YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2007/13411
KARAR NO : 2008/2649
KARAR TARİHİ : 21.02.2008
MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki kadastro tespitine itiraz davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı Hazine tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Kadastro sırasında, … ada 114 parsel sayılı 7.345,77 m2 yüzölçümündeki taşınmaz, senetsiz ve belgesizden kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle tarla niteliği ile davalı … adına tespit edilmiştir. Davacı Hazine, çekişmeli taşınmazın devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğu iddiası ile dava açmıştır. Mahkemece davanın reddine yönelik verilen kararın davacı tarafından temyizi üzerine Yargıtay 16. Hukuk Dairesince bozulmuştur.
Hükmüne uyulan Yargıtay 16. Hukuk Dairesinin 07.10.2005 gün 2005/10254-8839 sayılı bozma kararında özetle; “Hazine, çekişmeli taşınmazın devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğu iddiası ile dava açtığı halde mahkemece zilyetlikle kazanma koşullarının yeterince araştırılmadığı, yörede orman kadastrosunun yapılıp yapılmadığının orman idaresinden sorularak, alınacak cevaba göre taşınmazın orman sayılan yerlerden olup olmadığının belirlenmesi ve zilyetlikle taşınmaz edinme koşullarının araştırılarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi” gereğine değinilmiştir. Mahkemece bozma kararına uyularak davanın reddine, dava konusu taşınmazın tespit gibi davalı adına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm davacı Hazine tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kadastro tespitine itiraz niteliğindedir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde orman kadastrosu 3402 Sayılı Yasanın 4. maddesi hükmüne göre yapılmıştır.
Mahkemece bozma kararına uyulmakla birlikte bozmanın gerekleri yerine getirilmemiştir. Şöyle ki; hükme dayanak yapılan orman bilirkişi raporunda, çekişmeli taşınmazda buğday ekili olduğu, kenar kısımlarda …, akçakesme, sakız ve defne gibi maki türleri bulunduğu, 1952 tarihli … fotoğrafından elde edilen topoğrafik memleket haritasında ve 1959 yılına ait … fotoğraflarında koyu renkli makilik alan olarak gözüktüğü, ortalama % 6 eğimli olduğu, orman sayılmayan yerlerden olduğu ifade edilmiş ise de taşınmazın eğiminin neye göre belirlendiği açıklanmamıştır. Bilindiği üzere, 6831 Sayılı Yasanın 1/j maddesinin
-2-
2007/13411 – 2008/2649
karşıt kavramından % 12’den fazla eğimli fundalık ve makilik yerler orman ve … muhafaza karakteri taşıdığından bilimsel olarak da orman sayılır. Çekişmeli taşınmazın üzerinde de halihazırda maki türü ağaçlar bulunduğuna göre taşınmazın eğiminin belirlenmesinde zorunluluk bulunmaktadır. Kaldı ki; orman bilirkişi raporu ekindeki aplikeli memleket haritasında çekişmeli taşınmazın işaretlendiği yerdeki renkler ve rumuzlar net olarak gözükmemektedir. Bu durumda; orman bilirkişi raporu yetersiz olup bu rapora dayanılarak karar verilemez. Diğer taraftan; Hazine; devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğu iddiası ile dava açtığı halde 3402 Sayılı Yasanın 14 ve 17. maddeleri gereğince imar-ihya ve zilyetlik yoluyla taşınmaz edinme koşulları yeterince araştırılmamıştır. Bunlardan ayrı; çekişmeli taşınmazın bir bölümünde halihazırda taşlık, … ve makilik alanlar bulunmakta olup bu yerlerde 3402 Sayılı Yasanın 17. maddesi anlamında imar ve ihyanın tamamlandığı, zilyetlikle taşınmaz edinme koşullarının oluştuğundan söz edilemez. Mahkemece bu durum dikkate alınmaksızın yazılı şekilde karar verilmesi de doğru değildir.
O halde; mahkemece, öncelikle eski tarihli memleket haritası, … fotoğrafları, varsa amenajman planı, halihazır harita, topoğrafik haritalar, münhanili kadastro paftası ilgili yerden getirtilip önceki bilirkişiler dışında halen … ve Orman Bakanlığı ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman serbest orman mühendisleri arasından seçilecek iki orman yüksek mühendisi, bir … elemanı aracılığıyla yeniden yapılacak inceleme ve keşifte, eğim ölçer aletler (klizimetre) kullanılıp, münhanili kadastro paftasından, memleket haritası, halihazır harita ve topoğrafik haritalardan da yararlanılmak suretiyle taşınmazların gerçek eğimi belirlenmeli, memleket haritası ve … fotoğrafları çekişmeli taşınmaz ile birlikte … araziye de uygulanmak suretiyle taşınmazın öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; 3116, 4785 ve 5658 Sayılı Yasalar karşısındaki durumu saptanmalı; tapu ve zilyedlikle ormandan … kazanma olanağı sağlayan 3402 Sayılı Yasanın 45. maddesinin ilgili fıkraları, Anayasa Mahkemesinin 01.06.1988 gün ve 31/13 E.K.; 14.03.1989 gün ve 35/13 E.K. ve 13.06.1989 gün ve 7/25 E.K. sayılı kararları ile iptal edilmiş ve kalan fıkraları da 03.03.2005 gününde yürürlüğe giren 5304 Sayılı Yasanın 14. maddesi ile yürürlükten kaldırılmış olduğundan, bu yollarla ormandan yer kazanılamayacağı, öncesi orman olan bir yerin üzerindeki orman bitki örtüsü yok edilmiş olsa dahi, salt orman toprağının orman sayılan yer olduğu düşünülmeli; … yapısı, bitki örtüsü ve çevresi incelenmeli; … ve uzman orman bilirkişilerden, taşınmazın konumunu gösteren orijinal-renkli (renkli fotokopi) memleket haritasının ölçeği kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeği de memleket haritası ölçeğine çevrildikten sonra, her iki harita komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine ablike edilmek suretiyle, çekişmeli taşınmazın konumunu … parsellerle birlikte haritalar üzerinde gösterecekleri ayrı renklerle işaretli ve bilirkişilerin onayını taşıyan, duraksamaya yer vermeyecek nitelikte kroki düzenlettirilmeli, orman içi açıklık niteliğinde olup olmadığı yönünde bilimsel verileri bulunan yeterli rapor alınmalı, keşifte, çekişmeli taşınmaz hakim tarafından gözlemlenmeli, taşınmaz üzerinde neler bulunduğu (bitki örtüsü, ağaçların cinsi, sayısı vb.) ayrıntılı olarak keşif tutanağına yazılmalı, komşu parsellerin tutanak ve dayanakları getirtilip uygulanmalı, çekişmeli yeri sınır olarak nasıl nitelendirdikleri araştırılmalı, çekişmeli taşınmazın devletin hüküm ve tasarrufu altında ve orman sayılan yerlerden olup olmadığı belirlenmeli, taşınmazın devletin hüküm ve tasarrufu altındaki orman sayılan yer olması halinde davanın kabulüne, taşınmazın orman niteliği ile Hazine adına tapuya tesciline karar verilmelidir.
-3-
2007/13411 – 2008/2649
Çekişmeli taşınmazın, orman sayılmayan yerlerden olduğunun belirlenmesi halinde, Hazine devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğu iddiası ile dava açtığına göre 3402 Sayılı Yasanın 14 ve 17. maddeleri gereğince imar-ihya ve zilyetlik yoluyla taşınmaz edinme koşullarının araştırılması gerekeceğinden, bu kez dava konusu taşınmazın bulunduğu yere ilişkin olarak 1980-1985 yıllarına ilişkin 1/20000 ve 1/25000 ölçekli stereoskopik … fotoğrafları ile aynı yıllara ilişkin fotogonometri yöntemiyle düzenlenmiş harita bulundukları yerlerden getirtilmeli, ziraat mühendisi, harita mühendisi ve orman mühendisi ile birlikte … fotoğrafları; topoğrafik harita ve kadastro paftası ile çakıştırıldıktan sonra mahalline uygulanmalı, stereoskop aletiyle incelenmeli, …, ziraat ve orman bilirkişi tarafından taşınmaz üzerinde tam olarak hangi tarihten itibaren zilyetliğin başladığı belirlenmeli, kadastro tesbit tarihine kadar geçen zilyetlik süresinin iktisap için yeterli olup olmadığı üzerinde durulmalı, zilyetlik olgusunun maddi olaylara dayalı olmasından hareketle, maddi olayların ancak tanık, bilirkişi ve benzeri anlatımlarla kanıtlanacağı gözetilmeli (H.G.K. 30/03/1994 gün ve 1993/8-939-1994/176 sayılı kararı), komşu parsellerin tutanak ve dayanakları uygulanmalı; bu taşınmazı sınır olarak nasıl nitelendirdikleri araştırılmalı; tarafların bildirecekleri zilyetlik tanıkları taşınmaz başında dinlenmeli; zilyetliğin ne zaman başladığı, kaç yıl, ne şekilde devam ettiği sorulup, kesin tarih ve olgulara dayalı, açık yanıtlar alınıp; tespit tarihine kadar davacı kişi yararına zilyetlikle kazanma koşullarının oluşup oluşmadığı belirlenmeli; 3402 Sayılı Yasanın 14. maddesi uyarınca, davacı ile eklemeli zilyet/ler yönünden de Tapu Sicil ve Kadastro Müdürlükleri ile Mahkeme Yazı İşleri Müdürlüğünden senetsiz belgesiz araştırması yapılıp, … ve susuz olarak kazanılmış … miktarı belirlenip, yasanın getirdiği 40/100 dönüm sınırlamasının aşılıp aşılmadığı saptanmalı, çekişmeli taşınmazın imar ihyası yapılmamış taşlık , … ve makilik bölümlerinin zilyetlikle kazanılamayacağı gözetilerek … bilirkişiden bu bölümlerin yüzölçümlerini gösterir şekilde rapor alınmalı ve bu yerler Hazine adına tescil edilmeli, … arazisi olarak kullanılan bölümler yönünden ise ulaşılacak sonuca göre bir hüküm kurulmalıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; Hazinenin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA 21/02/2007 günü oybirliği ile karar verildi.