Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2007/6577 E. 2007/8745 K. 21.06.2007 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2007/6577
KARAR NO : 2007/8745
KARAR TARİHİ : 21.06.2007

MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi

Taraflar arasındaki kadastro tespitine itiraz davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi … tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Kadastro sırasında … Köyü 177 ada 5 parsel sayılı 1822.62 m2 yüzölçümündeki taşınmaz, belgesizden davalı adına tesbit edilmiştir. Davacı …, çekişmeli taşınmazın kısmen orman tahdidi içinde kaldığı iddiasıyla dava açmıştır. Mahkemece davanın reddine ve dava konusu parselin tesbit gibi davalı adına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm davacı … tarafından temyiz edilmiştir.
Dava kadastro tespitine itiraz niteliğindedir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde tesbit tarihinden önce 22.12.1999 tarihinde yapılıp kesinleşen orman kadastrosu bulunmaktadır.
Mahkemece yapılan araştırma ve inceleme hükme yeterli değildir. Şöyle ki; uzman orman ve fen bilirkişileri ayrı ayrı düzenledikleri raporlarda orman tahdit haritası ile kadastro paftasını çakıştırdıklarını ve çekişmeli taşınmazın kesinleşen orman kadastro sınırları dışında kaldığını açıklamış ve bunu gösteren kroki sunmuşlardır.
Ancak … tarafından aynı iddialar ile birbirine komşu taşınmazlara yönelik olarak açılan ve aynı gün dairemizde temyiz incelemesi yapılan dava dosyalarında uzman bilirkişilerin (her ne kadar orman tahdit haritası ile kadastro paftasının ölçeklerini eşitleyerek çakıştırdıklarını belirtseler de) tek tek dava konusu taşınmazların kesinleşen orman tahdit haritasındaki konumlarını gösteren basit krokiler verdikleri, davalı olan taşınmazları ada bazında gösteren krokiler sunmadıkları, çizdikleri krokilerde orman tahdit noktalarının kadastro paftası üzerinde hangi ada parsele denk geldiğinin gösterilmediği saptanmıştır. Ayrıca orman tahdit çalışma tutanağında 62 nolu noktadan orman sınr hattının güneybatı yönde yayla yolunu takiben sağ taraf devlet ormanı sol taraf ise … tarla ve bahçesi olmak üzere … tarafından yeni yapılmakta olan ahırın doğusunda ve aynı yolun kuzey şevinde bulunan … üzerine 63 nolu orman tahdit noktası tesis edildi ‘ denilmekte olup bilirkişiler tarafından kadastro paftasında çekişmeli taşınmazın hududunda bulunan yol orman çalışma tutanağında bahsedilen yayla yolu olarak kabul edilmiş ise de paftadaki yol ile orman tahdit haritasında belirtilen yayla yolunun aynı yol olup olmadığı belli olmadığı gibi aynı olduğunu kabul ettiğimizde ise her iki yol açı ve eğim itibarı ile birbirinden farklıdır. Uzman bilirkişilerce bu husus üzerinde durulmamıştır.
Orman kadastrosunun kesinleştiği yerlerde bir yerin orman olup olmadığı ve hukuki durumu o yer ile ilgili tüm orman kadastro tutanakları ve haritalarının yasa ve yönetmelikte belirlenen yöntem ile uygulanması sonucu belirlenir. Tahdit haritası ile de tutanakların çelişmesi halinde ise; kural olarak çalışma tutanaklarındaki anlatımın, açı ve mesafelerin esas alınması gerekir.
O halde; mahkemece öncelikle yörede yapılan orman kadastro çalışmasına ilişkin orijinalinden çıkartılmış orman tahdit noktalarının okunaklı olduğu renkli orman tahdit haritası ile çekişmeli taşınmazın bulunduğu yere ait en eski tarihli memleket haritası ile 1980’li yıllara ilişkin memleket haritası ile bunların düzenlenmesine esas olan hava fotoğraflarının ilgili yerlerden dosyaya getirtilerek bundan sonra önceki bilirkişiler dışında serbest orman mühendisleri arasından seçilecek 1 uzman orman mühendisi ve bir harita mühendisinden oluşturulacak bilirkişi kurulu aracılığıyla yeniden yapılacak keşifte; 6831 Sayılı Yasaya göre orman kadastrosu ve 2/B madde uygulama yönetmeliğinin 54. maddesi uyarınca hazırlanan Orman Kadastro Teknik İzahnamesinin 49. maddesinde yazılı “orman sınır noktası ve hatların arza uygulanmasında tutanaklardan, orman kadastro haritalarından, hava fotoğraflarından, varsa ölçü karnelerinden nirengi, poligon, röper noktalarından yararlanılır” hükmü gereğince kesinleşen orman tahdit haritası, tutanakları ve kadastro paftası açı ve mesafeler gözönüne alınarak sağlıklı biçimde zemine uygulanıp, zeminde bulunacak orman sınır noktasından hareketle tutanaklarda yazılı açı ve mesafeler okunarak ve ölçülerek en az ada bazında çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerdeki orman sınır noktaları birer birer zeminde bulunmalı ve yeri işaretlenmeli; orman sınır noktalarının bazılarının zeminde bulunamaması halinde nedenleri üzerinde durulmalı, yerlerinden sökülerek yok edilip edilmedikleri ve yer değiştirip değiştirmedikleri saptanmalı, zeminde bulunamayan noktaların yerleri, tereddütsüz olarak zeminde yeri saptanabilen en yakın sabit orman sınır noktalarından hareketle, yine orman tahdit tutanaklarındaki açı ve mesafeler okunup, 1999 yılı orman kadastrosunda uygulanan yöntem ve araçlar ile ölçülerek orman sınır noktaları birer birer bulunup zeminde işaretlenmeli, çekişmeli taşınmazların bu orman sınır hatlarına göre konumu duraksamaya yer vermeyecek biçimde saptanmalı, çelişki halinde orman sınır noktalarının zemindeki ve arazi kadastro paftasındaki yerlerine değil tutanaklarda yön ve mesafe olarak tarif edilen hava fotoğrafları ile desteklenen yerlerine itibar edileceği bilinmeli, bilirkişi kuruluna, uygulanan orman tahdit haritası, kadastro paftası ile en eski tarihli ve 1980’li yıllara ait memleket haritasının ölçekleri eşitlettirilerek, çekişmeli taşınmazların 1999 yılında yapılmış orman kadastrosunda oluşturulan 51 ila 64 nolu orman sınır noktalarından oluşan orman sınır hattına göre çekişmeli taşınmazın konumunu ada bazında gösteren, orman sınır hatları ile irtibatlı kroki düzenlettirilmeli,yine aynı adada bulunan tüm parsellerin en eski tarihli memleket haritası ve 1980’li yıllarda düzenlenen memleket haritasındaki konumunu saptanarak her iki harita üzerinde gösterilmelerinin sağlanması ve bütün bu konuları açıklayan bilimsel verileri bulunan rapor alınmalı ve oluşacak sonuca göre bir karar verilmelidir. Açıklanan hususlar gözetilmeksizin yetersiz araştırma ve incelemeye dayanılarak yazılı biçimde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacı … Yönetiminin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde yatırana iadesine 21/06/2007 günü oybirliği ile karar verildi.