Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2007/3363 E. 2007/5698 K. 03.05.2007 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2007/3363
KARAR NO : 2007/5698
KARAR TARİHİ : 03.05.2007

MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
DAVACILAR : ORMAN YÖNETİMİ- … …

Taraflar arasındaki kadastro tespitine itiraz davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı Hazine tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R

Kadastro sırasında … (…) Köyü 115 ada 164 parsel sayılı 101394,09 m2 yüzölçümündeki taşınmaz, ham … niteliği ile Hazine adına tesbit edilmiştir. Davacı Orman Yönetimi, çekişmeli taşınmazın orman niteliğinde olduğu, davacı gerçek kişi ise kendi zilyetliğinde olduğu iddiasıyla dava açmışlardır. Mahkemece, Orman Yönetiminin davasının kısmen kabulüne ve dava konusu 115 ada 164 sayılı parselin 10.258,36 m2’lik bölümünün orman niteliği ile Hazine adına tapuya tesciline, davacı gerçek kişinin davasının tefrikine, aynı esasa kaydedilmesine karar verilmiş, hüküm davalı Hazine tarafından temyiz edilmiştir.
Dava kadastro tespitine itiraz niteliğindedir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde tesbit tarihinden önce 1947 yılında yapılıp kesinleşen orman kadastrosu bulunmaktadır.
Mahkemece yapılan araştırma ve inceleme hükme yeterli değildir. Şöyle ki: hükme esas alınan uzman ve … bilirkişilerinin müşterek olarak düzenledikleri raporda çekişmeli taşınmazın (A) harfli 10.258.56 m2’lik bölümünün kesinleşen orman kadastro sınırları içinde kaldığı, geriye kalan (B) harfli 88.574.36 m2 ve davacı gerçek kişinin kullandığı (C) harfli 2561.17 m2’lik bölümlerin ise orman sınırları dışında kaldığı açıklanarak taşınmazın tahdit hattına göre konumunu gösteren kroki sunmuşlardır. Mahkemece davacı Orman Yönetiminin açtığı davanın kısmen kabulü ile (A) harfli orman sınırları içinde kalan bölümün orman niteliği ile Hazine adına tescili yolunda kurulan hüküm de bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Ancak, mahkemece gerçek kişi davacının açtığı davanın yargılamayı uzatmaması için tefrikine karar verilmiş ise de 3402 Sayılı Yasanın 30/3. maddesinde kadastro mahkemesinde açılmış davalarda ihtilafın taşınmazın belli bir bölümüne ilişkin olması halinde ilgilinin talebi üzerine ve imar mevzuatının engel teşkil etmemesi halinde ihtilaflı olmayan bölümün ifraz edileceği hükme bağlanmıştır. Olayda bu koşulların mevcut olmaması nedeni ile mahkemece davacı gerçek kişinin davasının tefrikine karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Ayrıca, çekişmeli taşınmazın bulunduğu … Köyünde 3116 Sayılı Yasaya göre 1947 yılında orman kadastro çalışmasının yapılarak kesinleştiği saptanmış ise de yapılan bu çalışmada 4785 Sayılı Yasanın dikkate alınmadığı anlaşılmaktadır. Dava konusu taşınmazın bulunduğu yerde kesinleşmiş orman kadastrosu var ise, kural olarak bir yerin orman olup olmadığı kesinleşmiş tahdit haritasının uygulanmasıyla çözümlenir. Ancak, orman kadastrosu 4785 Sayılı Yasanın yürürlüğünden önce yapılmışsa ya da bu çalışmada 4785 Sayılı Yasa hükümleri dikkate alınmamışsa 3116 Sayılı Yasa sadece Devlet Ormanlarının kadastrosunun
-2-
2007/3363-5698

yapılacağını öngördüğünden, bu yasaya göre yapılan orman kadastrosunda orman sınırı dışında bırakılan taşınmazların orman olup olmadığını belirlemekte yetersiz kalır. Bu halde, taşınmazın orman olup olmadığının 4785 ve 5658 Sayılı Yasalar çerçevesinde çözümlenmesi gerekir. 4785 Sayılı Yasanın 1. maddesi gereğince 2. maddesinde sayılan istisnalar dışında bütün ormanlar devletleştirilmiş, devletleştirilen ormanlardan iadeye tabi olacakların koşulları 5658 Sayılı Yasada gösterilmiştir.
Bu nedenle, mahkemece en eski tarihli memleket haritası, amenajman planı ve … fotoğrafı çekişmeli taşınmaz ve geniş çevresine uygulanmak suretiyle taşınmazın ve çevresinin öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli, 3116, 4785 ve 5658 Sayılı Yasalar karşısındaki durumu saptanmalı, tapu ve zilyetlikle ormandan … kazanma olanağı sağlayan 3402 Sayılı Yasanın 45. maddesi ilgili fıkraları Anayasa Mahkemesinin 01.06.1988 gün 31/13; 14.03.1989 gün 35/13 E.K., 13.06.1989 gün 7/25 E.K. ile iptal edilmiş ve kalan fıkraları da 03.03.2005 gününde yürürlüğe giren 5304 Sayılı Yasanın 14. maddesi ile yürürlükten kaldırılmış olduğundan, bu yollarla ormandan yer kazanılamayacağı, öncesi orman olan bir yerin üzerindeki orman bitki örtüsü yok edilse dahi salt orman toprağının orman sayılan yer olduğu düşünülerek taşınmaz ve çevresindeki diğer parsellerinin memleket haritasındaki konumu saptanıp bu harita ile irtibatını duraksamaya yer vermeyecek biçimde gösteren, memleket haritasındaki renkleri ve işaretleri aynen içeren, bilirkişilerin onayını taşıyan kroki düzenlettirilerek bilimsel verileri bulunan yeterli rapor alınmalı,toplanacak delillere göre hüküm kurulmalıdır. Eksik ve yetersiz bilirkişi raporlarına dayalı olarak kurulan hüküm usul ve yasaya aykırıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalı Hazinenin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA 03/05/2007 günü oybirliği ile karar verildi.