Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2007/12643 E. 2007/12649 K. 22.10.2007 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2007/12643
KARAR NO : 2007/12649
KARAR TARİHİ : 22.10.2007

MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi

Taraflar arasındaki kadastro tespitine ve orman kadastrosuna itiraz davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı … vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

K A R A R

Hükmüne uyulan Yargıtay 20.Hukuk Dairesinin 10/10/2002 gün ve 2002/5558-7880 sayılı bozma kararında özetle; “Kadastro sırasında … Köyü 2157 parsel sayılı 109.900 m2 yüzölçümündeki taşınmaz 2138 ila 2175 sayılı parsellerle öncesinin bir bütün olduğu, Mart 1336 tarih 1 no’lu sicilden gelen Mayıs 1952 tarih 2 sıra no’lu tapu ve 127 tahrir numaralı vergi kaydı kapsamında kaldığı gerekçesiyle davalılar adına tesbit edildiği, mahkemece tapu ve vergi kayıtları usulünce uygulanmadığı gibi, tapu ve vergi kayıtları …, … eteği ve fundalık sınırları nedeniyle değişir sınırlar içerdiğinden bu tür kayıtların kapsamının yüzölçümüne değer verilerek belirleneceğinden, tututunulan tapu kayıtlarının ilk tesisindeki yüzölçümü ile kapsadığı kısımlar orman değilse, miktar fazlasının sınırda bulunan ormana elatılmak suretiyle kazanıldığının gözetilmesi, ayrıca bozma öncesi Bakanlık mütalaası ile alınan orman bilirkişi raporu ile yine hükme dayanak alınan orman bilirkişi raporu arasında eğim ve eylemli durum yönüyle çelişkiler olduğu ve mahkemece bu çelişkiler üzerinde durulup giderilmediğinden, üç kişilik uzman orman bilirkişiler kurulu aracılığı ile yeniden yapılacak keşifte resmi belgelere uygulanmak suretiyle taşınmazın öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiğinin belirlenmesi” gereğine değinilmiştir. Mahkemece, bozma kararına uyulduktan sonra davanın kısmen kabulüne ve dava konusu … Köyü 2157 sayılı parselin … bilirkişi raporunda (A) ile işaretli 105,450 m2’lik bölümünün tesbit gibi tarla niteliği ile davalılar ve ölü davalıların mirasçıları adına, (B ile işaretli 4450 m2’lik bölümünün ise orman niteliği ile Hazine adına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm davacı … vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, kadastro tespitine ve orman kadastrosuna itiraz niteliğindedir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde tesbit ve dava tarihinden sonra 24/05/1985 tarihinde ilanı yapılıp eldeki dava nedeniyle kesinleşmeyen orman kadastrosu ve 2/B madde uygulaması bulunmaktadır. Çekişmeli taşınmaz bu uygulamada tahdit dışında bırakılmıştır.
Hükmüne uyulan bozma ilamında; davalı tarafın tutunduğu tapu kaydının usulen yerine uygulanması, tapu kaydı değişebilir sınırları içerdiğinden kapsamının yüzölçümüne değer verilerek belirleneceği ve kaydın ilk tesisindeki yüzölçümü ile kapsadığı asıl kısımları orman değilse miktar fazlasının sınırdaki ormana el atmak suretiyle kazanıldığının kabulü gereğine değinildiği ve mahkemece bozma ilamına uyulduğu halde, dava konusu tapu kaydının yüzölçümü kapsamı dışında kaldığı ancak, 127 tahrir nolu vergi kaydının kapsamında kaldığı ve taşınmazın temyize konu (A) bölümü üzerinde 3402 Sayılı Yasanın 14 ve 17. maddelerindeki zilyetlikle mülk edinme koşullarının davalılar yararına oluştuğu gerekçesiyle bozma ilamına aykırı bir şekilde davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Mahkemece bozma ilamına uyulmakla lehine olan davacı … yararına usuli kazanılmış hak mahkemeye de bozma gereğini tam olarak yerine getirme yükümlülüğü doğar. Dayanılan tapu ve vergi kaydı aynı sınırlı olup, davalı taşınmaz da dahil birçok parsele uygulanmıştır. Uygulandığı parsellerin toplam yüzölçümü 437.448 m2’dir. Bu husus mahkemenin de kabulündedir. Kayıtlar, sahibi lehine olduğu kadar aleyhine de delil oluşturur. Kayıt ve belgelerle eylemli duruma aykırı düşen bilirkişi veya tanık sözlerine değer verilemez. Kural olarak; tapu ve vergi kayıtlarının aynı yere ait olması halinde önceki tarihli olan tapu kaydına değer verilerek uyuşmazlığın çözümlenmesi gerekir. Somut olayda; dava konusu taşınmaz davalıların tutunduğu önceki tarihli Mart 1336 tarihli 1 nolu tapu kaydının yüzölçümü (64351 m2) nazara alındığında tapu miktar fazlası olan taşınmazın sınırdaki onama el atılmak suretiyle kazanıldığının kabulü gerekir. 1962 tarihli memleket haritasında açık alan olarak gözüken yerlerde dahi keşif günü itibariyle bulunmayan … ağaçlarının varlığını gösterir simgeler bulunmaktadır. Anayasanın 169 ve 3402 Sayılı Kadastro Yasasının 18/2. maddeleri uyarınca ormanların zilyetlikle kazanılması mümkün değildir. Açıklanan bu maddi ve hukuksal olgular karşısında davanın kabulüne ve parselin tamamının orman niteliği ile Hazine adına tesciline karar vermek gerekirken yazılı ve bozma ilamına aykırı şekilde davanın kısmen kabulüne karar verilmesi olası doğru değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, Orman Yönetiminin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcın istek halinde yatırana iadesine 22/10/2007 gününde oybirliği ile karar verildi.