Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2007/11981 E. 2007/15712 K. 04.12.2007 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2007/11981
KARAR NO : 2007/15712
KARAR TARİHİ : 04.12.2007

MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi

Taraflar arasındaki orman ve arazi kadastrosuna itiraz davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı … vekili ile davalılardan … tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

K A R A R
Davacı …, 26.11.1970 tarihinde Asliye Hukuk Mahkemesinde açtığı 1970/525 Esas sayılı orman kadastrosuna itiraz davasında, Kayran ve Yöre Köylerinde orman sınırları dışında bırakılan yaklaşık 165 adet parsel ile tespit harici bırakılan bir kısım arazinin orman sınırları içine alınmasını istemiştir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne ilişkin olarak verilen 25.05.1982 günlü kararın Hazine tarafından temyizi üzerine, Yargıtay 14. Hukuk Dairesince “husumetin hak sahibi gerçek kişilere yöneltilerek taraf oluşturulması ve bundan sonra işin esası hakkında karar verilmesi” gereğine değinilerek bozulmuş, mahkemece bozmaya uyulduktan sonra, davaya bakmanın Kadastro Mahkemesinin görevine girdiğinden bahisle görevsizlik kararı verilip Kadastro Mahkemesine devredilerek 1993/10 Esasa kaydedilmiştir.
Diğer yandan; yörede 1988 yılında yapılıp 28/3-1989-27/4/1989 tarihleri arasında ilan edilen arazi kadastrosu sırasında, Kayran Köyü 1838 parsel İncir bahçesi niteliğinde 15984 m2 yüzölçümünde, 1841 parsel tarla niteliğinde 3128 m2 yüzölçümünde, 1842 parsel İncir bahçesi ve tarla niteliğinde 6346 m2 yüzölçümündeki taşınmazlar 1937 tarih 2035 sayılı vergi kaydı ve zilyetlik nedenine dayalı olarak, 1842 parsel …, 1838 ve 1841 parseller …., adlarına tespit edilmiştir. …, 01/05/1989 tarihinde bu parseller hakkında Kadastro Mahkemesinin 1989/171, 1989/132 ve 1989/134 Esas sayılı dava dosyalarında kadastro tespitine itiraz etmiş, mahkemece davalar 1989/134 Esas sayılı dava dosyasında birleştirildikten sonra, 16/04/1990 gün ve 1990/116 sayılı görevsizlik kararı verilip 30/05/1990 tarihinde kesinleştirilerek, dava Sulh Hukuk Mahkemesinin 1990/217 Esasına kaydedilmiş, ancak, Sulh hukuk Mahkemesince de davanın değerinin yüksek olması nedeniyle dosyada görevsizlik kararı verilerek dava, Asliye Hukuk mahkemesinin 1991/56 Esasına kaydedilmiştir. Asliye Hukuk mahkemesinin 1991/56-1993/273 sayılı kararı ile orman kadastrosu kesinleşmediği gerekçesiyle görevsizlik kararı verilerek, dosya Kadastro Mahkemesine aktarılıp 1996/6 Esasa kaydedildikten sonra, yukarıda belirtilen ve Orman Yönetimince, orman kadastrosuna itiraza ilişkin, öncesi Asliyle Hukuk Mahkemesinin 1970/525 Esas olan Kadastro Mahkemesinin 1993/10 Esas sayılı dava dosyası ile birleştirilmiş ise de, davaların çözümünün daha sağlıklı olacağı gerekçesiyle, 838, 841 ve 842 parseller hakkındaki Orman Yönetiminin davası tefrik edilerek, Kadastro Mahkemesinin 2003/120 sayılı esasına kaydedilmiştir.
Mahkemece, Orman Yönetiminin orman kadastrosuna itiraz davasının kısmen kabul kısmen reddine, 1838 ve 1841 parsel sayılı taşınmazların tamamı ile 1842 parsel sayılı taşınmazın bilirkişi raporuna ekli haritada (A) ile gösterilen kahverengi taralı alanın orman tahdidi içine alınarak orman niteliği ile Hazine adına tesciline, aynı krokide (B) ile gösterilen mavi renkte taralı 17554,716 m2 yüzölçümündeki alanın aynı parsel numarası ile kayıt malikleri
adına tesciline, orman tahdit sınırının bilirkişilerin raporuna ekli haritada kırmızı renkli kalemle çizilen sınır şeklinde kabulüne, mahkemenin kabulüne … düşen 13 nolu orman tahdit komisyonunun bu yere ilişkin orman tahdidinin iptaline karar verilmiş, hüküm davacı … vekili ile davalı … tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, orman ve arazi kadastrosuna itiraz niteliğindedir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu Kayran Köyünde 16.12.1969 tarihinde ilanı yapılıp eldeki dava nedeniyle kesinleşmeyen orman kadastrosu vardır.
1- İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye ve çekişmeli taşınmazın, uzman orman bilirkişi tarafından resmi belgelere dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan inceleme ve araştırmada 1838 ve 1841 parsel sayılı taşınmazların tamamı ile 1842 parsel sayılı taşınmazın bilirkişi raporuna ekli haritada (A) ile gösterilen kahverengi taralı alanın orman sayılan yerlerden olduğu ve komşu 1840 parsel sayılı taşınmazın da mahkemenin 2003/22 Esas sayılı dava dosyasında yapılan yargılama sonucunda 01/12/2003 gün ve 2003/65 sayılı karar ile orman olarak tesciline karar verilerek kesinleştiğinin anlaşıldığına ve yazılı biçimde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmadığına göre, 1838 ve 1841 parsel sayılı taşınmazların tamamı ile 1842 parsel sayılı taşınmazın bilirkişi raporuna ekli haritada (A) ile gösterilen kahverengi taralı alan hakkındaki davalı …’un yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile bu taşınmazlara yönelik usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASI gerekmiştir.
2- … vekilinin 1842 parsel sayılı taşınmazın bilirkişi raporuna ekli haritada (B) ile gösterilen mavi renkte taralı 17554,716 m2 yüzölçümündeki alana ilişkin temyiz itirazlarına gelince; mahkemece 1842 parsel sayılı taşınmazın (A) ile işaretli bölümünün uzman orman bilirkişi tarafından resmi belgelere dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan inceleme ve araştırmada orman sayılan yerlerden olduğunun doğru olarak saptandığı, geri kalan (B) ile işaretli taşınmazın ise tüm yönlerinin orman ile çevrili olduğu ve hukuken geçerli bir tapu kaydının bulunmadığı gözlenmiş olup, taşınmazın bu hali ile 6831 Sayılı Yasanın 17/2. maddesi kapsamında orman içi açıklık niteliğinde özel mülkiyete konu olamayacak, orman sayılan yerlerden olduğu anlaşılmaktadır.
6831 Sayılı Yasanın 17. maddesi, orman içi açıklıklarda … ve inşaat yapılmasına, hayvancılık amacı ile ağıl yapılmasına, bu kesimlerin özel mülke dönüşmesine izin vermez.
6831 Sayılı Yasa, madde: 17/1-2 Devlet ormanları içinde bu ormanların korunması, istihsal ve imarı ile alakalı olarak yapılacak her nevi bina ve tesisler müstesna olmak üzere; her çeşit bina ve ağıl inşaası ve hayvanların barınmasına mahsus yerler yapılması ve tarla açılması, işlemesi, ekilmesi ve orman içinde yerleşilmesi yasaktır.
Devlet Ormanlarının herhangi bir suretle yanmasından veya açıklıklarından faydalanılarak işgal, açma veya herhangi şekilde olursa olsun kesme, sökme, budama veya boğma yollarıyla elde edilecek yerlerle buralarda yapılacak her türlü yapı ve tesisler, şahıslar adına tapuya tescil olunamaz. Buralara doğrudan doğruya orman idaresince el konulur. Yanan orman alanlarındaki her türlü emval Orman Genel Müdürlüğünce değerlendirilir (03/07/2004 gün ve 5112 Sayılı Yasa ile değişik hali).
Yasa metninden açıkça anlaşıldığı gibi, hangi nedenle olursa olsun orman içi açıklıklarda …, inşaat ve hayvancılık yapmak amacı ile ağıl yapılamaz. Bu tür yerler özel mülk olamaz. Yönetim derhal el koyma hakkına sahiptir. Orman içi açıklıklardan yararlanabilmek için zorunlu olarak orman kullanılacaktır. Bu kullanım nedeniyle … açma, genişletme, yangın oluşması önlenemeyecek ve orman bütünlüğü bozulacaktır.
Ayrıca, bu tür taşınmazların öncesinin orman olma zorunluluğu yoktur. Zira, öncesi orman olan ve ormandan açılan taşınmazlar, 6831 Sayılı Yasanın 1. maddesi ve Yargıtay uygulamaları gereği oluşan kesin içtihatlara göre zaten orman sayılmaktadır. 17. maddede tanımı yapılan olgu, öncesi orman iken açılan yerlerle beraber ayrıca [HANGİ NEDENLE OLURSA OLSUN ORMAN İÇİ AÇIKLIKLARIN KAZANILAMAYACAĞI İLKESİNİ İÇERMEKTEDİR VE AMACI ORMAN BÜTÜNLÜĞÜNÜ KORUMAKTIR].
Yasa koyucu ayrı bir kavram oluşturmuş ve hangi nedenle olursa olsun orman içi açıklıklarda … ve inşaat ile özel mülke dönüşme yolunu kapamıştır. Bu itibarla, dava konusu taşınmazın memleket haritasında açık alanda gözükmesi bu olguyu değiştirmez. Etrafı ormanla çevrili olan taşınmazlar özel mülke dönüşüp, … ve inşaata açıldığında orman bütünlüğünün bozulacağı tartışmasızdır. Dairemizin bu yoldaki kararları Yargıtay Hukuk Genel Kurulunca benimsenmiş ve yerleşik kararlar halini almıştır [Y.H.G.K.’nun 10.12.1997 gün ve 1997/20-830/1034, 10.12.1997 gün ve 1997/20-808/1039, 22.10.2003 gün ve 2003/20-665/614 sayılı ve yine orman kadastrosunun kesinleştiği tarihten sonra 20 yıldan fazla süre geçse dahi orman içi açıklık konumunda olan taşımazların zilyedlik yoluyla kazanılamayacağı konusundaki 11.10.2004 gün ve 2004/7-531-582 sayılı kararları].
Tapu ve zilyetlik yoluyla kişi ve kurumların ormandan … kazanmasını sağlayan 3402 Sayılı Yasanın 45. maddesinin ilgili fıkraları da Anayasa Mahkemesinin 01.06.1988 gün ve 31/13 E.K.; 14.03.1989 gün ve 35/13 E.K. ve 13.06.1989 gün ve 7/25 E.K. sayılı kararları ile iptal edilmiş ve kalan fıkraları da 03.03.2005 gününde yürürlüğe giren 5304 Sayılı Yasanın 14. maddesi ile yürürlükten kaldırılmıştır.
Ayrıca; Bu tür yerler yasa gereği orman sayıldığı için, orman içi açıklık ve boşlukların zilyetlik yolu ile kazanılmasına yasal olanak yoktur. Dolayısıyla bu yollarla ormandan … kazanımından söz edilemez.
Mahkemece değinilen yönler gözetilerek 1842 parsel sayılı taşınmazın tümünün orman niteliği ile Hazine adına tesciline karar verilmesi gerekirken, delillerin takdirinde hataya düşülerek, bilirkişi raporuna ekli haritada (B) ile gösterilen mavi renkte taralı 17554,716 m2 yüzölçümündeki taşınmazın özel mülke dönüşmesini sağlayacak biçimde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır.
SONUÇ : 1- Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle; davalı …’un temyiz itirazlarının reddi ile 1838 ve 1841 parsel sayılı taşınmazların tamamı ile 1842 parsel sayılı taşınmazın bilirkişi raporuna ekli haritada (A) ile gösterilen kahverengi taralı alan hakkındaki usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASI NA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz eden davalı …’a yükletilmesine,
2- Yukarıda ikinci bentte açıklanan nedenlerle; Orman Yönetemi vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile 1842 parsel sayılı taşınmazın bilirkişi raporuna ekli haritada (B) ile gösterilen mavi renkte taralı 17554,716 m2 yüzölçümündeki alana ilişkin hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde Orman Yönetimine iadesine 04/12/2007 gününde oybirliği ile karar verildi.