Yargıtay Kararı 20. Hukuk Dairesi 2006/5521 E. 2006/8360 K. 15.06.2006 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2006/5521
KARAR NO : 2006/8360
KARAR TARİHİ : 15.06.2006

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki kadastro paftalarının düzeltilmesi davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı gerçek kişi tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

K A R A R

Davacı …, 20.08.2003 tarihli dilekçesiyle, … Köyü 439 sayılı parselin müşterek maliklerinden olduğu, bu parselin orman ve 6831 Sayılı Yasanın 2/B maddesi gereğince Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan yerlerle ilgisi olmadığı halde 2924 Sayılı Yasa hükümlerine göre yapılan kadastro sırasında 1466, 1468, 1469, 1470, 1471, 1472 ve 1476 parsel sayısı ile tutanağı düzenlenerek Hazine adına tesbit edilen taşınmazların krokilerinin, kendilerine ait 439 sayılı parselin sınırlarına tecavüz edecek biçimde oluşturulduğu, bu hatanın giderilerek, paftaların düzeltilmesini istemiştir. Mahkemece, genel arazi kadastrosunda düzenlenen paftalar ile 2924 Sayılı Yasa hükümlerine göre yapılan arazi kadastrosunda düzenlenen krokilerin çelişmeyip bir birine uyduğunun belirlendiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı gerçek kişi tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, arazi kadastro paftalarının düzeltilmesine ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazların bulunduğu 1945 yılında yapılıp kesinleşen orman kadastrosu ile 1980 yılında yapılıp 02.04.1981 tarihinde ilan edilen aplikasyon ve 1744 Sayılı Yasa ile değişik 6831 Sayılı Yasanın 2. madde uygulaması, 1985 yılında yapılıp, 23.05.1986 tarihinde ilan edilen aplikasyon ve 2896 Sayılı Yasa ile değişik 6831 Sayılı Yasanın 2/B madde uygulaması vardır.
Kesinleşmiş orman kadastro tutanak ve haritaları ile arazi kadastro paftasının uygulanmasına dayalı araştırma, inceleme ve keşif sonucu düzenlenen uzman bilirkişi ve … elemanı bilirkişi raporlarında, davacıya ait … Köyü 439 sayılı parselin kesinleşmiş orman kadastro sınırları dışında bırakıldığı, her ne kadar genel arazi kadastrosunda orman sınır noktalarının yeri yanlış işaretlenmişse de, bu parsele komşu 1466, 1468, 1469, 1470, 1471, 1472 ve 1476 sayılı parsellerin kullanım kadastrosunda belirlenen krokilerinin ve tesbit tutanaklarının arazi kadastro paftası esas alınarak düzenlendiği, kullanım kadastrosunda arazi kadastro paftasına işaretlenen orman sınır noktaları esas alındığı için 439 sayılı parsele tecavüzlerinin olmadığı bildirilmiş ve mahkemece bu raporlar esas alınarak karar verilmiştir.
Aplikasyon; orman kadastrosu daha önceden yapılmış olan yerlerde, bağlantı kurularak gerekli orman sınır noktalarının yerlerinin arazide belirlenip ihya edilmesinden ibaret olup, bu belirleme ve ihya sırasında önceden kesinleşen orman sınır noktalarının aynı yerlerine konulması zorunludur (02.09.1986 tarihinde yürürlüğe giren 6831 Sayılı Yasanın 2/B madde uygulaması hakkındaki Yönetmelik md. 44. ve 25523 Sayılı Resmi Gazetede yayınlanarak 15.07.2004 tarihinde yürürlüğe giren Yönetmeliğin 43 ve devamı maddelerine göre, aplikasyon işlemi … bir orman kadastrosu değildir. Aplikasyonla kesinleşmiş orman sınırları değiştirilemez. Kesinleşmiş orman sınırları değiştirilerek yapılan aplikasyon ve bu işlem sonucunda düzenlenen tahdit haritasının hukuken geçerliliği söz konusu olamaz.
Bilirkişi raporlarında; orman kadastro haritasının tarayıcıdan bilgisayara aktarıldığı ve arazi kadastro paftası ile bu şekilde çakıştırıldığı anlatılmaktadır. Bilirkişilerin aplikasyon yöntemi Orman Kadastro Yönetmeliğinin 54. maddesine göre düzenlenen tekniz izah name hükümlerine uygun değildir.
Bir an için bilirkişilerin orman kadastro haritasını uygulama yönteminin doğru olduğu kabul edilecek olursa; sınırlaması itirazsız kesinleşmiş devlet ormanlarının sınırları, arazi kadastrosu ve kullanım kadastrosu gibi işlemler nedeniyle de değiştirilemez. Orman sınır noktalarının yeri arazi kadastro paftasında yanlış işaretlenmişse, yanlış işaretlenen yerlerine değer verilemez. Böyle bir durumda, arazi kadastro paftasının kesinleşen orman kadastro sınırlarına göre düzeltilmesi, orman kadastro sınırları içinde kalan bir yer için açılacak tapu iptal tescil davası ile her zaman olanaklıdır. Hükme dayanak yapılan uzman bilirkişi ve … elemanı bilirkişi krokilerine göre 439 sayılı parselin orman kadastrosunda belirlenen yeri ile arazi kadastro paftasına geçirilen yeri farklıdır. P.5 sayılı orman içi … poligonu olarak orman sınırları dışında bırakılan yer için arazi kadastrosunda 439 parsel sayısı ile tutanak düzenlendiği, ancak orman kadastro haritasının yanlış uygulanması nedeniyle 439 sayılı parselin tesbit krokisinin orman kadastrosunda belirlenen P.5 sayılı orman içi … parseline göre biraz daha güneye kaydırıldığı, bu şekilde P.5 numaralı … poligonunun kuzey, doğu ve batı kenarlarında bir kısım alan için genel arazi kadastrosunda kadastro tesbit tutanağı düzenlenmediği, bu bölümler aslında orman kadastro sınırları dışında bırakıldığı halde, kesinleşmiş orman kadastro sınırları içindeyken Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılma işlemi kesinleşen P.XXVII sayılı 2/B poligonunda yapılan kullanım kadastrosu sırasında bu alanlar için Hazine adına tesbit tutanağı düzenlendiği, P.5 sayılı orman içi … poligonun … sınırı boyunca bir bölümün kesinleşen orman kadastro sınırları içinde kaldığı halde, 439 sayılı parsele dahil edildiği anlaşılmaktadır. Kesinleşmiş orman kadastro sınırları içinde kalan ve 7840 numaralı orman sınır noktasına temas eden bir bölümünün, kesinleşen orman kadastro sınırları içindeyken yine kesinleşmiş 2/B madde uygulamasıyla P.XXVII ve P.VI sayılı poligon olarak Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan bölümlerinin tapu kaydının iptali ve Hazine adına tescili iddiasıyla her zaman dava açılabilecektir. Buna karşılık, davacı gerçek kişinin de orman sınırları dışında olduğu halde, 2/B madde uygulamasıyla Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan alanlarda yapılan kullanım kadastrosunda, 2/B madde gereği Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan yer zannıyla Hazine adına tesbitleri yapılan parsellere ilişkin tapu iptal tescil dava açma … vardır ki, eldeki davanın konusu da budur.
Bu nedenlerle; mahkemece, öncelikle 1945 yılında yapılıp kesinleşen orman kadastrosuna, 1980 yılında yapılıp kesinleşen aplikasyon ve 2. madde uygulamasına ilişkin tutanak ve haritalar ile 1986 yılında yapılan aplikasyon ve 2/B madde uygulamasına ilişkin tüm tutanak ve haritalar, bu çalışmalar sırasında kullanılan … fotoğrafları getirtilmeli, önceki bilirkişiler dışında serbest orman mühendisleri arasından seçilecek üç orman yüksek mühendisi ve bir harita mühendisinden oluşturulacak bilirkişi kurulu aracılığıyla yeniden yapılacak keşifte 1945 yılında 3116 Sayılı Yasaya göre yapılıp kesinleşen ilk orman tahdit haritası, tutanakları ve paftası sağlıklı biçimde zemine uygulanıp, zeminde bulunacak baş noktadan hareketle tutanaklarda yazılı açı ve mesafeler okunup ölçülerek çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerdeki 7840 ila 7846 numaralı orman sınır noktaları birer birer arazide bulunarak orman sınır noktalarının izledikleri tahdit hatları belirlenmeli, orman sınır noktalarının bazılarının zeminde bulunamaması halinde nedeni üzerinde durulmalı, yerlerinden sökülerek yok edilip edilmedikleri saptanmalı, zeminde bulunmayan bu noktaların yerleri zeminde halen var olan ve en yakın sabit orman sınır noktaları esas alınarak ve bu noktalardan hareketle yine orman tahdit tutanaklarındaki açı ve mesafeler okunup ölçülerek orman sınır noktalarının izledikleri tahdit hattı birer birer arazide bulunup röperlenmeli, 1945 yılı tahdit haritası zemine uygulandıktan sonra 1980 ve 1986 yılında ilan edilerek kesinleşen aplikasyon ve 2/B madde çalışmalarında oluşturulan haritalar aynı yöntemle yerine uygulanmalı, var ise haritalar arasındaki farklılığın nereden kaynaklandığı işlemlerinde kullanılan … fotoğraflarından da yararlanılmak suretiyle Kadastro Yönetmeliğinin 54. maddesi gereğince düzenlenen teknik izah name hükümlerine göre belirlenmelidir. Bilirkişi kuruluna çekişmeli taşınmazın 1945 yılındaki 3116 Sayılı Yasaya göre yapılmış orman tahdit haritası, 1980 yılında düzenlenen aplikasyon ve 2. madde uygulamasına ilişkin harita ve 1986 yılında ilan edilen aplikasyon ve 2/B madde uygulamasına ilişkin haritaya göre konumunu gösteren her üç harita ile irtibatlı ve ayrı renklerde işaretli, haritalar ile genel arazi kadastro paftasının ölçekleri özel aletlerle denkleştirilmek suretiyle en az yukarıda sayılan noktalarını içerecek ölçekli kroki düzenlettirilmeli, çekişmeli taşınmazın ve … taşımazların konumu duraksamaya yer vermeyecek biçimde saptanarak teknik ve bilimsel verileri bulanan rapor alınmalı ve oluşacak sonuca göre, aplikasyon ile orman sınırlarının daraltılamayacağı gözetilip, kesinleşmiş orman kadastro sınırları dışında olduğu halde, kullanım kadastrosuna konu edilen bölümler için davacının hak sahibi olup olmadığı da değerlendirilerek bir karar verilmelidir. Değinilen yönler gözetilmeksizin yetersiz inceleme ve araştırmaya dayanılarak yazılı biçimde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacı gerçek kişinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde iadesine 15/06/2006 günü oybirliği ile karar verildi.