Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2007/3689 E. 2007/5413 K. 30.04.2007 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2007/3689
KARAR NO : 2007/5413
KARAR TARİHİ : 30.04.2007

MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi

Taraflar arasındaki kadastro tesbitine itiraz davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı Hazine vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

K A R A R

Kadastro sırasında … Köyü 145 ada 2 parsel sayılı 3959.51 m2 yüzölçümündeki taşınmaz, belgesizden tarla niteliğiyle ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle davalı adına tesbit edilmiştir. Davacı Hazine, taşınmazın çalılık ve … yerlerden olduğu iddiasıyla dava açmıştır. Mahkemece davanın kısmen kabulüne ve dava konusu parselin (A)=784.05 m2’lik bölümünün Hazine adına, (B)=3179.46 m2’lik bölümünün tesbit gibi davalı adına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm davacı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kadastro tespitine itiraz niteliğindedir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde tesbit tarihinden önce 27.08.1966 tarihinde yapılıp kesinleşen orman kadastrosu bulunmaktadır. Daha sonra 21.11.1985 tarihinde yapılıp dava tarihinde kesinleşen aplikasyon ve 2/B uygulaması vardır.
Mahkemece uzman orman bilirkişi ve … bilirkişi aracılığı ile yapılan uygulamada çekişmeli taşınmaz kesinleşen orman tahdidi dışında kaldığı saptanarak davanın reddi yolunda hüküm kurulmuş ise de, mahkemece yapılan araştırma ve inceleme hükme yeterli değildir. Çekişmeli taşınmaz, belgesizden tarla ve zeytinlik niteliğiyle davalı gerçek kişi adına tespit edilmiştir. Davacı Hazine, Dairemizde aynı … incelemesi yapılan benzer davalarda, çekişmeli taşınmaz ve diğer taşınmazların devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan taşlık, …, çalılık, … ve delicelik yerlerden olduğu savında bulunmuştur. Bu durumda, çekişmeli taşınmazın kesinleşen orman kadastrosunun dışında kalmış olması yeterli olmayıp, öncesi itibariyle devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olup olmadığının ve zilyetlikle kazanma koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediğinin, herhangi bir nedenle orman sınırları dışında bırakılmış orman toprağı olup olmadığının da araştırılması gerekir. Ayrıca, memleket haritası ile tahdit haritası ve kadastro paftası ölçekleri eşitlenerek taşınmazın bu haritalardaki konumu gösterilmemiş, krokide lokal olarak işaret edilmiştir. Bu nedenle, çekişmeli taşınmazın öncesinin resmi belgelerde ne olarak nitelendirildiğinin, ne şekilde kullanıldığının 3573 Sayılı Yasa çerçevesinde imar-ihya ya da zilyetlik koşullarının davalı yararına oluşup oluşmadığının, zilyetliğin sürdürülüş biçiminin araştırılması ve bu yönde davacı Hazinenin ve davalı gerçek kişinin gösterecekleri iddia ve savunma tanıklarının taşınmaz başında dinlenmesi; tanık sözlerinde çelişki oluşması halinde giderilmesi, bundan sonra oluşacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekir.
Öncelikle; yörede kesinleşen tahdit söz konusu olduğundan, çekişmeli taşınmazın kesinleşen tahdide göre konumu sağlıklı biçimde saptanmalıdır.

Bu nedenle; mahkemece, önceki bilirkişiler dışında halen … ve Orman Bakanlığı ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman yüksek orman mühendisleri arasından seçilecek bir orman yüksek mühendisi, bir ziraat mühendisi ve bir harita mühendisinden veya olmadığı takdirde bir tapu … memurundan oluşturulacak 3 kişilik bilirkişi kurulu aracılığıyla yeniden yapılacak keşifte 2 Eylül 1986 tarihli Resmi Gazetede yayınlanan 6831 Sayılı Orman Yasasına Göre Orman Kadastrosu ve Aynı Yasanın 2/B Maddesinin uygulanması Hakkındaki Yönetmeliğin 54. maddesi uyarınca hazırlanan Orman Kadastrosu Teknik İzahnamesinin 49. maddesinde yazılı “orman sınır noktası ve hatların uygulanmasında tutanaklardan, orman kadastro haritasından, … fotoğraflarından, varsa ölçü karnelerinden, nirengi, poligon, röper noktalarından yararlanılır. Sınırlama tutanakları ile orman kadastro haritaları arasında çekişme olduğunda ölçü değerleri ve tutanaktaki ifadeler arazinin durumuna göre incelenir, hangisi daha çok uyum gösteriyorsa ve gerçek duruma uygun ise o esas alınır.” hükmü ile 15.07.2004 tarihli Resmi Gazetede yayınlanan Orman Kadastrosunun Uygulanması Hakkında Yönetmeliğin “Teknik İşler” başlıklı Dokuzuncu Bölümde yazılı esaslar göz önünde bulundurularak uygulama yapılmalı, yerel bilirkişi beyanlarına başvurularak yerinde bulunmayan orman sınır noktaları, bulunanlardan hareketle tutanak ve haritalarda yazılı mevkii, yer, kişi isimleri ile açı ve mesafelere göre, orman kadastrosu, aplikasyon ve 2/B madde uygulama tutanak ve haritalarının düzenlenmesinde kullanılan … fotoğrafları ve memleket haritalarından yararlanılarak, değişik açı ve uzaklıklardaki en az 6-7 adet orman sınır noktası bulunup röperlenmeli, anlatılan yöntemle bulunan ilk orman kadastrosu, aplikasyon ve 2/B madde uygulaması ile ilgili sınır noktaları aynı ölçeği çevrilerek, çekişmeli taşınmazın orman kadastrosu aplikasyon ve 2/B madde haritalarına göre konumu genel kadastro paftası üzerinde, ayrı renkli kalemlerle gösterilip keşfi izleme olanağı sağlanmalı, aynı ya da yakın orman sınır hatlarında, dava konusu edilen parseller varsa, bunların tümü birleşik harita üzerinde gösterilerek bilirkişilerden müşterek imzalı rapor ve kroki alınmalı, ilk orman kadastro harita ve tutanakları ile aplikasyon ve 2/B madde harita ve tutanaklarının uyumsuz olması halinde yukarıda yazılı Yönetmelikler ile Teknik İzahnamelerde yazılı tutanakların düzenlenmesine esas alınan … fotoğrafı ve memleket haritası ile desteklenen ve gerçek duruma uygun düşen tutanaklara değer verileceği düşünülerek böylesine yapılacak uygulama ve araştırma sonucunda taşınmazın kesinleşen orman kadastrosu sınırları dışında kaldığının belirlenmesi halinde ise, mahkemece eski tarihli memleket haritası, … fotoğrafları ve varsa amenajman planı keşifte, çekişmeli taşınmaz ile birlikte … araziye de uygulanmak suretiyle taşınmazın öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; 3116, 4785 ve 5658 Sayılı Yasalar karşısındaki durumu saptanmalı; tapu ve zilyedlikle ormandan … kazanma olanağı sağlayan 3402 Sayılı Yasanın 45. maddesinin ilgili fıkraları, Anayasa Mahkemesinin 01.06.1988 … ve 31/13 E.K.; 14.03.1989 … ve 35/13 E.K. ve 13.06.1989 … ve 7/25 E.K. sayılı kararları ile iptal edilmiş ve kalan fıkraları da 03.03.2005 gününde yürürlüğe giren 5304 Sayılı Yasanın 14. maddesi ile yürürlükten kaldırılmış olduğundan, bu yollarla ormandan yer kazanılamayacağı, öncesi orman olan bir yerin üzerindeki orman bitki örtüsü yokedilmiş olsa dahi, salt orman toprağının orman sayılan yer olduğu düşünülmeli; … yapısı, bitki örtüsü ve çevresi incelenmeli; memleket haritasının ölçeği kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeği de memleket haritası ölçeğine çevrildikten sonra, her iki harita komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine ablike edilmek suretiyle, çekişmeli taşınmazın konumunu … parsellerle birlikte haritalar üzerinde gösterecekleri ayrı renklerle işaretli ve bilirkişilerin onayını taşıyan, duraksamaya yer vermeyecek nitelikte kroki düzenlettirilmeli; keşifte, hakim
gözetiminde, taşınmazın dört yönden renkli fotoğrafları çektirilip, onaylanarak dosyaya eklenmeli; taşınmaz üzerindeki bitki örtüsü, ağaçların cinsi, yaşı, adedi, dağılım biçimi, kapalılık teşkil … etmediği, zeminin kullanılış biçimi, toprağın orman toprağı ya da ziraat toprağı olup olmadığı, … ağaçlarının varlığı halinde delicelikten aşılanmış olup olmadığı, aşı yaşı ya da dikim suretiyle zeytinlik ve ya meyve bahçesi olup olmadığı, etraflıca araştırılmalı, bilirkişilerden bu hususlarda ayrıntılı rapor alınmalı, yapılan araştırma ve uygula sonucunda çekişmeli parselin kesinleşen orman kadastrosu sınırları dışında ve ayrıca devletin hüküm ve tasarrufu altında, öncesi ve halen orman sayılmayan zilyetlikle kazanılabilecek yerlerden olduğunun belirlenmesi halinde kadastro tesbiti belgenin zilyetliğe dayalı olarak yapıldığından ve davalı gerçek kişinin bu yeri Hazineye karşı 3402 Sayılı Yasanın 14 ve 17. maddeleri gereğince imar ihya ve zilyetlik yoluyla kazanıldığını kanıtlaması gerekeceğinden davacı Hazine ve davalılardan zilyet tanıklarını bildirmesi istenerek taşınmaz başında dinlenilmeli, zilyetliğin ne zaman başladığı, kaç yıl ne şekilde devam ettiği, ekonomik amaca uygun olup olmadığı, imar ihya varsa ne zaman başlayıp hangi tarihte tamamlandığı konuları sorularak kendilerinden maddi olaylara dayalı bilgi ve ziraat mühendisinden bu yolda rapor alınmalı, 3402 Sayılı Yasanın 14. maddesindeki 40-100 dönüm kısıtlama araştırması davalı ve varsa eklemeli zilyetler yönünden yöntemine uygun yapılmalı, bundan sonra toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmelidir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacı Hazinenin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 30/04/2007 günü oybirliği ile karar verildi.