Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2007/12944 E. 2007/15909 K. 06.12.2007 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2007/12944
KARAR NO : 2007/15909
KARAR TARİHİ : 06.12.2007

MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

K A R A R
Davacı, … Köyü Çiflik mevkiinde bulunan taşınmazların 1927 yılında 2510 Sayılı Yasaya göre ….., Köy halkına bedeli karşılığında satılarak tapularının teslim edildiğini, 1943 yılında yapılan arazi kadastro çalışmaları sırasında tapu kayıtları ile arazilerin zemindeki miktarları arasında fark olması nedeni ile Hazine hakkının zarara uğramaması için tedbiren Hazine adına idari yoldan tapuya tescil edildiklerini 1971 yılında ise miktar fazlası olan bölümlere ilişkin olarak hak sahipleri yada mirasçılarının yeniden borçlandırılarak, bedellerinin ödenmesi üzerine hak sahiplerine yazılar gönderilerek tapularını almalarının istendiği, ancak; aradan geçen 45 yıllık süre içerisinde arazilerin mirasın intikali, taksim ve satışlar nedeniyle el değiştirmesi neticesinde hak sahiplerinin tapu kayıtlarını alamadıklarını, çekişmeli taşınmazların bir bölümünün Orman Fidanlık Müdürlüğüne tahsis edildiğini, bu konuda topluca açılan davalarının Eskişehir 2.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2005/139 E. sayılı dosyasında davanın açılmamış sayılmasına karar verildiğini belirterek, … Köyü 71 ada 11, 12, 14, 16 ve 18 parsel sayılı 2204 m2, 620 m2, 8331 m2, 1491 m2 ve 62.368 m2 yüzölçümündeki Devlet Ormanı niteliği ile tapuda kayıtlı olan taşınmazlarla ilgili Orman Yönetiminin tel örgü ile çevirmek sureti ile zilyetliği önleyici davranışın durdurulmasını, tapu kayıtlarının iptali ile adına tapuya tesciline karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece, uzman bilirkişi raporlarına göre çekişmeli taşınmazların orman sayılan yerlerden olduğunun anlaşıldığını, 2510 ve 4753 Sayılı Yasalar gereğince yapılan uygulamalarda bir çok kişiye ait taşınmazların haklı bir nedene dayanmaksızın Hazine adına tescil edildiği, Hazine tarafından dağıtılmış ise de tapuda intikal işlemlerinin yapılmadığı, 3402 Sayılı Yasanın 46/2.maddesinde 2 yıllık hak düşürücü sürenin 09.10.1989 tarihinde son bulduğu ve davanın hak düşürücü sürenin geçirilmesinden sonra açıldığından davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Dava tapu kaydının iptali ve tescil davası niteliğindedir.
Dosya kapsamından çekişmeli taşınmazların bulunduğu … Köyünde 1944 yılında arazi kadastro çalışmasının yapıldığı, Artaki Çiftliği olarak bilinen çiftliğin Eylül 317 tarih 47 ila 52, 57, 123, 124, 125, 128, 127, 130, 132, 134, 136 ila 140, 143 ila 148, 150, 152 ila 156 ve Eylül 221 tarih 50, 52, 58, 59 ve 60, Mart 319 tarih 177 ila 183, Ağustos 301 tarih 33 t.evvel 309 tarih 65 ve 69 numaralı tapu kayıtlarında ismi geçen kişilerin mütegayyip şahıslar oldukları, 2613 Sayılı Yasa gereğince bu taşınmazların Hazineye ait olduğu, kadastroca 47, 50, 69, 56, 70, 71, 72 ve 75 ada numaraları altında tesbit edilen yerlerin 157 parça olarak Kızılinliler Köy halkına tevzi edilip, borçları tamamen ödenmiş ise de, hak sahiplerinin bu tevziye riayet etmiyerek ikinci defa taşınmazları taksim ederek 450 den fazla parçaya ayırdıkları ve tevzi krokilerinin zemine uymadığı ,ayrıca zemindeki hudutların sabit olmadığı, bu taşınmazların zilyetleri adına tescilinin hazineyi zarara uğratacağı anlaşıldığından tarla niteliği ile Hazine adına tescil edildiği, daha sonra milli emlak müdürlüğünün 28.12.2004 tarih 8993 sayılı yazıları üzerine Kadastro Müdürlüğünün 27.12.2004 tarih ile tanzim ve tasdik olunan krokili beyannamesi gereğince taşınmazların tarla olan vasfının “Devlet Ormanı” olarak tashihen tescil edildikleri anlaşılmaktadır.
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye ve çekişmeli taşınmazların tevzi yoluyla davacıya verilmediği gibi 1944 yılında 2613 Sayılı Yasaya göre yapılıp kesinleşen kadastroda Hazine adına tesbitlerinin yapıldığı, davanın açıldığı tarihe göre 3402 Sayılı Yasanın 12/3. ve geçici 4/3. maddelerinde de yazılı 10 ve 1 yıllık hak düşürücü sürelerin geçtiği ve uzman orman bilirkişi tarafından resmi belgelere dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan inceleme ve araştırmada orman sayılan yerlerden olduğu anlaşıldığına ve mahkemece de bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığına göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine 06/12/2007 gününde oybirliği ile karar verildi.