Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2007/7296 E. 2007/9670 K. 05.07.2007 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2007/7296
KARAR NO : 2007/9670
KARAR TARİHİ : 05.07.2007

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi (Hakem Sıfatıyla)

Taraflar arasındaki imar parselinin tapudaki orman niteliğinin tarla olarak düzeltilmesi davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi Orman Yönetimi tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

K A R A R

Davacı Hazine 20.02.2006 tarihli dilekçesiyle, davalı sıfatıyla Orman Yönetimi aleyhine, … Köyü 333 sayılı kadastro parselinin kadastro mahkemesi kararıyla kısmen Hazine kısmen gerçek kişiler adına tescil edildiğini, her nasılsa Hazine adına tescil edilmesi gereken kısmın orman niteliğiyle tescil gördüğünü, imar uygulamasında 333 sayılı parselin 30 ada 3 sayılı parsele gittiğini, 30 ada 3 sayılı parselin Hazine adına kayıtlı 370/621 payının, orman olan niteliğinin, tarla olarak düzeltilmesini istemiştir. Hakem sıfatıyla yapılan yargılama sonunda Mahkemece davanın kabulüne, … 30 ada 3 sayılı parselin gayrimenkulün cinsi kısmındaki orman kelimesinin kaldırılarak tarla olarak tesciline karar verilmiş, hüküm Orman Yönetimi tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, imar parselinin tapudaki orman niteliğinin tarla olarak düzeltilmesine ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde dava tarihinden önce, 1942 yılında yapılıp kesinleşen orman kadastrosu ve 1975 yılında yapılıp 1920.11.1976 tarihinde kesinleşen aplikasyon, 4785 Sayılı Yasa gözetilerek orman kadastrosu ve 1744 Sayılı Yasa ile değişik 6831 Sayılı Yasanın 2. madde uygulaması vardır. Dava tarihinden sonra 1989 yılında yapılıp kesinleşen aplikasyon ve 3302 Sayılı Yasa ile değişik 6831 Sayılı Yasanın 2/B madde uygulaması mevcuttur.
… Köy içi mevkii 333 Parsel sayılı 900 m2 yüzölçümündeki taşınmaz kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle, öncesinde aynı köy 332 ve 337 ve 338 sayılı parseller ile bir bütün olduğundan söz edilerek, 16.06.1977 tarihinde … … … adına tesbit edilmiş, Orman Yönetimi kadastro tesbitine 10.04.1977 ila 10.05.1978 tarihleri arasında yapılan askı ilanı süresi içinde itiraz etmiş, Tapulama Komisyonun 02.06.1981 gün ve 1981/320 sayılı, 333 sayılı parselin (b) ile gösterilen 550 m2 bölümü Hazine adına tesciline ilişkin kararının, 18.09.1981 tarihinde tebliği üzerine, … … …, Hazine aleyhine 07.10.1981 tarihinde tesbite itiraz davası açmış, … Köyünde ilk tapulamanın 1971 yılında yapıldığı ve çekişmeli parselin tapulama dışı bırakıldığı, 1977 yılında 1744 Sayılı Yasa ile değişik 6831 Sayılı Yasanın 2. madde uygulaması yapıldığı, ikinci defa tapulama yapılarak 333 sayılı parselin oluşturulduğu, bu nedenlerle ikinci tapulamanın iptaline ve görevsizliğe ilişkin, … Kadastro Mahkemesinin 20.12.1983 gün ve 1983/264-657 sayılı kararı, Hazinenin temyizi üzerine, Yargıtay 7. Hukuk Dairesinin 15.10.1987 gün ve 1984/10717-22924 sayılı kararıyla, yeniden tapulama yapılması olanağı bulunduğu, davada Kadastro mahkemesinin görevli olduğu; ancak,
davacının 31.12.1981 tarihinden önce, 20 yıllık zilyetliğinin olup olmadığının araştırılması gerektiğine değinilerek bozulmuş, bozma kararına uyularak, yeniden yapılan araştırma, inceleme ve keşif sonucu Orman Bilirkişi … ve … Bilirkişi Tufan … tarafından düzenlenen raporla, 333 sayılı parselin 17.2.1989 tarihli krokide (A) ile gösterilen 364 m2 yüzölçümündeki bölümünün orman sınırları dışında, (B ) ile gösterilen 536 m2 yüzölçümündeki bölümünün ise kesinleşmiş orman kadastrosu sınırları içindeyken, 1744 Sayılı Yasa hükümlerine göre yapılan 2. madde uygulamasında Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan alanda kaldığının belirlendiği, 3402 sayılı yasanın 45. maddesinin 1 ve 2. fıkralarının Anayasa Mahkemesince İptal edildiği gerekçesiyle, çekişmeli parselin tapulama tesbitinin ve komisyon kararının iptaline, 17.02.1989 tarihli krokili bilirkişi raporunda (A) ile gösterilen 364 m2 yüzölçümündeki bölümünün … oğlu 1947 doğumlu … … …, krokide (B) ile gösterilen bölümünün ise, orman niteliğiyle Hazine adına tesciline ilişkin, Kadastro Mahkemesinin 26.04.1989 gün ve 1988/249-39 sayılı kararı, … … … tarafından temyiz edilmiş, Yargıtay 16. Hukuk Dairesinin 06.04.1990 tarih ve 1989/10169-4706 sayılı kararıyla taşınmazın (B) bölümünün 1744 Sayılı Yasa ile değişik 6831 Sayılı Yasanın 2. madde uygulamasıyla Hazine adına orman sınırları dışına çıkarıldığı, çıkarma tarihinden sonra tesbit tarihine kadar 20 yıllık zilyetlik süresinin dolmadığı gerekçesiyle, hüküm fıkrasındaki orman niteliği belirtilerek sözü hükümden çıkartılmak suretiyle düzeltilerek onanmış, davacı gerçek kişinin karar düzeltme talebi de, aynı dairenin 26.09.1990 tarih ve 1990/9799-10621 sayılı kararıyla red edildikten sonra kesinleşmiştir.
Kadastro Müdürlüğünce kesinleşen mahkeme kararının infazı için 23.08.1990 tarihinde ifraz krokisi düzenlenerek (a) ile gösterilen 364 m2 bölümünün gerçek kişi, (b) ile gösterilen 536 m2 bölümünün ise Hazine adına tescili için dosya aslı Tapu Sicil Müdürlüğüne gönderilmiş, infaz aşamasında yörede imar uygulaması yapılıp, 333 sayılı parselin 30 ada 1 ve 3, 34 ada 1 sayılı imar parsellerine şuyulandırılması üzerine, Tapu Sicil Müdürlüğünce infazın ne şekilde yapılacağı sorulmuş, Kadastro Müdürlüğü 26.12.1995 tarihinde Tapu Sicil Müdürlüğüne yönelik yazısında; Kadastro Mahkemesi kararının infazında tereddüte düşüldüğünü, taşınmazın 1988 yılında yapılan imar uygulamasında 227 m2 bölümünün DOP olarak alındığını, 621 m2 bölümünün 30 ada 3 parsel olarak belirlendiğini, 52 m2 bölümünü kamulaştırıldığını ve davalı olarak 30 ada 1 parsel sayısıyla belirlemesinin yapıldığını, 30 ada 3 sayılı parselin 251/621 payının … … …, 370/621 payının Hazine adına tescil edildiği, 34 ada 1 parselin 21/6616 payının … … …, 31/6616 payının Hazine adına tescili gerektiğinin bildirildiği,
30 ada 3 Sayılı Parselin getirtilen tapu kaydında; 24.09.1996 tarihinde satış sonucu 126/621 payının Nedim …, 125/621 payının … … adına, 370/621 payının ise, Hazine adına tapuya tescil edildiği, tapu kaydının beyanlar hanesinde “Kadastro Mahkemesinin 08.08.1990 tarih ve 1988/249-39 sayılı hükmen ifraz kararının bulunduğu” nun yazıldığı, beyanlarda yazılı olduğu,
Dosyadaki cetvel ve yazışmalardan, çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerdeki imar uygulamasının 1987 yılında, parsel üzerindeki Holyvood otelin ise 1998 yılında yapıldığı, bu otelin kaçak olduğunun belirlenerek, boşaltılıp, mal müdürlüğüne teslim edildiği; bunun üzerine, … ve … …’ın açtığı, 30 ada 3 sayılı parseldeki ortaklığın satış suretiyle giderilmesi davasının kabul edilerek şu yun (ortaklığın) satış yoluyla giderilmesine ilişkin, Sulh Hukuk Mahkemesinin 5.10.2000 gün ve 2000/73-140 sayılı kararının, Yargıtay 6. Hukuk Dairesince 14.05.2001 gün ve 2001/3656-3897 sayıyla onandıktan sonra kesinleştiği (Kararda, taşınmaz üzerinde muhdesat ve bina bulunmadığı yazılmış sonrada, taşınmaz üzerindeki binanın değerini belirleyen bilirkişi raporundan bahsedilmiştir). Satış memurluğunca taşınmazın ihale edildiği ve gerçek kişiler tarafından satın alındığı, Hazine tarafından taşınmazın değerinin usulünce saptanmadığından ihalenin feshi istemiyle açılan davanın Kemere Sulh Hukuk Mahkemesinin 02.10.2002 tarih ve 2002/113-124 sayılı kararı ile red edildiği,
Anlaşılmaktadır.
Hazine tarafından tapudaki paydaşlar … … ve … aleyhine açılan el atmanın önlenmesi ve … inşaatin kal’i istemiyle açılan davanın reddine ilişkin, Asliye Hukuk Mahkemesinin 26.09.2003 gün ve 2002/333-2003/410 sayılı kararı, Dairenin 26.09.2005 gün ve 2005/9614-10946 sayılı kararıyla, “taşınmazın 536 m2 bölümünün orman niteliğiyle Hazine adına tesciline ilişkin hükmünün kesinleştiği, buna göre ifraz yapılarak hükmün infazının sağlanması ve bundan sonra oluşturulacak tapu kaydı ve çap getirtilerek sonucuna göre karar verilmesi gereğine değinilerek bozulmuşsa da, Dairenin bu kararı, Kadastro Mahkemesinin 26.04.1989 gün ve 1988/249-39 sayılı kararının kesinleştirme şerhli onaylı suretinde, kararın Yargıtay 16. Hukuk Dairesinin 06.04.1990 tarih ve 1989/10169-4706 sayılı kararıyla orman niteliği kaldırılmak suretiyle düzeltilerek onandığı anlaşılamadığı için yanılgıya dayalı olup, Dairenin bozma kararı bu nedenle tarafları yönünden usulü kazanılmış hak oluşturduğu söylenemez.
Somut olayda; Hazine tarafından, davalı sıfatıyla Orman Yönetimi aleyhine, çekişmeli 30 ada 3 sayılı parselin 370/621 payının orman olan niteliğinin, tarla olarak düzeltilmesi istemiyle, bu dava açılmıştır.
Her şeyden önce, 3533 Sayılı Yasanın 4. maddesindeki “uyuşmazlık gayrimenkule ilişkinse o gayrimenkulun bulunduğu yerin” ibaresi, 3/7/2003 tarihli ve 4916 sayılı Kanunun 24 üncü maddesiyle, “taşınmaza ilişkin uyuşmazlıklarda, taşınmazın aynına yönelik olanlar hariç olmak üzere o taşınmazın bulunduğu yerin” olarak değiştirildiğinden, somut uyuşmazlıkta Hakem görevli olmadığından, yargılamaya hakem sıfatıyla bakılıp, bitirilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
Ayrıca, çekişmeli taşınmazla ilgili farklı mahkemelerce verilip kesinleşen birden fazla kesin hüküm bulunduğu gibi, Hazine tarafından, tapuda paydaş olan gerçek kişiler aleyhine açılan el atmanın önlenmesi ve kal davasının Yargıtay bozmasından sonra halen derdest olup, davaların konusunun aynı olması, karşılıklı iddia ve savunmaların aynı nitelikte olması ve aynı esasa dayanması nedeniyle, aralarında bağlantı bulunduğundan, davaların birleştirilerek görülmesi gereklidir.
Diğer taraftan; orman ve orman rejimi dışına çıkartılan yerlerde 2981 ve 3194 Sayılı Yasa uygulaması yapılacağı konusunda hiç bir yasa hükmü bulunmadığı, aksine 3194 Sayılı İmar Yasasının 4. maddesindeki “… diğer özel yasalar ile belirlenen veya belirlenecek olan yerlerde, bu (imar) yasanın özel yasalara aykırı olmayan hükümleri uygulanır” hükmü ve 2981 Sayılı Yasanın 3290 Sayılı Yasa ile değişik geçici 2. maddesinin (e) bendi hükmünü iptal eden Anayasa Mahkemesinin 27.09.1995 gün ve 1995/13-51 Sayılı kararı ve H.G.K.’nun 07.12.1997 gün ve 1997/1-655-1003 Sayılı kararlarında da kabul edildiği gibi “ kamu malı niteliğini kazanan bir taşınmazın imar uygulamasına tabi tutularak özel mülkiyete dönüştürmeye idari mercilerin yetkilerinin bulunmadığı, başka bir anlatımla, idari mercilerin yasadan kaynaklanan bir yetkileri bulunmayan konularda aldıkları kararlar yok hükmünde olup, buna dayanan tescil de M.Y.’nın 1024.(932.) maddesi gereğince yolsuz tescil niteliğinde olduğu” Anayasanın 169 ve 170. maddelerindeki 2924 Sayılı Yasada ve 3402 Sayılı Yasanın 16/D maddesinde özel olarak düzenlenen Devlet Ormanları ve nitelik kaybı nedeniyle orman rejimi dışına çıkartılan yerler özel yasalarına tabi olduğu, H.G.K’nun 24.03.1999 gün 1999/1-170-167 ve 21.02.1990 gün 1989/1-700-101 kararlarında belirtildiği gibi, aslında özel mülkiyete konu olmayan taşınmazlar her nasılsa tapuya tescil edilmiş olsa bile, bu durum taşınmazın niteliğini değiştirmeyeceğinden tescil işlemi yok hükmünde olacağı, bu tür taşınmazlar hakkında M.Y.’nın 1023. (931.) maddesinde belirtilen iyi niyetle iktisap iddiasında bulunulamayacağı, yasalarımız nasıl oluşursa oluşsun, yanlış ve yolsuz tescillere dayalı olarak tapu sicilinde yapılacak değişiklikleri öngören iptal davaları görevini Adliye Mahkemelerine verdiği (M.Y.- Md. 1025.(933) düşünülmeli,
Çekişmeli taşınmaza ilişkin tüm yargı kararları ve dava dosya asılları getirtilip dosya içine konularak bir harita mühendisi yada bir … elemanı bilirkişi vasıtasıyla yeniden yapılacak uygulama ve keşifte, 333 sayılı parselin şuyulandırmada gittiği imar parselleri ile bu parselin çap krokisi içinde oluşturulan imar parselleri tereddüte yer bırakmayacak biçimde saptanmalı,
bilirkişilere, kadastro parsellerini, imar parsellerini ve kesin hüküm krokisini bir arada gösteren birleşik kroki düzenlettirilmeli, Kadastro Mahkemesinin 26.04.1989 gün ve 1988/249-39 sayılı kararıyla orman niteliğiyle Hazine adına, Yargıtay 16. Hukuk Dairesinin 06.04.1990 tarih ve 1989/10169-4706 sayılı düzeltilerek onama kararıyla da, düzeltme yapılarak, 6831 Sayılı Yasanın 2/B maddesi gereğince Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan yer niteliğiyle Hazine adına tesciline karar verilen ve 17.02.1989 tarihli bilirkişi krokisinde (B) ile gösterilen 536 m2 yüzölçümündeki bölümünde yapılan imar uygulamasının hukuken değer taşımadığı gözetilmeli, tüm deliller toplanıp, kesinleşmiş mahkeme kararlarının taraflarını ne şekilde bağlayacağı tartışılarak oluşacak sonuç çerçevesinde karşılıklı davalar hakkında bir karar verilmelidir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı … Yönetiminin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenlerine göre sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde yatıran Orman Yönetimine iadesine 05.07.2007 günü oybirliği ile karar verildi.