tarih 1 ve 2 numaralı tapu kayıtlarının sınırında yazılı olan sınırların hiç biri dava konusu 88 ada 75 numaralı parsele komşu değildir. Eylemli olarak parselin dört sınırı Devlet ormanı ile çevrilidir. Onun içindir ki, Bakanlık olurunda 101.400 m2 olan taşınmaz 1978 yılında özel orman kadastrosunda 146.500 m2’ye çıkartılmıştır.
O halde, 1978 yılında yapılan özel orman kadastrosu 1942 yılında yapılıp kesinleşerek tapuya tescil edilen ilk orman kadastrosu karşısında hükümsüz olduğu kabul edilip iptal edilmesi gerekir. Sözü edilen 26.11.1996/900-996 sayılı kararda Hazine taraf olmadığından sadece özel orman kadastrosunun varlığından hareketle inceleme yapılmış, bu nedenle tapu sahiplerinin Orman Yönetimi aleyhine açtığı muarazanın önlenmesi konusunda hüküm kurulmuş, mülkiyet konusu tartışılmamıştır.

-5-
2008/11299-19105

Temyize konu dava, Hazine ile tapu malikleri arasında görülen mülkiyetin saptanması ile ilgili davadır. Hazine 1942 yılında yapılıp kesinleşen orman kadastrosu ile buna bağlı olarak oluşturulan Temmuz 1947 tarih 35 numaralı orman tapusuna, davalı gerçek kişiler ise 1958 tarihli mahkeme kararı ile 1978 yılında yapılan özel orman kadastrosuna ve Orman Yönetimi ile aralarında görülüp kesinleşen 26.11.1997 tarihli karara dayanmaktadır.
Yukarıda izah edildiği gibi özel orman kadastrosu ikinci kere yapılan orman kadastrosu olması nedeniyle 3402 Sayılı Yasanın 22/1. maddesi uyarınca yok hükmündedir. 1958 tarihli mahkeme kararının bu yere ait olduğu kanıtlanamadığı gibi, Hazine o davanın tarafı değildir, yine 1997 tarihli mahkeme kararında Hazine taraf olmadığı gibi o kararla temyize konu karar arasında konu birliği de bulunmadığından H.Y.U.Y.’nın 237. maddesindeki kesin hükümden de söz edilemez. 1997 tarihli kararda sadece geçersiz olan ikinci orman kadastrosu gözönünde bulundurularak uyuşmazlık çözülmüş olduğundan 1997 tarihli kararı davalı gerçek kişiler yararına delil olarak da kabul edilemez.
O halde, Hazinenin davasının kabulüne, 1978 yılında Kayalı … özel ormanı için yapılan ve 14.06.1978 tarihinde ilana çıkartılan kadastronun 2. kadastro olması nedeniyle 3402 Sayılı Yasanın 22/1. maddesi gereğince iptaline ve dava konusu 88 ada 75 numaralı parselin orman niteliği ile … adına tapuya tesciline karar verilmesi” gereğine değinilmiştir.
Mahkemece Ümraniye ilçesinde Adliye teşkilatı kurulduğu nedeniyle yetkisizlik kararı ile dava dosyası Ümraniye Kadastro mahkemesine aktarılmıştır.
Mahkemece bozmaya uyularak, davanın KABULÜNE,çekişmeli … köyü 88 ada 75 parsel sayılı taşınmazın tespitinin iptali ile ORMAN niteliğinde Hazine adına tesciline, karar verilmiş, hüküm davacı … VE ARKADAŞLARI vekili ile davacı … VE ARKADAŞLARI vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dosya kapsamına ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince işlem yapılarak hüküm kurulmuş olduğuna göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, ve yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenen 550.00.-YTL. vekalet ücretinin davacı … VE ARKADAŞLARI ile davacı … VE ARKADAŞLARI’ndan alınarak davalı Hazineye verilmesine, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine 30.12.2008 günü oybirliğiyle karar verildi.