Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2007/11449 E. 2007/14125 K. 12.11.2007 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2007/11449
KARAR NO : 2007/14125
KARAR TARİHİ : 12.11.2007

MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi

Taraflar arasındaki kadastro tesbitine itiraz davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı Hazine tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

K A R A R

Kadastro sırasında … Köyü 111 ada 162 parsel, 110 ada 40 parsel, 109 ada 1 parsel, 108 ada 33 parsel, 111 ada 168 parsel, 107 ada 3 parsel ve 101 ada 57 parsel sayılı, sırasıyla 402680 m2, 553960 m2, 600040 m2, 421920 m2, 1440 m2, 71200 m2 ve 6280 m2 yüzölçümündeki taşınmazlar, belgesizden 110 ada 40 parsel orman niteliğinde, diğer parseller ham … niteliğinde Hazine adına tesbit edilmiştir. Davacı Orman Yönetimi, 107 ada 3, 109 ada 1, 110 ada 40, 111 ada 168 parsellerin tamamının, 108 ada 33 ve 111 ada 162 parselin kısmen orman olduğu, davacı gerçek kişiler ise 111 ada 162 parsel içinde kendilerine ait tarlalar olduğu iddiasıyla dava açmışlardır. Mahkemece davacı Orman Yönetiminin davasının kısmen kabulüne, 107 ada 3, 109 ada 1 ve 110 ada 40 parsellerin tespitlerinin iptali ile orman niteliğinde hazine adına tesciline,
111 ada 168 parsele yönelik davanın reddine,
108 ada 33 parsele yönelik davanın kısmen kabulüne 20103,89 m2lik kısmın orman niteliğinde, kalan kısmın 401816,11 m2lik kısmın tespit gibi ham … niteliği ile Hazine adına tapuya tesciline,
111 ada 162 parselin 27359,82 m2lik kısmının orman niteliğinde Hazine adına tapuya tesciline,
Davacı …’ın davasının kabulü ile … bilirkişi krokisinde 1 nolu parsel olarak gösterdiği 192,73 m2 ve 2 nolu parsel olarak gösterdiği 4870,91 m2’lik kısmın 111 ada 162 parselden ifrazı ile … … mirasçıları adına tapuya tesciline,
Davacı … …’ın davasının kabulü ile … bilirkişi krokisinde 1 nolu parsel olarak gösterdiği 2620,27 m2 ve 2 nolu parsel olarak gösterdiği kısım taleple bağlı kalınarak 8380 m2 olarak 111 ada 162 parselden ifrazı ile … … mirasçıları adına tapuya tesciline,
Davacı … …’ın davasının kabulü ile, … bilirkişi krokisinde 1 nolu parsel olarak gösterdiği 143,51 m2 ve 2 nolu parsel olarak gösterdiği kısım taleple bağlı kalınarak 720 m2 olarak, 3 nolu parsel olarak gösterilen 5136,73 m2’lik kısmın 111 ada 162 parselden ifrazı ile … … mirasçıları adına tapuya tesciline,
Davacı Vahide …’ın davasının kısmen kabulü ile 13086,48 m2’lik kısmın 111 ada 162 parselden ifrazı ile Fethi … mirasçıları adına tapuya tesciline,
Davacılar … ve … …’ın davasının kabulü ile krokide 2136,25 m2 olarak gösterilen kısmın 111 ada 162 parselden ifrazı ile … … mirasçıları adına tapuya tesciline,
Davacı … …’ın davasının kısmen kabulü ile krokide 2 nolu parsel olarak gösterilen 1069,24 m2lik kısmın 111 ada 162 parselden ifrazı ile … … mirasçıları adına tapuya tesciline,
… Köyü 111 ada 162 parselden yukarıda ifraz edilen kısımlar çıktıktan sonra 336965,65 m2’lik kısmın tespit gibi tesciline,
Davacıların 101 ada 57 parsele yönelik davasının reddi ile bu parselin tespit gibi tesciline,
Davacı Gülüzar …’ın 110 ada 40 parsele yönelik davasının reddine karar verilmiş, hüküm davalı Hazine tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kadastro tespitine itiraz niteliğindedir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde tespit tarihinden önce orman kadastrosu yapılmamıştır.
1- Davalı Hazinenin, 107 ada 3, 109 ada 1, 110 ada 40 sayılı parsellerin tamamı ile 108 ada 33 sayılı parselin 20103,89 m2 ve 111 ada 162 sayılı parselin 27359.82 m2 yüzölçümündeki bölümlerine yönelik temyiz itirazları bakımından; incelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye ve uzman orman bilirkişi raporunda çekişmeli taşınmazların eylemli biçimde orman oldukları saptandığına ve yazılı biçimde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmadığına göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle bu parsellere ilişkin hükmün ONANMASINA,
2- Davalı Hazinenin 111 ada 168 parsel bakımından temyiz itirazlarına gelince; incelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye ve uzman bilirkişi raporuna göre, mahkemece davanın reddi yolunda kurulan hükümde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Ancak; kadastro hakimi davalı parsel hakkında sicil oluşturmak zorunda olduğu halde taşınmazın kimin adına tapuya tescil edileceğinin hüküm yerinde gösterilmemesi doğru değil ise de, bu husus hükmün bozulmasını ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, hükmün düzeltilerek onanması uygun görülmüştür. Bu sebeple, hüküm fıkrasında yer alan “orman yönetiminin 111 ada 168 parsele yönelik davasının reddine” cümlesinden sonra gelmek üzere “taşınmazın tespit gibi tapuya tesciline” cümlesinin yazılması suretiyle düzeltilmesine ve bu parsel hakkındaki hükmün H.Y.U.Y.’nın 438/7. maddesine göre bu düzeltilmiş şekliyle ONANMASINA,
3- Davalı Hazinenin 110 ada 162 sayılı parselden gerçek kişiler adına tescil edilen bölümlere yönelik temyiz itirazlarına gelince; bu parsele yönelik tüm davalar birleştirildiği halde kişilerin dava ettikleri yerler fotogonometri yöntemiyle düzenlenen ve 162 parselin tamamını gösteren tek kroki üzerinde gösterilmemiş, hükme hangi krokinin ekli olduğu belirtilmediği için bu durum infazda da karışıklığa yol açtığı düşünülmemiştir. Orman bilirkişi de kadastro paftası ölçeğini memleket haritası ölçeğine, memleket haritası ölçeğini kadastro paftası ölçeğine çevirerek 162 parsele yönelik tüm davalı yerleri tek memleket haritası üzerinde ölçekli olarak göstermediği için raporu kanaat verici olmayıp bu rapora dayanarak hüküm kurulamaz. Ayrıca davacılar kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayandıkları halde bu konuda zilyetlik tanıkları dinlenmemiş, 3402 Sayılı Yasanın 14. maddesi yönünden 40-100 dönüm araştırılması yapılmamış, keşfe ziraat bilirkişi götürülerek taşınmazın … arazisi vasfında ve zilyetlikle kazanılabilecek yerlerden olup olmadığı araştırılmamış, davacılardan … ve … … tapu kaydına dayandıkları halde tapu kaydı ilk oluştuğu günden itibaren tüm gittileri ile birlikte getirtilerek uygulanmamıştır. Eksik inceleme ve yetersiz bilirkişi raporuna dayanarak hüküm kurulamaz.
Orman sınırlandırılması yapılmayan veya sınırlandırılmanın ilk olarak yapıldığı yerlerde, bir yerin orman niteliğinin ve hukuki durumunun 3116, 4785 ve 5658 Sayılı Yasa hükümlerine göre çözümlenmesi gerekir. 3116 Sayılı Yasa ile sadece devlet ormanları belirlenmiştir. 13.07.1945 tarihinde yürürlüğe giren 4785 Sayılı Yasanın 1. maddesi gereğince 2. maddesinde sayılan istisnalar dışında bütün ormanlar devletleştirilmiş, devletleştirilen ormanlardan bazıları sonradan yürürlüğe giren 5658 Sayılı Yasa ile iadeye tabi tutulmuştur. İadenin koşulları yasada gösterilmiştir.
Mahkemece, eski tarihli memleket haritası, … fotoğrafları ve varsa amenajman planı ilgili yerlerden getirtilip, önceki bilirkişiler dışında halen … ve Orman Bakanlığı ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman yüksek orman mühendisleri arasından seçilecek üç mühendis ve bir … elemanı aracılığıyla yeniden yapılacak inceleme ve keşifte, çekişmeli taşınmaz ile birlikte … araziye de uygulanmak suretiyle taşınmazın öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; 3116, 4785 ve 5658 Sayılı Yasalar karşısındaki durumu
saptanmalı; tapu ve zilyetlikle ormandan … kazanma olanağı sağlayan 3402 Sayılı Yasanın 45. maddesinin ilgili fıkraları, Anayasa Mahkemesinin 01.06.1988 gün ve 31/13 E.K.; 14.03.1989 gün ve 35/13 E.K. ve 13.06.1989 gün ve 7/25 E.K. sayılı kararları ile iptal edilmiş ve kalan fıkraları da 03.03.2005 gününde yürürlüğe giren 5304 Sayılı Yasanın 14. maddesi ile yürürlükten kaldırılmış olduğundan, bu yollarla ormandan yer kazanılamayacağı, öncesi orman olan bir yerin üzerindeki orman bitki örtüsü yokedilmiş olsa dahi, salt orman toprağının orman sayılan yer olduğu düşünülmeli; … yapısı, bitki örtüsü ve çevresi incelenmeli; orman kadastrosu kesinleşmediğine göre, … ve uzman orman bilirkişiler eliyle yerine uygulanacak kesinleşmemiş tahdit haritası ile irtibatlı, taşınmazın konumunu gösteren orijinal-renkli (renkli fotokopi) memleket haritasının ölçeği kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeği de memleket haritası ölçeğine çevrildikten sonra, her iki harita komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine ablike edilmek suretiyle, çekişmeli taşınmazın konumunu … parsellerle birlikte haritalar üzerinde gösterecekleri ayrı renklerle işaretli ve bilirkişilerin onayını taşıyan, duraksamaya yer vermeyecek nitelikte kroki düzenlettirilmeli,eski tarihli … fotoğrafları incelenerek taşınmazın niteliği net ve kesin biçimde saptanmalı, kesinleşmiş orman kadastrosu bulunmadığından, yukarıda değinilen diğer belgeler … ve uzman orman bilirkişiler eliyle yerine uygulattırılıp; orijinal-renkli (renkli fotokopi) memleket haritasının ölçeği kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeği de memleket haritası ölçeğine çevrildikten sonra, her iki harita komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine ablike edilmek suretiyle, aynı memleket haritası üzerinde 162 parselin tamamı ve kişilerin dava ettikleri yerler memleket haritası ölçeği büyütülerek ayrı ayrı gösterilmeli, bilirkişilerden çekişmeli taşınmazın konumunu … parsellerle birlikte haritalar üzerinde gösterecekleri yalnız büro incelemesine değil, uygulamaya ve araştırmaya dayalı, bilirkişilerin onayını taşıyan krokili bilimsel verileri bulunan yeterli rapor alınmalıdır.
Yukarıda açıklanan yöntemle yapılacak araştırma sonucu, taşınmazların orman sayılan yerlerden olmadığı belirlendiği takdirde, bu kez, zilyetlik yolu ile kazanma koşullarının araştırılması gerekir. Bu cümleden olarak; yapılacak keşifte … uzman bilirkişi olarak ziraat mühendisine inceleme yaptırılıp, zilyetlikle kazanılabilecek kültür arazisi olup olmadığı belirlenip, bu yolda rapor alınmalı; komşu parsellerin tutanak ve dayanakları getirtilip uygulanmalı; bu taşınmazı sınır olarak nasıl nitelendirdikleri araştırılmalı; varsa, zilyetlik tanıkları taşınmaz başında dinlenmeli; zilyetliğin ne zaman başladığı, kaç yıl, ne şekilde devam ettiği sorulup, kesin tarih ve olgulara dayalı, açık yanıtlar alınıp; tesbit tarihine kadar gerçek kişiler yararına zilyetlikle kazanma koşullarının oluşup oluşmadığı belirlenmeli; 3402 Sayılı Yasanın 14. maddesi uyarınca, davacılar yanında, murisler yönünden de tapu sicil ve kadastro müdürlükleri ile mahkeme yazı işleri müdürlüğünden araştırma yapılıp, aynı yasanın 03.07.2005 gün 5403 Sayılı … Koruma ve Arazi Kullanma Yasası ile değiştirilen 14/2. maddesi gereğince … ve … olarak kazanılmış … miktarı belirlenip, yasanın getirdiği sınırlamanın aşılıp aşılmadığı saptanmalı, davacıların dayandıkları tapu ve vergi kayıtları mahalli bilirkişi yardımıyla uygulanarak taşınmazı kapsayıp kapsamadığı, kapsıyor ise miktarı ile geçerli bulunup bulunmadığı belirlenmeli, davalı tüm taşınmazlar aynı kroki üzerinde gösterilerek infazda karışıklığa yol açılmamalı toplanacak tüm kanıtlar birlikte değerlendirilip, ulaşılacak sonuca göre bir hüküm kurulmalıdır.
SONUÇ: Yukarıda 3. bendde açıklanan nedenlerle; davalı Hazinenin temyiz itirazlarını kabulü ile hükmün BOZULMASINA 12.11.2007 günü oybirliği ile karar verildi.