Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2008/10979 E. 2008/12313 K. 07.10.2008 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2008/10979
KARAR NO : 2008/12313
KARAR TARİHİ : 07.10.2008

MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi

Taraflar arasındaki kadastro tesbitine itiraz davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacılar tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

K A R A R

Kadastro sırasında … Köyü 143 ada 98 parsel sayılı 8210 m2 yüzölçümündeki taşınmaz, asliye hukuk mahkemesinde dava konusu olduğundan söz edilerek malik hanesi açık bırakılmak suretiyle tesbit edilmiştir. Asliye Hukuk Mahkemesinde davacılar tarafından davalılar aleyhine açılmış elatmanın önlenmesi davası kadastro mahkemesinde devredilmiştir. Mahkemece çekişmeli parselin davalı … … ve arkadaşları adlarına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm davacılar tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, kadastro tesbitine itiraz niteliğindedir.
Mahkemece yapılan araştırma ve inceleme hüküm vermeye yeterli değildir. Şöyle ki, 24.06.2004 tarihinde açılan dava gerçek kişiler arasında elatmanın önlenmesi davası olarak görülmekteyken yargılama sırasında 2006 yılında arazi kadastrosu yapılması nedeniyle Kadastro mahkemesine aktarılmıştır. Gerek Asliye Hukuk gerek Kadastro mahkemesinde uzman bilirkişiler tarafından orman araştırması yapılmamıştır. Çekişmeli taşınmazın sınırında dava dışı 97 parseli de içine alan 2 numaralı geniş orman parseli bulunmaktadır. Davada gerçek kişiler taraf olup Orman Yönetimi ve Hazine taraf değil ise de tutanağın malik hanesi açık bulunduğuna göre, 3402 Sayılı Yasanın 30/2. maddesi gereğince re’sen tüm deliller toplanarak çekişmeli taşınmazın orman olup olmadığının belirlenmesi gerekir.
O halde; mahkemece öncelikle yörede orman kadastrosu yapılıp yapılmadığı araştırılarak yapılmışsa bu çalışmalara ait işe başlama, çalışma, işi bitirme, askı ilan tutanakları ile orman kadastro haritası ve ayrıca komşu taşınmaz tutanakları ile dayanağı kayıt ve belgeler ilgili yerlerden getirtilmeli,çalışmanın kesinleşip kesinleşmediği araştırılmalı ,daha sonra önceki keşiflerde görev almamış bir fen elemanı ile uzman orman mühendisi aracılığıyla yeniden yapılacak keşifte orman kadastrosu yapılmamış veya henüz kesinleşmemişse en eski tarihli memleket haritası, hava fotoğrafları ve varsa amenajman planı çekişmeli taşınmaz ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle taşınmazın öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; 3116, 4785 ve 5658 Sayılı Yasalar karşısındaki durumu saptanmalı; tapu ve zilyetlikle ormandan toprak kazanma olanağı sağlayan 3402 Sayılı Yasanın 45. maddesinin ilgili fıkraları, Anayasa Mahkemesinin 01.06.1988 gün ve 31/13 E.K.; 14.03.1989 gün ve 35/13 E.K. ve 13.06.1989 gün ve 7/25 E.K. sayılı kararları ile iptal edilmiş ve kalan fıkraları da 03.03.2005 gününde yürürlüğe giren 5304 Sayılı Yasanın 14. maddesi ile yürürlükten kaldırılmış olduğundan, bu yollarla ormandan yer kazanılamayacağı, öncesi orman olan bir yerin üzerindeki orman bitki örtüsü yokedilmiş olsa dahi, salt orman toprağının orman sayılan yer olduğu düşünülmeli; toprak yapısı, bitki örtüsü ve çevresi incelenmeli; yukarıda değinilen belgeler fen ve uzman orman bilirkişiler eliyle yerine uygulattırılıp; orijinal-renkli memleket haritasının ölçeği kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeği de memleket haritası ölçeğine çevrildikten sonra, her iki harita komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle, çekişmeli taşınmazın konumunu çevre parsellerle birlikte haritalar üzerinde gösterecekleri yalnız büro incelemesine değil, uygulamaya ve araştırmaya dayalı, krokili, bilimsel verileri bulunan yeterli rapor alınmalı; taşınmazın 6831 nın 17/2. maddesine göre orman içi açıklığı olup olmadığı düşünülmeli, dava açılmadan önce yapılıp kesinleşen orman kadastrosu varsa bu takdirde tahdit haritası zemine uygulanmak suretiyle orman olup olmadığı belirlenmeli, orman olmadığı anlaşıldığı takdirde bu kez yerel bilirkişi ve tarafların göstereceği tanıklardan zilyedliğin sürdürülüş biçimi kesin tarih ve olaylara dayalı olarak sorulup saptanmalı, komşu taşınmazlara uygulanan kayıt varsa çekişmeli taşınmaz yönünün ne olarak nitelendirildiği araştırılmalı, gerektiğinde Orman Yönetimi ve Hazine de davaya dahil edilmeli, böylece toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre hüküm kurulmalıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacıların temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde yatıranlara iadesine 07/10/2008 günü oybirliği ile karar verildi.