Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2007/8090 E. 2007/8590 K. 20.06.2007 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2007/8090
KARAR NO : 2007/8590
KARAR TARİHİ : 20.06.2007

MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi

Taraflar arasındaki kadastro tesbitine itiraz davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi Hazine, Orman Yönetimi, …, … ve … tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi gereği düşünüldü:
K A R A R
Hükmüne uyulan Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 08.07.004 gün ve 6067-7699 sayılı bozma kararında özetle: “Çekişmeli … Köyü 317 ada 4 ve 7, 308 ada 6, 303 ada 1, 299 ada 2 parsel hakkındaki kadastro tesbitine itiraz davasının kabulüne karar verilmişse de çekişmeli taşınmazların tümü hakkında orman iddiasının olduğu, asliye hukuk mahkemesinin 1998/333 sayılı dosyasında ise 317 ada 4 ve 7 parsellerle ilgili … ve …’in açtığı orman tahdidine itiraz davasının bulunduğu ve bu dosyada temyize konu dosyanın beklendiği, sözü edilen dosyalarda çelişkili karar verilmemesi için her iki davanın birlikte incelenmesi” gereğine değinilmiştir. Mahkemece, bozma kararına uyulduktan sonra davanın kısmen kabulüne ve dava konusu 317 ada 4 ve 7 parsellerin tesbit gibi tesciline, 303 ada 1 parselin … adına, 308 ada 6 parselin paylan oranında …ve … adına tesciline, üzerindeki …’ye ait evin beyanlar hanesinde gösterilmesine, 299 ada 2 parselin 06.11.1998 tarihli raporda (B) işaretli (338 m2) bölümü dava konusu olmadığından Hazine adına tesciline, C (1393 m2) bölümünün … mirasçılarına, A (4874 m2) bölümünün … adına tesciline, müdahil … 317 ada 4-7 parsellerde tesbitten sonra satın almaya dayandığından mahkemenin görevsizliğine karar verilmiş, hüküm Hazine, Orman Yönetimi, …, … ve … tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, kadastro tesbitine itiraz niteliğindedir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde dava tarihinden önce 22.02.1991 tarihinde 3302 Sayılı Yasaya göre ilanı yapılıp eldeki dava nedeniyle kesinleşmeyen orman kadastrosu bulunmaktadır.
1) Çekişmeli … Köyü 317 ada 4 ve 7 sayılı parsellere yönelik temyiz itirazları bakımından; 4 ve 7 parsellerin kadastro sırasında sırasıyla 6439 m2 ve 879 m2 yüzölçümüyle 2/B madde sahasında kaldıkları açıklanmak suretiyle Hazine adına tespit edilerek 29.01.1991 tarihli tutanak düzenlendiği, yine 22.2.1991 günü ilan edilen orman kadastrosunda da 2/B alanında bırakıldıkları, ancak; eylemle durumda çekişmeli taşınmazların üzerinde 150 yaşlarında çam ağaçlarının bulunduğu, davacı … ile … tarafından T.Evvel 926 tarih 18 numaralı tapu kaydına dayanılarak 06.11.1998 tarihinde genel mahkemede açılan ve 3402 sayılı yasanın 26/D maddesi gereğince temyize konu davaya müdahale sayılarak birlikte incelenen orman kadastrosuna itiraz niteliğindeki dava nedeniyle, orman kadastrosunun kesinleşmediği, halen eylemli orman niteliğinde bulunan taşınmaz hakkında davacıların tutunduğu tapu kaydına değer verilemeyeceği ve taşınmazın orman niteliğini kaybettiğinin düşünülemeyeceği, bu nedenle davanın reddine ve taşınmazların orman niteliğiyle Hazine adına tesciline karar verilmesi gerekirken, tespit gibi tescile karar verilmiş olması doğru değil ise de bu yanılgının giderilmesi hükmün bozulmasını ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün düzeltilerek onanması uygun görülmüştür. Bu nedenle 25.11.2005 tarihli hüküm fıkrasının 1. paragrafında yazılı “317 ada 4 ve 7 parsellerin tespit gibi tesciline” sözlerinin hükümden çıkarılarak bunun yerine “… Köyü 317 ada 4 ve 7 parsellerin eylemli orman olmaları nedeniyle 4999 Sayılı Yasa gözönünde bulundurularak orman niteliği ile Hazine adına tesciline sözleri yazılmak suretiyle düzeltilmesine ve HYUY 438/7. maddesi gereğince düzeltilmiş bu h…ile onanmasına.
2) Çekişmeli 303 ada 1, 299 ada 2, 308 ada 6 parseller yönünden Hazine ve Orman Yönetimi ile davacı gerçek kişilerin sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. Ancak 308 ada 6 parsel öncesi itibarıyla 306 ada 6 ve 308 ada 1 ila 5 sayılı parsellerle bir bütün olup, tamamına T.Evvel 1322 tarih 133 ve Mayıs 1955 tarih 18 numaralı 34922 m2 yüzölçümlü pay tapu kaydı ile 269, 270 ve 271 sayılı vergi kayıtları uygulanmış, dava dışı diğer parseller paylaşım ve harici satış sonucu kişiler adına, dava konusu 6 parsel ise öncesi çay yatağı olarak 10.10.1990 tarihinde … Belediyesi adına tespit edilmiş … ve arkadaşlarının itirazı üzerine kadastro komisyonunun 28.11.1991 tarihli kararıyla ham toprak niteliğiyle öncesinin çay yatağı olduğu ve zilyedlikle iktisabının mümkün olmadığı gerekçesiyle Hazine adına tespit edilmiş; 299 ada 2 parsel ise önce 1 parsel olarak 17347 m2 yüzölçümüyle üzerinde narenciye ağaçlarının … oğlu … ve …’ye, evin …’e ait olduğu beyanlar hanesinde belirtilmek suretiyle …, …, …, … adlarına belgesizden tespit edilmiş (20.09.1990) kontrol sonucunda tasarruf kontrol memuru ile görüş ayrılığı nedeniyle komisyona gönderilmiş, komisyonca 1/5000 ölçekli uçuş paftasında yapılan incelemede 299 ada 1 parselin güney bölümünün çay yatağı olduğu anlaşıldığından ve zilyedlikle kazanılamayacağından komisyonun 28.11.1991 günlü kararıyla çay yatağı olan 6606.33 m2 bölüme 299 ada 2 parsel numarası verilerek 1 parselden ifraz edilmiş ve Hazine adına tespit edilerek üzerindeki evin …’a ait olduğu, halen … evlatları …, …, …, … zilyedliğinde olduğu belirtilerek Hazine adına tespit edilmiş; dava konusu 303 ada 1 parsel ise 2797.65 m2 yüzölçümüyle öncesinde 303 ada 1, 2, 3, 4 ve 304 ada 1 parselin bütün olduğu, ancak; 303 ada 1 parselin çay yatağı olduğu belirtilerek 20.08.1990 tarihinde Hazine adına tespit edilmiş, …’nin 1341 tarih 1 numaralı tapuya ve paylaşıma dayalı itirazı üzerine komisyonca tapu kaydının güneyinin çay okuması ve zeminde ve 1/5000 ölçekli uçuş paftasında 303 ada 1 parselin çay yatağı olarak görülmesi nedeniyle ham toprak olarak tespitine karar verilmiştir.
299 ada 2 parsel ile 303 ada 1 parsel aradan geçen yol ile ayrılmaktadır. 303 ada 1 parselin ve keza dava konusu 308 ada 6 parselin güneyinde geniş yataklı bir derenin bulunduğu kadastro paftasından anlaşılmaktadır.
Mahkemece komisyon kararında sözü edilen 1/5000ölçekli uçuş paftaları getirilip taşınmazların gerçekten çay yatağı olup olmadığı kesin olarak belirlenmemiş öncesi bütün olan parseller birleşik krokide gösterilerek keşfi izleme olanağı sağlanmamış, ziraat bilirkişi dinlenmemiştir.
O halde öncesi bütün olan 306 ada 6, 308 ada 1, 2, 3, 4, 5 ve 6 nolu parsellerin içinde bulunduğu kadastro paftası (fotogrometri yoluyla düzenlenen uçuş paftası) ile bu parsellere revizyon gören T.Evvel 1322 tarih 133 ve Mayıs 1955 tarih 18 numaralı tapu kaydı ilk oluştuğu günden itibaren tüm gittileri ile Tapu Kadastro Genel Müdürlüğü ile yerel tapu idaresinden; 269, 270 ve 271 numaralı vergi kayıtları Özel İdare Müdürlüğünden istenmeli yine öncesi bütün olan 303 ada 1, 2, 3 ve 4, 304 ada 1 numaralı parsellerin içinde bulunduğu kadastro (uçuş) paftası ile komisyon incelemesi sırasında davacıların dayandığı 1341 tarih 1 numaralı tapu kaydı (hangi aya ait olduğu belirlenerek) ilk oluşumundan itibaren tüm gittileriyle getirtilmeli, bundan sonra 1 ziraat, 1 jeolog, 1 fen memuru ya da harita mühendisi ile keşif yapılarak yukarıda yazılı tapu kayıtları uygulanıp yüzölçümüne değer verilmek suretiyle kapsam tayin edilmeli, kayıt fazlasının zilyedlikle kazanılacak yerlerden olup olmadığı araştırılmalı, 1/5000 ölçekli uçuş paftası ile yöreye ait Memleket Haritası ve hava fotoğrafları getirtilerek öncesinin çay yatağı olup olmadığı steoroskop aletleriyle incelenerek belirlenmeli ve çekişmeli taşınmazların konumu 1/5000 ölçeki uçuş paftaları ile 1/25000 ölçekli memleket haritası ve hava fotoğraflarında gösterilmeli, memleket haritası ve hava fotoğraflarının ölçeği kadastro paftası ölçeğine çevrilerek bu haritalar üzerinde dahi dava konusu taşınmazlar ve onlarla öncesi bütün olan taşınmazlar işaretlettirilmeli keza bilirkişilerden öncesi bütün olan parselleri bir arada gösteren tapu ve vergi kaydı uygulamalarını belirten, keşfi izlemeye imkan veren harita ve rapor alınmalı, taşınmazlara çay yatağı olarak tespit yapıldığından toplanan deliller ile tespit tutanakları çelişirse tutanak bilirkişileri dinlenerek çelişki giderilmeli, keza mahalli bilirkişilerle tarafların göstereceği tanıklardan zilyedlikle ilgili ayrıntılı, inandırıcı, maddi olaylara dayalı bilgi alınmalı,resmi belgelere aykırı bilirkişi, tanık sözlerine değer verilemeyeceği düşünülmeli,jeolog ve ziraat bilirkişiden taşınmazların toprak yapısı, çay yatağı olup olmadığı, imar ihyaya konu olup olmadığı, imar ihyaya konu olmuş ise bunun ne zaman tamamlandığı konusunda ilmi verilere dayalı, müşterek imzalı rapor alınmalı, bundan sonra toplanan tüm delillere göre karar verilmelidir.
Sonuç: 1) Yukarıda 1 nolu bentte açıklanan sebeplerle; çekişmeli 317 ada 4 ve 7 parsele ilişkin temyiz itirazlarının reddi ile bu parsellere yönelik hükmün düzeltilerek ONANMASINA,
2) 2 nolu bentte açıklanan sebeplerle 303 ada 1, 299 ada 2, 308 ada 6 parsellere yönelik hükmün BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz eden davacı gerçek kişilere iadesine 20/06/2007 günü oybirliği ile karar verildi.