Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2008/10801 E. 2008/14295 K. 03.11.2008 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2008/10801
KARAR NO : 2008/14295
KARAR TARİHİ : 03.11.2008

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki tescil davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılardan Hazine tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

K A R A R

Davacı vekili, dava dilekçesinde sınırlarını bildirdiği … Köyü Karşıtarlalar mevkiinde bulunan taşınmazın tapuda kayıtlı olmadığını, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının müvekkili yararına oluştuğunu iddia ederek Medeni Yasanın 713. maddesi hükmüne göre müvekkili adına tescilini istemiştir. Mahkemece davanın kabulüne, … bilirkişi raporunda (A) ile işaretlenen 1758,72 m2 ve (C) ile işaretlenen 2113,11 m2 yüzölçümlü taşınmazların davacı adına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm davalılardan Hazine tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, Medeni Yasanın 713. maddesi hükmü uyarınca tescil istemine ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde dava tarihinden önce 16.03.1999 tarihinde ilanı yapılarak kesinleşen orman kadastrosu bulunmaktadır. Genel arazi kadastrosu işlemi ise, 1963 yılında yapılmış, ancak bu bölgede … Köyü ile sınır ihtilafı bulunduğundan yapılmamıştır.
Mahkemece verilen karar usul ve yasaya aykırıdır. Hükme dayanak orman bilirkişi raporuna ekli memleket haritası üzerinde taşınmaz nokta halinde gösterilmiş, memleket haritası ile kadastro paftası ölçekleri eşitlenerek, koordinat sistemine dayalı aplikasyon ve en yakın kadastro parselleri ile bağlantılı kroki düzenlenmediğinden denetleme olanağı bulunmamaktadır. Ayrıca, orman tahdit haritası uygulaması da yetersiz olup usulüne uygun yapılmamıştır. Dava konusu taşınmazın davacıya babasından kaldığı ve babasının 5 yıl önce öldüğü bildirildiği halde 3402 Sayılı Yasanın 14. maddesindeki kısıtlamalar baba yönünden de araştırılmamıştır. Davacı, 4721 Sayılı Medeni Yasanın 713. maddesi uyarınca tescil davası açtığı halde mahkemece, aynı yasanın 713/4 fıkrası uyarınca köyde yapılması gereken ilanın yapılıp yapılmadığı araştırılmadan yapıldı ise ilan tutanakları dosyaya getirtilmeden davanın esası hakkında karar verilmiştir.
Mahkemece öncelikle, … ve komşu … Köylerine ait orijinal arazi kadastrosu paftaları getirtilerek kenarlaştırma yapılmalı ve taşınmazların hangi köy sınırları içinde kaldığı tam olarak belirlenmeli ve orijinal paftalarda dava konusu taşınmazların bulunduğu yere ne yazılarak tespit dışı bırakıldığı saptanmalıdır.
Dava konusu taşınmazın bulunduğu yerde orman kadastrosu 1999 yılında kesinleştiğinden ve dava tarihine kadar 20 yıllık taşınmaz edinme süresi dolmadığından taşınmazın orman niteliğinde olup olmadığı konusunda hem eski tarihli belgeler hem de kesinleşmiş orman tahdit haritası uygulanarak araştırma yapılması gerekir.
-2-
2008/10801 – 14295

Mahkemece, eski tarihli memleket haritası, … fotoğrafları ve varsa amenajman planı ilgili yerlerden getirtilip, önceki bilirkişiler dışında halen … ve Orman Bakanlığı ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman yüksek orman mühendisleri arasından seçilecek üç mühendis ve bir … elemanı aracılığıyla yeniden yapılacak inceleme ve keşifte, çekişmeli taşınmaz ile birlikte … araziye de uygulanmak suretiyle taşınmazın öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; 3116, 4785 ve 5658 Sayılı Yasalar karşısındaki durumu saptanmalı; tapu ve zilyedlikle ormandan … kazanma olanağı sağlayan 3402 Sayılı Yasanın 45. maddesinin ilgili fıkraları, Anayasa Mahkemesinin 01.06.1988 gün ve 31/13 E.K.; 14.03.1989 gün ve 35/13 E.K. ve 13.06.1989 gün ve 7/25 E.K. sayılı kararları ile iptal edilmiş ve kalan fıkraları da 03.03.2005 gününde yürürlüğe giren 5304 Sayılı Yasanın 14. maddesi ile yürürlükten kaldırılmış olduğundan, bu yollarla ormandan yer kazanılamayacağı, öncesi orman olan bir yerin üzerindeki orman bitki örtüsü yokedilmiş olsa dahi, salt orman toprağının orman sayılan yer olduğu düşünülmeli; … yapısı, bitki örtüsü ve çevresi incelenmeli; orman kadastrosu da kesinleşmiş olduğundan … ve uzman orman bilirkişiler eliyle yerine uygulanacak kesinleşmiş tahdit haritası ile irtibatlı, taşınmazın konumunu gösteren orijinal-renkli (renkli fotokopi) memleket haritasının ölçeği kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeği de memleket haritası ölçeğine çevrildikten sonra, her iki harita komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine ablike edilmek suretiyle, çekişmeli taşınmazın konumunu … parsellerle birlikte haritalar üzerinde gösterecekleri ayrı renklerle işaretli ve bilirkişilerin onayını taşıyan, duraksamaya yer vermeyecek nitelikte kroki düzenlettirilmeli; yukarıda değinilen diğer belgeler … ve uzman orman bilirkişiler eliyle yerine uygulattırılıp; orijinal-renkli (renkli fotokopi) memleket haritasının ölçeği kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeği de memleket haritası ölçeğine çevrildikten sonra, her iki harita … ve … köyündeki komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine ablike edilmek suretiyle, çekişmeli taşınmazın konumunu … parsellerle birlikte haritalar üzerinde gösterecekleri yalnız büro incelemesine değil, uygulamaya ve araştırmaya dayalı, bilirkişilerin onayını taşıyan krokili bilimsel verileri bulunan yeterli rapor alınmalı, eski tarihli ve 1985-1990 yıllarına ilişkin 1/20000 ve 1/25000 ölçekli stereoskopik … fotoğrafları da incelenerek taşınmazın ne olarak göründüğü saptanmalı, … köyü ve … köyü orman tahdit tutanakları getirtilerek dava konusu taşınmazların bulunduğu yerin nasıl gösterildiği araştırılmalı, davacı tarafın dayandığı vergi kaydının batı sınırı yol okuduğu halde fiilen orman bulunmakta olup, vergi kaydı miktar fazlası, orman kadastrosunun kesinleştiği tarihe kadar orman sayıldığından ve orman kadastrosunun kesinleşme tarihinden itibaren 20 yıllık kazandırıcı zamanaşımı süresi geçmediğinden miktar fazlasının zilyetlikle kazanılamayacağı da göz önünde bulundurularak tüm deliller birlikte değerlendirilip, oluşacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmelidir.
Açıklanan hususlar gözetilmeksizin, eksik inceleme ve yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak yazılı biçimde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; Hazinenin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA 03/11/2008 günü oybirliği ile karar verildi.