Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2007/1306 E. 2007/3961 K. 27.03.2007 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2007/1306
KARAR NO : 2007/3961
KARAR TARİHİ : 27.03.2007

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki tescil davasının yapılan yargılaması sonunda; davanın reddi yolunda kurulan 06.07.2006 günlü hükmün Yargıtayca duruşmalı olarak incelenmesi davacı … vekili tarafından istenilmekle, tayin olunan 27.03.2007 günü için yapılan tebligat üzerine, temyiz eden … vekili gelmedi, karşı taraftan Hazine vekili Av…. ve Orman Yönetimi vekili Av…. … geldiler, başka gelen olmadı, açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, gelenlerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı. Daha sonra dosya içindeki tüm belgeler incelenip gereği düşünüldü:

K A R A R
Hükmüne uyulan Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 01.04.2004 gün ve 2003/11348-2004/3123 sayılı bozma kararında özetle; “Mahkemece yapılan araştırma ve inceleme ile bilirkişi raporunun yeterli olmadığı, bu nedenle;
1- 1993 yılında 4785 Sayılı Yasa gözönünde bulundurularak yapılan orman kadastrosu ve aplikasyon işleminde 1942 yılında yapılarak kesinleşen orman tahdidi ile belirlenen orman sınırlarının daraltıldığı, bu nedenle 1942 ve 1993 yıllarına ait çalışma tutanakları ile ilgili mahkeme kararları ve kararların dayanağı olan kroki ve haritaların getirtilmesi,
2- 1953 yılında yapılan genel arazi kadastrosu ve 1977 yılında yapılan tamamlama kadastrosu ve 1993 yılında 6831 sayılı yasanın 2/B maddesi gereğince orman sınırları dışına çıkarılan alanlarda yapılan arazi kadastrosu sırasında düzenlenen fotogometri yöntemi ile düzenlenen 1/5000 ölçekli arazi kadastro paftaları ile çekişmeli taşınmazlara komşu olan parsellerin dosyada bulunmayan kadastro tesbit tutanakları ile var ise dayanağı olan tapu ve vergi kayıtlarının ve bunlardan tapu kayıtları hükmen oluşanlara ait dava dosyalarının getirtilmesi,
3- … Ovasında aynı nedenle bir çok taşınmaz dava konusu edildiğinden bu taşınmazların tümünü gösterir şekilde eski tarihli memleket haritası, … fotoğrafı ve amenajman planları uygulanarak, bu belgelere göre niteliklerinin belirlenmesi, öncesi orman olan yerlerin 4785 Sayılı Yasa gereği devletleştirilmiş orman olacağının gözönünde bulundurulması, bu yerde 4785 Sayılı Yasa hükümlerine göre devletleştirme yapıldığı bilindiğinden taşınmazların bulunduğu (… Ovası) yerde böyle bir haritanın bulunup bulunmadığının, başka amaçla devletleştirme veya kamulaştırma yapılıp yapılmadığının, T.Evvel 1295 tarih 25, 27, 28, 30, 31 ve Haziran 1337 tarih 39 sıra numaralı tapu kaydı maliki … bey mirasçıları … ve müşterekleri tarafından devletleştirme bedelinin tahsiline ilişkin dava açılıp açılmadığının, açılmışsa sonucunun ne olduğunun, Orman Genel Müdürlüğü, Milli Emlak Genel Müdürlüğü, Hazine ve bu kurumların yerel birimlerinden sorulması, gerektiğinde bu konularda mahkeme kayıtları üzerinde de araştırma yapılarak, kamulaştırma yada devletleştirme ile ilgili mahkeme kararları ve haritaları ile idari kararlar ve eklerinin bulunduğu yerden istenmesi,
4- Bu eksiklikler tamamlanıp dosya keşfe hazır edildikten sonra, önceki bilirkişiler dışında serbest orman mühendisleri arasından seçilecek üç orman mühendisi, üç harita mühendisi ve üç ziraat uzmanından oluşturulacak bilirkişi kurulu aracılığıyla yeniden keşif yapılarak; 1942 ve 1993 yıllarında yapılıp kesinleşmiş tahdit haritaları, orman sınırlarının iptaline veya genişletilmesine ilişkin mahkeme kararları, kararların dayanağı kroki ve haritalar, kamulaştırma 4785 Sayılı Yasa ile gerçekleşen devletleştirme dışında farklı bir devletleştirme
var ise buna ilişkin karar ve haritalar, 1953, 1977 ve 1993 yıllarındaki arazi kadastrosunda düzenlenen tapulama ve kadastro paftaları, 1/25000 ölçekli en eski tarihli memleket haritası, amenajman planı ve … fotoğrafları, ölçekleri denkleştirilmek ve 1/2000 ölçeğe dönüştürülmek suretiyle sağlıklı bir biçimde, … Ovasında biribirine bitişik ve aynı nedenle dava konusu edilen tüm taşınmazlara ayrı ayrı ve sonra bir bütün olarak uygulanıp, böylece taşınmazların memleket haritası, amenajman planı ve … fotoğraflarındaki konumu belirlenmesi, çekişmeli taşınmazların orman tahdit hatlarına göre konumlarının duraksamaya yer vermeyecek biçimde saptanması; tutanaklardaki ve kararlardaki orman sınır noktaları arazide bir bir bulunup ölçülerek yöntemince zemine uygulanması; bulunamayan orman sınır noktaları bulunan orman sınır noktalarından hareketle tutanak ve kararlardaki açı ve mesafeler dikkate alınarak, yönetmelik ve teknik izahnamede belirlenen yöntem ile bulunup zeminde işaretlenmesi, bulunamayan orman sınır noktaları kayıp olmuş ise bunun nedenlerinin belirlenmesi, orman sınır noktalarının yerlerinin değiştirilip değiştirilmediğinin saptanması, bilirkişilere aynı şekilde dava konusu edilen taşınmazların hepsinin, eski tarihli memleket haritası, … fotoğrafları ve amenajman planlarındaki konumunu gösteren, 1942 ve 1993 yıllarında belirlenen orman sınır hatları, mahkeme kararlarının ekleri ve idari kararların ekleri haritalar, 1953 arazi kadastro paftası, 1977 tamamlama kadastrosu ve 1993 yılında 2/B madde uygulamasıyla Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan alanlarda yapılan arazi kadastrosuna ilişkin pafta ile irtibatlandırılması, yalnız büro incelemesine değil araştırma ve incelemeye dayalı bilimsel verileri içeren rapor ve her bir uygulamanın ayrı renkteki kalemlerle işaretlenerek gösterileceği, uygulmayı denetlemeye ve kararın infazına olanak verecek biçimde biribirine bitişik ya da yakın olan taşınmazları aynı pafta üzerinde gösterecek biçimde bilirkişilerden birleşik kroki ve müşterek imzalı rapor alınması,
Yukarıda açıklanan yöntemle yapılacak uygulama ve araştırma sonunda;
a) Çekişmeli taşınmazlardan kısmen veya tamamen 1942 tahdit haritasının ya da 1993 yılında 3302 Sayılı Yasa uygulaması sonucu düzenlenen orman haritasının sınırları içinde bulunduğu ya da bu haritalar içinde kaldığı halde, 2/B madde uygulamasına konu edilip Hazine adına orman rejimi dışına çıkartılan yerler ile 1942 orman sınırları dışında olmakla birlikte, en eski tarihli memleket haritası ve amenajman planı ve … fotoğraflarında orman olarak nitelendirilen taşınmazlar hakkındaki davaların reddine karar verilmesi,
b) Yukarıda (a) bendinde yazılı yerler dışında kalıp da devletleştirme veya kamulaştırmaya da konu olmayan ve memleket haritası, amenajman ve … fotoğraflarının uygulanması sonucu da orman olarak nitelendirilmeyen yerde kalanlar varsa, onların zilyetlikle edinilmeye elverişli nitelikte bulunup bulunmadığı yönü ile zilyetliğin süre ve biçiminin araştırılması, taşınmazın 1953 yılında yapılan arazi kadastrosu paftasında Devlet … Ormanı olarak tapulama dışı bırakılması halinde bu yerler orman sayılacağından imar ihyaya konu olamayacağı düşünülerek, diğer bölümler üzerinde imar ihyanın ne zaman başladığı, ne şekilde yapıldığı, ne zaman bitirildiği, zilyetliğin başlangıç tarihi ile zilyetlik süresi, şekli ve ekonomik amacına uygun olup olmadığı, evlerin yapım tarihinin, daha önce bilgisine başvurulmamış yeterince yaşlı yerel bilirkişiler ile davacı tarafların göstereceği tanıklardan yer, zaman ve somut olaylara dayalı olarak sorulması; ziraat uzmanı bilirkişilere taşınmazların çeşitli bölümlerinden alınacak … numuneleri incelettirilip, çevresi ile kıyaslanarak; taşınmazların imar ihya görüp görmediği, … toprağı olup olmadığı, taşınmazların üzerlerindeki bitki örtüsü, ağaç ve ağaçcıkların yaşları, varsa aşı yaşları, toprağın tarımda kullanılıp kullanılmadığı, kullanılıyor ise süresi, … yapısı hususlarında bilimsel veriler taşıyan rapor alınması, bundan sonra toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi” gereğine değilmiştir. Mahkemece bozma kararına uyulduktan sonra taşınmazın öncesi orman olduğu, 3402 Sayılı Yasanın 17. maddesi hükmüne göre imar, ihya ve zilyetliğe konu olamayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı gerçek kişi vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, Medeni Yasanın 713. maddesi hükmü uyarınca tapusuz olan taşınmazın tesciline ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde tesbit tarihinden önce 1942 yılında yapılıp kesinleşen orman kadastrosu ile 1977 yılında yapılıp dava tarihinde kesinleşen 1744 Sayılı Yasa ile değişik 6831 Sayılı Yasanın 2. madde uygulaması bulunmaktadır. Daha sonra 1993 yılında yapılarak dava tarihinde kesinleşen aplikasyon ile 4785 Sayılı Yasa gözetilerek yapılan orman kadastrosu ve 2/B uygulaması vardır. Genel arazi kadastrosu işlemi de, 1953 yılında yapılmış ve kesinleşmiştir.
Keşifte bilgilerine başvurulan uzman orman bilirkişiler kurulu, … Köyü, … mevkiinde bulunan ve bilirkişi krokisinde (A) ile gösterilen 498,88 yüzölçümündeki dava konusu taşınmazın 3116 Sayılı Yasaya göre 1942 yılında yapılan orman tahdidi ile 1993 yılında yapılan orman kadastrosunda orman sınırları dışında bulunduğunu, 1939 çekim tarihli … fotoğrafları ile 1959 basım tarihli memleket haritasında orman olarak gözüktüğünü, yer yer orman ağaçları ile de kaplı bulunduğunu, saptanan bu niteliğine göre, 6831 Sayılı Yasanın 4999 Sayılı Yasa ile değişik 7. maddesi ile getirtilen “evvelce sınırlaması yapılmış olup da, herhangi bir nedenle orman sınırları dışında bırakılmış orman” olarak değerlendirilmesi gerektiğini Ziraatçi Bilirkişer Kurulu ise taşınmazın eğinin %18 olduğunu üzerinde 12 adet 5-15 yaşlarında meyve ağaçları bulunduğunu üzerinin zeminin yabancı otlar ile kaplı bulunduğunu ve … arazisi olarak kullanılmadığını bildirmişlerdir.
Dosya kapsamına ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince işlem yapılarak hüküm kurulmuş olmasına ve yörede 1953 yılında yapılan genel kadastro sırasında, çekişmeli taşınmazın kadastro paftasına “Devlet … Ormanı” şeklinde belirtme yazılmak suretiyle tespit dışı bırakıldığına, 1939 tarihli … fotoğrafları ve 1959 basım tarihli memleket haritasında Devlet ormanı niteliğinde bulunduğuna, 3116 Sayılı Yasa hükümleri gözetilerek 1942 yılında yapılan ilk orman kadastrosunda orman sınırları dışında bırakılmışsa da, 3116 Sayılı Yasaya göre sadece devlet ormanları belirlenmiş, 13.07.1945 tarihinde yürürlüğe giren 4785 Sayılı Yasa ile özel ve tüzel kişilere ait tüm ormanlar devletleştirilmiş olması nedeniyle 1942 yılında yapılan orman sınırlandırmasının dışında kalan taşınmazların orman niteliğini ve hukuki durumunu saptamakta yeterli olmayacağı, 1953 yılında yapılan kadastro sırasında paftasında Devlet … Ormanı belirtmesi yapılarak tapulama dışı bırakılan ve resmi belgelerde de orman olduğu saptanan dava konusu taşınmazın 4785 Sayılı Yasa karşısında devletleştirilen orman sayılması nedeniyle bu özelliğini 1993 yılında yapılarak kesinleşen orman kadastrosunda orman sınırları dışında bırakıldığı tarihe kadar sürdüreceğinden, daha önceki tarihlerdeki zilyetliğe değer verilmeyeceği, bu olgunun Hukuk Genel Kurulunun (18.02.1998 gün 1998/8-15 E..-1998/129 K. ve 2000/8-1264 E.-2000/1250 K. sayılı ve 24.10.2001 gün, 2001/8-964 E.-751 K., 2004/8-242 E.-2004/292 K. sayılı) kararları ile de kabul edildiğine, taşınmazın … arazisi olarak kullanılmadığı, bu nedenle davacı yararına 3402 Sayılı Yasanın 14 ve 17. maddesinde yazılı kazanım koşullarının oluşmadığına ve 18.11.2003 tarihinde yürürlüğe giren 4999 Sayılı Yasayla değişik 6831 Sayılı Yasanın 7. maddesindeki “herhangi bir nedenle orman sınırları dışında bırakılan taşınmazların orman sınırları içine alınabileceği” hükmü de gözetilerek, davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığına göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA ve yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenen 500.00.- YTL. vekalet ücretinin davacı gerçek kişiden alınarak davalılar Hazine ve Orman Yönetimine ayrı ayrı verilmesine, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine 27/03/2007 gününde oybirliği ile karar verildi.