YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2007/9622
KARAR NO : 2007/12525
KARAR TARİHİ : 18.10.2007
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tescil davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı gerçek kişi tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Hükmüne uyulan Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 17.02.2005 gün ve 2004/10760-1263 sayılı bozma kararında özetle; “Davacı gerçek kişinin aynı taşınmazla ilgili olarak bu davadan önce yine tescil talebi ile aynı mahkemenin 2000/5 -.2001/48 sayılı dosyasında açtığı davanın, yerel mahkemece, çekişmeli taşınmazın tesbit dışı bırakıldığı tarih ile dava tarihi arasında 20 yıllık kazandırıcı zamanaşımı süresi dolmadığı gerekçesiyle red edildiği, bu kararın Yargıtay denetiminden de geçerek kesinleştiği, aynı taşınmazla ilgili olarak davacı gerçek kişi hakkında ormandan açma yaptığı belirtilerek suç tutanağı düzenlendiği ve Sulh Ceza Mahkemesinin 1997/133 -.2001/318 sayılı dosyasında davacının Orman Kanununa muhalefet nedeniyle yargılandığı ve mahkemece sanığın tapuya dayanması nedeniyle, suçun 6831 Sayılı Yasa kapsamından çıktığı ve … olmayan yere tecavüz suçuna girdiği gerekçesiyle, 4616 Sayılı Yasa kapsamında kalması nedeniyle kesin hükme bağlanmasının ertelenmesine karar verildiği, toplanan deliller, uzman bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamından çekişmeli taşınmazın yörede 1983 yılında yapılan genel arazi kadastro çalışmalarında tapulama dışı bırakıldığı, üzerinde halen 18-20 adet 25-30 yaşında kızılçam ağaçları ile 2-3 adet meşe ağaçlarının bulunduğu, resim belgelerde ormanlık alana bitişik olduğu, yörede orman kadastro çalışmalarının yapılmaması ve halen eylemli durumda orman vasfını taşıdığından orman sayılan yerlerden olduğu, uzman bilirkişiler ile yerel bilirkişi beyanlarından otlakiye olarak kullanıldığı, bu durumda davacının ekonomik amaca uygun zilyetliğinin bulunmadığının saptandığı, davacının aynı taşınmaza yönelik olarak daha önce açmış olduğu tescil davası ile Sulh Ceza Mahkemesinde yargılamasının yapıldığı dosyalar da gözönüne alındığında, tescil kararı verilebilmesi için gereken 20 yıllık nizasız fasılasız zilyetlik süresinin de oluşmadığı açıklanan hususlar gözetilerek davanın reddine karar verilmesi” gereğine değinilmiş, Davacı gerçek kişinin karar düzeltme talebi de, Dairenin 07.10.2005 gün ve 2005/8818-11835 sayılı kararıyla bozma kararındaki gerekçelere ilaveten, “davacı tarafın tutunduğu 1307 tarih ve 7 sıra numaralı tapu kaydının çekişmeli taşınmaza uyduğunun kabul edilemeyeceği, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 2002/8-161-2002/301 sayılı kararlarında kabul edildiği gibi, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayalı tescil davasından önce açılıp 20 yıllık zilyetlik süresin dolmadığı için red olunan davanın zamanaşımını keseceği, red kararının kesinleşmesiyle zamanaşımının yeniden işlemeye başlayacağı, red kararının kesinleşmesinden sonra … davanın açıldığı tarihe katar 20 yıllık kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği süresinin dolmadığından” söz edilerek, karar düzeltme istemi red edilmiştir. Mahkemece, bozma kararına uyulduktan sonra davanın REDDİNE karar verilmiş, hüküm davacı gerçek kişi tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, Medeni Yasanın 713. maddesi hükmü uyarınca tapusuz olan taşınmazın tesciline ilişkindir.
Taşınmazın bulunduğu Karagömlek Köyünde orman kadastrosu yapılmamış, genel arazi kadastrosu işlemi 1983 yılında yapılmış ve kesinleşmiştir. Kesinleşme tarihi ile davanın açıldığı tarih arasında 20 yıllık süre geçmiştir.
Dosya kapsamına ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince işlem yapılarak hüküm kurulmuş olduğuna göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine 18/10/2007 gününde oybirliği ile karar verildi.