YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2007/2499
KARAR NO : 2007/5935
KARAR TARİHİ : 07.05.2007
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki 2/B şerhinin iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; davanın reddi yolunda kurulan 23.11.2006 günlü hükmün Yargıtayca duruşmalı olarak incelenmesi davacı … vekili tarafından istenilmekle, tayin olunan 17.04.2007 günü için yapılan tebligat üzerine, temyiz eden … vekili. gelmedi, karşı taraftan Hazine vekili Av. … geldi, başka gelen olmadı, açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, gelenin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı. Bilahare dosya içindeki tüm belgeler incelenip, gereği düşünüldü:
KARAR
Davacı gerçek kişi, … Köyü 79 pafta 1716 parsel sayılı taşınmazın yörede 3116 sayılı yasaya göre yapılan orman tahdidinde orman olarak sınırlandırılmışsa da 5653 Sayılı Yasa hükümlerine göre makiye ayrılması nedeniyle 1968 yılında … tevzi komisyonunca dağıtımı yapılarak 4753 Sayılı Yasa uyarınca tarla niteliği ile tapu oluşturulduğunu, 1988 yılında yapılarak kesinleşen 2/B madde uygulaması ile Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılarak bu konuda tapu kaydı üzerine şerh konduğunu ileri sürerek tapu kaydına konulan “2/B madde uygulamasına tabidir” şerhin kaldırılmasını istemiş, mahkemece davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı gerçek kişiler vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, tapu kaydının beyanlar hanesinde yazılı 2/B madde şerhinin iptali istemine ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 1944 yılında yapılıp kesinleşen orman kadastrosu bulunmaktadır. Daha sonra 1951 yılında 5653 Sayılı Yasaya göre makiye ayırma çalışması 04.07.1988 tarihinde ilan edilerek dava tarihinde kesinleşen aplikasyon ve 2/B uygulaması vardır. Genel arazi kadastrosu işlemi ise 1957 yılında kesinleşmiştir.
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye ve çekişmeli taşınmazın 3116 Sayılı Yasa hükümlerine göre yapılıp kesinleşen orman sınırlama tutanak ve haritası içinde kaldıkları Mayıs 1946 tarih 19 numarada orman niteliğiyle Hazine adına tescil edildiği,1956 yılında yapılan arazi kadastrosu sırasında orman kadastrosu sonucu oluşan bu tapu kaydının 1100 numaralı orman parseline revizyon gösterilerek tespit tutanağı düzenlendiği ve bu parsel hakkında gerçek kişilerin Gezici Arazi Kadastro Mahkemesinde açtıkları dava sonucu mahkemenin 1957/650-398 sayılı kararı ile makiye ayırma işlemine değer verilmeyerek, dava konusu parselin de içinde bulunduğu 1100 parselin orman niteliği ile hazine adına tesciline dair verilen kararın kesinleştiği, 1957 yılında hükmen orman olarak tescil edilen 1100 numaralı orman parselinin bazı bölümlerinin 5653 Sayılı Yasa hükümlerine göre 1950 yılında makiye ayrılarak, … Tevzi Komisyonu tarafından 1967 yılında … tevzi yoluyla dağıtıldığı ve 14.09.1968 tarihinde gerçek kişi adına … tevzi tapu kaydının oluştuğu, çekişmeli 1716 sayılı parselin 1100 parselin bir bölümü olan tevzi parseli olduğu, taşınmazın halen kısmen maki bitki örtüsü ile kaplı ve eğiminin % 14 olduğu, eğimi % 12’yi aşan yerlerin bilimsel ve teknik olarak … muhafaza karakteri taşıyacağı, bu nedenle taşınmazın eğimi itibariyle … muhafaza karakteri taşıyan muhafaza makisi niteliğinde bulunduğu, 6831 Sayılı Yasanın 1/j
maddesinin karşı kavramından, funda ve makiliklerle örtülü orman ve muhafaza karakteri taşıyan yerlerin Devlet Ormanı sayılacağı ve bu nitelikteki taşınmazların 5653 Sayılı Yasanın 1/son maddesine göre makiye ayrılmaları yasal olarak olanaklı olmadığı gibi, 4753 Sayılı Yasanın 8. maddesinde de ormanların tevzi edileceğine dair bir hüküm bulunmadığı, 22.03.1996 tarih ve 1993/5-1 sayılı İnançları Birleştirme Kararında özel yasa hükümlerine göre oluşturulan tapulara değer verileceği belirtilmişse de, anılan İnançları Birleştirme Kararının orman niteliğini koruyan makilik alanlara uygulama yeri bulunmadığı, 22.03.1996 tarih ve 1993/5-1 sayılı Y.İ.B.B.G.K. kararı 5653 Sayılı Yasaya göre yasa ve yönetmelik hükümlerine uygun olarak makiye ayrılan ve özel yasalar gereğince oluşturulan tapulu yerlerde uygulanacağı, Yargıtay Yüksek 1. Hukuk Dairesinin 14.10.1999 gün ve 1999/7693-9956 sayılı kararında muhafaza makilikleri orman rejimine tabi olacağından verilen tevzii tapularının hukuki geçerliliğinin bulunmadığı kabul edildiği gibi yine aynı dairenin 19.09.2001 gün ve 2001/8253-9337 sayılı kararı ile de eğimi % 12’den fazla olan makilik alanlar hakkında 5653 Sayılı Yasanın 43. maddesi hükmüne göre Bakanlar Kurulu Kararı olmasa dahi o yerin muhafaza makisi (Devlet Orman) sayılacağı, keza Hukuk Genel Kurulunun 25.11.2000 gün ve 2000/1663-1664 sayılı, keza yine Hukuk Genel Kurulunun 14.03.2001 gün ve 2001/20-214/239 sayılı kararında da % 12’den fazla eğimli taşınmazların muhafaza makisi niteliğinde orman sayılacağı görüşü benimsendiği, açıklanan nedenlerle tapu kaydına konulan şerhin de yasal olduğu gözetilerek davacı gerçek kişinin davasının reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığına göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA ve yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenen 500.00.-YTL’nin davacı gerçek kişiden alınarak davalı Hazineye verilmesine, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine 07/05/2007 gününde oybirliği ile karar verildi.