YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2006/2921
KARAR NO : 2006/5269
KARAR TARİHİ : 18.04.2006
MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki kadastro tespitine itiraz davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi gereği düşünüldü:
K A R A R
Kadastro sırasında … Köyü 101 ada 252, 255 ve 257 parsel sayılı sırasıyla 1038058,91 m2, 3364,63 m2 ve 7551,58 m2 yüzölçümündeki taşınmazlar, ham … niteliğinde davalı Hazine adına tesbit edilmiştir. Davacı, orman iddiasıyla dava açmıştır. Mahkemece davanın kabulüne ve dava konusu 101 ada 252, 255 ve 257 sayılı parsellerin orman niteliği ile Hazine adına tapuya tescillerine karar verilmiş, hüküm davacı … Yönetimi tarafından yargılama giderine ilişkin olarak temyiz edilmiştir.
Dava, kadastro tespitine itiraz niteliğindedir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde orman kadastrosu 3402 Sayılı Yasanın 4. maddesi hükmüne göre yapılmıştır.
Mahkemece, davacı … Yönetiminin davasının kabulüne ve çekişmeli 101 ada 252, 255 ve 257 parsel sayılı taşınmazların kadastro tespitinin iptaline ve orman niteliği ile Hazine adına tescillerine karar verilmiş olduğu halde, “Davanın mahiyeti gereği yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına” denmiştir. H.Y.U.Y.’nın 416 ve 417. maddelerine göre kural olarak yargılama giderleri davada haksız çıkan yani aleyhine hüküm verilen tarafa yükletilir.
Yargılama giderlerinin davada haksız olan tarafa yükletilmesine ilişkin ana kuralın bazı istisnaları vardır.
Şöyle ki;
1) Davalı ilk oturumda davayı kabul ederse ve hal ve durumu ile kendisine karşı dava açılmasına sebebiyet vermemişse, yargılama giderlerine mahkum edilemez (H.Y.U.Y.’nın 94/2. madde).
2) Davada haklı çıkmış olan taraf bilerek ve isteyerek davayı uzatmış, gereksiz masraf yapmış, elinde bulunan ve hükme etkisi olan bir belgeyi zamanında karşı tarafa bildirmemiş ise, yargılama giderlerinin tamamını veya bir kısmını ödemeye mahkum edilebilir.
3) Bir kişi davada sıfatı olmadığı halde, davacıyı davalı sıfatı kendisine aitmiş gibi yanıltır, davacı bu kişiye karşı dava açar ve davası sıfat (pasif husumet ehliyeti) yokluğundan dolayı ret edilirse davacı yargılama gideri ödemeye mahkum edilemez vb. gibi.
İncelenen dava dosyasında yukarıda sözü edilen ana kuralın istisnaları söz konusu olmadığı gibi, davalının dava konusu taşınmazların kadastroda kendi adına tespit edilmesine itiraz etmediği ve davaya da karşı koyduğuna göre, davanın açılmamasına sebebiyet vermediği söylenemez. Mahkemece, değinilen yönler gözetilerek yargılama giderlerinin davalı Hazineye yükletilmesi gerekirken, davanın mahiyeti gereği yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesi doğru değil ise de, bu husus hükmün bozulmasını ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, hükmün düzeltilerek onanması uygun görülmüştür. Bu sebeple, hüküm fıkrasının 5. bendinde yer … “Davanın mahiyeti gereği yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına” cümlesi kaldırılarak; bunun yerine, “20.20.- YTL. dava harcı, 17.50.- YTL. tebligat, 230.20.- YTL. keşif gideri, 12.20.- YTL. temyiz harcı, toplam 280.10.- YTL. yargılama giderinin davalı Hazineden alınarak davacı … Yönetimine verilmesine” cümlesinin yazılması suretiyle düzeltilmesine ve hükmün H.Y.U.Y.’nın 438/7. maddesine göre bu düzeltilmiş şekliyle ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine 18/04/2006 günü oybirliğiyle karar verildi.