YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2007/2901
KARAR NO : 2007/4332
KARAR TARİHİ : 02.04.2007
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tescil davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi Hazine ve Orman Yönetimi vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacılar, dava dilekçesinde sınırlarını bildirdikleri … Köyü Daradibi mevkiinde bulunan ve 388 sayılı parsele bitişik taşınmazın tapuda kayıtlı olmadığını, kazandırıcı zamanaşımı zilyedliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının yararlarına oluştuğunu iddia ederek Medeni Yasanın 713. maddesi hükmüne göre adlarına tescilini istemişlerdir. Mahkemece, 08.12.2005 tarihli fen bilirkişi krokisinde A=3749 m2 yüzölçümündeki taşınmaz hakkındaki davanın kabulü ile veraset ilamındaki payları oranında davacı ve dahili davacılar adlarına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm Hazine ve Orman Yönetimi vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, Medeni Yasanın 713. maddesi hükmü uyarınca tapusuz olan taşınmazın tesciline ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde tesbit tarihinden önce orman kadastrosu yapılmamıştır. Genel arazi kadastrosu işlemi ise, 25.06.1961 tarihinde yapılmış ve sonuçları 19.12.1961 – 17.01.1962 tarihleri arasında ilan edilmiş ve kesinleşmiştir. Kesinleşme tarihi ile davanın açıldığı tarih arasında 20 yıllık süre geçmiştir.
Mahkemece yapılan araştırma ve inceleme hükme yeterli değildir. Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede 1962 yılında yapılan genel arazi kadastrosunda çekişmeli taşınmazın bulunduğu yer ve çevresi paftasında taşlık-kayalık ve meşelik olarak gösterilmiştir. Çekişmeli taşınmazın içinde bulunduğu arazinin genel eğiminin % 20-45 arasında değiştği anlaşılmaktadır Yörede, dava gününe kadar orman kadastrosu yapılmamış olduğuna göre, yüksek eğimli ve toprak muhafaza karakteri taşıyan ve kadastroda meşelik niteliğiyle tesbit harici bırakılan yerler kural olarak; tahdidin yapılacağı güne kadar orman sayılırlar. Bu gibi yerlerde imar-ihyaya dayalı olarak kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği ile kazanım sözkonusu olmadığı gibi, dava konusu taşınmaza doğu yönde komşu bulunan 388 sayılı parsel, davacının babası … adına belgesizden 1961 yılında tesbit edilmiş, 388 sayılı parselin 1961 yılı paftasında batı hududu yani dava konusu yer, Peri Çayı Yatağı ve meşelik olarak gösterilmiştir. Bir an için taşınmazın kadastro tesbitinden sonra imar-ihya edildiği ve aktif … yatağı olmadığı düşünülse bile, tapulama harici bırakılma nedenine göre imar-ihyaya ve zilyetliğe konu teşkil eden yerlerden olmadığı gibi, iade kararı üzerine alınan ek raporda çekişmeli taşınmazın güney yarısının yeşil orman alanında kaldığı anlaşılmaktadır. Hukuk Genel Kurulunun 12.05.2004 … ve 2004/8-242 – 2004/292 sayılı kararında belirlenen ilkeye, kadastronun yapıldığı tarihte yürürlükte bulunan 5602 Sayılı Yasa hükümlerine göre orman olan yerler paftasında gösterilmekte, sadece tarım arazilerinin kadastro işlemleri yapıldığından, o tarihte yürürlükte bulunan yasalara göre yapılan kadastroda paftasında meşelik ya da orman olarak belirlenen yerler, orman kadastrosunun yapıldığı güne kadar orman sayılırlar.
Yukarıda açıklanan nedenlerle; davanın dinlenme olanağı bulunmadığından reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; Hazine ve Orman Yönetiminin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde Orman Yönetimine iadesine 02/04/2007 günü oybirliği ile karar verildi.