Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2007/3667 E. 2007/5452 K. 30.04.2007 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2007/3667
KARAR NO : 2007/5452
KARAR TARİHİ : 30.04.2007

MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi

Taraflar arasındaki orman kadastrosuna itiraz davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı … Yönetimi tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

K A R A R

Davacı, Karlısu Beldesi, Maran mevkiindeki, zilyedliğinde bulunan taşınmazın, yörede 1996 yılında ilk kez yapılan ve 05.04.2005 tarihinde ilan edilen orman kadastrosu sırasında, taşınmazın kadastro komisyonu tarafından orman sınırları içine alındığını, işlemin iptali ile taşınmazın orman alanı dışına çıkarılmasını istemiştir. Mahkemece davanın kabulüne, 25.12.2006 tarihli krokide koordinatları gösterilen 4666,95 m2’lik taşınmaz yönünden davanın kabulü ile orman sınırları dışına çıkartılmasına karar verilmiş, hüküm davalı … Yönetimi tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, altı aylık süre içinde zilyetliğe dayanılarak açılan orman kadastrosuna itiraz niteliğindedir.
Mahkemece yapılan araştırma ve inceleme hükme yeterli değildir. Şöyle ki; karara dayanak alınan bilirkişi raporu, çekişmeli taşınmazın orman olup olmadığını ve hukuki durumunu belirlemeye yeterli ve kanaat verici olmayıp, bu rapora dayanılarak hüküm kurulamaz. Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yere ait eski tarihli … fotoğrafları getirtilip incelenmemiş, bitişik arazi kadastro tutanak örnekleri ve revizyon kayıtları getirtilip uygulanmamış, çekişmeli taşınmaz yönünü ne olarak okuduğu araştırılmamıştır. Ayrıca Orman Yönetimi tarafından dosyaya gönderilen memleket haritası ile orman bilirkişi tarafından keşifte uygulanan memleket haritası birbirinden farklı olduğundan hangi haritanın daha eski tarihli olduğu anlaşılmamış ve araştırılmamıştır.
Yörede 1972 yılında arazi kadastrosu yapılmıştır. Öncelikle dava konusu taşınmazın bulunduğu bölgeye ait orijinal kadastro pafta fotokopisi getirtilerek, paftasında “orman” yazılarak tespit dışı bırakıldı ise tapulama tespitinin yapıldığı tarihte çekişmeli taşınmazın niteliğinin orman olduğu saptanmış olmakla, orman kadastrosunun kesinleştiği tarihe kadar orman olarak kabulü gerekir. Bu durumda; taşınmazın öncesi orman olup, bu niteliğini koruduğu sıradaki zilyetliğe değer verilemez. Ancak, orman sınırlandırmasının kesinleşmesi ile orman sınır hattının dışında kalan yerler yasada belirtilen koşullar altında tasarruf edildiği takdirde kazanılabilir. (HGK’nun 24.10.2001 tarih 2001/8-964-2002/751, 12.05.2004 tarih 2004/8-242, 2004/292 sayılı kararları). Bu nedenle, böyle durumda başka yönler araştırılmaksızın davanın reddine karar verilmelidir.
Mahkemece, eski tarihli memleket haritası, … fotoğrafları ve varsa amenajman planı ilgili yerlerden getirtilip, önceki bilirkişiler dışında halen … ve Orman Bakanlığı ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman yüksek orman mühendisleri arasından seçilecek
üç mühendis ve bir … elemanı aracılığıyla yeniden yapılacak inceleme ve keşifte, çekişmeli taşınmaz ile birlikte … araziye de uygulanmak suretiyle taşınmazın öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; 3116, 4785 ve 5658 Sayılı Yasalar karşısındaki durumu saptanmalı; tapu ve zilyedlikle ormandan … kazanma olanağı sağlayan 3402 Sayılı Yasanın 45. maddesinin ilgili fıkraları, Anayasa Mahkemesinin 01.06.1988 … ve 31/13 E.K.; 14.03.1989 … ve 35/13 E.K. ve 13.06.1989 … ve 7/25 E.K. sayılı kararları ile iptal edilmiş ve kalan fıkraları da 03.03.2005 gününde yürürlüğe giren 5304 Sayılı Yasanın 14. maddesi ile yürürlükten kaldırılmış olduğundan, bu yollarla ormandan yer kazanılamayacağı, öncesi orman olan bir yerin üzerindeki orman bitki örtüsü yokedilmiş olsa dahi, salt orman toprağının orman sayılan yer olduğu düşünülmeli; … yapısı, bitki örtüsü ve çevresi incelenmeli; orman kadastrosu kesinleşmediğine göre, … ve uzman orman bilirkişiler eliyle yerine uygulanacak kesinleşmemiş tahdit haritası ile irtibatlı, taşınmazın konumunu gösteren orijinal-renkli (renkli fotokopi) memleket haritasının ölçeği kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeği de memleket haritası ölçeğine çevrildikten sonra, her iki harita komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine ablike edilmek suretiyle, çekişmeli taşınmazın konumunu … parsellerle birlikte haritalar üzerinde gösterecekleri ayrı renklerle işaretli ve bilirkişilerin onayını taşıyan, duraksamaya yer vermeyecek nitelikte kroki düzenlettirilmeli, kesinleşmiş orman kadastrosu bulunmadığından, yukarıda değinilen diğer belgeler … ve uzman orman bilirkişiler eliyle yerine uygulattırılıp; orijinal-renkli (renkli fotokopi) memleket haritasının ölçeği kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeği de memleket haritası ölçeğine çevrildikten sonra, her iki harita komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine ablike edilmek suretiyle, çekişmeli taşınmazın konumunu … parsellerle birlikte haritalar üzerinde gösterecekleri yalnız büro incelemesine değil, uygulamaya ve araştırmaya dayalı, bilirkişilerin onayını taşıyan krokili bilimsel verileri bulunan yeterli rapor alınmalı; aynı yerde birçok taşınmazın davalı olduğu anlaşıldığından birbirine yakın olanların tümünün aynı kroki ve memleket haritası üzerinde gösterilmeli, çekişmeli taşınmazın eğimi tereddüte yer vermeyecek şekilde saptanarak, eğimi %12’den fazla olan fundalık ve makilik yerlerin 6831 Sayılı Yasanın 1/j maddesi ve 15.07.2004 tarihli Orman Kadastro Yönetmeliğinin 23/p maddesi gereğince … ve orman muhafaza karakteri taşıyacağından orman sayılacağı ve zilyetlikle kazanılamayacağı göz önünde bulundurulmalı, mahalli bilirkişi yardımıyla komşu parsellerin revizyon kayıtları da uygulanarak oluşacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmelidir. Açıklanan hususlar gözetilmeksizin, eksik inceleme ve yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak yazılı biçimde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalı … Yönetiminin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde iadesine 30/04/2007 günü oybirliği ile karar verildi.