Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2007/5467 E. 2007/6795 K. 24.05.2007 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2007/5467
KARAR NO : 2007/6795
KARAR TARİHİ : 24.05.2007

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi Hazine ve Orman Yönetimi tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R

Davacı … dava dilekçesinde; ……tan alacaklı olduğunu, … 1. İcra Müdürlüğünün 2002/4912 sayılı dosyası ile … Babuç hakkında icra takibi başlattığını, ……un tapusuz olarak köy satış senedi ile satın aldığı, icra müdürlüğünce fiili haciz konulan … Köyünde bulunan toplam 1.750 m2 yüzölçümündeki 2 parça taşınmazın tapuda kayıtlı olmadığını, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının borçlu … Babuç yarına oluştuğunu iddia ederek Medeni Yasanın 713. maddesi ve İcra İflas Yasasının 94/4. maddesi uyarınca … Babuç adına tapuya tescilini istemiştir. Hazine; çekişmeli taşınmazın devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğu, Hazine adına tescili istemiyle karşı dava açmıştır. Mahkemece, … bilirkişi Ufuk Ay tarafından düzenlenen krokide A, B ve C ile işaretlenen toplam 2.123,88 m2 yüzölçümlü taşınmazların davacı … Babuç adına tapuya tesciline karar verilmiş , hüküm Hazine ve Orman Yönetimi tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, ve İcra İflas Yasasının 94/4 ve Medeni Yasanın 713. maddesi hükmü uyarınca tapusuz olan taşınmazların tesciline ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yerde genel arazi kadastrosu yapılmamıştır.
Taşınmazların bulunduğu yerde 07.04.1965 tarihinde ilan edilerek kesinleşen orman kadastrosu, 26.04.1977 tarihinde ilan edilerek kesinleşen aplikasyon ve 1744 Sayılı Yasanın 2. madde uygulaması, daha sonra 14.03.1989 tarihinde ilan edilerek kesinleşen 3302 Sayılı Yasanın 2/B madde uygulaması vardır.
Mahkemece yapılan araştırma uygulama hükme yeterli değildir. Şöyleki; hükme esas alınan orman, ziraat ve … bilirkişileri tarafından ortak düzenlenen krokili raporda, çekişmeli taşınmazın kesinleşen orman tahdit haritası dışında kaldığı, orman sayılmayan yer olduğu açıklanmış ise de çekişmeli taşınmaz, 07.04.1965 tarihinde ilan edilerek kesinleşen orman tahdit haritası üzerinde gösterilmiş, tahdit haritası ile çekişmeli taşınmazın koordinatlı krokisinin ölçekleri eşitlenmemiş, çekişmeli taşınmazın koordinatlı krokisi üzerinde değişik açı ve uzaklıklarda olan en az 10 yada 11 orman tahdit sınır noktasını gösterecek biçimde tahdit hattı ile irtibatlı ortak kroki çizilmemiştir. Bu haliyle uzman bilirkişinin orman tahdit haritası ve tutanaklarını nasıl uyguladığı ve taşınmazın kesinleşen orman tahdidinde ne gibi işleme tabi tutulduğu net olarak anlaşılamamaktadır. Bundan ayrı davacı, … 1.İcra Müdürlüğünün 2002/4912 sayılı dosyası içinde bulunan … bilirkişi Salim İşgören tarafından düzenlenen 17.05.2006 tarihli krokide (A ve B) ile işaretlenen sırasıyla 1.410 m2 – 340 m2 yüzölçümlü taşınmazlar hakkında tescil davası açtığı halde mahkemece H.Y.U.Y.’nın 74. maddesinde düzenlenen istemle bağlılık ilkesi gözardı edilerek yani istem aşılarak yazılı şekilde karar verilmiştir. Diğer taraftan Kadastro Müdürlüğü; davalı taşınmazın bulunduğu köyde 18.04.2005 tarihinde genel arazi kadastro çalışmalarına başlandığı, ancak 2863 Sayılı Yasadaki değişiklik sebebiyle … Kaymakamlığının 29.04.2005 gün 538 sayılı kararı ile kadastro çalışmalarının durdurulduğunu, davalı yer hakkında sınırlandırma ve tespit yapılmadığını bildirdiği halde davalı yerin sit alanı içinde kalıp kalmadığı yönünde gerekli inceleme ve araştırma yapılmamıştır. Ayrıca zilyetlikle kazanma koşulları yeterince araştırılmamıştır.
O halde mahkemece öncelikle çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde genel arazi kadastro çalışmalarına başlanıp başlanmadığı kadastro müdürlüğünden sorulmalı, taşınmaz hakkında kadastro tespit tutanağının düzenlendiğinin belirlenmesi halinde 3402 Sayılı Yasanın 27 . maddesi uyarınca dava dosyası Kadastro Mahkemesine aktarılmalı, henüz genel arazi kadastro çalışmalarının yapılmadığının belirlenmesi halinde bu kez ileride yapılacak genel arazi kadastro çalışmalarına esas olmak üzere 1/5000 ölçekli ve fotogonometri yöntemiyle düzenlenen pafta fotokopi örneği var ise Kadastro, Tapu Sicil ve Tapu Kadostro Genel Müdürlüğünden istenmeli, ayrıca yörede 1965 yılında yapılıp kesinleşen orman kadastrosuna ve 1744 ile 3302 Sayılı Yasa hükümlerine göre yapılan aplikasyon, 2. madde ve 2/B madde uygulamasına ilişkin işe başlama, işi bitirme, çalışma, sonuçları ilan tutanakları, çekişmeli taşınmazın bulunduğu yeri orman sınır noktalarıyla birlikte gösterir orman tahdit haritası ve orman rejimi dışına çıkarma haritalarının orijinalinden çekilmiş renkli fotokopi örnekleri orman idaresinden getirtildikten sonra mahkemece, önceki bilirkişiler dışında halen … ve Orman Bakanlığı ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman yüksek orman mühendisleri arasından seçilecek üç mühendis ve bir harita mühendisinden veya olmadığı takdirde bir tapu … memurundan oluşturulacak bilirkişi kurulu aracılığıyla yeniden yapılacak keşifte 2 Eylül 1986 tarihli Resmi Gazetede yayınlanan 6831 Sayılı Orman Yasasına Göre Orman Kadastrosu ve Aynı Yasanın 2/B Maddesinin uygulanması Hakkındaki Yönetmeliğin 54. maddesi uyarınca hazırlanan Orman Kadastrosu Teknik İzahnamesinin 49. maddesinde yazılı “orman sınır noktası ve hatların uygulanmasında tutanaklardan, orman kadastro haritasından, … fotoğraflarından, varsa ölçü karnelerinden, nirengi, poligon, röper noktalarından yararlanılır. Sınırlama tutanakları ile orman kadastro haritaları arasında çelişki olduğunda ölçü değerleri ve tutanaktaki ifadeler arazinin durumuna göre incelenir, hangisi daha çok uyum gösteriyorsa ve gerçek duruma uygun ise o esas alınır.” hükmü ile 15.07.2004 tarihli Resmi Gazetede yayınlanan Orman Kadastrosunun Uygulanması Hakkında Yönetmeliğin “Teknik İşler” başlıklı Dokuzuncu Bölümde yazılı esaslar göz önünde bulundurularak uygulama yapılmalı, yerel bilirkişi beyanlarına başvurularak yerinde bulunmayan orman sınır noktaları, bulunanlardan hareketle tutanak ve haritalarda yazılı mevkii, yer, kişi isimleri ile açı ve mesafelere göre, orman kadastrosu, aplikasyon ve 2/B madde uygulama tutanak ve haritalarının düzenlenmesinde kullanılan … fotoğrafları ve memleket haritalarından yararlanılarak, değişik açı ve uzaklıklardaki 10-11 orman sınır noktaları bulunup röperlenmeli, anlatılan yöntemle bulunan ilk orman kadastrosu, aplikasyon ve 2/B madde uygulaması ile ilgili sınır noktaları aynı ölçeğe çevrilerek, çekişmeli taşınmazın orman kadastrosu aplikasyon ve 2/B madde haritalarına göre konumu genel kadastro paftası üzerinde, ayrı renkli kalemlerle gösterilip keşfi izleme olanağı sağlanmalı, aynı ya da yakın orman sınır hatlarında, dava konusu edilen parseller varsa, bunların tümü birleşik harita üzerinde gösterilerek bilirkişilerden müşterek imzalı rapor ve kroki alınmalı, ilk orman kadastro harita ve tutanakları ile aplikasyon ve 2/B madde harita ve tutanaklarının uyumsuz olması halinde yukarıda yazılı Yönetmelikler ile Teknik İzahnamelerde yazılı tutanakların düzenlenmesine esas alınan … fotoğrafı ve memleket haritası ile desteklenen ve gerçek duruma uygun düşen tutanaklara değer verileceği düşünülmeli, çekişmeli taşınmazın kesinleşen tahdit haritası içinde kalıp kalmadığı kesin olarak belirlenmelidir.
Yukarıda açıklanan yöntemle yapılan uygulama ve araştırma sonucunda çekişmeli taşınmazın kesinleşen orman kadastrosu sınırları dışında ve ayrıca devletin hüküm ve tasarrufu altında öncesi ve halen orman sayılmayan ve zilyetlikle kazanılabilecek yerlerden olduğunun belirlenmesi halinde, bu kez, ……un bu yeri Hazineye karşı 3402 Sayılı Yasanın 14 ve 17. maddeleri gereğince imar-ihya ve zilyetlik yoluyla kazanıldığını kanıtlaması gerekeceğinden, dava konusu taşınmazın sit alanı içinde kalıp kalmadığı, sit alanı olarak tescil edilip edilmediği Kültür ve Turizm Bakanlığı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu Bölge Müdürlüğünden sorulmalı, varsa kesinleşmiş karar sureti ve haritası getirtilmeli, yoksa bu konumda koruma kurulundan karar istenmeli, çekişmeli taşınmazın sit alanı içinde kalıp kalmadığı yönünde bilirkişilerden rapor alınmalı, 14.7.2004 tarihinde kabul edilen 5226 Sayılı Yasanın 5. maddesi ile 2863 Sayılı Kültür Varlıklarını Koruma Yasasının 11. maddesinin 1. fıkrasının 2. cümlesi değiştirilmiş ve sit alanlarının zilyetlikle kazanılamayacağı belirtilmiş olduğundan, taşınmazın sit alanı içinde kaldığının belirlenmesi halinde dava reddedilmeli, taşınmazın sit alanı dışında kaldığının tespiti halinde bu kez dava konusu taşınmazın bulunduğu yere ilişkin olarak 1980-1985 yıllara ait … fotoğrafları ile aynı yıllara ilişkin fotogonometri yöntemiyle düzenlenmiş harita bulundukları yerlerden getirtilmeli, ziraat mühendisi, harita mühendisi ve orman mühendisi ile birlikte … fotoğrafları; topoğrafik harita ve kadastro paftası ile çakıştırıldıktan sonra mahalline uygulanmalı, stereoskop aletiyle incelenmeli, bilirkişi ve tanık sözleri bu belgelerle denetlenerek …, ziraat ve orman bilirkişi tarafından taşınmaz üzerinde tam olarak hangi tarihten itibaren zilyetliğin başladığı belirlenmeli, dava tarihine kadar geçen zilyetlik süresinin iktisap için yeterli olup olmadığı üzerinde durulmalı, zilyetlik olgusunun maddi olaylara dayalı olmasından hareketle, maddi olayların ancak tanık, bilirkişi ve benzeri anlatımlarla kanıtlanacağı gözetilmeli (H.G.K. 30/03/1994 gün ve 1993/8-939-1994/176 sayılı kararı); tarafların bildirecekleri zilyetlik tanıkları taşınmaz başında dinlenmeli; zilyetliğin ne zaman başladığı, kaç yıl, ne şekilde devam ettiği sorulup, kesin tarih ve olgulara dayalı, açık yanıtlar alınıp; dava tarihine kadar … Babuç yararına zilyetlikle kazanma koşullarının oluşup oluşmadığı belirlenmeli; 3402 Sayılı Yasanın 14. maddesi uyarınca, … Babuç ile eklemeli zilyet (… … vs) yönünden de tapu sicil ve kadastro müdürlükleri ile mahkeme yazı işleri müdürlüğünden senetsiz belgesiz araştırması yapılıp, … ve … olarak kazanılmış … miktarı belirlenip, yasanın getirdiği 40/100 dönüm sınırlamasının aşılıp aşılmadığı saptanmalı, toplanacak tüm kanıtlar birlikte değerlendirilip, ulaşılacak sonuca göre bir hüküm kurulmalıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalılar Hazine ve Orman Yönetiminin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde yatıran Orman Yönetimine iadesine 24.05.2007 günü oybirliği ile karar verildi.