Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2007/5041 E. 2009/11012 K. 30.06.2009 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2007/5041
KARAR NO : 2009/11012
KARAR TARİHİ : 30.06.2009

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki orman kadastrosunun iptali davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı … Yönetimi vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R

Davacı, davaya konu … Köyü 913 parsel sayılı ve 63700 m2 yüzölçümündeki taşınmazın, öncesinde, 18/6/1987 tarihinde ham … niteliği ile 887 parsel numarası ve 549 360 m2 yüzölçümü ile ihdasen hazine adına tescil edildiğini, 887 parsel sayılı taşınmazın,1988 yılında …’da yeşil kuşak oluşturulması amacıyla ağaçlandırılacak orman alanı olarak, Orman Bakanlığına (Orman Genel Müdürlüğüne) TAHSİS edildiğini, ancak daha sonra Milli Emlak Genel Müdürlüğü tarafından bu tahsisin kaldırıldığını, taşınmazın önceki maliki ……’nın açtığı tapu iptali ve tescili davası sonucunda … 23. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ’nin 19/04/1990 gün ve 1989/902 (bozmadan önce 1988/480 esas) 1990/268 sayılı 31/01/1991 tarihinde kesinleşen kararı ile hükmen 887 parselin 63700 m2 bölümü ifraz edilerek …… adına tesciline karar verildiği ve bu bölüme 913 parsel numarası verilerek hükmen tescil edildiğini,bu taşınmazı kendisinin 27/03/2001 TARİHİNDE ……’dan satın aldığını, 887 parselden geri kalan 486560 m2 yüzölçümündeki bölümün de 912 parsel numarası ile hazine adına tescil edildiğini, daha sonra 8/6/1988 tarihinde 82 sayılı orman kadastro komisyonunca yörede orman kadastrosu yapılarak, taşınmazın kendisine ait 913 parsel 887 parselden hiç ifraz edilmemiş gibi tamamının orman sınırı içine alındığını oysa, 913 parsel sayılı taşınmazın orman kanununun 1. maddesindeki şartları hiçbir zaman taşımadığı için yapılan orman sınırlandırmasının fiili gerçekliğe ve yasal düzenlemelere aykırı olduğunu ileri sürerek, orman kadastrosunun iptali ile 913 parsel sayılı taşınmazın orman sınırı dışına çıkarılmasını istemiştir.
Davalı … Yönetimi, çekişmeli taşınmazın …’da yeşil kuşak oluşturulması amacı doğrultusunda, ağaçlandırılacak orman alanı olarak Orman Bakanlığına (Orman Genel Müdürlüğüne) 178 Sayılı Maliye Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname’nin 13/d maddesi uyarınca tahsis edildiğini, tahsisin kaldırılabilmesi için tahsis amacının ortadan kalkması yada, amaç dışı kullanımın gerçekleşmesi gerektiği, oysa bu iki şarttan herhangi biri mevcut olmadığı halde tahsisin iptal edilmesinin yasal olmadığı, taşınmazın ağaçlandırılacak orman alanı olarak Orman Bakanlığı (Orman Genel Müdürlüğüne) tahsisinden sonra ağaçlandırıldığı ve 1988 yılında yapılan orman kadastrosu ile orman sınırı içine alındığını,şahıs adına oluşturulan tapu kaydının yolsuz tescil niteliğinde olduğunu, imar planı ile orman niteliğindeki taşınmazların konut alanına dönüştürülmesinin olanaksız olduğunu açıklayarak davanın reddini istemiştir.

Mahkemece, çekişmeli 887 parselin içinde yer alan 63700 m2 yüzölçümündeki (daha sonra 913 parsel numarası almıştır) taşınmazın 1953 yılında yapılan genel arazi kadastrosunda tespit harici bırakılan yer olduğu, … isimli şahsın babasının 1960 ihtilalinden 2-3 yıl önce imar ve ihya ederek tarla haline getirdiği,ölünce zilyetliği …’in sürdürdüğü,daha sonra buyeri satın alan …’nın açtığı tapu iptali ve tescili davası sonucunda, … 23. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ’nin 19/04/1990 gün ve 1989/902 (bozmadan önce 1988/480 esas) 1990/268 sayılı 31/01/1991 tarihinde kesinleşen kararı ile 887 parselin 63700 m2 bölümü ifraz edilerek … adına tesciline karar verildiği ve bu bölüme 913 parsel numarası verilerek hükmen tescil edildiği, anılan davada taraf olması nedeniyle Hazineyi, Hazinenin orman yönetimi lehine yaptığı tahsisden orman yönetimini etkileyeceği orman sayılan yerlerden olmadığı ve ayrıca ağaçlandırılan alan da olmadığı, özel mülkiyete konu yerlerden olduğu nedeniyle, 913 sayılı parselin 82 numaralı orman kadastro komisyonunca … DEVLET ORMANI sınırı içine alınma işlemi yerinde olmadığından davanın kabulüne, …lçesi 913 parsel sayılı taşınmazın davalı aleyhine olarak 82 numaralı orman kadastro komisyonu kararının çekişmeli taşınmaz yönünden iptaline ve orman tahdidi dışında bırakılmasına karar verilmiş, hüküm davacı … Yönetimi vekili tarafından temyiz edilmiştir
Dava 6831 Sayalı Yasanın 11. maddesine göre,tapu kaydına dayalı orman kadastrosunun iptali niteliğindedir.
Dava konusu taşınmazın bulunduğu yörede orman kadastrosu ve 2/B madde uygulama çalışmaları 08.06.1998 tarihinde ilan edilmiştir.
Dosya içerisindeki bilgi, belge ve yazışmalardan somut olayın geçirdiği evreler şöyledir:
1) Maliye Bakanlığı, Milli Emlak Genel Müdürü … Kaynak imzalı 22.01.1988 tarih ve 2896 sayılı yazıda “887 parsel sayılı 549.360 m2 yüzölçümündeki taşınmazın da bulunduğu 7 parçada toplam 5.771.460 m2 yüzölçümündeki Hazine arazisinin yeşil kuşak projesi içerisinde ağaçlandırılmak üzere Orman Bakanlığına (…) 178 sayılı kararnamenin 13/d maddesi gereğince tahsis edildiği” bildirilmiştir.
2) Milli Emlak Genel Müdür Yardımcısı … imzalı 09.06.1992 tarihli yazıda “ yeşil kuşak projesi içerisinde ağaçlandırılmak amacıyla Orman Genel Müdürlüğüne tahsis edilen 887 numaralı parselin … Valiliği (Defterdarlık)’nin 30.04.1992 günlü yazısı ile ifraz sonucu 912 ve 913 numaralı parsellere bölündüğü bunlardan 63700 m2 yüzölçümlü 913 numaralı parselin şahıslar adına, 485650 m2 yüzölçümlü 912 numaralı parselin de Hazine adına tescil edilmesi nedeniyle 912 nolu parselin Orman Bakanlığına daha önce yapılan tahsisinin 178 sayılı kararnamenin 13/d maddesi gereğince kaldırıldığı” belirtilmiştir.
3) Milli Emlak Genel Müdür Yardımcısı … imzalı 09.06.1992 tarih ve 23002 sayılı yazıda “912 parsel sayılı 485.660 m2 yüzölçümlü ham … niteliğindeki Hazine arazisinin yeşil kuşak projesi içerisinde ağaçlandırılmak üzere yeniden Orman Bakanlığına (…) 178 sayılı kararnamenin 13/d maddesi ile 6831 sayılı yasanın 6. maddesi uyarınca tahsis edildiği” bildirilmiştir.
4) … Defterdar Yardımcısı … … imzalı 22.10.1992 tarih ve 19236 sayılı Milli Emlak Genel Müdürlüğüne hitaben yazılan yazıda “yeşil kuşak projesi içerisinde ağaçlandırılmak üzere Orman Bakanlığına (…) tahsis edilen 912 parsel sayılı 485.660 m2 yüzölçümlü taşınmazın, … 22.Asliye Hukuk Mahkemesinin 14.05.1991 gün ve 1990/207 – 340 sayılı kararı ile iki kısma ifraz olunduğu bunlardan 926 parselin 445.825 m2 olarak Hazine adına, 927 parselin 39.385 m2 olarak şahıslar adına tescili yapıldığından, 912 parsel sayılı taşınmazın tahsisinin kaldırılarak, … oluşan 445.825 m2 yüzölçümlü 926 parsel üzerinden aynı bakanlığa tahsisi” istenmiş,
5) Milli Emlak Genel Müdürlüğü Daire…kanı … … imzalı 18.06.1996 tarihli yazıda “yeşil kuşak projesi içerisinde ağaçlandırılmak üzere Orman Bakanlığına (…) tahsis edilen 912 parsel sayılı taşınmazın … Valiliğinden (Defterdarlık) alınan 10.04.1995 tarihli yazıda söz konusu taşınmazın iki kısma ifraz görerek 926 nolu taşınmazın
Hazine adına, 927 parselin ise şahıslar adına tescillerinin yapıldığı belirtilerek, anılan taşınmaz malın tahsisinin kaldırılması istenildiğinden, söz konusu taşınmaz malın 178 nolu kararnamenin 13/d maddesi gereğince Orman Bakanlığına (…) yapılan tahsisin kaldırıldığı” bildirilmiştir.
6) Milli Emlak Genel Müdürlüğü Daire…kanı … … imzalı 18.06.1996 tarihli yazıda “926 parsel sayılı 445.825 m2 yüzölçümündeki Hazine arazisinin yeşil kuşak projesi içerisinde ağaçlandırılmak üzere orman Bakanlığına (…) tahsis edildiği” vurgulanmıştır.
7) Taşınmaz…ında yapılan 1. ve 2. keşif sırasında dinlenen uzman bilirkişiler raporlarında “dava konusu 927 parsel sayılı 39.385 m2 yüzölçümündeki taşınmazın % 10-15 eğimli, toprağının kumlu, killi yapıda olduğunu, 887 nolu ana parselin büyük bölümünün Orman Genel Müdürlüğünce ağaçlandırıldığını, 927 parsel üzerinde herhangi bir ağaç ve ağaççığın bulunmadığını, memleket haritası, … fotoğrafları ve amenajman planında orman sayılmayan yer olarak gözüktüğünü, orman kadastrosu sırasında orman sınırları içerisinde bulunduğunu, Milli Emlak Genel Müdürlüğünce 22.01.1988 tarihinde yeşil kuşak ağaçlandırılması projesi kapsamında Orman Genel Müdürlüğüne tahsis edildiğini, … 22. Asliye Hukuk Mahkemesinin 1990/207 esas sayılı dosyası ile davacılar adına tescile karar verildiğini sonuçta orman sayılmayan yerlerden olduğunu” açıklamışlardır. Ancak bir taşınmazın memleket haritası, … fotoğrafı gibi belgelerde açık alanda gözükmesi, sonradan orman sayılmasını engellemez. Şöyle ki; Milli Emlak Genel Müdürlüğünün orman yapılmak üzere taşınmazı Orman Bakanlığına tahsis etmesi ve müteakiben yapılan orman tahdidi ile yine orman niteliğini kazanır. Zira, tahsisle [KAMU MALI-ORMAN] niteliğini kazanan taşınmazın bu niteliği 178. Kanun Hükmünde Kararnamenin 13/d maddesinde yazılı koşullara bağlanır. Bu koşullar da gerçekleşmedikçe tahsisin kaldırılmasına olanak yoktur ve taşınmazın ORMAN NİTELİĞİ DEVAM EDER.
8) Davaya konu taşınmazın,öncesi olan 887 parsel hakkındaki, … Asliye 23.Hukuk Mahkemesinin 19/04/1990 tarih ve 1989/902-1990/268 sayılı tescil kararında, davacının ……, davalıların Hazine ve Belediye…kanlığı dava tarihinin 20/7/1988 olduğu, mahkemece davanın kabulüne, … bilirkişinin rapor ve krokisinde belirtilen 63700 m2 taşınmazın, 887 parsel sayılı taşınmazdan ifrazı ile davacı adına tesciline karar verildiği, Hazinenin temyizi üzerine Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 1990/13035-15757 sayılı kararıyla onanarak 31/01/1991 tarihinde kesinleştiği ve 913 parsel numarası verilerek hükmen tarla niteliğinde 63700 m2 yüzölçümünde …… adına 19/7/1991 tarihinde tapuya tescil edildiği 27/03/2001 tarihinde satış nedeniyle davacıya geçtiği gözlenmiştir. Bu parsel temyize konu davada dava konusudur.
Yine 887 parsel hakkındaki ,… Asliye 22.Hukuk Mahkemesinin 14.05.1991 tarih ve 1990/207-340 sayılı tescil kararında, davacıların ….,…..,…..,…, müdahillerin ise … ve … …, davalıların Hazine, Yenimahalle Belediye…kanlığı ve … Köyü Tüzelkişiliği, dava tarihinin 09.03.1988 olduğu, mahkemece davanın kabulüne, … bilirkişinin rapor ve krokisinde belirtilen 39.835 m2 … tarlanın, Hazine adına tescilli 887 parsel sayılı taşınmazdan iptali ile tamamının davacılar ve müdahiller adına tesciline karar verilerek, Hazinenin temyizi üzerine Yargıtay 8. Hukuk Dairesince onanarak kesinleşip sonuç olarak 887 parsel sayılı taşınmazın 549.360 m2 yüzölçümünde ham … niteliğinde 18.06.1987 tarihinde Hazine adına ihdasen oluştuğu, 927 parsel sayılı taşınmazın ise hükmen tarla niteliğinde 39.835 m2 olarak Mahzer … ve Arkadaşları adına 21.07.1992 tarihinde tapuya kayıt edildiği gözlenmiştir. (Mahzer … ve Arkadaşlarının orman yönetimi aleyhine … 1.Asliye Hukuk Mahkemesi (Kad.Mah.sıfatıyla) açtığı orman kadastrosuna itiraz davasının yargılaması sonucunda 1998/542-1999/477 sayılı kararı orman kadastrosunun iptaline karar verildiği, orman yönetiminin temyizi üzerine Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 18/9/2001 gün ve 2001/5252-6378 sayılı karar ile hükmün bozulduğu, mahkemece bozmaya uyularak davanın reddine karar verildiği ve kararın Yargıtay 20. Hukuk Dairesince onanarak kesinleştiği anlaşılmaktadır)

Diğer yandan,927 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydı oluştuktan sonra, 945, 946 ve 947 parsellere ifraz edildiği,orman yönetiminin bu parsel malikleri aleyhine kesinleşen orman sınırı içinde kaldığı iddiasıyla açtığı tapu iptal ve tescili davaları mahkemece kabul edilerek, tapu kayıtlarının iptaline ve orman niteliğinde hazine adına tesciline ilişkin, 945 parsel hakkındaki kararın Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 2008/13507-2009/6237 sayılı kararı ile, 946 parsel hakkındaki kararın Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 2008/6180-2008/10697 sayılı kararı ile, 947 parsel hakkındaki kararın Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 2008/12924-2009/6235 sayılı kararı ile onandığı anlaşılmaktadır.
İncelenen bu belgeler ile tüm dosya kapsamından anlaşılacağı gibi, dava konusu 913 parsel sayılı taşınmazında bulunduğu 887 parsel sayılı taşınmaz Milli Emlak Genel Müdürlüğünün 22.01.1988 tarihli yazısı ile yeşil kuşak projesi içerisinde ağaçlandırılmak üzere Orman Bakanlığına (…) tahsis edildiği, 887 parselin … Asliye 23.Hukuk Mahkemesinin 19/4/1990 tarih ve 1989/902-1990/268 sayılı tescil kararı ile ikiye ifraz edildiği, 913 parsel …… adına, geri kalan bölümün de 912 parsel olarak Hazine adına tescil edilmesi üzerine, 887 parsel üzerindeki tahsisin kaldırıldığı, 912 parselin 485.660 m2 olarak Orman Genel Müdürlüğüne yeşil kuşak projesi içerisinde ağaçlandırılmak üzere yeniden tahsis edildiği, daha sonra 912 parselin … Asliye 22.Hukuk Mahkemesinin 14.05.1991 tarih ve 1990/207-340 sayılı tescil kararı ile ikiye ifraz edildiği, 927 parsel sayılı taşınmazın 39.835 m2 olarak Mahzer … ve Arkadaşları adına tescil edildiği geri kalan bölümün 926 parsel olarak Hazine adına tescil edilmesi üzerine Milli Emlak Genel Müdürlüğünce 18.06.1996 tarihinde 912 parsele ilişkin Orman Genel Müdürlüğüne olan tahsisin kaldırıldığı, 926 parselin 445.825 m2 olarak Orman Genel Müdürlüğüne yeşil kuşak projesi adı altında ağaçlandırılmak üzere yeniden tahsis edildiği anlaşılmaktadır.
Milli Emlak Genel Müdürlüğünün görevlerini gösteren 178 Sayılı Maliye Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin, 13. maddesinin d fıkrası; “HAZİNENİN ÖZEL MÜLKİYETİNDE VEYA DEVLETİN HÜKÜM VE TASARRUFU ALTINDAKİ YERLERDEN, KAMU HİZMETİ İÇİN KULLANILMASI GEREKLİ OLANLARI; GENEL, KATMA VE ÖZEL BÜTÇELİ İDARELERE TAHSİS ETMEK VE TAHSİS AMACININ ORTADAN KALKMASI VEYA AMAÇ DIŞI KULLANILMASI HALİNDE TAHSİSİ KALDIRMAK; TAHSİSİ KALDIRILAN TAŞINMAZ MALLAR ÜZERİNDE HAZİNE DIŞINDAKİ KAMU KURUM VE KURULUŞLARINA AİT YAPI VE TESİSLERİ TASFİYE ETMEK, TASFİYEYE İLİŞKİN ESAS VE USULLERİ BELİRLEMEK” hükmünü taşımaktadır. 13/d maddesinin metninden anlaşıldığı gibi, tahsisin kaldırılması için; a-Tahsis amacının ortadan kalkması, ya da b-Amaç dışı kullanılması gibi koşulların gerçekleşmesi gerekir. Oysa olayda bu koşulların hiç biri gerçekleşmemiştir. O halde, tahsisin kaldırılması için oluşmuş yasal dayanak yoktur.
Devlete ait mallar kendi aralarında önce ikiye ayrılır. Bunlardan birincisi özel mallardır ve M.Y. hükümlerine tabidir, Devlete gelir sağlarlar; ikincisi kamu mallarıdır. Bunları da kendi arasında dörde ayırmak gerekir.
a) Hizmet malları; 3402 Sayılı Yasanın 16/A maddesinde sayılan kamu hizmetinde kullanılan bütçelerden ayrılan ödenek veya yardımlarla yapılan resmi bina ve tesislerdir.
b) … malları; Bunlar Devlet ya da bir kamu tüzel kişisi tarafından herkesin veya bir kısım halkın, doğrudan doğruya yararlanmasına ve kullanılmasına özgülenen yerler olup, 3402 Sayılı Yasanın 16/B maddesinde sayılmıştır. Mera, yaylak, kışlak, otlak, harman ve panayır yerleri, yol, köprü, … gibi taşınmazlardır.
c) Sahipsiz mallar; Bunlarda yine aynı yasanın 16/C maddesinde sayılan ve devletin hüküm tasarrufu altında bulunan kayalar, tepeler, dağlar, genel sular, kıyılar ile Anayasanın 168. maddesinde gösterilen “Tabii … kaynaklar”dır.
d) Ormanlar; Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan ormanlar, Devlet kamu taşınmazlarının çok önemli bir bölümünü oluşturur. 6831 Sayılı Yasanın 1. maddesinde orman “tabii olarak yetişen ya da emekle yetiştirilen ağaç ve ağaççık toplulukları ile birlikte orman sayılır” biçiminde tanımlanmıştır.

Devletin özel mallarının tümü Medeni Yasa hükümlerine göre tapuya tescil edilebildiği halde, Kamu mallarından sadece hizmet malları ile ormanlar tapuya tescil edilebilir (3402 Sayılı Yasanın 16/4, 22/4 ve 6831 Sayılı Yasanın 11/4 maddeleri). Ormanların tapuya tescil edilmesi özel hukuk anlamında tapuya tescil olmadığından, onları Devletin özel malı haline getirmez. Bu işlem sadece bir tesbit mahiyetinde olup, ormanların korunması amaçlanmıştır. Tapuya tescil edilen ya da edilmeyen Devlet ormanları arasında yasalar karşısında herhangi bir ayrıcalık bulunmamaktadır.
Hazinenin özel mülkiyetinde bulunan bir taşınmaz 178 Sayılı K.H.K.’nin13/d maddesi uyarınca, Milli Emlak Genel Müdürlüğü tarafından orman yetiştirilmek üzere tahsis edilip, ağaçlandırılınca Hazinenin özel mülkü olmaktan çıkıp, kamu malı niteliğini kazanarak, toprağıyla orman olacağından, artık bundan sonra bu taşınmaz hakkında özel yasa olan 6831 Sayılı Orman Yasası hükümlerinin uygulanması gerekir.
Devlete ait ormanların ister kadastrosu yapılsın, ister yapılmasın 6831 Sayılı Yasa hükümlerine tabiidir. Orman kadastrosu sadece ormanın sınırını belirler yoksa niteliğini değiştirmez.
BU İLKE H.G.K.’NUN 03.06.1998 GÜN VE 1998/347-394 SAYILI KARARINDA ŞU ŞEKİLDE AÇIKLANMIŞTIR. “TAHSİS İŞLEMİ TAMAMLANMIŞ VE TAHSİS AMACINA UYGUN OLARAK DEVLET ORMANI YETİŞTİRMEK ÜZERE AĞAÇLANDIRMA FAALİYETLERİNE GEÇİLMİŞ İSE BÖYLE BİR TAŞINMAZ KAMU EMLAKİ NİTELİĞİNİ ALACAĞINDAN, BU TAŞINMAZ HAKKINDA AÇILACAK TAPU İPTALİ VE TESCİL DAVASI DİNLENMEZ”
Somut olayda, dava konusu yer yürürlükteki yasa hükmüne uygun olarak 22.01.1988 tarihinde Milli Emlak Genel Müdürlüğünce ORMAN YETİŞTİRMEK ÜZERE ORMAN GENEL MÜDÜRLÜĞÜNE TAHSİS EDİLMİŞ ve ağaçlandırma işine…lanmış böylece taşınmaz kamu malı niteliğini kazanarak, 6831 Sayılı Yasanın 1/1 maddesi hükmü uyarınca toprağıyla birlikte orman olmuş, bu nedenle 6831 Sayılı Yasanın 1 ve 7 maddeleri gereğince orman kadastrosu sınırları içine alınmıştır. 15.07.2004 günlü Resmi Gazetede yayınlanan Orman Kadastro Yönetmeliğinin 28/1. bendi gereğince Maliye Bakanlığınca ağaçlandırılmak üzere tahsis edilmiş yerlerden ağaçlandırılmış ya da ağaçlandırılmak üzere planlanmış sahalar’ın Devlet Ormanı olarak sınırlandırılması zorunludur. 178 sayılı K.H.K.’nin 13/d maddesine göre Maliye Bakanlığı Milli Emlak Genel Müdürlüğünün yaptığı tahsisten sonra tahsisin kaldırılmasını gerektiren bir neden bulunmadığı için, Milli Emlak Genel Müdürlüğünün bu taşınmaz üzerinde tasarruf yetkisinden söz edilemez. Milli Emlak Genel Müdürlüğü tahsisi yukarıda değinilen yasal koşulların gerçekleşmesi halinde kaldırabilir. Yapılan tahsisten sonra somut olayda olduğu gibi, Devletin özel malı olmaktan çıkıp kamu malı orman niteliğini kazanan taşınmazlarda yasada yazılı koşullar oluşmadığına, tahsisin kaldırılmasını gerektiren bir neden bulunmadığına göre, Orman Genel Müdürlüğünün muvafakatı alınmadan tahsisin kaldırılması kesinlikle olanaksızdır. Maliye Bakanlığının tek taraflı olarak tahsisi kaldırmış olması davacılar yararına hiç bir hukuki sonuç doğurmaz.
Orman yetiştirilmek üzere tahsis edilen taşınmaz ağaçlandırılmasıyla birlikte orman niteliğini kazanacağından, hakkında uygulanacak yasa 178 Sayılı K.H.K. hükümleri olmayıp, özel yasa olan 6831 Sayılı Orman Yasası hükümleri olacağından, taşınmaza bu yasanın öngördüğü usullere göre Devlet tarafından tasarruf edilmesi gerekir. 6831 Sayılı Yasa hükümleri uyarınca ormanlarla ilgili işlemler, ancak orman kadastro komisyonları tarafından yapılabilir….ka bir kurumun ormanlar üzerinde tasarruf ve işlem yapma yetkisi yoktur. Yürürlükte bulunan yasa hükümlerinde, Milli Emlak Genel Müdürlüğüne, tapuya tescil edilmiş olsun ya da olmasın, Devlet ormanları üzerinde her hangi bir tasarrufta bulunma yetkisi verilmemiştir. Buna rağmen yasaların kendisine vermediği böyle bir yetkiyi kullanarak ve yasalara aykırı olarak, her hangi bir işlem yapmışsa bu İŞLEM YOK HÜKMÜNDEDİR.

İşte somut olayda, tahsis yapılmakla toprağı ile birlikte kamu malı orman niteliğini kazanan taşınmaz üzerinde Milli Emlak Genel Müdürlüğü’nün geri alma … doğmadığından yasalara aykırı olarak oluşturulan 18.06.1996 tarihli GERİ ALMA KARARI YOK HÜKMÜNDEDİR. Halen kamu malı orman olma özelliğini sürdüren taşınmaz hakkında imar planında yapılan değişiklik dahi yasal dayanağı bulunmadığından yok hükmündedir.
Dava konusu taşınmaz hakkında …… tarafından 20.07.19988 tarihinde Asliye Hukuk Mahkemesinde açılan tescil davasında, Orman Yönetimi taraf olmadığı gibi, dava konusu taşınmazın da içinde bulunduğu 887 parsel sayılı taşınmaz tescil davası açılmadan önce 22/01/1988 tarihinde Orman Bakanlığına (Orman Genel Müdürlüğüne) orman yetiştirilmek üzere tahsis edilmiştir. Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yer ile ilgili olarak, tahsis işleminin kaldırılmasından sonra belediye tarafından yapılan imar uygulaması aleyhine Orman Yönetiminin açtığı iptal davası, … 9. İdare Mahkemesinin 17/05/2005 gün ve 2004/1309-2005/199 sayılı kararı ile 926 sayılı parselin tahsisli olduğu gerekçesiyle reddedilmiş ve temyize konu Dava Karara Çıktıktan Sonra Danıştay 6. Daire tarafından 22/01/2007 Gün 2005/5278-248 sayılı karar ile onanmıştır. İdare Mahkemesinin sözü edilen kararında davacı konusu taşınmazın niteliği ve hukuki durumu tartışılmamıştır. Esasen bu konuların incelenmesi idare mahkemesinin yetki alanında olmadığı gibi o davada tapu malikleri taraf da değildir. Orman İdaresi ile Belediye arasında idare mahkemesinde görülen dava imar uygulaması ile ilgilidir. İdare Mahkemesinin kararı Orman Genel Müdürlüğüne yapılan tahsisin kaldırılması ile ilgili değildir. İdare mahkemesi kararında ve bu kararı onaylayan Danıştay kararında davacı kişilere ait tapu kaydının yasaya uygunluğu tartşılmamıştır. Aslında tapu kaydının geçerli olup olmadığı konusunu inceleme görevi idari yargıya değil adli yargıya aittir. Temyize konu dava 6831 Sayılı Yasanın 11/1. maddesinde sözü edilen tapuya dayalı olarak 10 yıllık süre içinde açılan orman kadastrosunun iptalidir. İdare mahkemesinde görülen davanın kanusu imar planının iptali ile ilgilidir. Bu nedenle; iki davanın kanusu farklıdır. Orman kadastrosuna itiraz davalarına bakma görevi adli yargıya ait olduğuna göre, dayanılan tapu kaydının geçerli olup olmadığı, dolayısıyla tahsisin kaldırılmasının yasal olup olmadığının tartışılacağı yer adli yargıdır. Davacıların dayandığı tapu kaydı Orman Yönetimini bağlayan bir kayıt değildir. Böyle bir tapu kaydına dayanılarak 6831 Sayılı Yasanın 11/1. Maddesi gereğince orman kadastrosunun iptali istenemez.
Maddi anlamda kesin hükmü düzenleyen H.Y.U.Y nın 237. maddesi “kesin hüküm ancak konusunu oluşturan husus hakkında geçerlidir. Kesin hüküm vardır denilebilmesi için iki tarafın ve dava konusunun ve dayanılan sebebin aynı olması gerekir” şeklindedir. Madde metninden de anlaşılacağı gibi kesin hükmün varlığından söz edebilmek için davanın taraflarının, konusunun ve dava sebeplerinin aynı olması gerekir.
Bu koşullardan birincisi davanın konusu, dava ile elde edilmek istenen sonuçtur. Taşınmaza ilişkin davalarda dava konusu, taşınmazın kendisidir. Ancak, aynı taşınmaza ilişkin değişik hakların dava konusu edilmesi halinde taşınmaz aynı olmasına rağmen dava konusunun aynı olduğundan söz edilemez.
Kesin hüküm koşullarından ikincisi dava sebebidir ki; bilimsel görüşler ile yerleşik yargısal kararlar da, dava sebebi davanın dayandırıldığı vakıalar olduğu kabul edilmektedir. Dava sebebi, hukuki sebepten ayrıdır.
Kesin hükmün koşullarından üçüncüsü, davanın taraflarının aynı olmasıdır. Tarafların aynı olmasından kasıt, her iki davada da sıfatlarının aynı olması,…ka deyişle her iki davada davacı ya da davalı sıfatıyla hareket etmeleri değildir. Kesin hükümle ilgili kararda, davalı sıfatında olan kişi, ikinci davada davacı sıfatıyla yer alması halinde taraflar aynıdır. Kesin hüküm, taraflarının külli haleflerini de aynı şekilde bağlar.
O halde dava konusu taşınmaz hakkındaki Asliye Hukuk Mahkemesinin tescil kararında, Orman Yönetimi taraf olmadığı için Orman Yönetimi yönünden kesin hüküm oluşturmayacağı gibi, temyize konu davada, çekişmeli taşınmazın niteliği ve hukuki durumunun belirlenmesi sözkonusu olduğundan,idare mahkemesinde görülen imar uygulamasının iptali davasındaki hukuki sebep aynı olmadığı için kesin hüküm olarak kabul edilemez.
Dava konusu 912 sayılı parselin ifrazen geldisi 549.360 m2 yüzölçümlü 887 sayılı parsel idari yoldan Hazine adına, 18.06.1987 tarihinde tescil edilmesinden sonra 22.01.1988 tarihinde Maliye Bakanlığınca yeşil kuşak projesi kapsamında ağaçlandırılmak üzere Orman Genel Müdürlüğüne tahsis edilmiş, tahsis kaldırılmadan Defterdarlığın 30.04.1992 gün 6821 sayılı yazısı ile Asliye (23) Hukuk Mahkemesinin 19.04.1990 gün ve 1989/902-268 sayılı kararı gerekçe gösterilerek 912 ve 913 sayılı parsellere ifraz edilmiş, 912 sayılı parsel 485.650 m2 yüzölçümüyle Hazine, 913 sayılı parsel de 63.700 m2 yüzölçümüyle ……’a adına tescil edilmiş, daha sonra 912 sayılı parselin Asliye (22) Hukuk Mahkemesinin 14.05.1991 gün 1990/207-340 sayılı tescil kararı gerekçe gösterilerek 926 ve 927 parsele ifraz edilerek 926 sayılı parselin 447.725 m2 olarak Hazine, 927 sayılı parsel de 39.835 m2 olarak Mahaser … ve arkadaşları adlarına tescil edilmiş, 927 (ifrazen 945, 946 ve 947) sayılı parsel hakkında tapu maliklerinin açtığı orman kadastrosuna itiraz davaları mahkemece kabul edilmiş ve yukarıda açıklandığı gibi mahkemece ret edilmiş ve Dairece onanmış, yine 927 sayılı parselden ifraz edilen 945, 946, 947 sayılı parseller hakkında Orman Yönetiminin açtığı tapu iptal davaları mahkemece kabul edilmiş ve Dairece onanıp kesinleşmiştir. Maliye Bakanlığının 22.01.1988 tarihinde 887 sayılı parselle birlikte Yeşil Kuşak Projesinde orman yetiştirilmek üzere tahsis ettiği 843 sayılı parselden ifraz edilen 937 sayılı parsel hakkında tapu malikinin Asliye (1) Hukuk Mahkemesinde açtığı orman kadastrosuna itiraz davasının reddine dair mahkeme kararı Dairece bozulmuş, mahkemenin direnme kararı H.G.K.’nun 12.12.2001 gün 2001/20-1118-1156 sayılı kararı ile bozulmuş ve bundan sonra orman kadastrosuna itiraz davası red edilmiş; Orman Yönetiminin açtığı dava sonucu 937 sayılı parselin tapusunun iptaline ve orman niteliğiyle tesciline ilişkin karar kesinleşmiştir. 887 sayılı parselden ifraz edilen 926 sayılı parselin bir bölümü için açılan tapu iptali davasının reddine ilişkin Asliye (22) Hukuk Mahkemesinin 17.11.1994 gün ve 756-902 sayılı kararı 8. Hukuk Dairesinin 17.10.1995 gün ve 3504-10738 sayılı kararı ile onanmış, yine davaya konu taşınmazla birlikte tahsisi yapılan Yapracık Köyü 1204 sayılı parsel hakkında açılan tapu iptali tescil davasının kabulüne ilişkin Asliye (10) Hukuk Mahkemesinin 27.05.1993 gün ve 1991/551-325 sayılı kararı 8. Hukuk Dairesinin 03.10.1994 gün ve 1993/13278-10777 sayılı kararı ile kısmen aleyhine bozulmuş ve bozma kararına uyularak kişilerin kişilerin aleyhine davasının reddine karar verilmiştir.
Diğer taraftan; davaya konu taşınmazın geldisi olan 887 sayılı parsel gibi 22.01.1988 tarihinde yeşil kuşak projesinde ağaçlandırılmak üzere Orman Genel Müdürlüğüne tahsis edilen 888 sayılı parselin ifrazsından oluşan 895 sayılı parselden ifraz edilen ve 18033 ada 1 sayılı parsel hakkında Orman Yönetimine yapılan tahsisin kaldırıldığına ilişkin Danıştay 10. Dairesinin 07.06.1999 gün ve 1996/8740-3020 sayılı kararı ile onanan 5. İdare Mahkemesinin kararının bulunduğu gerekçesiyle 18033 ada 1 sayılı parsel hakkındaki orman kadastrosunun iptaline ilişkin mahkeme kararını onayan H.G.K.’nun 02.03.2005 gün ve 2005/20-110-128 sayılı kararı ile bu karara konu olan idare mahkemesi kararının dava konusu taşınmazla ilgisi bulunmamaktadır. 895 sayılı parselin idare mahkemesi kararı kapsamı dışında kalan bölümleri hakkında orman kadastrosunu iptal eden yerel mahkeme kararları Dairece bozulmuş, (895 parselden ifraz edilen 18037 ada 1 sayılı parselle ilgili Asliye (12) Hukuk Mahkemesinin 08.12.2005 gün ve 2003/875-430 sayılı kararı Dairenin 12.12.2006 gün ve 2006/11288-17347 sayılı kararı ile bozulmuştur). Bozma kararlarına uyularak davaların reddine karar verilmiştir. Bu nedenlerle; H.G.K.’nun 02.03.2005 gün 2005/20-110-128 sayılı kararının dava ve temyize konu taşınmaz ile benzer yönü bulunmamaktadır.
Bu durumda; çekişmeli taşınmaz, davanın açıldığı tarihten önce Hazinenin özel mülkü olmaktan çıkıp kamu malı niteliğini kazandığından, artık orman sayılan yerlerden olduğunun kabulü zorunludur. Tescil davasında Orman Yönetimi taraf değildir.

Yukarıda açıklanan nedenlerle davacının Orman Yönetimi aleyhine açtığı orman kadastrosunun iptali davasının reddi gerekirken, kabulü yönünde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı … Yönetiminin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde Yönetime iadesine 30/06/2009 günü oybirliği ile karar verildi.