YARGITAY KARARI
DAİRE : 20. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2006/17524
KARAR NO : 2007/1599
KARAR TARİHİ : 13.02.2007
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tescil davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar Hazine, Orman Yönetimi ve müdahil … tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne, duruşma talebinin giderden reddine karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı, dava dilekçesinde sınırlarını bildirdiği … Köyü Belezler mevkiinde bulunan taşınmazın tapuda kayıtlı olmadığını, ortak miras bırakan … …’dan kaldığını ve kazandırıcı zamanaşımı zilyedliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının yararlarına oluştuğunu, iddia ederek Medeni Yasanın 713. maddesi hükmüne göre adlarına tescilini istemişlerdir. … ise taşınmazın … … mirascısı … …dan satın aldığını, öncesinin orman olduğunu bu nedenle davacıların davasının reddine karar verilmesini, aksi takdirde adına tescili istemiyle davaya katılmıştır. Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile (B1) ile gösterilen 5503 m2’lik taşınmazın … … mirasçıları adına tapuya tesciline, fazlaya ilişkin talebin ve müdahil …’un davasının reddine karar verilmiş, hüküm davalı …, Orman Yönetimi ve müdahil … tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, Medeni Yasanın 713. maddesi hükmü uyarınca tapusuz olan taşınmazın tesciline ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde genel arazi kadastrosu işlemi 1959 – 60 yıllarında yapılmış, sonuçları 01/09/1960 – 01/10/1960 tarihleri arasında ilan edilmiş ve kesinleşmiştir.
Davacı … Yönetimi ve Hazinenin temyiz itirazlarına gelince;
1) İncelenen dosya kapsamına, toplanan kanıtlara ve kararın dayandığı gerekçeye ve taşınmazın zilyetlikle kanılacak yerlerden olmadığı anlaşıldığına göre, katılan …’un temyiz itirazlarının reddi gerkmiştir.
2) Dava Medeni Kanunun 713. maddesine göre kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğe dayanılarak açılan tescil davası niteliğindedir. Davaya konu taşınmazın 1959-1960 yıllarında 5602 sayılı yasa hükümlerine göre yapılan genel kadastro sırasında orman sayılan yerlerden olması nedeniyle tapulama harici bırakılan yerlerden olduğu anlaşılmaktadır. Dava konusu taşınmazın tespit tarihinde yürürlükte bulunan yasa hükümlerine göre orman sayılan yerlerden olması nedeniyle tespit dışı bırakılarak orman olduğunun belirlenmesi olgusu karşısında taşınmazın orman olmadığı, ancak yörede yapılıp kesinleşecek orman tahdidi dışında kalması halinde kabul edilecek ve yörede yapılacak orman kadastrosunun kesinleştiği güne kadar taşınmaz orman sayılan yerlerden olma özelliğini sürdüreceğinden o tarihe kadar süren zilyetliğe değer verilemeyecektir (Yüksek H.G.K.nun 24.10.2001 gün 2001/8-464/751 sayılı kararı).
Somut olayda toplanan delil ve belgelere göre, taşınmazın bulunduğu yörede halen orman kadastrosu yapılmamış olduğundan çekişmeli taşınmaz halen orman olma olgusu devam ettirmektedir. Anayasının 169. ve 3402 Sayılı Yasanın 17 ve 18 maddeleri gereğince ormanların kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla kazanılması mümkün değildir. Yukarıda açıklanan nedenlerle davanın reddine karar verilmesi gerekirken aksi düşünce ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır.
SONUÇ: 1) Yukarıda 1. bendde açıklanan nedenlerle katılan …’un temyiz itirazlarının REDDİNE,
2) 2. bendde açıklanan nedenlerle davalılar Orman Yönetimi ve Hazinenin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz eden Orman Yönetimine iadesine 13/02/2007 günü oybirliği ile karar verildi.