YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2007/16277
KARAR NO : 2008/1684
KARAR TARİHİ : 05.02.2008
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi Hazine ve davalı … tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı Hazine, … Beldesi 1395 parsel sayılı taşınmazın tamamının öncesinin orman olduğunu, yörede 13.04.1999 tarihinde ilan edilen ve kesinleşen 2/B uygulaması sınırları içinde kaldığını, davalı adına olan tapu kaydının iptali ile Hazine adına tescilini istemiştir. Mahkemece “davanın kısmen kabulüne, çekişmeli parselin (A) ile işaretli 967.43 m2’lik kısmının 6831 Sayılı Yasanın 2/B maddesi ile orman sınırları dışına çıkarıldığı anlaşıldığından, davalı adına olan tapu kaydının iptali ile Hazine adına tesciline, tapunun beyanlar hanesinde 2/B uygulaması ile orman sınırları dışına çıkarıldığının şerh verilmesine, kalan kısımlara yönelik davanın reddine, davanın açılmasına davalı sebep olmadığından ve dava konusu taşınmaz OTS içine alındıktan sonra davalının tapusu oluştuğundan davacı lehine vekalet ücreti taktirine yer olmadığına, aynı nedenle yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmiş, hüküm davacı Hazine ve davalı … tarafından temyiz edilmiştir.
Hükmüne uyulan Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 23/01/2007 tarih 2006/16680 – 2007/623 E.K. sayılı kararında “mahkemece yapılan araştırma, inceleme ve uygulamanın hükme yeterli olmadığı, hükme esas alınan orman ve harita mühendisi bilirkişilerinin ortak raporlarında çekişmeli parselin bir kısmının orman tahdit sınırları dışında kaldığını bildirerek orijinal orman tahdit hattı üzerinde basitçe yerini gösterdikleri. düzenlenen krokinin ise, yalnızca çekişmeli parsel ve yakın çevresindeki bir-iki orman sınır hattını göstermekte olup, komşu parsellerle birlikte geniş çevreye ait bir uygulama yapılmadığından raporun denetleme olanağı bulunmadığı, taşınmazın memleket haritasındaki konumu irdelenmişse de rapor içeriğindeki açıklamalar ile memleket haritasındaki konum gösteriminin de çelişkili olduğu, ayrıca; yargılama giderlerinin davacı Hazine üzerinde bırakılması ve lehine vekalet ücretine hükmedilmemesi de doğru olmadığı, H.Y.U.Y.’nın 94. maddesinde davayı kabul eden tarafın da mahkum olmuş gibi mahkeme masraflarını ödemeye mecbur olduğu, aleyhine hüküm kurulan tarafın hal ve vaziyeti ile aleyhine dava açılmasına sebebiyet vermemiş olması ve ilk oturumda davayı kabul etmiş olması halinde mahkeme masraflarından sorumlu tutulamayacağı, anılan yasa hükmünün bir istisna maddesi olup davanın kabulü durumunda ve belirtilen şartların oluşması halinde uygulanabileceği, temyize konu davada davanın kabulü gibi bir durumun söz konusu olmadığı; Hazine, taşınmazın tümünün öncesinin orman olduğu iddiasında bulunduğuna göre, orman kadastrosunun 4785 Sayılı Yasanın yürürlüğünden önce yapılması nedeniyle 3402 Sayılı Yasanın 12. maddesinin 3. bendinde yazılı 10 yıllık hak düşürücü süreye bağlı kalmadan taşınmazın devletin hüküm ve tasarrufu altında kalan yerlerden olduğu iddiası ile her zaman dava açabileceği, belirtildikten sonra mahkemece; öncelikle, eski tarihli memleket haritası, … fotoğrafları ve varsa amenejman planı ilgili yerlerden getirtilip; önceki bilirkişiler dışında bu
-2- 2007/16277-2008/1684
konuda uzman serbest orman mühendisleri arasından seçilecek bir orman mühendisi ve bir uzman harita mühendisinden oluşacak iki kişilik bilirkişi kurulu aracılığıyla mahallinde yeniden yapılacak inceleme ve keşifte yörede 1942 yılında 3116 Sayılı Yasaya göre yapılıp kesinleşmiş tahdit haritası ile 1990 yılında 3302 Sayılı Yasaya göre yapılan 2/B madde haritaları ve tapulama paftası ölçeklerinin denkleştirilerek sağlıklı bir biçimde zemine uygulanması, değişik açı ve uzaklıklarda olan en az 3 yada 4 orman sınır noktasını gösterir biçimde çekişmeli taşınmazların ilk tahdit haritası ve 2/B madde haritasındaki konumu duraksamaya yer vermeyecek şekilde saptanması, eğer taşınmazların tamamının veya bir kısmının tahdit sınırları dışında kaldığı saptanırsa memleket haritası, … fotoğrafları ve varsa amenejman planının çekişmeli taşınmazlarla birlikte … araziye de uygulanmak sureti ile taşınmazların bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiğinin belirlenmesi, taşınmazların bu haritalar üzerinde konumlarının gösterilmesinin sağlanması; sonuçta kesinleşen orman kadastro sınırları içinde kaldığı belirlenen yerlerin orman; usulen yapılan 2/B uygulama sınırları içinde kaldığı belirlenen yerlerin ise, hali hazır niteliği ile Hazine adına tesciline karar verilmesi” gereğine değinilmiştir.
Mahkemece bozma ilamına uyulduktan sonra yapılan yargılama sonucunda davanın kısmen kabulüne, çekişmeli taşınmazın … bilirkişi rapor ve krokisinde (A) harfi ile gösterilen 917.43 m2’lik kısmının davalı adına olan tapusunun iptali ile Hazine adına tapuya tesciline; bu kısmının tapu kaydının beyanlar hanesinde 6831 Sayılı Yasanın 2/B maddesi gereğince Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan yerlerden olduğunun şerh verilmesine, kalan kısımlara yönelik davanın reddine karar verilmiş; bu karar davacı Hazine ve davalı gerçek kişi tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, parselin tamamının öncesinin orman olduğu, kesinleşen 2/B uygulaması sınırları içinde kaldığı iddiası ile açılan tapu kaydının iptal ve tesciline ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede 1942 yılında 4783 Sayılı Yasa nazara alınmaksızın 3116 Sayılı Yasaya göre yapılan ve kesinleşen orman kadastrosu ile 13.04.1990 tarihinde ilan edilerek kesinleşen aplikasyon ve 2/B uygulaması bulunmaktadır.
Dosya kapsamına ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince işlem yapılarak hüküm kurulmuş olduğuna göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının gerçek kişiye yükletilmesine, Hazineden harç alınmasına yer olmadığına 05/02/2008 gününde oybirliği ile karar verildi.