YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2007/11423
KARAR NO : 2007/11103
KARAR TARİHİ : 24.09.2007
MAHKEMESİ : Çanakkale Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki kadastro tespitine itiraz davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi Hazine ve Orman Yönetimi vekilleri tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Kadastro sırasında Kızılcaören Köyü 116 ada 20 parsel 5879.53 m2 ve 29 parsel 1887548.37 m2 yüzölçümündeki taşınmazlardan 20 parsel 2/B uygulaması nedeniyle tarla niteliği ile, 29 parsel orman sınırları içinde kaldığından orman niteliği ile Hazine adına tesbit edilmiştir. Davacı kendi adına yazılan 116 ada 10 parselin miktarının eksik olarak yazıldığı, bu eksikliğin sınırdaki 29 parsel içinde kaldığı, 20 parselin ise Hazineye yazıldığı oysa kendi zilyetliğinde tarla olduğu iddiasıyla dava açmıştır. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne ve dava konusu 20 parselin davacı adına, 29 parselin tesbit gibi orman niteliği ile Hazine adına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm davalı Hazine ve Orman Yönetimi vekilleri tarafından 116 ada 20 parsel yönünden temyiz edilmiştir.
Dava, kadastro tespitine itiraz niteliğindedir.
Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yerde orman kadastrosu 3402 Sayılı Yasanın 4. maddesi hükmüne göre yapılmış; çekişmeli 116 ada 29 sayılı parsel, orman alanı içinde, 116 ada 20 sayılı parsel 2/B alanında bırakılmıştır.
Mahkemece yapılan araştırma ve inceleme hükme yeterli değildir.
Temyize konu 116 ada 20 parsel sayılı taşınmaz orman kadastrosunda 2/B alanı olarak bırakılmış olup, karara dayanak alınan fen ve orman bilirkişiler kurulu raporuna göre; taşınmazın, kuzey ve doğu sınırında Aşağı Okçular Köyü 112 ada 62 numaralı orman parseli bulunduğu, yine batı sınırında Kızılcaören köyü 116 ada 29 numaralı orman parseli bulunduğu, taşınmaz üç yönden Salkovandere devlet ormanı ile çevrili olduğu,1953 yılı çekimli hava fotoğrafları ile,1957 yılında bütünlemesi yapılan memleket haritasında yine 1962 yılınnda alınmış hava fotoğrafı ile,1971 yılında basımı yapılan memleket haritasında, taşınmazın üç yönden devlet ormanı ile çevrili açıklık olduğu, taşınmazın batıdan doğuya %3-5 eğimi yanında gölete yakın kısmında yer yer eğimin % 12-15 olduğu ve üzerinde yaklaşık 15- 20 yaşlarında 4-5 metre boylarında 15 adet dağınık durumda kızılçam gençliği bulunduğu, eylemli orman olduğu anlaşılmaktadır.Taşınmaz bu haliyle 6831 sayılı yasanın 17/2 nci maddesi bağlamında orman iç açıklığı konumunda olup, zilyetlik süresi neye ulaşırsa ulaşsın orman içi açıklıklarının kazanılamayacağı açıktır.
6831 Sayılı Yasanın 17. maddesi, orman içi açıklıklarda tarım ve inşaat yapılmasına, hayvancılık amacı ile ağıl yapılmasına, bu kesimlerin özel mülke dönüşmesine izin vermez.
Devlet ormanları içinde bu ormanların korunması, istihsal ve imarı ile alakalı olarak yapılacak her nevi bina ve tesisler müstesna olmak üzere; her çeşit bina ve ağıl inşaası ve hayvanların barınmasına mahsus yerler yapılması ve tarla açılması, işlemesi, ekilmesi ve orman içinde yerleşilmesi yasaktır.
Devlet Ormanlarının herhangi bir suretle yanmasından veya açıklıklarından faydalanılarak işgal, açma veya herhangi şekilde olursa olsun kesme, sökme, budama veya boğma yollarıyla elde edilecek yerlerle buralarda yapılacak her türlü yapı ve tesisler, şahıslar adına tapuya tescil olunamaz. Buralara doğrudan doğruya orman idaresince el konulur. Yanan orman alanlarındaki her türlü emval Orman Genel Müdürlüğünce değerlendirilir (03/07/2004 gün ve 5112 Sayılı Yasa ile değişik hali).
Yasa metninden açıkça anlaşıldığı gibi, hangi nedenle olursa olsun orman içi açıklıklarda tarım, inşaat ve hayvancılık yapmak amacı ile ağıl yapılamaz. Bu tür yerler özel mülk olamaz. Yönetim derhal el koyma hakkına sahiptir. Orman içi açıklıklardan yararlanabilmek için zorunlu olarak orman kullanılacaktır. Bu kullanım nedeniyle yeni açma, genişletme, yangın oluşması önlenemeyecek ve orman bütünlüğü bozulacaktır.
Ayrıca, bu tür taşınmazların öncesinin orman olma zorunluluğu yoktur. Zira, öncesi orman olan ve ormandan açılan taşınmazlar, 6831 Sayılı Yasanın 1. maddesi ve Yargıtay uygulamaları gereği oluşan kesin içtihatlara göre zaten orman sayılmaktadır. 17. maddede tanımı yapılan olgu, öncesi orman iken açılan yerlerle beraber ayrıca [HANGİ NEDENLE OLURSA OLSUN ORMAN İÇİ AÇIKLIKLARIN KAZANILAMAYACAĞI İLKESİNİ İÇERMEKTEDİR VE AMACI ORMAN BÜTÜNLÜĞÜNÜ KORUMAKTIR].
Yasa koyucu ayrı bir kavram oluşturmuş ve hangi nedenle olursa olsun orman içi açıklıklarda tarım ve inşaat ile özel mülke dönüşme yolunu kapamıştır. Bu itibarla, dava konusu taşınmazın memleket haritasında açık alanda gözükmesi bu olguyu değiştirmez. Etrafı ormanla çevrili olan taşınmazlar özel mülke dönüşüp, tarım ve inşaata açıldığında orman bütünlüğünün bozulacağı tartışmasızdır. Dairemizin bu yoldaki kararları Yargıtay Hukuk Genel Kurulunca benimsenmiş ve yerleşik kararlar halini almıştır [Y.H.G.K.’nun 10.12.1997 gün ve 1997/20-830/1034, 10.12.1997 gün ve 1997/20-808/1039, 22.10.2003 gün ve 2003/20-665/614 sayılı ve yine orman kadastrosunun kesinleştiği tarihten sonra 20 yıldan fazla süre geçse dahi orman içi açıklık konumunda olan taşımazların zilyedlik yoluyla kazanılamayacağı konusundaki 11.10.2004 gün ve 2004/7-531-582 sayılı kararları].
Tapu ve zilyetlik yoluyla kişi ve kurumların ormandan toprak kazanmasını sağlayan 3402 Sayılı Yasanın 45. maddesinin ilgili fıkraları da Anayasa Mahkemesinin 01.06.1988 gün ve 31/13 E.K.; 14.03.1989 gün ve 35/13 E.K. ve 13.06.1989 gün ve 7/25 E.K. sayılı kararları ile iptal edilmiş ve kalan fıkraları da 03.03.2005 gününde yürürlüğe giren 5304 Sayılı Yasanın 14. maddesi ile yürürlükten kaldırılmıştır.
Ayrıca; Bu tür yerler yasa gereği orman sayıldığı için, orman içi açıklık ve boşlukların zilyetlik yolu ile kazanılmasına yasal olanak yoktur. Dolayısıyla bu yollarla ormandan toprak kazanımından söz edilemez.
Mahkemece değinilen yönler gözetilerek Ü.. Ç..’ın davasının reddi gerekirken, dava konusu taşınmazın özel mülke dönüşmesini sağlayacak biçimde davanın kabulü yolunda hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle; Hazine ve Orman Yönetiminin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde yatırana iadesine 24/09/2007 gününde oybirliği ile karar verildi.