Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2007/6262 E. 2007/7447 K. 05.06.2007 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2007/6262
KARAR NO : 2007/7447
KARAR TARİHİ : 05.06.2007

MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi

Taraflar arasındaki kadastro tespitine itiraz davasından dolayı Yerel Mahkemece verilen yukarıda gün ve sayısı yazılı hükmün; Dairemizin 05.10.2006 gün ve 2006/9115-12729 sayılı ilamıyla bozulmasına karar verilmiş, süresi içinde katılan Hazine vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla, dosya içindeki tüm belgeler incelenip gereği düşünüldü:
K A R A R
Kadastro sırasında, … Köyü … mevkii, 108 ada 188 parsel sayılı 16978 m2 yüzölçümündeki taşınmaz, tarla niteliği ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle … ve … … adlarına tesbit edilmiştir. Orman Yönetimi, taşınmazın 6831 Sayılı Yasanın 1. maddesi gereğince orman sayılan yerlerden olduğu iddiasıyla dava açmış; Hazine, taşınmazın devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğu, öncesi orman sayılan yerlerden iken orman niteliğini yitirdiği, 2/B madde gereğince Hazine adına tapuya tescili iddiasıyla davaya katılmıştır. Mahkemece diğer davaların reddine, çekişmeli parselin tesbit gibi davalı adına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm Orman Yönetimi ve Hazine tarafından temyiz edilmekle Hükmüne uyulan Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 19.10.2004 gün ve 2004/5902-10713 sayılı bozma kararında özetle: “Uzman bilirkişi kurulunun raporlarına ekledikleri memleket haritasında çekişmeli parseli işaretlendikleri yerde, yükseklik eğrileri sık olduğu halde, eğimin ne şekilde % 12’nin altında olduğunun bilimsel olarak açıklattırılmadığı, Hazine davaya katıldığı ve uzman bilirkişi kurulunca taşınmazın memleket haritasında çalılık olarak nitelendirildiği bildirildiği halde, çalılıktan ne zaman ve kimin tarafından temizlendiği, imar ihya görüp görmediği, imar ihya görmüş ise bitiminden itibaren 20 yıldan fazla zilyet edilip edilmediği hususlarında ziraat uzmanı bilirkişi görüşü alınmadığı, bu konudaki taraf tanıklarının beyanlarına başvurulmadığı, bu nedenle, önceki bilirkişiler dışında üç uzman orman mühendisi, bir ziraat mühendisi ve bir … elemanı aracılığıyla yeniden yapılacak keşifte, en eski tarihli memleket haritası … fotoğrafı ve amenajman planı uygulanarak, çekişmeli taşınmazın öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiğinin belirlenmesi, … yapısı, bitki örtüsü ve çevresinin incelenmesi; eğim ölçer aletler ve memleket haritasındaki yükseklik çizgileri yardımıyla eğimin bilimsel olarak belirlenmesi, taşınmazın kesinleşmemiş tahdit haritası ile irtibatlı, memleket haritasındaki konumunu komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde gösteren kroki düzenlettirilmesi, orman sayılan yerlerden olmadığı belirlendiği takdirde, imar ihya olgusu üzerinde durulması; ziraat mühendisinden, imar ihya edilip edilmediği, tarihi, zilyetlikle kazanılabilecek kültür arazisi olup olmadığı hususlarında rapor alınması; zilyetlik tanıklarının taşınmaz başında dinlenmesi gerçek kişi yararına zilyetlikle kazanma koşullarının oluşup oluşmadığının belirlenmesi” gereğine değinilmiştir.
Mahkemece, bozmaya uyulduktan sonra davaların reddine ve dava konusu … Köyü 108 ada 188 sayılı parselin tesbit gibi davalı adına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm Orman Yönetimi ve Hazine tarafından temyiz edilmekle, Hükmüne uyulan Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 26.09.2005 gün ve 2005/9250-10951 sayılı bozma kararında özetle; “Bozmaya uyularak, resmi belgelerin incelenmesine dayalı araştırma inceleme ve keşif sonucu düzenlenen ve hükme dayanak yapılan uzman bilirkişi kurulu raporunda çekişmeli parselin 1957 yılında baskısı yapılan memleket haritasında kısmen açık alan kısmen çalılık olarak nitelendirildiği, eğimin % 12’nin altında olduğunun bildirildiği, rapora ek olarak, çekişmeli parselin yer aldığı kadastro paftası ve memleket haritası ölçeği denkleştirilip birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle parselin memleket haritası üzerinde konumunun gösterildiği, taşınmaz başında yapılan keşfe katılan yerel bilirkişi ve tanıkların çekişmeli parselin davalının atalarından kaldığı ve 20 yıldan fazla zilyet edildiğini bildirdikleri, uzman bilirkişi kurulunun raporlarına ekledikleri memleket haritasında çekişmeli parseli işaretlendikleri yerde yükseklik eğrileri (münhanileri) sık olduğu halde, eğimin ne şekilde % 12’nin altında olduğunun bilimsel olarak açıklattırılmadığı, bu hususta yine soyut olarak görüş bildirdikleri, taşınmazın orman kadastrosu ile belirlenen orman sınır hattına irtibatlı krokisinin çizilmediği, sadece orman kadastro haritasındaki konumunun gösterildiği, Hazine taşınmazın devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğu iddiasıyla davaya katıldığı ve uzman bilirkişi kurulunca taşınmazın 1957 yılında baskısı yapılan memleket haritasında kısmen çalılık olarak nitelendirildiği bildirildiği halde, taşınmazın çalılıktan ne zaman ve kimin tarafından temizlendiği, imar ihya görüp görmediği, imar ihya görmüş ise bitiminden itibaren 20 yıldan fazla zilyet edilip edilmediği hususlarında ziraat uzmanı bilirkişi görüşü alınmadığı, bu hususun taraf tanıkları ve yerel bilirkişiden açıkça sorulmadığı, uzman bilirkişiler tarafından taşınmazın en eski tarihli memleket haritasında kısmen çalılık olduğunun bildirilmesi karşısında, bu yerin imar ihya edilmediği ve kadim … alanı olduğu yönündeki soyut ifadelere değer verilemeyeceğiden, mahkemece, önceki bilirkişiler dışında serbest orman mühendisleri arasından seçilecek üç uzman orman mühendisi, bir ziraat mühendisi ve bir … elemanı aracılığıyla yeniden yapılacak keşifte, en eski tarihli memleket haritası … fotoğrafı ve amenajman planı çekişmeli taşınmaz ile birlikte … araziye de uygulanmak suretiyle, taşınmazın öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; 3116, 4785 ve 5658 Sayılı Yasalar karşısındaki durumunun saptanması; tapu ve zilyedlikle ormandan … kazanma olanağı sağlayan 3402 Sayılı Yasanın 45. maddesinin ilgili fıkraları, Anayasa Mahkemesinin 01.06.1988 gün ve 31/13 E.K.; 14.03.1989 gün ve 35/13 E.K. ve 13.06.1989 gün ve 7/25 E.K. sayılı kararları ile iptal edilmiş ve kalan fıkraları da 03.03.2005 gününde yürürlüğe giren 5304 Sayılı Yasanın 14. maddesi ile yürürlükten kaldırılmış olduğundan, bu yollarla ormandan yer kazanılamayacağı, öncesi orman olan bir yerin üzerindeki orman bitki örtüsü yok edilmiş olsa dahi, salt orman toprağının orman sayılan yer olduğu düşünülmesi; … yapısı, bitki örtüsü ve çevresi incelenmeli; taşınmaz üzerindeki ağaçların cinsi, sayısı, yaşları, aşı yaşları, kapalılık, üzerinde ağaç bulunan taşınmaz bölümleri belirlenmesi, eğim ölçer aletler ve memleket haritasındaki yükseklik çizgileri yardımıyla taşınmaz üzerinde hangi yönde kaç mühhani geçtiği, münhanilerin sayısına göre eğimin ne olduğu açı hesabı yapmak suretiyle bilimsel olarak belirlenmesi, kesinleşmemiş tahdit söz konusu olduğuna göre, uzman bilirkişiler eliyle yerine uygulanacak tahdit haritası ile irtibatlı, taşınmazın konumunu gösteren, ayrı renklerle işaretli ve bilirkişilerin onayını taşıyan, duraksamaya yer vermeyecek nitelikte kroki düzenlettirilmesi; kesinleşmiş tahdit söz konusu olmadığından, yukarıda değinilen diğer belgelerin uzman bilirkişiler eliyle yerine uygulattırılıp; memleket haritası ve kadastro paftası ölçekleri eşitlenip birbiri üzerine aplike edilerek çekişmeli ve komşu taşınmazların memleket haritasına göre, konumu saptanıp; bu harita ile irtibatını duraksamaya yer vermeyecek biçimde gösteren, memleket haritasındaki renkleri ve işaretleri (bitki örtüsünün ne olduğunu bildiren sembolleri) aynen içeren, yalnız büro incelemesine değil, uygulamaya ve araştırmaya dayalı, bilirkişilerin onayını taşıyan kroki düzenlettirilip, bilimsel verileri bulunan yeterli rapor alınması, açıklanan yöntemle yapılacak araştırma sonucu, taşınmazın orman sayılan yerlerden olmadığı belirlendiği takdirde, bu kez, zilyetlik yolu ile kazanma koşullarının varlığı araştırılması, imar ihya olgusu üzerinde durulması; bu cümleden yapılacak keşifte … uzman bilirkişi olarak ziraat mühendisine inceleme yaptırılıp, taşınmazın çalılık olarak belirlenen bölümünün ne zaman imar ve ihya edildiği, zilyetlikle kazanılabilecek kültür arazisi olup olmadığı hususlarını içeren rapor alınması, varsa, zilyetlik tanıkları taşınmaz başında dinlenmesi, imar ihyanın ne zaman başladığı ne zaman tamamlandığı, zilyetliğin ne zaman başladığı, kaç yıl, ne şekilde devam ettiği sorularak, kesin tarih ve olgulara dayalı açık yanıtlar alınıp; tesbit tarihine kadar gerçek kişiler yararına zilyetlikle kazanma koşullarının oluşup oluşmadığı belirlenmesi, resmi belgeler karşısında soyut beyanlara değer verilmemesi” gereğine değinilmiştir.
Mahkemece, bozma kararına uyulduktan sonra, davanın REDDİNE, çekişmeli … Köyü 108 ada 188 sayılı parselin tesbit gibi tesciline karar verilmiş, hüküm Hazine ve Orman Yönetimi tarafından temyiz edilmekle dairece bozulmuştur. Bu kez, davalı hazine vekili (taşınmazın tamamının orman sayılan yerlerden olduğu iddiasıyla) kararın düzeltilmesini istemektedir.
Dairece, yerel mahkemenin bozmaya uymak suretiyle yaptığı araştırma inceleme ve keşif sonucu uzman bilirkişi kurulu ve … elemanı bilirkişi tarafından düzenlenen müşterek raporda; çekişmeli parselin eski tarihli memleket haritasında kısmen makilik olarak nitelendirildiği, memleket haritasındaki yükseklik eğrilerinden yararlanılarak yapılan ölçümde eğimin % 12 ilâ 35 olduğu bildirilmiş, rapora eklenen orijinal memleket haritası ile arazi kadastro paftasının ölçekleri eşitlenmek suretiyle düzenlenen krokide, çekişmeli parsel kısmen yeşil ile renklendirilip, maki cinsi ağaçları ifade eden semboller bulunan bölümde gösterilmiş, sonuç olarak, taşınmazın orman bütünlüğünü bozmadığından orman sayılmayan yerlerden olduğu bildirildiği, oysa, 6831 Sayılı Yasanın 1/J maddesi gereğince orman ve … muhafaza karakteri taşımayan funda veya makilerle örtülü alanlar orman sayılmaz. Yerleşik Yargıtay kararlarıyla, bilimsel olarak eğimi % 12’yi geçen yerlerin … muhafaza karakteri taşıyacağı kabul edildiği, hakimin hukuki bilgisi ile çözemeyeceği konularda, konunun uzmanı bilirkişilerin teknik görüşüne başvurabileceği,bilirkişinin hukuki görüşü ile bağlı kalınmayıp, bilirkişinin teknik görüşü serbestçe taktir edeceği göz önüne alınarak, hükme dayanak yapılan bilirkişi kurulunun çekişmeli parselin kısmen yüksek eğimli makilik olduğu yönündeki teknik görüşüne değer verildiğine ve 6831 Sayılı Yasanın 1/J maddesi gereğince bu tür yerler orman sayıldığına göre, bilirkişinin bildirdiği hukuki görüşü ile bağlı kalınmadan, taşınmazın bu bölümü belirlenip, orman niteliğiyle Hazine adına tescil edilmesi gerektiği; o halde, mahkemece dosya yeminleri tahtında önceki bilirkişi kuruluna verilerek, çekişmeli parselin öncesi itibariyle yeşil ile renklendirilen ve makilik olarak nitelendirilen bölümünün yüzölçümü hesaplattırılması ve krokilerinde işaretlettirilmesi, taşınmazın bu bölümünün infaza olanak tanıyacak şekilde ölçekli ifraz krokisi düzenlettirilmesi, öncesi itibariyle yüksek eğimli makilik, başka deyişle 6831 Sayılı Yasanın 1/J maddesi gereğince orman sayılan yerlerden olduğu belirlenen bu bölümüne ilişkin davanın kabulüyle, bu bölümün orman niteliğiyle Hazine adına tapuya tesciline karar verilmesi gerektiği sebebiyle kararın bozulduğuna, bozma kararının taşınmazın bir bölümü hakkında olmayıp tamamına yönelik olduğuna ve mahkemece bozma kararı çerçevesinde taşınmazın tümünü inceleyip ulaşılacak sonuca göre bir karar verileceğine göre karar düzelme istemlerinin reddi gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle ve H.Y.U.Y.nın 440. maddesinde yazılı hallerden hiçbirine uymayan karar düzeltme isteğinin REDDİNE, aynı yasanın 442. maddesi uyarınca takdiren 160.00.- YTL. para cezasının düzeltme isteyenden alınmasına 05/06/2007 gününde oybirliği ile karar verildi