YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2008/11208
KARAR NO : 2008/19194
KARAR TARİHİ : 31.12.2008
MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki kadastro tespitine itiraz davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı Hazine ve davalılardan … tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Kadastro sırasında … Köyü 101 ada 525 ve 529 parsel sayılı sırasıyla 15.908,48 m2 – 4.694,59 m2 yüzölçümündeki taşınmazlar, senetsiz ve belgesizden tarla niteliği ile davalı … adına tespit edilmiştir. Davacı Hazine, çekişmeli taşınmazların devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğu iddiasıyla dava açmıştır. Mahkemece, çekişmeli taşınmazların davalının babasından kaldığı, babasının ölümünden sonra yapılan paylaşım sonucu 101 ada 525 parselin davalının kardeşi …’e, 101 ada 529 parselin ise davalıya kaldığı, taşınmazların kesinleşen tahdit dışında kaldıkları, … arazisi oldukları gerekçesi ile davanın reddine, dava konusu 101 ada 525 parselin …, 101 ada 529 parsel sayılı taşınmazın davalı … adına tapuya tesciline yönelik verilen kararın davacı Hazine tarafından temyizi üzerine bozulmuştur.
Hükmüne uyulan Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 13.02.2007 gün 2007/13515-2008/2192 sayılı bozma kararında özetle: “Mahkemece, Hazine tarafından orman iddiası ile dava açıldığı, çekişmeli taşınmazların tamamının 1993 yılında kesinleşen orman sınırı dışında kaldığı kabul edilerek davanın reddine karar verilmişse de, kararın usul ve yasaya aykırı olduğu, hükme dayanak yapılan bilirkişiler tarafından düzenlenen raporda memleket haritası ve kadastro paftası ölçekleri denkleştirilip … parsellerle birlikte uygulama yapılarak, çekişmeli 101 ada 529 parselin (A) ile işaretlenen, 101 ada 525 parselin A, B, C, D ve F ile işaretlenen bölümlerinin 1955 basım tarihli memleket haritasında yeşil renkli ormanlık alanda gözüktüğünden orman sayılan, geriye kalan kesimlerinin orman sayılmayan yerlerden olduğu, çekişmeli taşınmazların 1993 yılında yapılıp kesinleşen orman tahdit haritası dışında kaldığı açıklanmış olup hat uygulaması yetersiz ise de; davacı Hazine, taşınmazların öncesinin orman olduğu ve bu niteliği nedeniyle zilyetlikle kazanılamayacak devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğu iddiası ile dava açtığına göre, dava konusu taşınmazların yalnızca kesinleşen orman kadastrosu sınırları dışında kalması yeterli olmayıp zilyetlikle kazanılması koşullarının bulunup bulunmadığının ve ayrıca 4999 Sayılı Yasa ile değişik 6831 Sayılı Yasanın 7. maddesi gereğince herhangi bir nedenle orman sınırları dışında bırakılmış orman olup olmadığının da araştırılması gerektiği, bu sebeple 101 ada 529 parselin (A) ile işaretlenen, 101 ada 525 parselin A, B, C, D ve F ile işaretlenen bölümlerinin orman sayılan yerlerden olduğu belirlendiğinden Hazine tarafından açılan davanın, … bilirkişi tarafından düzenlenen 25.4.2007
-2- 2008/11208 – 19194
havale tarihli krokili raporda 101 ada 529 parselin (A) ile işaretlenen, 101 ada 525 parselin A, B, C, D ve F ile işaretlenen bölümlerine yönelik olarak kabulüne karar verilmesi” gereğine değinilmiştir. Mahkemece bozma kararına uyularak davanın kısmen kabulüne, dava konusu taşınmazların kadastro tespitlerinin iptal edilerek 101 ada 529 parselin (A) ile işaretlenen, 101 ada 525 parselin A, B, C, D ve F ile işaretlenen bölümlerinin orman niteliği ile Hazine adına, 101 ada 529 parselin (B) ile işaretlenen bölümünün …, 101 ada 525 parselin (E) ile işaretlenen kesiminin … adına tapuya tescillerine karar verilmiş, hüküm davacı Hazine ve davalılardan … tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kadastro tespitine itiraz niteliğindedir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 21.04.1993 tarihinde ilan edilerek kesinleşen orman kadastrosu ve 2/B madde uygulaması vardır.
Dosya kapsamına ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince işlem yapılarak hüküm kurulmuş olduğuna göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının gerçek kişiye yükletilmesine, Hazineden harç alınmasına yer olmadığına 31/12/2008 gününde oybirliği ile karar verildi.